5 Temmuz 2014 Cumartesi

Can'ın ve Kediciğin Şarkısı...

Bir Afrika kabilesinde, hamile kalan kadınlar, arkadaşlarını toplayıp doğaya gider… Doğacak çocuğun şarkısını duyana dek meditasyon yapıp dua ederler. Bu kabileye göre, her ruhun kendine öz, ses vibrasyonları vardır. Kadınlar bu seslere kulak verdiklerinde, hep birlikte yüksek sesle seslendirirler. Sonra da kabileye dönüp şarkıyı herkese öğretirler.

Çocuk doğduğunda, tüm kabile toplanarak ona şarkısını söyler. Çocuğun sonraki önemli dönemlerinde, aynı şarkı okunur. Ölüm döşeğinde de aynı şarkı söylenir. 

Bir insan kabul edilmez bir cürüm işlediğinde, kabile toplanır ve ona şarkısını söyler. Çünkü anti sosyal davranışlar ceza ile düzeltilemez; sevgiyle ve kimliğin hatırlanmasıyla çözülebilir. 

Kendi şarkını duyduğun zaman, bir başkasına zarar verecek davranışlarda bulunma isteğine ihtiyaç kalmaz.

Internette dolaşan bu harika hikayedeki gibi, keşke bizlerin de tıpkı o Afrika'daki kabilede olduğu gibi her birimizin kendine özel şarkısı olsa ve kendimizi bilmeden yaptığımız her adımımızda bizleri çembere alıp, bize o şarkıyı hatırlatacak bir kabilemiz... Çünkü yaptığımız yanlışlarda, en çok ihtiyacımız olan bu oluyor aslında. Kendimizi hatırlamak ve kabullenilmek... Fakat bizim dünyamızda "adalet" anlayışı intikam hissi, cezalandırma ve sonuçta da kafese kapatma üzerine kurulu... Dün birisini okuyorum "hapislerde çürüdüğünü görmek istiyorum" diye yazmış suçlu olduğunu düşündüğü birisi için. Bunu yazarken ki ruh hali çok saf ve temizmiş gibi... Peki o kişi hapislerde çürüdüğünde "adalet" yerine mi gelmiş olacak? Hayır, içsel intikam duygusu tatmin olacak olabildiğince... Peki orada bir şifalanma olacak mı? Hayır, kesinlikle... Muhtemelen gelecek kuşaklara aktarılacak bir yük... Ne o suça maruz kalan şifalanacak, ne de o suçu işleyen kişi... Bugüne kadar suç ve cezadan oluşan adalet sistemimiz katilleri, dolandırıcıları, tecavüzcüleri, hırsızları vs. engelleyebildi mi bunca yüzyıldır? Hayır. Daha da artarak devam ediyor bu olaylar. Çünkü olayların köküne inemiyoruz, oraları şifalandıramıyoruz; zaten böyle sistemler değil "suç" işleyenler için, günlük yaşamdakiler için bile anca daha yeni yeni yayılıyorlar...

Birkaç gün önce sosyal medyada "Can Aksoy" meselesini okudum. Zavallı bir kediyi öldürmüş bu arkadaş. O ne yaptığının farkında bile değil; olsa bunu yapmazdı. Kimbilir nasıl bir yaşam sürecinden geçti, üzerinde ne yükler taşıyor da o kediciğe bunu yaptı. O çocuğun çok ciddi terapi seanslarına ihtiyacı var. Çok ama çok ciddi şifalandırılmaya bu gaddarlığının... İleride insan öldürmeye de dönüşebilir çünkü bu ruh hali... Peki diyelim bu çocuk ne yaptığının farkında değil; resminin üzerine "öleceksin" yazarak Facebook'ta paylaşanlar ne yaptıklarının farkındalar mı? Elime geçirsem bir kaşık suda boğarım diyenler, kendi içlerindeki katil enerjisini kabullenebiliyorlar mı? "Haklı" hissetmek demek, ben linç de ederim; yok da ederim anlamına mı geliyor?

Diyeceksiniz "kediciğin suçu ne?" Ne suçu olacak onun. Hep böyle olaylarda "Powder" filmini hatırlarım. Zevk için bir geyiği vuran bir avcıya gelir ve psişik güçleri olan çocuk bir elini avcıya, diğerini geyiğe koyar. Avcı o anda geyiğin ne hissettiğini hissedince dehşete düşer. Keşke böyle sistemlerimiz olabilse dünyada. "Avcı"nın "kurban"ına o anda ne hissettiğini hissettirebilecek sistemler. Tecavüzcünün, o anda tecavüze uğrayanın ne hissettiğini hissedebileceği bir "empati" sistemi... Karşısındakinin ne yaşadığını hissederse o insanlar, yaşattıkları acıyı kendileri de yaşarsa bir daha öyle bir şeyi yapabilirler mi? 

Bu çok daha derin ve uzun bir konu, sadece ilk aklıma gelenleri yazdım... O kediciğin ruhu şad olsun. Onu öldüren Can Aksoy'un da... Umarım ne yaptığının farkına varabilir ve ruhu şifalanabilir... Zaten nasıl bir dünyevi bedel ödeyeceğini birlikte okuyacağız...


kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler

ARINMA Affetmek Alglamada Anlatm Aramak Aroma Astroloji Astrolojik Aynalar BEREKET BOLUK Bahar Bayram Beden dili Bedensiz Beyinde Beyni Beynin Beyniniz Bilincine Bilmek Bitkisel Burak DERSLER Davet Deerlerimizin Deniz Depresyonun Detoks Dikkat Dilek Disgrafi Disleksi EGZERSZ Egoist Enerjilerinin Epifiz Eruhunuzu FAYDALANMAK FAYDALARI Felsefe Fregoli GCJoseph GERDE Gcyle Gelecek Gidecek Gizemli HAYIRLI Hasta Hastalklar Hayal Hayallerinizin Hayata Hikaye Hiperaktivite Hipnozu Holografik Hologram Hoşgörü Illuminati KORUMA Kabala Kadim Karanlk Kelimeler Klasik Korkular Korunma Kristaller Kuantum Fiziği Kyamet LKLERMZ MEKTUP MUTSUZ Makbul Melek Merak Mevlana Mevlanann Mezar Mftolunun Moloküler Mucizeleri NAMASTE Nazar Nefret Niyet ODAKLANMA Okuma Okyanus POZTF PRATK PROGRAMLAMA Paranormal Patolojik Peeling Peinden Pratik Psikoloji Quantum Düşünce RAHATSIZLIIMIZ Rahat Reformist Romantik Ruhsal Sanat Sonsuz Stres Sufizm Tehlikeli Terapi Uymasn Zarar acı affetme aile akıl başkaları beden beyin bilgi bilim bilimsel bilinci bilinçaltı birey bolluk cümle dalga damla degerli düşünce egzersiz ekmek eleştiri. öfke emsimizi enerji evlilik evren fayda fizik fiziksel frekans garip geliim gerilim gerçek geçmiş gizli güven güzel harika hastalık hayat hissederim hoşgörüsüzlük huzur huzurlu ileti ilâc inanç insan insanlar kaos kavga kelime korku kuantum kurallar liste madde mucize neşe olacaksn olumlama olumlamas olumlu olumsuz para paralel pozitif psikolojik refah ruh sağlık seniz sevgi sistem sorumsuzluk sorun sorunlar suyun sıkıntı tabiat tedavi teori tesadüf toplum zaman zeka zellikleri zenginlik zerine zihinsel çekim üzüntü İletişim şifa şükretme