4 Şubat 2012 Cumartesi

Hastalıkları biz çağırıyoruz!

Marcus AURELIUS der ki:

“Bir insanın hayatını düşünceleri oluşturur.''Gün boyunca neler düşündüğünüzü bir düşünün. Aklınızdan neler geçiyor. Bu düşüncelerin kaç tanesi sizi mutluluğa, refaha taşıyacak. Kaç tanesi karanlık yarınlara götürecek... Korkmak isterseniz korkarsınız ve korkuyu düşündügünüz de, bedeniniz ürperir. Kalp atışlarınız hızlanır. Göz bebekleriniz büyür. İstediğiniz şeyi zihnen yaşıyorsunuz. Mutlu olmak isterseniz beden rahatlıyor, gevşiyorsunuz ve yüzünü bir tebessüm beliriyor. Bizler neyi nasıl yaşamak istiyorsak, kumandadan seçiyoruz. Zihnimiz de bedenimizi o duyguya göre ayarlıyor.O halde şimid Mutlulugu seçin. Mutluluğu, refahı ve huzuru seçin ve kendiniz için tohum ekin. Bunu yapabilirsiniz .Düzenli ve sürekli tekrarlanan düşünce kalıpları, bilinçaltımıza yerleşir. Alışkanlığa dönüşür. Siz; genel olarak karamsar bir yapıya sahipseniz, düşünceleriniz de, tüm düşünce kalıplarınız da hemen her şeye olumsuzluk ile bakar.Engel insanın önünde değil, zihnindedir. Bir işi başaramam derseniz başaramazsınız. Bu iş imkansız derseniz, imkansız olur sizin için. Kendinize inanırsanız, mutlu ve huzurlu bir hayat sürersiniz. Sürekli; korku, öfke, nefret, başarısızlık gibi düşünceler üzerinde durursanız, mutsuz ve güçsüz olursunuz.

Düşüncelerimiz yaşamızı şekillendiriyor. Bütünsel tıbba göre kızgınlık kanseri, sevgisizlik şekeri, kaygı durumlarıysa beyin hastalıklarını getiriyor beraberinde!

Evet biz et ve kemikten oluşuyoruz ama bunun arkasında birde ruh, duygu ve zihin bedenlerimiz var. Herhangi bir hastalık durumunda sadece bedendeki hastalığı gidermek yeterli değil. Zihin ve duygu bedenlerininde iyileştirilmesi gerekiyor.

Önce biliçaltına gidip temizlik yapılmalı, o olumsuz duygu düşünce neyse onu bulup yerine olumlularıyla değiştirmek gerekiyor.


* Alzheimer çoğunlukla istedikleri hayatı kuramayan, ama bu dünyada kalmayı tercih eden kişilerde görülür. Ayrıca aileden sevgi alamayanlarda da gelişir, hastalık oluştuktan sonra aile üzerine titremeye başlar.

* Skolyoz yani omurga eğriliği kendisinden çok yüksek beklentisi olan insanlarda daha fazladır.

Kanser kızgınlıktır. Kızgınlıklarını dışa vuran insanlar, kansere daha az yakalanır. Bazı kanserler tedaviyle iyileştiği halde yine oluşur, çünkü kişi deneyimini değerlendirmez, halbuki hastalıklar en iyi öğretmenlerdir.

* Selülit, kadınların erkeklere öfkesidir. Serotonin düşünce, testestoron ve libodo düşer, östrojen artar, selülit oluşur.

* Egzama ve alerjiler, istemediği şeylere reaksiyon gösteremeyen insanlarda oluşur.

* Kalp hastalıkları sevgi eksikliğiyle ilgilidir. Sevgi alsa bile kalp çakrası kapalı olan kişi, ne kadar şımartsanız da o sevgiyi alamaz. Pek çok araştırmada kalp hastalarının hep koltuğun ucuna oturduğu saptanmış. Bu onların yaşama tam olarak yerleşmedikleri anlamına gelir, yaşama ilişiyorlar.

*l Tiroid ve romatizmal hastalıklar, hep haksızlığa uğradığını düşünen insanlarda oluşur.

* Sigara bağımlılığında sigara, genellikle anne yerine konur. O yüzden sigarayı bırakmak, anneyi terk etmek gibi zor bir şeydir.

* Alkolizm, değersizlik ve hiçlik hissiyle paralel gelişir.

* Görme bozuklukları, aslında görmeyi istememekle ilgilidir. Yakını görememek, yakındaki olan şeyleri artık fark etmeyi istenmezse oluşur ve fiziksele de yansır. Sağırlık da duymak istememeyle ilgilidir.

* Böbrek hastalıkları, insanlarla iletişim bozukluklarından kaynaklanır. Ve atadan da devralınır.

* Omurga hastalıkları ve bel ağrıları bütün ailenin yükünü üstüne alan, üstelik destek alamayan insanlarda daha çok görülür.

* Akciğer hastalıkları yaşamı reddeden insanların muzdarip olduğu bir durumdur. Soluk alırken iyiyi alıp kötüyü veririz ya, akciğer hastaları bunu yapmaz, o yüzden akciğer kanseri çok hızlı ilerler.

* Meme kanseri sağda ve solda ayrı nedenlerle oluşur. Sağ memede oluşan kanser gelecek kaygısından, sol memede oluşan kanser geçmiş kaygısından ileri gelir.

* Kadın hastalıkları, rahim kanseri, saç dökülmeleri sıklıkla kadınlığı reddeden kadınların sorunudur.

* Beyindeki bütün hastalıklar, geçmiş ve gelecekle hesaplaşılamadığı durumlarda olur.

* Uyluklardaki ve kalçalardaki yağlanma, çocukluktan kalma bastırılmış öfkedir

* Diyabet hastalığı, sevgiyi alamamaktır. Çikolata ve şekeri her gün yemek istiyorsanız, yaşamınızda sevgi eksikliği vardır.


kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler

acı affetme Affetmek aile akıl Alglamada Anlatm Aramak ARINMA Aroma Astroloji Astrolojik Aynalar Bahar başkaları Bayram beden Beden dili Bedensiz BEREKET beyin Beyinde Beyni Beynin Beyniniz bilgi bilim bilimsel bilinci Bilincine bilinçaltı Bilmek birey Bitkisel bolluk BOLUK Burak cümle çekim dalga damla Davet Deerlerimizin degerli Deniz Depresyonun DERSLER Detoks Dikkat Dilek Disgrafi Disleksi düşünce Egoist egzersiz EGZERSZ ekmek eleştiri. öfke emsimizi enerji Enerjilerinin Epifiz Eruhunuzu evlilik evren fayda FAYDALANMAK FAYDALARI Felsefe fizik fiziksel Fregoli frekans garip GCJoseph Gcyle geçmiş Gelecek geliim gerçek GERDE gerilim Gidecek Gizemli gizli güven güzel harika Hasta hastalık Hastalklar Hayal Hayallerinizin hayat Hayata HAYIRLI Hikaye Hiperaktivite Hipnozu hissederim Holografik Hologram Hoşgörü hoşgörüsüzlük huzur huzurlu Illuminati ilâc ileti İletişim inanç insan insanlar Kabala Kadim kaos Karanlk kavga kelime Kelimeler Klasik korku Korkular KORUMA Korunma Kristaller kuantum Kuantum Fiziği kurallar Kyamet liste LKLERMZ madde Makbul MEKTUP Melek Merak Mevlana Mevlanann Mezar Mftolunun Moloküler mucize Mucizeleri MUTSUZ NAMASTE Nazar Nefret neşe Niyet ODAKLANMA Okuma Okyanus olacaksn olumlama olumlamas olumlu olumsuz para paralel Paranormal Patolojik Peeling Peinden pozitif POZTF Pratik PRATK PROGRAMLAMA Psikoloji psikolojik Quantum Düşünce Rahat RAHATSIZLIIMIZ refah Reformist Romantik ruh Ruhsal sağlık Sanat seniz sevgi sıkıntı sistem Sonsuz sorumsuzluk sorun sorunlar Stres Sufizm suyun şifa şükretme tabiat tedavi Tehlikeli teori Terapi tesadüf toplum Uymasn üzüntü zaman Zarar zeka zellikleri zenginlik zerine zihinsel