İnsan olmak “sorun”lu olmaktır. İnsan olmak her an bir sorunla karşı karşıya kalma ihtimaliyle yaşamaktır. Hatta şunu söyleme cesaretini kendimde görüyorum: nasıl bir insan olacağımızı sorun ettiğimiz şeyler(sorun olarak kabul ettiğimiz) ve bu sorunlarla başa çıkma şeklimiz belirlemektedir.
Sorun çözme terapisi(SÇT), insanların günlük hayatta karşılaştıkları sorunlar karşısında zorlanması sonucunda gelişen birtakım ruhsal sorunların çözümlenmesinde kullanılabilen bir sağaltım yöntemidir. Sorun çöze terapisinin ana amacı, insanlara karşılaştıkları sorunlar karşısında nasıl bir yaklaşım sergilemeleri gerektiği ve problemleri çözmek için izleyecekleri stratejileri öğretmektir. Bu açıdan bakıldığında sorun çözme terapisi, hem sorunların çözülememesinden kaynaklanan ruhsal sıkıntıları tedavi etmeyi hem de psikolojik sorunların ortaya çıkmasını önlemeyi hedefler.
SÇT, yaşadığımız her türlü sorunun hayatımızın bir parçası olduğunu kabul eder. Her an hasta olabilir, sevdiğimiz birini kaybedebilir, sevgilimiz tarafından terkedilebilir, işimizden olabilir, başkaları tarafından aşağılanabilir, haksızlığa uğrayabiliriz. Bu yüzden sorunsuz bir dünya hayali gerçekçi değildir. Önemli olan sorunların var olmasından ziyade onlarla nasıl başa çıktığımızdır.
Sorun çözme terapisinin ana çıkış noktası, ruhsal sorun yaşayan kimselerin sorun çözme becerilerinin yeterli ve etkili olmadığıdır. Bilişsel-davranışçı bir terapi modeli olan sorun çözme terapisi, kişilerin düşüncelerine ve davranışlarına odaklanır. Düşünce ve davranışlardaki işlevsel değişikliklerin psikolojik sorunların sağaltımında etkili olacağını kabul eder.
Sorun çözme terapisi, bilişsel-davranışçı bir psikoterapi yöntemidir. Bunun önemi, terapinin etkililiğinin deneysel çalışmalarla ispatlanmış olmasıdır. Yapılan bilimsel çalışmalar, insanların sorun çözme yetilerindeki yetersizliklerinin hem psikopatolojilerin oluşmasında hem de sürdürülmesinde etkili olduğunu ortaya koymuştur. Bu yüzden sorun çözme terapisi, hem yaşanılan problemlerin oluşturacağı psikolojik sorunların üstesinden gelmekte hem de problemlerle etkili bir şekilde başa çıkmada kullanılabilmektedir.
Sorun çözme terapisinin, depresyon, intihar eğilimleri, kaygı bozuklukları, saldırganlık, şizofreni gibi psikolojik sorunların sağaltımında kullanılabileceği araştırmalarla ortaya konmaktadır. Ancak bu yazı bağlamında baktığımızda bizim için önemli olan, günlük sorunlarımızın üstesinden gelmekte bize sunacağı imkânlardır.
SÇT, karşılaştığımız sorunların çözümünde bize sistematik ve işlevsel bir yaklaşım sunar. Bu yaklaşım belirli basamaklardan oluşur. Söz konusu “sorun çözme basamakları” şu şekilde sıralanabilir:
- Sorunu değerlendirme
- Soruna yönelimin araştırılması
- Sorunun tanımlanması
- Hedeflerin belirlenmesi
- Çözüm seçeneklerinin üretilmesi
- Uygun çözüm seçeneğinin belirlenmesi
- Seçilen çözüm seçeneğinin uygulanması
- Uygulamanın değerlendirilmesi
Yukarıdaki sorun çözme basamaklarına “Sorun Çözme Terapisi” kitabında Prof. Dr. Mehmet ESKİN psikoterapi süreci bağlamında ayrıntılı olarak yer vermiştir. Ben ise bu basamakları, “kendi kendine yardım” bağlamında ayrıntılı olarak sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Sonraki yazıda görüşmek üzere. Şimdilik muhabbetle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder