Geçenlerde bir yazı okudum "benim sevdiğim renkler sizin gözünüzden ne renk görünüyor, çok sevdiğim Sezen şarkısı aynı etkiyi mi uyandırıyor sizde de" diyordu..?
Cidden zaman zaman bende düşünmüşümdür başkasının gözünden hayat nasıl görünür diye...
Algılarımız ve yargılarımız değil mi hayata bakışımızı belirleyen...?
Öyle ya, daha ilk tanışmada "ı-ıh ben bunu sevmedim" diye yaftayı yapıştırmıyor muyuz sırf tipine bakıpta bir insanı? Daha sonrasında itirafda bulunmuyor muyuz "ben seni ilk tanışmada hiç sevmemiştim oysa" diye...
Son zamanlarda hiç tanımadığım biri için ilk karşılaşmada aklımdan fena şeyler geçmeye yelteniyorsa
- üzgünüm ama geçebiliyor bazende işte! :) - hemen kendime ikazı veriyorum..
Şşşhh.. hiç bir şey göründüğü gibi değildir!
Bir bilgeye sormuşlar:
"Dünyada en çok kimi seversiniz?"
"Terzimi severim." diye cevap vermiş. Soruyu soranlar şaşırmışlar.
"Neden terzi?"
Bilge, bu soruya şöyle cevap vermiş:
"Evet dostlarım, ben terzimi severim.
Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama diğer insanlar öyle mi. Bir kez benim hakkımda karar verirler; ölünceye kadar da beni hep aynı kalıpla ve aynı gözle görürler.
Ya olaylara bakış açımız..
Hayata baktığımız pencere, bakış açımız değil midir, olaylarla baş etme şeklimizi belirleyen.
Başarısız insanlar gerçekten sorunlara takılıp kalırken başarılı olanlar çözüm üretmeye çalışıyorlar...
Kimileri kara- kapkara bir pencereden bakmayı tercih ederken kimisi pembe penceresinden her şeye rağmen gülümseyerek her duruma bir çözüm bulabilmeyi tercih ediyor!
Hayatta her şey bir neden ve amaç için vardır! Ve siz kabul edip dersinizi çıkarmadıkça aynı şeyleri farklı insan ve senaryolarda yaşamaya devam eder durursunuz!
Eğer geriye dönüpte noktaları birleştirirseniz yaşadığınız her bir şeyin tekamülünüz için size nasıl deneyim kazandırdığını hayretle göreceksiniz.
Geçenlerde birisi ile sohbet ediyoruz... Allahım dedim bu nasıl bir bakış açısı böyle bir şey olamaz... Bir insan ancak bu kadar karamsar ve negatif düşünceli olabilir. İşin enteresan yanı öyle benimsemiş ki o hali asla olumlu düşünce, fikir ve öneriye açmıyor kendini. Şu hayatta bir şeyi daha öğrendim ki bir insan kendini değiştirmeyi istemedikçe asla yardım edemiyorsunuz!
Bazende insanların iletilerini görüyorum hep ajitasyon içeren sözler, şarkılar! Hayata kızgınlık, isyan vesaire...
Sürekli enerjinizi değişin, değiştirin.. kelimelerin enerjisine dikkat edin diye diye dilimde tüy bitti! Yazdığınız şeyi sabitliyorsunuz, lütfen! Yapmayın bunu kendinize..
Böyle söylediğimde kızanlarda oluyor biliyorum "ne yani polyanna gibi mi yaşayalım, gerçekleri görmeyelim mi" diye...
Benim size anlatmaya çalıştığım neye odaklanırsanız onu büyütüyorsunuz.. Hal böyleyken seçim sizin oluyor dolayısıyle...
O halde Neyi büyütmek ve onu yaşamak istiyorsanız ona prim vermeye devam edin... Ama bunu yaparken asla şikayet etmeyin neden aynı şeyleri yaşıyorum diye.. Siz besliyorsunuz o duygu ve düşünceyi...
Ben penceremden baharı görmeyi ve yaşamayı seçiyorum, ya siz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder