Tarih yalnızca güçlü ile zayıfın bitmek bilmeyen mücadelesini anlatan bir hikayedir. Bu uzun, çok uzun hikayenin ilginç bir tarafı vardır: Her bölümün sonunda, güç her zaman karşı tarafa geçer.
Zayıf olanlar, yaşamsal güçlerinin son noktasına ulaştıkları ilk anda güç toplamaya başlarlar. Aynı zaman zarfında, güçlü olanlar güçlerinin doruk noktasına eriştikten hemen sonra üstünlüklerini kaybetmeye başlarlar. İster iki kişi, iki millet, ya da kadınlar ve erkekler gibi herhangi karşıt iki taraf arasında bir çekişme olsun, bu hiç değişmez.
Nesilden nesile
Dünya gezegeni üzerine kaç neslin geldiğini kimse bilmez. Bildiğimiz şey, en son gelen neslin bilinçli ya da bilinçsiz olarak atalarının tüm bilgi ve deneyimlerine her zaman sahip olduğudur.
Yaşam, tekerlekler üzerine inşa edilmiş bir araç gibidir; sonraki nesillere, ilkten sonuncuya kadar, bilgiyi taşıyabilir ve meydana getirebilir. Yaşam bizden kapanışı olan deneyimlere sahip olmamızı ister. Tamamlanmamış herhangi bir hikaye eninde sonunda tamamlanana kadar bilinçaltını meşgul edecektir.
Bu tür hikayenin enerjisi, gelecek nesilleri, önceki nesillerin bitmemiş deneyimlerini tamamlamak için bir yol bulmaya zorlar. Örneğin 5. nesil torun, soy ağacına bakması ve hikayelerini derinlemesine inceleyecek şekilde atalarını araştırması için kendisini zorlayacak çok güçlü bir içgüdüye sahip olacaktır.
Özellikle, failler ve kurbanlar arasındaki açık uçlu ve tamamlanmamış hikayeler, gelecek nesilleri bu hikayelere bakmaya ve sonlandırmaya zorlamayı hiç bırakmayacaklardır. Bu baskı, iki taraf da, fail ve mağdur, birlik içinde birleşecekleri yere ve zamana ulaşana kadar sürecektir. Birlik kavramı çok derin bir bilgelik gerektirir. Her iki taraf da, iki karşıt tarafın aslında deneyimin benzer enerjisine ait olduklarını ve ayrılığın ancak bilinçte var olabileceğini tam anlamıyla anlamalı ve kabul etmelidir.
Spiritüelliğin, hayattaki zorlukların çoğunun atalarımızdan bize miras kalan bitirilmemiş görevler ve hikayelerden gelirken, diğer zorlukların kendi geçmiş hayatlarımızdaki tamamlanmamış deneyimlere bağlı olabileceğini iddia etmesi bu yüzdendir. Ani kayıplar; tekrarlayan, zor deneyimler; boşanmalar; açlık noktasındaki yoksulluk; çocuk sahibi olamama; katil ya da kurban gibi hissetme; ve diğer istenmeyen deneyimlerin hepsi atalarımızın bitmemiş hikayeleri ile ilgilidir.
Dünya bir sahnedir
Spiritüel teorilere göre, bir ruh grubunun üyelerinden biri bitirilmemiş bir hikayeyi tamamlamayı seçtiğinde çoğu zaman maddi hayata aynı ruh grubunun diğer üyeleri ile birlikte geri döner (ya da ilk kez gelebilir). Hayata geri dönmeden/gelmeden önce kendi aralarında kontrat yaparlar. Gezegene geri döndüklerinde, onları aile üyeleri, arkadaş ya da çoğu zaman bir sorunun iki karşıt tarafında kavgaya katılan iki insan olarak görebiliriz.
Yalnızca çok az sayıda ruh tek bir ömürde birden fazla hikayeyi tamamlamaya karar verir. Bunlar genellikle genç, hatta muhtemelen hızlı ilerleme kaydetmek isteyen bebek ruhlardır. Bu ruhlar, görevi yerine getirmek için çok sayıda fırsat yaratacak ya da içerecek özel bir senaryo planlarlar. Oyuncu, senaryo ya da roman yazarı, film veya televizyon yapımcısı, ya da farklı türde bir sanatçı olmayı seçebilirler.
Sanatçılar olarak, geçmiş hikayelere dönmek ve onları olası herhangi bir sonla tamamlamak için sayılamayacak kadar çok yol bulurlar. Mutlu, üzgün, yorucu, rahatlatıcı, yumuşak, sert, neşeli, kederli ve pek çok başka türlü son önlerinde bulunur. Hatta aynı hikayeye çeşitli sonlar yazma ve ,tabi ki, hepsinde oynama şansını da bulurlar.
Senaryodaki her rolde, film, çizim, şiir, roman, şarkı ya da başka bir işte, sanatçılar bilinçsizce atalarından eksik hikayeler ödünç alırlar. Aynı hikayeyi baştan sona kadar deneyimlerler, ama farklı bir farkındalık seviyesinde ve farklı bir sahnede, yeni rol arkadaşlarıyla.Aynı senaryoda farklı varyasyonlar ortaya çıkar ve hikaye zamana ve mekana, toplumsal normlara ve harekete geçen kişinin kişiliğine göre bir son bulur.
Hikaye Tamamlama
Örneğin, karısı tarafından aldatılmış ancak boşanamamış ve bilinçli ya da bilinçsiz intikam arzusunu tatmin edemeden ölmüş bir atamızdan bahsedelim.
Burada tamamlanmamış bir hikayemiz var : Barış isteyen yaralı bir ruh. Hayat izleyen nesillerin bu hikayeyi tamamlamasını isteyecek. Hayat, hikayenin hangi şekilde tamamlandığına; iyi ya da kötü bir son ile mi bittiğine önem vermez; yalnızca bir son talep eder. Aynı ailenin 3. neslinde bir sanatçı, örneğin, bilinçli ya da başka türlü, hikayeyi bitirmeyi üstlenebilir. Bu görevi üstlenen kişi oyuncu ya da yazar, ya da belki ressam veya farklı tür bir sanatçı olabilir.Tabi ki en kolay yol benzer bir senaryo yaratmak ve oynamaktır.
Yazar, benzer bir hikaye yaratır. Senarist onu belirli bir sıraya koyar ve oyuncu kendi yorumu ve hisleriyle oyunu oynar. Bir şekilde, hepsi birbirine kurgusal bir hayat hikayesi ile bağlıdır. Bu yeni uyarlamada rol alan herkes bir fayda elde eder : Kısmen veya tamamen serbest olurlar.
Büyük olasılıkla, yazarın bilinçli zihni onu para kazanmayı vaat eden birşeyler yazmaya zorlayacaktır. Zengin olma konusundaki bu bilinçli arzuya rağmen, yine de miras kalan bir hikayeyi en uygun sonu yazarak tamamlamak için bir bilinçaltı zorunluluğu tarafından yönlendiriliyor olacaktır.
Hikayeyi tamamlamak ve her iki tarafı da özgür kılmak amacıyla, hikayeyi adamın karısını affettiği bir şekilde bitirecek. Bu uyarlamada kadın bir süre suçlu hisseder, ama sondan önce belli bir noktada kendini suçlamayı bırakır. Sonra kendini olduğu gibi kabul eder.
Şimdi gelecek nesiller için kontrat yenileme gerekliliği olmadan iki taraf da özgür. Birlik içinde bir hale geldiler.
Vaka çalışması
Bu vakada, roman yazarı, senarist ve ana oyuncuların her ikisi de atalarının bitmemiş deneyimlerinden kendilerini olabilecek en olumlu yolla bağımsız kılıyorlar. Bu tür bir son, yapıma katılan hatta filmi ya da performansı seyreden kişileri bile özgürlüğüne kavuşturabilir. Bu, gerçek ve kişisel hayatlarına barış, sevgi ve uyum getirir. Büyük olasılıkla, hiçbiri benzer bir senaryoyu yeniden yaratmak ya da yaşamak istemeyecektir. Ruhlarındaki diğer yaraları şifalandırmak için hayata geri döneceklerdir.
Hikayenin intikam güdüleriyle devam ettiği, ve ana karakterlerden birinin öfkeyi canlı tuttuğu ve bir şekilde diğerini cezalandırdığı bir sonla bittiği durumda, bu ayrıca bilinçaltını var olan herşeyle yeniden birleşme noktasına getirecektir, ve kalp hikayenin tamamlandığını hissedecektir. Yine de, bu zihnin özgür kalacağını garantilemez.
Evet, dünyaya gelen ruh bütün bir hikaye deneyimleyecektir ve bilinçaltı zihin tatmin edilecektir. Ancak, cezalandırmadan sonra yüzeye çıkan acı sebebiyle, bilinçli zihin kişinin tam olarak özgür kaldığına inanmayabilir. Yazarlar, iki ana oyuncu, ve diğer dahil olanlardan bazıları (kadro, seyirciler, vs.) onlara tam özgürlüğü verebilecek buna benzer ama daha basit başka bir senaryoda kendi yerlerini almak için hayata geri döneceklerdir.
Arınma Yolları
Ruhları arındırmanın ve karmalarından romanlar ve senaryolar kullanarak bağımsız hale getirmenin başka olası yolları vardır. Örneğin, senaryo gereği diğer oyuncuya işkence eden birisi yasa ile cezalandırılabilir. Tabi ki, bu ceza gerçek olmayacak, daha ziyade filmin bir parçası olacaktır. Ne olursa olsun, bilinçaltı yine de bunun bir çeşit nihai eşitlik olduğuna inanacaktır. Daha sonra bunu tam veya kısmi özgürlük takip edecektir.
Diğer bir yol ise bir savaş ya da çete hikayesi yazmak veya bu tür bir senaryoda rol almaktır.
Eğer atalarından biri, birden fazla kişi tarafından saldırıya uğrama ve öldürülmeyi deneyimlemişse, ruhu büyük olasılıkla derin yaralar taşıyor olacaktır ve hatta derin bir intikam isteği barındırıyor olabilir. Bu durumda, bir savaş ya da çete senaryosu ruhunu arındırmak amacıyla hikayeyi tamamlamak için mükemmel bir araç olarak kullanılabilir.
Daha yeni nesilden birisi hikayeyi bitirme görevini asker, kahraman ya da sokak çetesinin bir üyesini oynamak suretiyle üstlenir ve hikaye boyunca pek çok insan öldürür. Atasının ölümünün faillerini temsil eden, (kendisi tarafından öldürülecek) diğer oyuncularla birlikte atasının temsilcisidir. Bir kez daha, bu duruma dahil olan herhangi biri – roman ya da senaryo yazarı, oyuncu, seyirci, vs. gibi – biliçaltında benzer bir tamamlanmamış hikaye taşıyan biri, kendi hikayesini tamamlama şansına sahip olacaktır. Yeniden dengelenecekler, ve kalpleri, zihinleri, bütünleşmiş biliçaltı düşünceleri onları atalarının hayatlarından bağımsız hale getirecektir.
Hepiniz teorimi kullanabilirsiniz. Hayatınızı daha fazla sevgi, barış ve uyumla doldurmanıza yardımcı olabilir. Kendi yararınıza nasıl kullanabilirsiniz? Çok kolayca!
Ne Yapmalı?
Sadece atalarınızın tamamlanmamış hikayeleri hakkında düşünmek arzu edilen özgürlüğe erişmenizde size yardımcı olabilir. Bu, hayatınıza köklerinizle bağlantılarınızı muhafaza etme olasılığını getirebilir, böylelikle kendinizi özgür, sağlıklı, güçlü ve mutlu tutarsınız. Bu şekilde, kendi düşünce, hislerinizi ve duygularınızı yine onlarınkilerden bağımsız kılarken, bir de atalarınızın gücüyle beslenebilirsiniz. Özgürlük her zaman güç ve mutluluk getirir.
“Bu nasıl gerçek olabilir?” dediğinizi duyar gibiyim.
Biliminsanları, bilinçaltının gerçekle kurguyu ayırt etme yetisinin olmadığını iddia ediyorlar. Gördüğümüz, söylediğimiz, düşündüğümüz ya da duyduğumuz her şeyi, biz fark etsek de etmesek de hatırlar. Bilinçaltı her anın hatıralarını tarar ve tamamlanmamış herhangi bir verinin bitirilmeyi bekleyen bir görev olduğunu düşünür. O zaman, gizlenmiş hatırayı, bizi görevi tamamlamak için bir yol bulmaya zorlamak niyetiyle, fiziksel dünyamızda görünür yapmak için çok çalışır.
Bilinçaltı içimizdedir ve kesintisiz olarak bizi bütün, tamamlanmış, özgür ve mutlu olduğumuzu fark etmemiz için zorlar. Bilinçaltının isteğimiz ya da beklentimiz olduğunu düşündüğü herhangi bir şeyi elde etmek için nereye gitmemiz gerektiğini gösterecek güdüler yaratır. İsteğimize ve/veya beklentimize ulaşana ya da bu hoş olmayan durumu bilinçli bir şekilde durdurana kadar hayatlarımıza tekrar tekrar aynı deneyimi getirir.
Bilime göre, bilinçli zihin bir saniyede 5 ila 9 bitlik veriyi toplayabilir ya da işleyebilirken, bilinçaltı zihin aynı zaman içinde bir milyon bitlik veriyi toplayabilir ve işleyebilir. Toplarken, işlerken ya da veriyi tekrarlarken, bilinçaltı, deneyimin basit ya da zor, mutlu veya hüzünlü, bol ya da az olduğunu önemsemez; yalnızca tamamlanması gereken bir deneyim olarak hayatlarımıza yeniden getirir.
Bilinçaltının bu tutumu ucu açık her hikayeye bir son yarattığımız zamana kadar devam edecektir. Bunun anlamı, kendimizi atalarımızın kaderlerinden azat etmek ve – geçmişten herhangi bir kesinti olmaksızın – kendi hayatlarımızı yaşayabilmemiz için; öncelikle onların hikayelerini tamamlamamız ya da, engelimizi kabul ederek bilinçaltını aynı senaryoyu tekrarlamayı durdurması için tam olarak ikna etmemiz gerekmektedir. Ayrıca harekete geçmeli ve engelimizin bağlarını koparmalıyız. Bunu yaparken, bunun atalarımıza ve onların deneyimlerine tam bir saygı içinde yapılması gerektiğini aklımızda tutmalıyız.
Yani, arkadaşım, eve git ve hayatında tekrarlayan deneyimleri bulmaya çalış. Not et ve akla gelen tüm olası sonları hayalinde canlandırmaya başla ya da yaz. Aşk, birleşme, ayrılık, çatışma, mücadele, anlayış, şefkat, hastalık, sağlığına kavuşma, hüzün, keder, mutluluk, neşe, coşku, ya da akla gelen her şey uygundur. Her seferinde, yalnızca hikayeden gerçekten bağımsız hissedene kadar farklı bir son bulmaya çalış.
Eğer yukarıdaki yöntemlerin hiçbirini kullanamazsan, bilinçsizce iç içe olduğun, atalarına ait gerçek hikayeleri canlandıracak Aile Dizimi uygulayıcılarına git. Atalarının hikayelerini tamamlamalarını sağlayacak ve seni özgürleştireceklerdir.
Çekim yasası hala senin için işe yarıyor olacak, ve hayatına yalnızca senin düşüncelerine, hislerine ve duygularına uygun enerjileri çekeceksin.
Keşke altına sadece "kaynak" ibaresiyle linki eklemek yerine, doğrudan http://www.derki.com/ruhsallik/insanligi-yeniden-dengelemek-icin-yollar
YanıtlaSilşeklinde link ekleseydiniz :(