15 Mart 2012 Perşembe

Gelelim 2012 Meselesine…

Mayaları’ydı, takvimiydi, kıyametiydi, fotonuydu derken o meşhur 2012 senesi geldi çattı. 2012’ye yaklaşıldıkça da yapılan haberler ve programlardan kafalar karıştı, yürekler ürktü, meraklar arttı. Hele de 21 Aralık 2012 olunca konu, soru işaretleri iyice büyüdü. Yoksa o hep söylenilen kıyamet gerçekten kopacak mıydı? Dünyamız, Roland Emmerich’in “2012” filmindeki gibi bir yerle bir olmaya mı yaşayacaktı? Aaa bir de Marduk vardı değil mi, hani gelip Dünya’ya çarpacaktı… Meselenin özü, youtube’da izlediğim çok eğlenceli “Marduklara Gelesin” şarkısının “Son kez bir yılbaşındayım, henüz 25 yaşındayım…” satırları sadece mizah mıydı, yoksa her şakada bir gerçeklik payı var mıydı? Kısaca 2013 yılbaşı gecesini görebilecek mi bu gezegen?

Nereden Çıktı Bu 2012?

Henüz spiritüel yolculuğumun ilk yıllarıydı ve üstüste kitaplar okuyordum. O dönemde şimdiki gibi zengin bir mistik kitap arşivi olmadığı için ağırlıklı olarak Akaşa Yayınları’nın özellikle de medyumik kanallarla yazdırılan yabancı kaynaklı kitaplarını hatmederdim. İşte bu kitaplarda rastlamıştım 2012 ile ilgili ilk bilgilere ki benim 2012 senesi ile tanışma tarihim 1998’di. Sonradan ilerleyen zaman içinde internet gelişti, benzer konularla ilgilenen kişilerle iletişim kurabildiğimiz e-posta grupları oluştu ve bilgi kaynaklarımız arttı. Tüm bu süreçler esnasında değişmeyen tek şey 2012 tarihinin önemini sık sık vurgulayan yazılardı. Derken bir gün Ankara’da bir kitapçıda gezerken “2012: Marduk’la Randevu” adlı kitaba rastladım. “Yahu, 2012 tarihinin bir sömürülmesi eksikti; he canım he” diye bir önyargıyla yaklaştım ve kitabı elime bile almadım. Fakat daha sonra bir arkadaşımın evinde aynı kitaba rastlayınca alıp okumaya başladım ve ilginç bilgiler içerdiğini fark ettim. Ardından yazarıyla şahsen tanışınca artık kendimi kitaba bırakmak farz olmuştu ki önyargıların nasıl insanı sınırladığını bir kere daha görmüş oldum.

2012: Marduk’la Randevu

Burak Eldem’in kitabı uzun yıllar süren araştırmalar sonucu ortaya çıkan bir “Saklı Tarih” denemesiydi. Yazar, insanlık tarihindeki dönüşüm sürecinin binlerce yıla yayılan seyrini incelerken, toplumsal değişim, kaos ve çözülmelerin ardında, “insanın tarihi”nin yanı sıra, “Doğa’nın tarihi”nin de etkili bir unsur olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyordu kısaca. Tarihteki bazı keskin kırılma noktalarında “doğa değişimlerinin” de oynadığı role dikkat çekiyor ve kimileri “döngüsel” görünen doğal etkenlerin niteliğini çözümlemek için, geçmiş kültürlerden kalma belge ve metinlerde elle tutulur izler arıyordu. Kitabın savı, kadim astronomi kayıtlarında varlığına göndermede bulunulan bir “göksel unsurun” hafife alınmaması yönündeydi: Güneş Sistemi’ndeki süreçleri uzun aralıklarla etkilediği izlenimi veren, Akat/Babil kayıtlarında Marduk adıyla anılan bilinmedik bir gök cismi vardı ve bu, yaklaşık 3661 yıllık bir periyodla sistemin yakınından geçiyordu. Marduk’un bir “kahverengi cüce” yani yakıtını bitirmiş bir yıldız eskisi olma ihtimali yüksekti ki bu gök cisimlerinin kütleleri küçük ama yoğun olabildiği için de çekim güçleri yüksekti. Kadim uygarlıklar, Marduk’u biliyor ve yörünge geçişlerini özellikle takip ediyorlardı; çünkü bu gezegen güneş sistemine her yaklaştığında çekim gücüyle gezegenimizin dengesini etkilemiş ve kimi zaman da büyük doğa olayları meydana gelmişti. Nitekim Marduk’un en son Dünya’ya yaklaştığı tarih MÖ 1650’ydi ve bu tarihte Ege Denizi’nde Thera yanardağı patlamıştı. (Santorini Adası Thera’nın kraterinin ağzıdır ve bu patlama sonucu oluşmuştur.) Bu öyle büyük bir patlama olmuştu ki dönemin süpergücü Girit/Minos Uygarlığı sonrasındaki doğal afetlerin etkisini atlatamayıp, ekonomik ve sosyal çöküntüye uğramış; Mısır’ın kuzeyi büyük bir kaos etkisi yaşayıp iktidar çalkantılarına sahne olmuş; Mezopotamya, Hindistan ve Çin’deki güçlü devletler büyük sarsıntılar yaşamışlardı.  Dünya ortadan kalkmamıştı ama uygarlığın seyri değişmişti. Kadim uygarlıklar o kadar korkmuşlardı ki yaşananlardan Marduk’un yakınlaşma tarihini takip etmek için sistemler oluşturmuşlardı ve bu uygarlıkların hesaplamaları Marduk’un yeniden Dünya’ya en yakın olacak tarih olarak 2012’yi gösteriyordu.


kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler

ARINMA Affetmek Alglamada Anlatm Aramak Aroma Astroloji Astrolojik Aynalar BEREKET BOLUK Bahar Bayram Beden dili Bedensiz Beyinde Beyni Beynin Beyniniz Bilincine Bilmek Bitkisel Burak DERSLER Davet Deerlerimizin Deniz Depresyonun Detoks Dikkat Dilek Disgrafi Disleksi EGZERSZ Egoist Enerjilerinin Epifiz Eruhunuzu FAYDALANMAK FAYDALARI Felsefe Fregoli GCJoseph GERDE Gcyle Gelecek Gidecek Gizemli HAYIRLI Hasta Hastalklar Hayal Hayallerinizin Hayata Hikaye Hiperaktivite Hipnozu Holografik Hologram Hoşgörü Illuminati KORUMA Kabala Kadim Karanlk Kelimeler Klasik Korkular Korunma Kristaller Kuantum Fiziği Kyamet LKLERMZ MEKTUP MUTSUZ Makbul Melek Merak Mevlana Mevlanann Mezar Mftolunun Moloküler Mucizeleri NAMASTE Nazar Nefret Niyet ODAKLANMA Okuma Okyanus POZTF PRATK PROGRAMLAMA Paranormal Patolojik Peeling Peinden Pratik Psikoloji Quantum Düşünce RAHATSIZLIIMIZ Rahat Reformist Romantik Ruhsal Sanat Sonsuz Stres Sufizm Tehlikeli Terapi Uymasn Zarar acı affetme aile akıl başkaları beden beyin bilgi bilim bilimsel bilinci bilinçaltı birey bolluk cümle dalga damla degerli düşünce egzersiz ekmek eleştiri. öfke emsimizi enerji evlilik evren fayda fizik fiziksel frekans garip geliim gerilim gerçek geçmiş gizli güven güzel harika hastalık hayat hissederim hoşgörüsüzlük huzur huzurlu ileti ilâc inanç insan insanlar kaos kavga kelime korku kuantum kurallar liste madde mucize neşe olacaksn olumlama olumlamas olumlu olumsuz para paralel pozitif psikolojik refah ruh sağlık seniz sevgi sistem sorumsuzluk sorun sorunlar suyun sıkıntı tabiat tedavi teori tesadüf toplum zaman zeka zellikleri zenginlik zerine zihinsel çekim üzüntü İletişim şifa şükretme