Aslında tüm insan ilişkilerine baktığınızda sorunlar ve anlaşmazlıkların genelde yeterince dinlemediğimizden ve dinlenmediğimizden kaynaklandığını fark edersiniz.Karşımızdakini yeterince anlayarak cevap vermek yerine bir an önce kendimizi ifade etmeye,haklılığımızı ispatlamaya,gururumuzu korumaya,kendi fikirlerimizin en doğrusu olduğunu savunmaya çalışırız. Bu içimizdeki egonun sürekli yüzeye çıkma halidir.Yeterince önemsenmediğimizi,bize değer verilmediğini,saygı duyulmadığı düşünürüz.Bir an önce savunmaya geçmeye çalışırız.Sonrasında birbirini tam olarak anlayamamış olmaktan kaynaklanan tartışmalar baş gösterir.Seslerimiz yükselir.Karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini doğru anladığımızdan bile emin değilizdir.Böyle mi demek istedin,şunu mu söylemeye çalıştın,seni doğru mu anladım diye sorma gereği duymayız çoğu kere. Tabii filmde Mel Gibson gibi konuşmama zorunluluğumuz olmadığı sürece. Bu durumu sadece erkeklerin yaptığını da söylemek yanlış olur tabiki. Biz kadınlar da erkekleri dinlerken aynı hataları yapıyoruz.Aslına bakacak olursanız bu sadece kadın,erkek ilişkileri için değil,kardeşleriniz,çocuklarınız,anneniz,babanız,arkadaşlarınız,iş arkadaşlarınız,patronunuz,akrabalarınız ile olan ilişkilerinizde de geçerli. İlişkiler sürekli ve her an her yerde.
O halde karşımızdakinden de aynı dinleme sabrı göstermesini rica ederek önce karşımızdakinin sözünü kesmeden dinlesek, neyi ne kadar anladığımızdan emin olsak ve hatta sorsak ve sonrasında kendi duygu ve düşüncelerimizi aktarsak sizce nasıl olurdu? Dilerseniz bu şekilde dinlemeyi,karşınızdakini en doğru şekilde anlamayı ve kendinizi de en doğru şekilde, dürüstçe,duygu ve düşüncelerinizden korkmadan,karşınızdakini de eleştirmeden ve suçlamadan ifade etmeyi en azından bir kez hatta bir kaç defa deneyelim.Sonrasında karşınızdaki ile daha önceki konuşmalarınızla şimdiki konuşmanız arasındaki farkları inceleyelim.Nelerin farklı geliştiğine ve sonucun ne olduğuna bakalım.Kendinizi daha iyi ifade etmiş oldunuz mu? Karşınızdakinin artık sizi daha iyi anladığından emin misiniz? Siz onu tam olarak anladınız mı? Birbirinizi anladıktan sonra karşılıklı ne beklediğinize göre harekete geçebiliyor musunuz? Artık içiniz rahat mı? Yoksa hala kızgınlık veya öfke hissediyor musunuz? O halde sizde dilerseniz görüşmeye ne dersiniz?
En güzel,keyifli konuşmalar sizinle olsun... Mutlu hissedin.
Yaşam Koçu
Esra Işık
görüşme talepleriniz için: yasamsihri@gmail.com 'a yazabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder