Kuantum düşünce tekniği nedir? nasıl uygulanır? "Yaşamımızın ana amacı nedir?”
...sorusunun en mantıklı cevabı muhtemelen
"Mutlu olmak" olmalıdır.
İstisnasız tüm insanların ihtiyarı genci, fakiri zengini, Londralısı Ankaralısı…ne
kadar değişik hayat tarzlarına sahip olursak olalım ne kadar değişik yerlerde yaşarsak
yaşayalım temelde ihtiyaçlarımız benzerdir.
Fakat gündelik hayat içinde birçoğumuzun
sıkıntıya girdiği oldukça mutsuz olduğu adeta aşılması mümkün olmayan bazı sorunları
vardır. Bu sorunlar dış etkenlere bağlı olabileceği gibi büyük bir oranda aslında
kendi düşünce sistemimizin ortaya çıkardığı sorunlardır. Bu sebeple gerçekte insanoğlu
sorunları aşmaya çalışırken en büyük mücadeleyi yine kendisine karşı vermektedir.
Karşılaştığımız problem nedenli büyük yada aşılmaz olursa olsun aslında düşünce
sistemimizin ortaya çıkardığı ve dolayısıyla da yine beynimizin çözebileceği sorunlardır.
Burada esas olan insanın düşünce sistemini değiştirmesi yada sorunu çözebilecek
şekilde soruna adapte etmesidir. Bu ise gerçek anlamda zihinsel, bedensel eğitim
ve ciddi çalışma gerektirmektedir. İnsanın mutluluk sorunu psikoloji, psikiyatri,
nöroloji, felsefe, sosyoloji, fizik…gibi aslında bütün bilimlerin ortak problemidir.
Düşüncelerin oluştuğu ve yönetildiği yer olan beynimiz bilindiği gibi yaşamımıza
dair olumlu yada olumsuz her olaydan adeta sorumludur. Bu durumda bütün mesele beynimizin
işleyiş mekanizmasının çözümlenmesi düşüncelerin nasıl oluştuğunun ve nasıl yönetildiğinin
ortaya çıkarılmasıdır. Bu ise sadece nörologların yada tıp biliminin altından kalkabileceği
bir sorun değildir. Zaten şuan kadar da bu alanda fazlaca bir yol kat edilememiştir.
Aslında insan beyninin ürünü olan düşünce ve eylemler yine o kişinin geçmişte yaşadığı
olaylar ve deneyimler tarafından belirlenmektedir. Kişilik dediğimiz kavram
tüm bunların bileşkesidir. Geçmişte yaşanılan her olay deneyim yada bilgi, beyin
hücrelerinin içinde bir takım protein zincirlerinin oluşmasına yada bir çeşit yolların
oluşmasına neden olmaktadır. Bu yollardan daha sonra düşünce oluşumu ve yönetimi
esansında elektronik sinyaller rahatlıkla geçerek çeşitli kararların alınmasını
yada alınamamasını ve uygulanmasını sağlarlar. Örneğin iğne battığında acı hissini
yaşamamızın yada çok sevdiğimiz bir tatlıyı yediğimiz zaman mutluluk hissini yaşamamızı
sağlayan bu elektronik sinyal bağlantılarıdır. Bütün bunlar aslında yaşadığımız
olaylara beynimizin getirdiği yorumla ilişkilidir ve bu yorum da beynimize yine
geçmişte yaşanan olaylar esnasında öğretilmiştir. Örneğin aynı restorana gittiğimizde
aynı yemeği yeme eğilimimiz bu şekilde kolayca oluşmaktadır. Sigara içen bir kişinin
bir türlü bu alışkanlığından kurtulamamasının nedeni de yine budur.
Bütün bu beyinsel aktiviteleri bilimsel açıdan incelediğimizde bütün olup biten
yaklaşık 1200 g olan beynimizde bulunan yaklaşık 100 milyar kadar hücre arasındaki
çok küçük elektriksel sinyallerin sürekli olarak merkezler arasındaki hareketidir.
Düşüncenin oluşumu da bunun eyleme dönüşmesi de tamamen elektronik sinyaller aracılığı
ile olmaktadır. Bu sinyaller boyutların çok küçük olduğu mikro evren de gerçekleşmektedir.
Mikro evrende (uzunluk<<>-6m) gerçekleşen bu olaylar yine bu evrenin kurallarıyla
ancak gerçekleşebilir. Mikro evreni yöneten yasaları konu alan kuantum fiziği
bu alanda yapılacak çalışmaların olmazsa olmazı konumundadır. Zira kuantum fiziği
mikro evreni yöneten yasaları aslında 1900 yılından beri araştırmakta ve çok önemli
ölçüde de çözümlemiştir. Bu nedenle insan beyninde meydana gelen düşünceler ve bunların
yönetilmesi, eyleme dönüşmesi konusu kuantum fiziği yasalarının yönetimi altındadır.
Örneğin mikro evrende tünel olayı gerçekleşir, yani bir elektron kendi enerjisinden
daha büyük bir enerji barajını aşıp barajın arka tarafına ulaşabilir. Bu kuantum
mekaniksel ve mikro dünyaya ait bir olaydır ve her an gerçekleşir. Buna benzer bir
çok olay yine kuantum dünyasında şuanda gerçekleşmektedir.
Kuantum fiziğinin düşünce dünyamız ve bunun yönetilmesinde nasıl kullanılabileceğine
geçmeden önce mikro dünyayı şekillendiren yada yöneten kuantum evreni nin
bazı çok temel bulgularına kısaca göz atarsak şunları özetleyebiliriz.
1-Mikro Evrenin Hareketliliği (Dinamizmi): Kuantum Fiziğinde ve dolayısıyla
mikro evrende her şey mutlak anlamda hareket halinedir. Durağan yada statik hiçbir
tanecik yoktur. Zaten kuantum fiziği statik sistemlerle ilgilenmez. O halde mikro
dünyanın en temel özelliklerinden birisi mikro evrenin dinamik olmasıdır.
2-Mikro Evrende Kesiklilik (süreksizlik) yada Kuantizasyon: Enerjinin aslında
sürekli olmadığı fikri ilk kez kuantum fiziğinin en önemli kurucularından biri olarak
anılan Max Planck tarafından 1900 yılındaki fizik kongresinde ortaya atılmıştır.
(Enerji = n h f ….burada n bir tam sayı, h Planck sabiti olarak adlandırılan evrensel
bir sabit ve f de frekanstır.) Bu düşünce o güne kadar var olan düşünceleri temelden
sarsmış ve yeni bir dünyanın yani kuantum dünyasının doğmasına neden olmuştur.
Madde yani kütle mikro dünyada kuantizedir yani madde belli noktalarda bulunan atomlardan
meydana gelmiştir. Einstein’ın “Enerji ile kütle eşdeğerdir.” ( E=mc2
) ifadesi ile bu fikir birleştirildiğinde enerjinin kuantize olması gerektiği hemen
anlaşılabilir. Artık hakkında hiçbir kuşku bulunmayan bu kesin gerçek bizi daha
sonra momentum, konum, hız ve açısal momentum gibi bir çok kavramın mikro dünyada
kuantize olduğunu keşfetmemizi sağlamıştır.
3- Mikro Evrende Dalga Fonksiyonu (Ψ): Mikro evrenin kuantize oluşu daha sonra
Erwin Schrödinger’i mikro dünyadaki bütün taneciklerin uyması gereken bir
denkleme götürmüştür. Bu denklem ünlü Schrödinger Dalga Denklemi’dir. Bu denklemin
en önemli yeniliklerinden biri taneciklerin davranışının bir matematiksel fonksiyon
(Ψ) tarafından tanımlanmasıdır. Bu fonksiyonun belirlenmesi ile söz konusu taneciğin
bütün özellikleri belirlenmiş oluyor. Bu şekilde (Ψ) nin devreye girmesi ile bunun
karesine eşit olan olasılık yoğunluğu devreye giriyor. Yani parçacıklar uzayın belli
noktasında belli bir anda belirli bir olasılıkla var olabilmektedir. Böylece klasik
fizikteki determinizm ortadan kalkıyor ve olasılıklar devreye giriyor.
Artık hiçbir şey eskisi kadar kesin değil yada hiç kesin değildir. Ancak bazı olasılıklarla
tanecikler belli yerlerdedir. Ünlü fizikçi Einstein dahi bu gerçeği kabul etmekte
zorlanmıştır ve “Tanrı asla zar atmaz” demiştir. Ancak gerçek odur ki mikro
dünyada kesinlik yok ve olasılıklar vardır.
4- Mikro Evrende Heisenberg Belirsizlik ilkesi: Olasılıklar fikri
daha sonra Heisenberg’i olasılıkların olduğu yerde belirsizlikler
de vardır fikrine götürmüş ve kendi adıyla anılan yine çok önemli bir yasa olan
belirsizlik ilkesini ortaya koymasını sağlamıştır. Artık yapılan ölçümler
kesin değildir. Her ölçümde bir belirsizlik vardır. Eğer siz örneğin elektronun
konumunu ve ona bağlı olan hızını ölçmek isterseniz, konumu ne kadar doğru ölçerseniz
o ölçüde hızını ölçemezsiniz yada hızını ölçmedeki belirsizlik artar. Bu belirsizlik
sadece mikro evrende etkili olabiliyor. Makro evrende belirsizlik çok küçük olduğu
için hiçbir etkisi yok biz bunu doğal olarak algılamıyoruz.
5- Mikro Evrenin Dual (ikili) Yapısı: Fizikçileri şaşırtan bir başka çok önemli
konuda mikro evrende yada atomik boyutlarda maddenin ve ışığın dual (ikili)
karakteridir. Diğer bir deyişle madde yani tanecik bazen dalga karakterine bazen
de tanecik karakterine bürünür. Aynı dual karakter ışık için de net bir şekilde
gözlenmiştir. Işık bazen tanecik yani foton gibi bazen de dalga gibi davranır. Ancak
ya biri yada öteki duruma hakimdir. İkisi de aynı anda varolamazlar.
6- Mikro Evrende Tünel olayı: Kuantum fiziğinin diğer bir çok önemli gözlemi
tünel olayı olarak isimlendirilen olaydır. Bu olay bize mikro dünyada örneğin
bir elektronun olmaması gereken yerde bulunabileceğini göstermiştir. Klasik açıdan
bir elektron kendi enerjisinden büyük bir duvarı aşarak duvarın arka tarafına geçemez.
Oysa kuantum mekaniksel denklemler ve gözlemlerimiz göstermiştir ki, bu mikro dünyada
her an gerçekleşen olağan bir olaydır.Örneğin elektronik aletlerimizde kullandığımız
transistorler de bu olay çok olağandır.
7-Karşılıklı Etkileşim (Correspondence) İlkesi: Kuantum fiziği ile klasik
fizik arasındaki ilkeler ve yasalar bu denli çelişkili olduğuna göre acaba nerede
ve nasıl bu ikisi kesişebilir diye bakıldığında ise şu sonuç net olarak bulunmuştur.
Kuantum fiziği yasalarından klasik fizik yasaları elde edilebilmektedir (tümevarım
ilkesi). Yani mikro dünyanın verilerinin birleştirilmesi ile makro dünya hakkında
bilgiler elde edilebilmektedir. Bu tersinir olmayan bir ilişkidir. Yani makro dünya
(klasik fizik) yasalarından mikro dünya (kuantum fiziği) yasaları elde edilemez.
Yukarıda çok kısaca ifade edilen ve bunlar gibi bir çok bilimsel yasa insan düşüncesinin
de üretildiği ve yönetildiği yer olan insan beyninde gerçekleşmektedir. Dolayısıyla
insan beyninin işletim sisteminin bu yasalara uymak zorunluluğu açıktır. Normal
insan sağduyusu ve mantığı ile çelişen bu bulgular mikro evreni şekillendirdiğinden
insan düşüncesini de mutlak anlamda şekillendirmektedir. O halde yapılması gereken
şey bu yasaların yardımıyla insan beyninin işleyiş mekanizmasını kuantum fiziği
yasaları ile yeniden çözümlemektir. Ancak bu konu o kadar da kolay olamamaktadır.
Aslında oldukça farklı ve karmaşık bir çalışma alanına girmiş oluyoruz.Zira insan
yaşamını yöneten beyinsel aktiviteler yada kısaca düşüncelerin çözümlenmesi
yada yönetilmesi konusu bir çok disiplinin birlikte çalışmasını gerektiren
bir konudur. Ancak çözümlemenin beklide en önemli aşamasını, mikro evrendeki kuantum
fiziksel yasaların insan düşüncesine uyarlanması oluşturmaktadır. Mikro dünyayı
yöneten kuantum fiziksel yasalar ile yine mikro dünyanın ürünü olan insan
düşüncesi birleştirildiğinde çok temel anlamda öne çıkan bazı noktalar şunlardır.
1- Düşüncenin Kuantizasyonu İnsan düşüncesi fiziksel açıdan incelendiğinde
enerji anlamına gelmektedir. Düşünce, mikro tanecikler olan beyin hücreleri
tarafından meydana getirildiğine göre mikro evren in yasalarıyla yönetilmelidir
ve kuantize olmak zorundadır. Gerçekte yaşam, beyinde düşünce kuantları nın
oluşması ve bunların insan bedenini yönetmesi anlamını taşımaktadır. Herhangi bir
düşüncenin yönetilmesi yada yönlendirilmesi o düşünceyi oluşturan çok küçük elemanter
parçacıklar olan düşünce kuantlarının yönetilmesi anlamına gelmektedir. Bu olay
ise bütün bir düşüncenin kontrol edilmesine oranla çok daha kolay olmalıdır. Çünkü
düşünce kuantları enerji miktarı olarak değerlendirildiğinde düşüncenin tamamına
göre çok daha küçüktür. Bu anlamda yapılması gereken şey kuantum fiziği yasalarını
kullanarak düşünce kuantlarının ortaya çıkışı ve gelişiminin çözümlenerek kontrol
edilmesidir. Her hangi bir olay yada konu hakkındaki özellikle olumsuz ve rahatsız
edici istenmeyen düşünceler bu şekilde ayıklanarak yok edilebilir ve istendik türden
yapıcı ve olumlu düşüncelerin ortaya çıkması sağlanabilir.
2- Düşüncenin Matematiksel İfadesi: İnsan düşüncesi bir çeşit enerji olduğuna
göre ona eşlik eden ve onu tanımlayan bir matematiksel dalga fonksiyonu yani
düşüncenin fonksiyonu olmalıdır. Bu fonksiyon o düşünceye ait her türlü bilgiyi
içinde barındırır. Dolayısıyla tespit edilmesi durumunda o düşünceye ait her
şey bilinir duruma gelecektir. Özellikle istenmeyen düşüncelere ait fonksiyonların
belirlenmesi ile o düşüncenin çözümlenmesi ve ortaya çıkmasının yada yok edilmesinin
sağlanması mümkün olabilecektir. Burada önemli olan nokta kuantum fiziği yasaları
ile dalga fonksiyonunun bulunmasıdır.
3- Düşüncedeki Tünel Olayı: İnsanların yaşamları boyunca karşılaştıkları
ve aşılması mümkün olamayan engeller (düşünsel ve yaşamsal sorunlar) gerçekte özel
bir teknik ile yani tünel olayı ile aşılabilir. Bu bir elektronun gerçekleştirdiği
tünel olayından asla farklı değildir. Bunun için gerekli koşulların sağlanması ve
nasıl yapılacağının kuantum mekaniksel anlamda belirlenmesi gerekmektedir. Böylece
üstesinden bir türlü gelemediğimiz yaşamsal sorunlarımızı bu özel teknik sayesinde
yeterli enerjimiz olmasa dahi aşabilecek ve yeni ufuklara doğru rahatlıkla yol alabileceğiz.
4- Düşüncede Tümevarım ilkesi: İnsan beyninde meydana gelen düşünce
kuantları nın birleştirilmesi ile düşüncenin bütünlüğü yani makro düşünceler
elde edilebilir. Böylece mikro düşünce kuantları ndan makro düşünce bloklarına
geçiş yapılabilir. Bu düşünce blokları doğrudan yaşamımıza ait düşünceleri, kararları,
eylemleri kısacası her şeyi kapsamaktadır.
Sonuçta insan beynindeki düşüncelerin fizyolojik anlamda çok küçük elektronik sinyallerden
meydana geldiği ve dolayısıyla da enerji olduğu gerçeğinden hareketle insan düşüncesinin
de kuantize olduğu ortaya çıkmaktadır. O halde sorun bu düşünce kuantlarının kontrol
edilmesi ve yönetilmesi sorunudur. Düşüncenin süreksizliği yada kuantize olduğu
gerçeğinden hareketle hepimizin sıkıntıya girdiği ve istemediği yada kurtulmaya
çalıştığıdüşüncelerden ve dolayısıyla da eylemlerden kurtulması mümkün olabilecektir.
Bir anlamda insanın mutluluğu bu şekilde ciddi olarak artırılabilir. Ancak
bunun için sadece düşünce yönetiminin kuantum mekaniksel teorilerinin geliştirilmesi
yetmez, buna ilaveten bu modellerin insana kazandırılması için nasıl bir eğitim
sürecinin gerektiği de ortaya konmalıdır. Bu gerçekte ciddi çalışma ve sabır
gerektirmektedir. Her şeye rağmen, kısa bir süre sonra insan zekasının harika birikimleri
ve kuantum fiziği sayesinde yine insan zekasının ortaya çıkardığı ve insanın mutluluk
yollarını tıkayan engeller rahatlıkla aşılabilecektir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Etiketler
acı
affetme
Affetmek
aile
akıl
Alglamada
Anlatm
Aramak
ARINMA
Aroma
Astroloji
Astrolojik
Aynalar
Bahar
başkaları
Bayram
beden
Beden dili
Bedensiz
BEREKET
beyin
Beyinde
Beyni
Beynin
Beyniniz
bilgi
bilim
bilimsel
bilinci
Bilincine
bilinçaltı
Bilmek
birey
Bitkisel
bolluk
BOLUK
Burak
cümle
çekim
dalga
damla
Davet
Deerlerimizin
degerli
Deniz
Depresyonun
DERSLER
Detoks
Dikkat
Dilek
Disgrafi
Disleksi
düşünce
Egoist
egzersiz
EGZERSZ
ekmek
eleştiri. öfke
emsimizi
enerji
Enerjilerinin
Epifiz
Eruhunuzu
evlilik
evren
fayda
FAYDALANMAK
FAYDALARI
Felsefe
fizik
fiziksel
Fregoli
frekans
garip
GCJoseph
Gcyle
geçmiş
Gelecek
geliim
gerçek
GERDE
gerilim
Gidecek
Gizemli
gizli
güven
güzel
harika
Hasta
hastalık
Hastalklar
Hayal
Hayallerinizin
hayat
Hayata
HAYIRLI
Hikaye
Hiperaktivite
Hipnozu
hissederim
Holografik
Hologram
Hoşgörü
hoşgörüsüzlük
huzur
huzurlu
Illuminati
ilâc
ileti
İletişim
inanç
insan
insanlar
Kabala
Kadim
kaos
Karanlk
kavga
kelime
Kelimeler
Klasik
korku
Korkular
KORUMA
Korunma
Kristaller
kuantum
Kuantum Fiziği
kurallar
Kyamet
liste
LKLERMZ
madde
Makbul
MEKTUP
Melek
Merak
Mevlana
Mevlanann
Mezar
Mftolunun
Moloküler
mucize
Mucizeleri
MUTSUZ
NAMASTE
Nazar
Nefret
neşe
Niyet
ODAKLANMA
Okuma
Okyanus
olacaksn
olumlama
olumlamas
olumlu
olumsuz
para
paralel
Paranormal
Patolojik
Peeling
Peinden
pozitif
POZTF
Pratik
PRATK
PROGRAMLAMA
Psikoloji
psikolojik
Quantum Düşünce
Rahat
RAHATSIZLIIMIZ
refah
Reformist
Romantik
ruh
Ruhsal
sağlık
Sanat
seniz
sevgi
sıkıntı
sistem
Sonsuz
sorumsuzluk
sorun
sorunlar
Stres
Sufizm
suyun
şifa
şükretme
tabiat
tedavi
Tehlikeli
teori
Terapi
tesadüf
toplum
Uymasn
üzüntü
zaman
Zarar
zeka
zellikleri
zenginlik
zerine
zihinsel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder