
Acaba bu bilgiler yeni mi keşfedilmişti? Yahut bu düşünce sistematiğinin doğruluğu ne kadar ölçülebilir, ne kadar bilimsel olabilirdi? Gerçekten hayatımızdaki her şeyi biz mi hayatımıza çekiyorduk?
Çekim yasası, kuantum, olumlama ve kişisel gelişimin iç içe geçtiği şu günlerde aslında bu konuların birbirinden o kadar da uzak olmadığının farkına varmamız gerekmekte. Şu an piyasada bulunan kitaplar, yazılar, makaleler oldukça karmaşa yaratmış durumda. Aslında bu kavrama sadece bir düşünce sistematiği olarak bakmak ve iste olsun demekle çok basite indirgemiş olunuyor. Çekim yasasını bir evren kanunu olarak kabul etmek ve bunun yıllardır süre geldiğini kabul etmek gerekli. Yani yaşamlarımızdaki olayları kişileri kendimiz hayatımıza çekmekteyiz, evrendeki her varlığın birbirine bağlı bir ağ üzerinde olduğu, her hareketin, her düşüncenin, her inancın ve her davranışın bu ağ üzerinde etkileşime sebep olarak tüm kanalları etkilediğini savunmaktadır bu yasa. Daha şekilsel olarak hafızamızda canlandıracak olursak evreni gerilmiş rengarenk bir kumaş olarak düşünün bu renkler para, sağlık, mutluluk, üzüntü, dert, zorluklar gibi kavramları temsil etsin ve üzerine camdan yapılmış bir top koyduğumuzu, bu top içerisinde bize dair olan düşünceler, davranışlar inançlar var, yani bizi temsil etmekte. Topu nerede gezdirirsek ağırlığından dolayı kumaşın içine bir çökme meydana getirip içinde gömülecektir, çevresindekileri kendine doğru çekecektir ve üzerinde bulunduğu rengi yansıtacaktır yani kendimizi hangi noktaya yönlendirirsek o renk tarafından etrafımız sarılmış olacak o rengi yansıtıp, hem kendimizi hem de çevremizdekileri etkilemiş olacağız.
Çekim yasasının olumsuz yanı ise kendimize hakim olamayıp negatif düşüncelerin girdabından alamazsak, hayatımızı bu düşüncelerin içine sürüklemiş oluruz. Aslında bu da gösteriyor ki hayatımıza dair ne varsa bunların sorumlusu biziz. Çünkü onları biz hayatımıza çektik olumlu ya da olumsuz isteklerimiz hep oldu ama yeterince, her şeyimizle isteyemedik, belkide bir şeyleri haketmediğimizi düşündük.
Çekim yasasına bir disiplin olarak baktığımızda, düşüncelerimiz, inançlarımız, duygularımız ve isteklerimizi aynı hizaya getirmeli ve bu doğrultuda hareket etmeliyiz, gerçekten içimizden gelerek düşüncelerimizi ve isteklerimizi hak ettiğimizi hissetmeliyiz. Eğer her şeyinizle kendinizi düşüncelerinize inandırırsanız bu disiplinde başarılı olabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder