
Mutlu olmak için yapılması gerekenler
Psikiyatri tedavisinden korkmayın!
Kendimizde, eşimizde veya çevremizde olan psikolojik problemi farketmekte gecikmeyiz. Psikolojik problemi olan kimsenin düşüncesi, davranışları ve yaşayış biçimi değişir. Konuşmalarında kötümserlik, ümitsizlik ve sürekli kendini aşağılama vardır.
Böyle bir kimse mutsuzdur, hayattan zevk almaz. Vücudunda bildiğimiz ilâçlarla geçmeyen garip ağrılar, mide yükselmesi diyebileceğimiz kusma hissi, aşırı kalp çarpıntıları veya sıkışmaları, nefes alamadığını sanma ve boğulma hissi, normalin üstünde evham ve korku bu hastalıkların habercisidir. Arkasından sebepsiz ağlamalar, aşırı alınganlık, fizikî sebeplerle açıklanamayan bayılmalar, ilgi ve dikkat amacı taşıyan veya gerçekten olan intihar teşebbüsleri problemin ilerleyen safhalarında gündeme gelir.
Ortada bir problemin olduğu açıktır; ama nedir?
Toplumda çoğu kimse böyle durumlarda hastanelerin acil servislerine koşar. Zanneder ki, ölümcül bir hastalık söz konusu ve eğer yetiştiremezse hastası hayatını kaybedecek. Genelde kalp ve beyinle ilgili ağır bir problem olduğu sanılır. Çevresinde müthiş bir korku ve panik vardır. Oysa burada yapılan muayene ve tedkiklerde hastanın fizyolojik bir problemi olmadığı ortaya çıkar.
Böyle problemler hakkında önceden bilgisi olanlar meseleyi anlar. Bunların bir kısmı hastalığın adını bile kor, hatta tedavi yöntemi hakkında bile konuşabilir.
Oysa tüm hastalıkların teşhisi ve tedavisi ancak uzman doktor rehberliğinde yapılmalıdır. Psikolojik bir rahatsızlığı olduğuna inanılan bir kimsenin gideceği yer psikiyatristtir. Onun teşhis ve tedavisi dışında, hastalığa isim koymak da, herhangi bir ilâca başlamak da yanlıştır.
Toplumumuzda, “Geçen gün başım çatlıyordu, şu ilâcı kullandım iyi geldi” diye çözüm tavsiyeleri vardır. Daha önce bir ilâcı kullanan kimse onu övünce aynı dertten muzdarip olan bir başkası hemen ismini alıp o ilâcı kullanmaya başlar. Yanlıştır. Bir hastanın bildiği ilâcı doktor bilmez mi? Eğer aynı ilâcı doktor yazmış, ancak hasta kullanmakta tereddüt ediyorsa daha önce kullanan bir kimsenin tecrübesini anlatması anlamlı olabilir. Onun dışında hiçbir faydası yoktur.
Psikiyatri tedavisinden utanmaya gerek yok
Maalesef toplumumuz psikolojik problemi olanlara, “deli” nazarıyla bakabiliyor. Oysa hiç ilgisi yok. Böyle bir derde tutulan kişi de kendisini yanlış değerlendiriyor. Sıkıntısını fizyolojik kaynaklı zannediyor. Oysa maddî bir hastalığı yok. Bazen ailesi veya eşi hastalığı farkediyor, ama hasta psikiyatriste gitmemekte direniyor. Ne yazık ki hastalık ilerliyor, tedavisi güçleşiyor, en azından uzuyor.
Oysa psikiyatri tedavisinde utanıp sıkılmayı gerektiren hiçbir taraf yok. Nasıl ki insanın kalbi, midesi, böbreği hastalanabiliyorsa, pekâlâ beyin fonksiyonlarında da bir problem çıkabilir. Nasıl ki, bilgisayarı besleyen elektriğin voltajındaki düşüklük veya aşırılık onun fonksiyonlarını bozarsa, beyin kimyasındaki düzensizlik de insanların duygu ve davranış dünyasında olumsuzluklar meydana getirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder