Bilinçaltı ve duygusal dünyamızın kilo alıp vermemizde büyük etkisi var. Yalnızlığın, tatlı yeme alışkanlığını artırdığı biliniyor. Kadınlık ve cinsellikle ilgili öfkeler ise basen bölgesindeki fazlalıklardan sorumlu tutuluyorÇözemediğiniz sorunların öfkeleri, suçluluk duygusu fazla kilo olarak vücudumuzda depolanır. "Durup dururken bunu da nereden çıkarttın Seda? Kilo bir matematik sonucu oluşur. Harcadığından fazla kalori alırsan şişmanlarsın," diyebilirsiniz. Ama vücutta bazı mekanizmalar bu kadar da basit çalışmıyor. Bilinçaltı ve duygusal dünyamızın çok büyük etkisi var. Bazılarını biz kadınlar çok iyi biliyoruz. Örneğin yalnızlık, gece saatlerinde tatlı yeme alışkanlığı yapabiliyor. Önemli kayıplar, boşanma, ölüm ya da travmatik ayrılıklar da benzer şekilde duygularımızı altüst ettiği için her fırsatta buzdolabına yönelebiliyoruz. Bu tip örnekleri çoğaltmak mümkün, ama bir de hiç farkında olmadıklarımız var. Bundan beş ay kadar önce, ofisime fazla kilosu olan bir kadın geldi. Bir bütün olarak, yüzü ve fiziği birbirini öylesine güzel tamamlıyordu ki, çok zayıf pek çok kadından daha çekici görünüyordu. Evliydi. Çok stresli bir işi vardı. Bir de minik oğlu vardı. Hayatı dışarıdan çok mutlu gibi görünüyordu.
Koltuğuma oturduğunda çok stresli bir işi olduğu için her fırsatta yemek yediğini, hatta gece yatarken de sık sık kaçamaklar yaptığını söylüyordu. Hipnoz ile zayıflamak istiyordu. Bu tip durumlarda danışanlarımızla ekibimdeki hekim arkadaşımın ilgilenmesini sağlarım. Ama bu kez ben biraz durumu araştırmak istedim. Hipnoz uygulamadan, sadece duygusal bir dizi çalışma yaptık. Kendisinden diyetisyene gitmeyi bırakmasını ve yemek yerken kısıtlama yapmaktan kaçınmasını önerdim. Çünkü insan belli bir olumsuz duyguyla yaşarken rejim yapamaz. Bir süre sonra derinlere girdiğimizde bu hanımefendinin asıl sorununun iş ortamından kaynaklanmadığını fark ettik. Sorun, eşiydi. Çok baskıcı bir kocası vardı. Evde hep genç kadını eleştiriyordu. Her ikisi de çalıştığı halde ev işlerine elini bile sürmüyordu. Minik oğullarının da bakımı tamamen genç kadının sorumluluğundaydı. Kocası sık sık iş seyahatlerine gidiyordu. Genç kadın kendini yalnız hissediyor, hatta eşinin hayatında birinci sırada yer alamadığını fark ettiği için bu durumu içerliyordu. Ne yazık ki itiraz etmeye kalkıştığında kocasının yüksek sesli eleştirileri ve savunmalarına maruz kalıyordu. Neredeyse hiç takdir almıyordu. Oysa hem işini hem anneliği hem de ev kadınlığını mükemmel yapabilmek için çok çaba sarf ediyordu. Mükemmel olmak diye bir şey yoktur. Mükemmeliyetçilik bizi eninde sonunda hasta eder. Tatsız tuzsuz, herkesi eleştiren ya da ezik bir karakter haline getirebilir. Kendimizi asla sevemeyeceğimiz için, değersizlik duygusu yerleştirir. Bu problemlerin getirdiği öfke ve korkularla çalışmaya başladık. Bilinçaltına yavaş yavaş indiğimizde, genç kadının korkunç kısır döngüsüyle karşılaştık. Bu evlilik onun canını acıtıyordu. Özgür olmak istiyordu. Ama yalnızlıktan çok korkuyordu. Daha iyi bir erkeği hayatına çekemeyeceğini düşünüyordu.Bu da onu asla doyurmuyordu. Doymadıkça, kendini daha fazla yemek yerken buluyordu. Bilinçaltı bu evliliği bırakıp özgür olması için baskı yapıyor, bilinçli zihni çok iyi bir evliliği olduğunu söylüyordu. Öyle ya... Dışarıdan bakıldığında mükemmel bir adamla evliydi. Kocalık görevlerini düzgünce yapıyordu. Başka kadınlara bakmıyordu. İşine gider, çalışma saatleri bittiğinde evine gelirdi. Babalık vasıfları dört dörtlüktü. Belli bir sosyal yaşantıları vardı ve bunu bozmak istemezdi. Hiçbir tepki veremediği için vücudu sürekli öfke biriktiriyordu. Bilinçli zihni bu duygularla yüzleşmeye hazır olmadığı için bütün dikkatini işine vermiş, iş stresi yüzünden yemek yediğini düşünüyordu. Kısacası yanlış sularda avlanıyordu. Ve bir türlü rejim bile yapsa, o kiloları veremiyordu. Özellikle de karnında toplananları. Zaten genelde sebebini bilmediğimiz öfkeler, karın bölgesinde toplanır. Kadınlık ve dişilik hatta cinsellikle ilgili öfkelerimiz ise çoğunlukla basen bölgemizde... O yüzden sebebini bilmediğimiz kilolar için hemen ne hipnoza girmeli ne de diyet listesine sarılmalı. Önce gerçek sebeple yüzleşip, kısır döngüyü kırmalıyız. O zaman biriktirecek korku da kalmayacak. Beş ay sonra bu hanımın kilolarının bir kısmı kendiliğinden gitti. Kalanı için diyetisyene gidiyor ve şimdi çok mutlu. Hepinize özgür ve hafif bedenler diliyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Etiketler
ARINMA
Affetmek
Alglamada
Anlatm
Aramak
Aroma
Astroloji
Astrolojik
Aynalar
BEREKET
BOLUK
Bahar
Bayram
Beden dili
Bedensiz
Beyinde
Beyni
Beynin
Beyniniz
Bilincine
Bilmek
Bitkisel
Burak
DERSLER
Davet
Deerlerimizin
Deniz
Depresyonun
Detoks
Dikkat
Dilek
Disgrafi
Disleksi
EGZERSZ
Egoist
Enerjilerinin
Epifiz
Eruhunuzu
FAYDALANMAK
FAYDALARI
Felsefe
Fregoli
GCJoseph
GERDE
Gcyle
Gelecek
Gidecek
Gizemli
HAYIRLI
Hasta
Hastalklar
Hayal
Hayallerinizin
Hayata
Hikaye
Hiperaktivite
Hipnozu
Holografik
Hologram
Hoşgörü
Illuminati
KORUMA
Kabala
Kadim
Karanlk
Kelimeler
Klasik
Korkular
Korunma
Kristaller
Kuantum Fiziği
Kyamet
LKLERMZ
MEKTUP
MUTSUZ
Makbul
Melek
Merak
Mevlana
Mevlanann
Mezar
Mftolunun
Moloküler
Mucizeleri
NAMASTE
Nazar
Nefret
Niyet
ODAKLANMA
Okuma
Okyanus
POZTF
PRATK
PROGRAMLAMA
Paranormal
Patolojik
Peeling
Peinden
Pratik
Psikoloji
Quantum Düşünce
RAHATSIZLIIMIZ
Rahat
Reformist
Romantik
Ruhsal
Sanat
Sonsuz
Stres
Sufizm
Tehlikeli
Terapi
Uymasn
Zarar
acı
affetme
aile
akıl
başkaları
beden
beyin
bilgi
bilim
bilimsel
bilinci
bilinçaltı
birey
bolluk
cümle
dalga
damla
degerli
düşünce
egzersiz
ekmek
eleştiri. öfke
emsimizi
enerji
evlilik
evren
fayda
fizik
fiziksel
frekans
garip
geliim
gerilim
gerçek
geçmiş
gizli
güven
güzel
harika
hastalık
hayat
hissederim
hoşgörüsüzlük
huzur
huzurlu
ileti
ilâc
inanç
insan
insanlar
kaos
kavga
kelime
korku
kuantum
kurallar
liste
madde
mucize
neşe
olacaksn
olumlama
olumlamas
olumlu
olumsuz
para
paralel
pozitif
psikolojik
refah
ruh
sağlık
seniz
sevgi
sistem
sorumsuzluk
sorun
sorunlar
suyun
sıkıntı
tabiat
tedavi
teori
tesadüf
toplum
zaman
zeka
zellikleri
zenginlik
zerine
zihinsel
çekim
üzüntü
İletişim
şifa
şükretme
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder