İnsanın gelişimiyle ilgili fikirler çok eski zamanlardan beri dile getirilmekte ve her dönemde artan bir ilgiyle önemini korumaya devam etmektedir. Günümüzde “Sen değişirsen dünya da değişir” sloganıyla kişisel gelişimin ruhu açıklanmaya çalışılsa da, bu slogan Eski Yunan’da bir yaşama sanatı olarak ele alınmaktaydı.
“Epimelesthai soutou” yani kendine dikkat etmek, kendinle ilgilenmek kuralı Eski Yunanlılar’ın gözünde kişisel davranış biçiminin ve yaşama sanatının temel kurallarından biriydi. Platoncu gelenekte kişi, kendisine dikkat etmek zorundaydı. “Kendini bilmek” ilkesinin hayata geçirilmesinden önce, kişi kendisiyle ilgilenmek zorundaydı.
Sokrat, “kendinle ilgilenme”nin doğal bir sonucu olan “kendini bilmek” kavramını farklı bir anlam çerçevesinde ele almıştır:
“Bireyin kendisiyle bir sanat sayesinde ilgilenmiş oluruz. Peki kendimizin ne olduğunu bilmezsek hangi sanatla kendimizi daha iyi kılabiliriz? Bunun içindir ki kendimizi bilirsek, kendimizle nasıl ilgilenebileceğimizi de biliriz. Bu bilgi olmazsa kendimizle ilgilenmek imkansızdır.”
Sokrat’ın “kendini bilmek” ile ilgili bu açıklaması Spinoza’nın “İnsana ait olan şeyin bilgi edinilmeye en layık olduğu” ifadesinde karşılık bulur. Ayrıca “Spinoza’nın felsefeye kazandırdığı “bir şeyin kendi varlığını korumak ve sürdürmek adına giriştiği çaba, bu amaca var gücüyle yöneliş, doğal eğilim ya da etkin ilke” dediği, sözcük anlamıyla “insanın tüm gücünü kullanarak gösterdiği gayret” anlamına gelen “conatus kavramı”25 bugünkü anlamda kişisel gelişim kavramının bir nevi tanımıdır.
Kişisel gelişimle ilgili sadece Eski Yunan’da değil, Doğu’da da önemli çalışmalar mevcuttur. Bunlardan biri günümüzden yaklaşık 2 bin yıl önce Sun Tzu tarafından kaleme alınmış “Savaş Sanatı” adlı “savaşmadan kazanmak” ilkesi üzerine kitabıdır. Bu kitap “gücün insanilikle dengelenmesini” amaçlayarak insanoğlunun maddi ve manevi yönleri arasında sürekli bir denge olması gerektiği tezini savunmaktadır.
Bugün kişisel gelişim kavramı öz itibariyle geçmişten gelen fikirleri bünyesinde barındırmakla birlikte değişen ve gelişen dünyayla beraber alanını da genişletmek zorunda kalmıştır. “Günümüzün hızla değişen dünyasında tek bir konuya özgü becerilere duyulan gereksinimin yerini, öğrenme ve uyum sağlama becerileri almıştır. Geleceğin anahtarı kişilerin içinde saklıdır. Onların düşüncelerini, davranışlarını ve iç çatışmalarını yönetmedeki ustalıkları, parlak, yaratıcılığa ve işbirliğine dayalı bir geleceğin kapılarını açacak; çağa ayak uyduranlar ile yarışı terk etmek zorunda kalanlar arasındaki farkı yaratacaktır.”
Bu konuya benzer "Kişisel Gelişim Nedir? Ne Değildir?" başlıklı makalemizde Kendini gerçekleştirme, kişisel gelişim ve kişisel gelişim nedir hakkında bilgiler verilmektedir. Okumanızı tavsiye ederiz..Yazar: Behlül TOKUR
Kaynak: Kişisel Gelişim Din İlişkisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder