3 Şubat 2012 Cuma

Hastalıkları biz çağırıyoruz!

Marcus AURELIUS der ki:

“Bir insanın hayatını düşünceleri oluşturur.''Gün boyunca neler düşündüğünüzü bir düşünün. Aklınızdan neler geçiyor. Bu düşüncelerin kaç tanesi sizi mutluluğa, refaha taşıyacak. Kaç tanesi karanlık yarınlara götürecek... Korkmak isterseniz korkarsınız ve korkuyu düşündügünüz de, bedeniniz ürperir. Kalp atışlarınız hızlanır. Göz bebekleriniz büyür. İstediğiniz şeyi zihnen yaşıyorsunuz. Mutlu olmak isterseniz beden rahatlıyor, gevşiyorsunuz ve yüzünü bir tebessüm beliriyor. Bizler neyi nasıl yaşamak istiyorsak, kumandadan seçiyoruz. Zihnimiz de bedenimizi o duyguya göre ayarlıyor.O halde şimid Mutlulugu seçin. Mutluluğu, refahı ve huzuru seçin ve kendiniz için tohum ekin. Bunu yapabilirsiniz .Düzenli ve sürekli tekrarlanan düşünce kalıpları, bilinçaltımıza yerleşir. Alışkanlığa dönüşür. Siz; genel olarak karamsar bir yapıya sahipseniz, düşünceleriniz de, tüm düşünce kalıplarınız da hemen her şeye olumsuzluk ile bakar.Engel insanın önünde değil, zihnindedir. Bir işi başaramam derseniz başaramazsınız. Bu iş imkansız derseniz, imkansız olur sizin için. Kendinize inanırsanız, mutlu ve huzurlu bir hayat sürersiniz. Sürekli; korku, öfke, nefret, başarısızlık gibi düşünceler üzerinde durursanız, mutsuz ve güçsüz olursunuz.

Düşüncelerimiz yaşamızı şekillendiriyor. Bütünsel tıbba göre kızgınlık kanseri, sevgisizlik şekeri, kaygı durumlarıysa beyin hastalıklarını getiriyor beraberinde!

Evet biz et ve kemikten oluşuyoruz ama bunun arkasında birde ruh, duygu ve zihin bedenlerimiz var. Herhangi bir hastalık durumunda sadece bedendeki hastalığı gidermek yeterli değil. Zihin ve duygu bedenlerininde iyileştirilmesi gerekiyor.

Önce biliçaltına gidip temizlik yapılmalı, o olumsuz duygu düşünce neyse onu bulup yerine olumlularıyla değiştirmek gerekiyor.


* Alzheimer çoğunlukla istedikleri hayatı kuramayan, ama bu dünyada kalmayı tercih eden kişilerde görülür. Ayrıca aileden sevgi alamayanlarda da gelişir, hastalık oluştuktan sonra aile üzerine titremeye başlar.

* Skolyoz yani omurga eğriliği kendisinden çok yüksek beklentisi olan insanlarda daha fazladır.

Kanser kızgınlıktır. Kızgınlıklarını dışa vuran insanlar, kansere daha az yakalanır. Bazı kanserler tedaviyle iyileştiği halde yine oluşur, çünkü kişi deneyimini değerlendirmez, halbuki hastalıklar en iyi öğretmenlerdir.

* Selülit, kadınların erkeklere öfkesidir. Serotonin düşünce, testestoron ve libodo düşer, östrojen artar, selülit oluşur.

* Egzama ve alerjiler, istemediği şeylere reaksiyon gösteremeyen insanlarda oluşur.

* Kalp hastalıkları sevgi eksikliğiyle ilgilidir. Sevgi alsa bile kalp çakrası kapalı olan kişi, ne kadar şımartsanız da o sevgiyi alamaz. Pek çok araştırmada kalp hastalarının hep koltuğun ucuna oturduğu saptanmış. Bu onların yaşama tam olarak yerleşmedikleri anlamına gelir, yaşama ilişiyorlar.

*l Tiroid ve romatizmal hastalıklar, hep haksızlığa uğradığını düşünen insanlarda oluşur.

* Sigara bağımlılığında sigara, genellikle anne yerine konur. O yüzden sigarayı bırakmak, anneyi terk etmek gibi zor bir şeydir.

* Alkolizm, değersizlik ve hiçlik hissiyle paralel gelişir.

* Görme bozuklukları, aslında görmeyi istememekle ilgilidir. Yakını görememek, yakındaki olan şeyleri artık fark etmeyi istenmezse oluşur ve fiziksele de yansır. Sağırlık da duymak istememeyle ilgilidir.

* Böbrek hastalıkları, insanlarla iletişim bozukluklarından kaynaklanır. Ve atadan da devralınır.

* Omurga hastalıkları ve bel ağrıları bütün ailenin yükünü üstüne alan, üstelik destek alamayan insanlarda daha çok görülür.

* Akciğer hastalıkları yaşamı reddeden insanların muzdarip olduğu bir durumdur. Soluk alırken iyiyi alıp kötüyü veririz ya, akciğer hastaları bunu yapmaz, o yüzden akciğer kanseri çok hızlı ilerler.

* Meme kanseri sağda ve solda ayrı nedenlerle oluşur. Sağ memede oluşan kanser gelecek kaygısından, sol memede oluşan kanser geçmiş kaygısından ileri gelir.

* Kadın hastalıkları, rahim kanseri, saç dökülmeleri sıklıkla kadınlığı reddeden kadınların sorunudur.

* Beyindeki bütün hastalıklar, geçmiş ve gelecekle hesaplaşılamadığı durumlarda olur.

* Uyluklardaki ve kalçalardaki yağlanma, çocukluktan kalma bastırılmış öfkedir

* Diyabet hastalığı, sevgiyi alamamaktır. Çikolata ve şekeri her gün yemek istiyorsanız, yaşamınızda sevgi eksikliği vardır.


kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler

ARINMA Affetmek Alglamada Anlatm Aramak Aroma Astroloji Astrolojik Aynalar BEREKET BOLUK Bahar Bayram Beden dili Bedensiz Beyinde Beyni Beynin Beyniniz Bilincine Bilmek Bitkisel Burak DERSLER Davet Deerlerimizin Deniz Depresyonun Detoks Dikkat Dilek Disgrafi Disleksi EGZERSZ Egoist Enerjilerinin Epifiz Eruhunuzu FAYDALANMAK FAYDALARI Felsefe Fregoli GCJoseph GERDE Gcyle Gelecek Gidecek Gizemli HAYIRLI Hasta Hastalklar Hayal Hayallerinizin Hayata Hikaye Hiperaktivite Hipnozu Holografik Hologram Hoşgörü Illuminati KORUMA Kabala Kadim Karanlk Kelimeler Klasik Korkular Korunma Kristaller Kuantum Fiziği Kyamet LKLERMZ MEKTUP MUTSUZ Makbul Melek Merak Mevlana Mevlanann Mezar Mftolunun Moloküler Mucizeleri NAMASTE Nazar Nefret Niyet ODAKLANMA Okuma Okyanus POZTF PRATK PROGRAMLAMA Paranormal Patolojik Peeling Peinden Pratik Psikoloji Quantum Düşünce RAHATSIZLIIMIZ Rahat Reformist Romantik Ruhsal Sanat Sonsuz Stres Sufizm Tehlikeli Terapi Uymasn Zarar acı affetme aile akıl başkaları beden beyin bilgi bilim bilimsel bilinci bilinçaltı birey bolluk cümle dalga damla degerli düşünce egzersiz ekmek eleştiri. öfke emsimizi enerji evlilik evren fayda fizik fiziksel frekans garip geliim gerilim gerçek geçmiş gizli güven güzel harika hastalık hayat hissederim hoşgörüsüzlük huzur huzurlu ileti ilâc inanç insan insanlar kaos kavga kelime korku kuantum kurallar liste madde mucize neşe olacaksn olumlama olumlamas olumlu olumsuz para paralel pozitif psikolojik refah ruh sağlık seniz sevgi sistem sorumsuzluk sorun sorunlar suyun sıkıntı tabiat tedavi teori tesadüf toplum zaman zeka zellikleri zenginlik zerine zihinsel çekim üzüntü İletişim şifa şükretme