27 Eylül 2013 Cuma

Twitter bir baş belası mı?

Bu açıklamanın ardından AKP’li Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, Twitter’ı bıraktığını duyurdu. Gökçek, takipçi sayısı 500 bine ulaştığı zaman Twitter’ı bırakmayı kendisine bir hedef olarak çok önceden koyduğunu söylüyor, fakat bu kararın zamanlaması hakkında muhalif çevreler farklı düşünüyor.

Protestocuların birbirleriyle iletişime geçmesinde ve gösterilerin düzenlenmesinde Twitter’ın rolü olduğu kesin. Ama Twitter ya da Facebook gibi sosyal medya platformları bir baş belası mı, değil mi? Erdoğan’ın bu çıkışını Ankara merkezli gazeteci ve sosyal medya şirketi yöneticisi Emrah Güler’le tartıştık.

Başbakan Erdoğan’ın protestolar karşısında verdiği ilk tepkilerden birinde sosyal medyayı suçlaması sizi şaşırttı mı?

“İnternetin yasaklanması hiç yabancı olduğumuz bir konu değil. “

Emrah Güler

Tavır olarak şaşırtıcı değil. Son bir-iki yıldır Başbakan Erdoğan’ın kendi görüşünden farklı olanları en iyi ihtimalle dinlemediğini, en kötü ihtimalle de kızgın bir baba edasıyla ötekileştirdiğini gözlemliyoruz.

Bugüne kadar kendisine karşı düzenlenen bu en büyük ayaklanmada birini suçlamasını normal buluyorum; bu suçlamanın Twitter’ı hedeflemesi de normal. Belirli bir kitleye ulaşmasını ya da ulaşmamasını istediği bilgi akışı son günlerde tamamen kendi kontrolünden çıkmış durumda.

Burada ilginç olan durum, Başbakan Erdoğan’ın Arap Baharı yaşanırıken -örneğin Mısır’daki ayaklanmalar sırasında- kendi Twitter hesabından sosyal medya ile başlayan ve şekillenen Arap devrimini övmüş olması. Cumhurbaşkanı Gül’ün de benzer bir twitter mesajı var. ”Kapalı rejimlerde yeni iletişim biçimlerini dikkate almamız gerektiğini” överek söyleyerek açıklamaları var…

Başbakan Erdoğan Twitter hakkında ”Yalanın daniskası burada.” diyor. Gezi Parkı’nda başlayıp ülke geneline yayılan protesto eylemleri esnasında Twitter’da gerçekten aslı olmayan çok sayıda iddia, yalan haber dolaştı. Polisin öldürdüğü iddia edilen insanların sahte fotoğrafları yayıldı, ya da direnişi canlı tutmak için ”protestolar 48 saat sürerse hükümet istifa etmek zorunda kalacak” yalanı dolaştı. Hatta Twitter yalanları diye bir site Türkiye’de dolaşıma sokulan bu kışkırtıcı mesajları bir arada topluyor. Sosyal medyanın provokatif bir yönü yok mu?

Fakat bence ilginç olan şu: Son iki gündeki olayları bir kaynama noktası olarak düşünürsek, bundan önce bir-iki yıldır bir kaynama sürecinin içindeydik ve bu dönemde sosyal medyada insanlar ideolojik olarak birbirlerine saldırıyor, hatta nefret suçu kapsamına girebilecek söylemlere giriyorlardı.

Oysa çok şaşırtıcı şekilde son birkaç günlük süreçte, prokakasyon minimumdaydı ve Erdoğan muhalifleri bilgi çöplüğüne karşı önlemler almaya büyük özen gösterdi. Birkaç saat içinde yanlış bilgileri toparlayıcı web siteleri ortaya çıktı.

Cumartesi akşamına kadar devam eden bilgi karmaşası, Twitter kullanıcılarının ortak çalışmasıyla bir süzgeçten geçirildi. Bence etkileyici olan, bütün bu süreçte Erdoğan karşıtı sosyal medya kullanıcılarının sürekli birbirlerine ”şiddet kullanmayın, belirli bir ideolojiyi ya da bir partiyi savunmayın, protestolardan sonra çevreyi temizleyin” türü mesajlar atması.

Ayrıca, Başbakan Erdoğan’ın Twitter’a baş belası demesine rağmen, Twitter’da uzunca bir süre boyunca mesaj trafiğinde ağırlığını koyan taraf bizzat Başbakan’ın destekçileriydi; Twitter’da ”trending topic” olmaya onlar da gayret gösteriyor ve başarılı da oluyorlardı.

Türkiye’de sosyal medyanın, internetin çok rahat bir şekilde yasaklanması hiç yabancı olduğumuz bir konu değil. YouTube’a iki hafta boyunca erişim yasaklandı. Hükümet bazı blog’lara kızdığı için bütün blog’ları yasakladı. Çeşitli web siteleri birkaç gün içinde çıkan kararlarla yasaklanıyor. Ve Twitter’ı, Facebook’u yasaklamaları da çok uzak bir ihtimal değil.

Fakat şöyle bir durum var bu sefer. İnsanlar şunu görmeye başladı; ki bence hükümet de bunu görüyor. İnternet denen şeyi kapıdan kovarlarsa bacadan giriyor, bacadan kovarlarsa pencereden giriyor. Protestolar sırasında da internete erişimi engellemeye çalıştılar ama göstericiler wi-fi şifrelerini paylaşarak, şu ya da bu programı indirebilirsiniz diye birbirini bilgilendirerek karşı önlemler aldı. Bu önemli bir nokta.

İkincisi, sosyal medya son üç yılda Türkiye’de ekonominin çok önemli bir parçası haline dönüştü. Banka gibi büyük kurumlardan tutun lokantalara, otellere, sivil toplum örgütlerine ve yerel yönetimlere değin artık herkes sosyal medyayı hem kendi iletişim stratejileri için, hem de türlü operasyonları için etkin bir şekilde kullanıyor.

Büyük para kaynakları ciddi şekilde sosyal medyanın ekmeğini yiyor. Bu ekonomik faktör, Facebook’un ya da Twitter’ın yasaklanmasının o kadar kolay olmayacağının bir göstergesi bence.

Kaynak: BBC Türkçe

Tags: Başbakan Erdoğan, facebook, Gezi Parkı, Gezi Parkı eylemleri, manset, protesto, SOSYAL MEDYA, Twitter

Category: Başarı Haber, Psikoloji, Psikoloji Yazıları


Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler

acı affetme Affetmek aile akıl Alglamada Anlatm Aramak ARINMA Aroma Astroloji Astrolojik Aynalar Bahar başkaları Bayram beden Beden dili Bedensiz BEREKET beyin Beyinde Beyni Beynin Beyniniz bilgi bilim bilimsel bilinci Bilincine bilinçaltı Bilmek birey Bitkisel bolluk BOLUK Burak cümle çekim dalga damla Davet Deerlerimizin degerli Deniz Depresyonun DERSLER Detoks Dikkat Dilek Disgrafi Disleksi düşünce Egoist egzersiz EGZERSZ ekmek eleştiri. öfke emsimizi enerji Enerjilerinin Epifiz Eruhunuzu evlilik evren fayda FAYDALANMAK FAYDALARI Felsefe fizik fiziksel Fregoli frekans garip GCJoseph Gcyle geçmiş Gelecek geliim gerçek GERDE gerilim Gidecek Gizemli gizli güven güzel harika Hasta hastalık Hastalklar Hayal Hayallerinizin hayat Hayata HAYIRLI Hikaye Hiperaktivite Hipnozu hissederim Holografik Hologram Hoşgörü hoşgörüsüzlük huzur huzurlu Illuminati ilâc ileti İletişim inanç insan insanlar Kabala Kadim kaos Karanlk kavga kelime Kelimeler Klasik korku Korkular KORUMA Korunma Kristaller kuantum Kuantum Fiziği kurallar Kyamet liste LKLERMZ madde Makbul MEKTUP Melek Merak Mevlana Mevlanann Mezar Mftolunun Moloküler mucize Mucizeleri MUTSUZ NAMASTE Nazar Nefret neşe Niyet ODAKLANMA Okuma Okyanus olacaksn olumlama olumlamas olumlu olumsuz para paralel Paranormal Patolojik Peeling Peinden pozitif POZTF Pratik PRATK PROGRAMLAMA Psikoloji psikolojik Quantum Düşünce Rahat RAHATSIZLIIMIZ refah Reformist Romantik ruh Ruhsal sağlık Sanat seniz sevgi sıkıntı sistem Sonsuz sorumsuzluk sorun sorunlar Stres Sufizm suyun şifa şükretme tabiat tedavi Tehlikeli teori Terapi tesadüf toplum Uymasn üzüntü zaman Zarar zeka zellikleri zenginlik zerine zihinsel