"Bana düştü dünyanın derdi, usandım Allah’ım aman, (yeni başladık)
Kıyamet mi kopacakmış aman, keyif benim köy seninse (şüphesiz)
Bunaldım Allah’ım aman, alacaksan al canımı hemen (tereddütsüz)
Hangisi günah hangisi sevap, karıştırdım aman (artık değil)
Cehennem de, cennetin de sensin düşünme.(% 100)
Ona buna bulunacak bahane yok…! (zinhar)..." C.E.-M.Ö.
28 Kasım 2012 Tarihinde TSİ 16:33 itibariyle Yay/ İkizler aksında, İkizler Burcunun 6 ° 41’ derecesinde Halkalı bir Ay Tutulması deneyimleyeceğiz. Tutulumun güzergâhı ise, Alaska, ABD, Doğu Avrupa’nın büyük bir bölümü, Asya Kıtası, Türkiye, Ortadoğu, Hindistan ve Yeni Zelanda’ya kadar olan bölge. Ülke ve bölge bazı tek tek yazınca epey uzayacak, iyisi mi , aşağıda eklemiş olduğum tablodan tutulumun etki sahasını görebilirsiniz. Birde renklendirdim sizin için, özel bölgeleri.
YAY/ İKİZLER AKSI – BİLİNÇ-İLETİŞİM- BİLİŞİM-BİLGİ-KÜLTÜREL KAYNAŞMA-KİTLESEL ETKİLEŞİM
“Bilim atom bombasını üretti, fakat asıl kötülük insanların beyinlerinde ve kalplerindedir.”Albert EINSTEIN
Kitlesel etkileşim, Kolektif Bilinç. Subliminal Mesajlar, Zihin Kontrolü... Bu kavramları son yıllarda çokça duymaya başladık, İnsanlığın, Yaratılışın sınırlarını ve ölçüsünü zorlamaya çalışmasıyla, doğan sonuçları gördükçe daha çok duyacağız gibi. Bir anlamda iyi bir anlamda tehlikeli, neyi nasıl kullandığına göre değişkenlik gösteren bu çalışmalar. Alfred Nobel Dinamit barutunu keşfetti, Avrupa’da yapılan savaşlarda kullanıldı ve sonuçları facia idi, savaşa bilmeden katkı yapmıştı. Keşfettiği için pişman oldu ve bugün Nobel ödülleri olarak dağıtılan ve içinde Barış Ödülü de olan, bir tezatlıkla. Albert Einstein, atom bombasının mucidi, nükleer enerjinin babası, 2.dünya savaşı ve sonuç yüzbinlerce insan katli, doğa katli. Einstein, yıllar sonra ABD. Başkanı Roosevelt’e atom bombasının işlevini bir mektupla ayrıntılarıyla yazdığı için pişmanlık duyduğunu söylemiştir, ne derler sizin orada buna “Günah Çıkarma” mı? Oysa o enerji bugün savaş silahı olarak değil ve kontrol altına alınıp tüm dünya insanlığı için kullanılsa enerji sorununun çözümü olabilmekte. Fizikçi değilim, kullandığım terimler hatalı olabilir, anlatımım eksik kalabilir. Olayın özüne odaklandım, sen anladın değil mi vermek istediğim mesajı? Bilgi işte böyledir, Yaşadığımız zaman gibi, biri alır kutsallarımızı pazara çıkarır, bir diğeri para ile satılması caiz olmayan bilgilerimizi ulu orta magazinel boyutta ifşa eder. Salt kutsalımız mı? Hayata dair var olmuş bu zamana kadar getirdiğimiz ne kadar ilmi ve bilimsel gelişmeler var ise, her birinin faydasından ziyade negatif, zararlı olacak boyutuyla daha bilgiliyiz. “Cin olmadan, adam çarpma “ mı diyorlar buna ne sizin oralarda! Bizim buraya henüz uğramadı da bu deyimin rüzgârı, varsa estiriver biraz rüzgâr… Saflığın demode olduğu yerlerdeyiz, batıyor cana!
Teknolojik olarak oldukça ileride, beyin gelişimi açısından, insanlığa hizmet olarak oldukça gerideyiz. Bedenlerimiz süper, hepimiz tornadan çıkmış gibi, tek kalem, botokslar, liposectionlar, hokka burunlar, silikon göğüsler, zafiyet halinde bedenler, trendler, Ruhsal gelişim mi? ruhsal gelişim merkezlerimiz bile var artık sokak başlarında bazen yan yana dahi olmakta, aynen bizim sokak gibi, cem marketle, Suat abilerin bakkal gibi… Ekmek yine ekmek ama ambalaj işte paketleme farkı! Çoğu Ruhsal gelişim merkezleri dahi başka amaçlara hizmet etmekte, “Gitmezse, seminerlere katılmazsa, ölecek hastalığı “oluştu. Hele ki 2-3 kere git kurs al, birde gayduru gubbak bir sertifika, al sana yaşam koçluğu, maddi imkânın varsa, bir de yağlısından çevren, iki üç kere de görün medyada, pompalasın medya bilinçlere, yaşam koçu diye, astrolog diye, ruhsal gelişim uzmanı, kişisel gelişim danışmanı, e hoş geldin dejenerasyon çağına. Verdiğin bilgi günlük yaşamda faydalı mı faydasız mı? Var mı bir istatistiğin, var mı bir makalen, var mı bir ele avuca gelen alanınla ilgin katkın? Var mı geleceğe kalacak adamakıllı bir orijinal bilgin? Var mı bir faydası uzun solukta? Ver afyonu uyuştur beyinleri, programlandığı inan üzere olan, yak beyinleri, sana ne ki sonrası…! Arza göre talep değil, Talebe göre arz zamanındayız nasıl olsa değil mi? Talep edenlerin sorunu! Ver cinni bilgileri, ritüelleri, bilmem ne kartlarını sun önlerine, ilk başta faydalı gibi bir yanılsama da sonrası, beyin denilen motoru yakmış binlerce insan, dışı plaza, içi akıl hastanesi gibi olan süslü püslü yapılarda cebelleşip dursunlar sıkıldıkça daha çok kartlar, ritüeller, o iyi gelmedi, bir de bunu denemeler, devam edip gitsin bu dejenerasyon. Sen de aldan, aldandığınla da aldatmaya devam…
Ya yeni jenerasyon? Aileler sürekli şikâyetçi, çocuğumda şiddete meyil var, oğlum içine kapandı, kızım çok asi, konsantrasyon zorluğu yaşıyoruz. Dikkati çok dağınık vs. vs. Televizyonlarda, bilgisayar oyunlarında, sabahtan akşama, akşamdan sabaha, şiddete meyli artıran çizgi filmler, fantastik dünyaların içine giren çocuklar, insan bedenini küçük görmelerini, insandaki enerjiden ve hatta beyinden bihaber çocuklar. Uçan kahramanlar, çelik kollara, demir yumruklara, elektrik kablosu döşenmiş gibi kaslara sahip olan acayip yaratıklar. Hepimizin elinde, son teknoloji gelişmiş, bilişim-iletişim cihazları! Sahi en son ne vakit baktınız çocuğunuzun ta gözlerinin içine? Ne vakit çocuğunuz şöyle içinden gele gele sarıldı öptü, anneciğim, babacığım iyi ki hayatımdasınız diye? Göz-sel iletişim kontak OUT ! Aynı ev içinde bilgisayar üzerinden iletişim IN! Ya gençler? Lady Gaga Kuşağı, insan etleri görüntüsü verilmiş, kan akan kostümler, bohem bir hayat, bilgi-ilim irfandan uzak, insan şeklinden, şemalinden çıkmış yaşamlar… Şarkı sözlerinde bilinçaltına kazınan mesajlar…E gençler ne yapsın! (istatistiğimdir çok yakın arkadaşlarım, azımsanamayacak kadar fazlayız)Akademik kariyer yapmak istiyor, önünde pek çok engel, bir projesi var Akademisyenler tarafından kıskançlığa maruz kalmış, budandıkça budanmış, pek çok genç! İlmi ve fenni faydalı olmak adına çırpınan kurtulmuş bilinci hala saf ve aydınlık pek çok genç şuanda, bir boşluğun, bir bezginliğin içinde. Kapıları tutmuş dinozor akademisyenler (istisnalar var- e onlar da zaten bu ülke sınırlarında değiller örnek: Gönül Tekin- ellerinden öpüyorum), geçit vermiyorlar, hasbelkader geçti mi biri bu kapılardan, yıpratmak adına herbir şeyi yapıyorlar, sonrası beyin göçü! Faili meçhuller, intiharlar! İdealizmin son neferi olarak zordayız ama dayanacağız gençler emi! (Lady Gaga ve türevlerine ilişkin zamanında epey bir çalışmalarda bulunmuştuk, nette ararsanız yerli/yabancı pek çok kaynağa ulaşmanız mümkün. Sadece verdiğim bu bilginin yanındayım diye buraya yazıyorum. Deli saçması diyenler vardır, olabilir? Siz Akıllılar sayesinde geldiğimiz hal bu ise, biz delilerin de katkısı olsun:=)
Velhasılıkelam: güncel olanıyla 2012 fenomeni, hazırlıkları, korkular, endişeli hal, bekleyiş, dünyanın her bir yerinden mantar gibi toprağın yüzeyine çıkan kimi zehirli kimi yenilebilir cinsten bilgilerle nihayet 2012’nin sonlarına geldik. Kimi kutsal-vahy bilgileri, kimi kadim öğretileri, kimi günlük yaşamın içine dâhil olmuş kavramları, kimi hızla 19.yy sonrası geçmişin bilgisiyle harman olup adına New Age dediğimiz yeni yaşam yeni kavram yeni bilgiler, alışkanlıkların değişmesi, amma iyi amma kötü uçta dünya, “ Bilinç Kıyam-ET’i “sahasına sayemizde girdi e çok şükür. Biz insanız, aklı olan iradesi olan dünya içinde vücut bulmuş bir bakıma en fevkalade bir bakıma en tehlikeli varlıklarız. Hakiki Kıyamet’inde insan eliyle geleceğini düşünürsek bu asırda yaşayanlar bizler, yine kötünün iyisi olan insanlardanız diyebiliriz mi? E o vakit endişeye mahal yok gerçi hoş, biz hazırlıklıyız şimdi kopsa da olur hem de ne güzel olur bir an evvel asıl sılaya vuslat etmek, lakin sevinmeyelim, sizler de korkmayın, o kadar kolay olmamalı ilahi adalet mekanizması bu dünyada da mevcut, daha bir iyice azalım, taşalım coşalım, yaratılmışı, değiştirelim, kendi yarattıklarımıza köle olalım, dünya nüfusu azalsın, kalanlar birbirini yesin vs. vs. vs. yani daha var Kıyamet’e de asıl bundan sonrası ya ateşin içinde suda gibi serin ya da suyun içinde, ateşte yanıyormuşçasına çetin. Ama yine de, Sen rahat ol, kadınım/adamım sen rahat ol emi. Korku yoktur ruhunu ve canını, ecelle randevusu gelmeden çoktan teslim etmişe… Senin vicdanın rahat ise, değmez sana ne yel, ne de ateş…İbrahim’SİN-dir artık… Ve sen yine Nemrut’un için dua et, vicdan denilen kuvve, Nemrut’un, Firavun ’un yüreğinde de yeşersin, filizlensin de o da tutsun elinden, katılsın bu vel asr yürüyüşüne.(En doğrusunu Allah bilir)
Sesli – Yazılı-İçsel Bir, Öznel Eleştiri:) E Elif, yine ne çok konuştun böyle, bilmiş bilmiş, tencere dibi kara seninki benden kara misali, sütten çıkma ak kaşıksın da sanki! Sen de toysun hala ve sen de çiğsin, sen de ham… Pişeceğiz Elhamdülillah, çabamız buna ya : ) diyelim ve şimdi şu bilgi deryasına, bilinç kıyam-et’ine bi katrede bizden olsun? Sadete gelelim değil mi? Ne kadar da önemli bu tutulumun bizleri nasıl etkileyeceği : )
Tutulumun elementi Hava/Ateş, niteliği değişken, 3.ev ve 9.ev temalarında etkin. Etkisi değişken, ani ve çabuk, kendiliğinden gelişecek olayları barındırmakta. Astroloji ilminde 3.ve 9.ev alanları yukarıda uzun uzun yazdığım konuları içerir, iletişim, bilgi, bilginin kullanımı, yayılması, etkileşim, eğitim, dinsel temalar, toplumun bilgi kanalı olan insanları kapsar. Bu noktadan itibaren, kabımıza, nasibimize göre ve dahi çabamıza göre, bilinçlerimizde kimimize zor kimimize kolay bir temizlenme, bir gözümüzü açma, arınma zamanı diyebilirim. Bunu hayatınızın her alanında düşünün, tortu üzerine tortularla katılaşan, hissedemeyen yüreklerimizi, gözünüzün önünde yığınlarca çapakla görmenizi ve hissetmenizi zorlayacak olan atıkları atmak adına, temizlemek adına, bi’ cesaretle dolacağımızı söylemek isterim. İlişki-eğitim-çalışma hayatı, günlük-güncel sorunlar- geleceğe ait plan ve hayallerimizle ilgili tıkanıklıklar vs. hepsi adına insan yaşamına dâhil olan her alanda gözümüzün önündeki çapağı temizleme zamanı olabilir olumlu yönde bu tutulum enerjisini kullanmak adına adım atarsak şayet. Diğer taraftan, öncesi ağrılı sızılı sonrası ise, iyi ki yapmışım, iyi ki demişim, iyi ki konuşmuşum, diyeceğiniz bir anda gelişen artık sözün yaydan ok gibi fırlayacağı iletişimsel konuları gündeme taşımak adına da olumludur. Sonuçlar menfi ya da müspet, kadere nasibe, çabana kalmış. Hergün kurup kurup düşünüp düşünüp ölmektense, değil mi ama sonuçtan beklentiye girmeden, acı ise de, tatlı ise de gözümüzün önüne bakmak adına güzel bir zaman diyebilirim.
Akrep Burcunda seyreden, Satürn-Venüs Kavuşumu, Oğlak Burcunda seyreden Pluto-Mars kavuşumu ve İkizler burcunda tutulumun başaktörü Ay ile yaptıkları YOD açı kalıbı. Gökyüzünde görülebilecek ilginç bir görünüme şahit olmaktayız. Bu açı kalıbı sekstil açı yapan gezegenlerin, üçüncü bir gezegenle birleşmeyen(150) açıya geçmesi ile oluşur. Yod kalıbı, körlüğü simgeler, sorunun içinde olup çözümü görmemeyi simgeler, sorun büyüktür, hafife alınacak türden değildir, tek başımıza çözüme ulaşmamız zordur, ilahi ya da bir insandan alacağımız yardımla çözümlenmesini simgeler. Yod İbranice 10 sayısına tekabül eder, Harf ’in manası ise, sonsuz olanın, sonlu olanın üzerindeki gücü- El-Tanrının Eli olarak geçer, buradaki el elbette mecazi manada, Bazen işimiz Allah’a kalır ki her işimiz O’nunladır, yine mecazi, kişi hastadır, her türlü tıbbı müdahale yapılmıştır, tedavi sonuçsuz kalmıştır, iyileşmez deyip evine gönderirler, işi Allah’a kalmış deriz ya hani. Vesilesiyle hasta tevafukken ya bir bitkinin köküyle iyileşir hızla, ya da başka bir uzman beliriverir o esnada, Allah’a kalmış ise işimiz kolay da. Aman aman kula kalmasında bu zamanda! Yod kalıbı ilişkiler, sözel iletişimle ilgili alanlarda, özelikle duygusal konularda, körlüğümüzü iyileştirecek, çözümlere kolay ulaşacağımız enerjileri getirecek, yei düzenlemeler içinde kendimizi bulacağımız 6 aylık bir dilimi bizlerin hayatlarına empoze atmak adına dünyaya doğru enerjilerini salıvermiş durumda.
Değişken burçlardan, İkizler/Yay/Balık/Başak işaretinde olanlar ve yine Su Burçlarından, Yengeç ve Akrepte kişisel gezegenlere sahip olanlar ile yükselen , 7. ve 5.ev alanları bu burçları barındıranlar adına gayet iyi çalışacaktır Yod kalıbı. Bozuk ilişkiler, iletişimi kopuk ilişkiler, varla yok arası olan bağlar adına 6 aylık zaman. Ayrılıkta çoğu zaman devadır. Azad etmekte birbirimizi devadır. Bak Hakk’ın lütfu her anda, olma kör ya hu olma, cidden Gör… Kaderi (muallak dinamik) insanın çabasına bıraktık diyen bir vahyimiz var. Bu kadar sığ olmayalım bu kadar beleşe insanlar değiliz biz Ya Hu. Geliyor önüne fırsatlar, devalar, potansiyeller, etki süresi geçince kaçıp gidiyor, seyreyle vaveylayı sonra… Bir kısırdöngüde, ne anı yaşamak ne de geleceğe umutla bakmak…
Balık burcunda 2018’e kadar insanlığın hem 12.ev havuzunda oluşturduğu ortak bilincini iyileştirecek olan hem de, bireysel olarak dokunduğu beyin frekanslarımıza göre en çokta Balık burcu olanları ıslah edecek, geliştirecek olan, manen arındıracak olan Şiron, şuanda İkizler Burcunda yer alan Tutulmuş Ay ile sert bir bakışta, iyileşmek istiyorsan, yarayı saracaksan, biraz ağrılı olacak diyor. Hekimden sorma, çekene sor demişler, biz de yaraya iyileşsin diye, tuz basarlar…! Acı veren ağrılı bazı dokunuşlara hazır olmalı. Duymak istemediğimiz bir söz, görmek istemediğimiz bir görüntü, belki reddedilmek, belki terk edilmek, belki de terk etmek. Sadece eş-sevgili mi? Hayır elbet, bir şekilde yakınlıklarımızın da testi, kardeşler-arkadaşlıklar- ve hatta ana-baba…
Akrep Burcundan Satürn/Venüs desteğini almış olan Şiron, diğer yanda Yengeç Burcunda seyreden Ceres ile şifalı su üçgeniyle desteklenmiş olan Şiron, Oğlak Burcunda büyük bir patlama ortamına zemin olmuş Pluto/Mars enerjisiyle dönüşüm için zorda olsa gerekli iradeyi kazanmış olan Şiron. 4 Haziran 2012 ‘de Yay Burcunda gerçekleşen, Parçalı Ay Tutulması ile yeni bir hayat ısmarlamış olanları o günlerde tohumlarını atanları bekleyen olumlu gelişmeler ve artık çıktıkları katın biten kaba inşaatı sonrası, iç dekorasyonuna el atma keyiflerince kendilerine göre döşeme zamanı. İlk birkaç ayınız ağrılı sancılı, pek öyle pür neş’e içinde olacağa benzemiyor ama es sabır ile varılırmış es selam menziline, sonrası eğlenceli bakın keyfinize: ) Su ve Toprak Burçları en çokta 1969- 1974-1979-1984 arası doğan Güneş ve Yükseleni bu burçlara tekabül edenler. Hayırlı Ol’sun. (1988-2005 arasında Hava ve Ateş elementinde dünyaya gelenlerde epey bir yara var)…İstatistik adına mail atın emi. Uzun yazmayın, özele fazla girmeyin, detay vermeyin, istatistik adına katkı sağlayın: ). Sadece doğum tarihinizi verin özel çalışmam adına ki sonuçluk bi durum yok, sonuç ne teşhis ne demeyin, sonuç var ki istatistiği için istiyorum.) dekorasyona başladım deyin, başlayamayanlarda olacaktır haliyle herkesin haritası, kaderine çabasına özel! Başlamayanlarla başlayanların arasındaki farkı görmekte, var ise ilmi bir yanı hadsizlik etmeden Elif’e düşer : ) Maliyeye kâtip olacak ya, zaten çoluk çocuk işine de girişmicek, bu ilmi bari büyütsün:) (Behzat Ç. Amirime selamlar :)
(ne kadar da ciddi bir yazıcıyım, anlatıcıyım böyle,:) lakayt (lakayıt) mıyım ne? Lokavt yapmaktan yeğdir derim:) e ne yapayım şimdi, soğuk mermerlerden hazzetmiyorum, benim yapım bildiğin toprak, kâh sert kâh yumuşak, kâh çamur kâh batak, kâh sulak kâh kurak… tek kalıpta mermer değilim ki buz gibi olacak :) sen de beğenmeyiver beni emi :)
Ve şimdi Ateş burçlarına gelelim, Aslan-Yay-Koç. Yod kalıbından nasibini alan diğer üçlüye. Koç Burcunda uzunca süre seyahat edecek olan (Mart 2011- Mayıs 2018) ve seyri bitince, Boğa burcuna geçtiğinde dönüp arkasına Koç’ların şöyle bir geriye ve an’a baktıklarında vay be, neler neler sığmış bu 7 yıla, ben mi yaptım tüm bunları, nasıl bir değişimdir bu diyecekleri (tecrübe konuşmakta, senden önce balıklara daha evvelsi kovalara sorabilirsin ey Koç: ) Uranüs, hayatlarını şu son günlerde epey bir değişime doğru iteklemekte, Ay koç ve yükselen Koç’lar da bu potada, Ateş burçları Aslan ev Yay’da nasiplerini almakta, Uranüs, İkizler burunda tutulmuş Ay'ın sekstili (60 lık), Akrep Burcunda yer alan Venüs/Satürn'ün ise birleşmeyen, çözüm gereken, düzenleme ihtiyacında olan kör açısı 150’liği. Bir Yod bir Tanrının Eli dedikleri, dışardan müdahaleye açık vesilelerin harekete geçmesiyle açılacak göz işareti. Ateş mensupları Venüs ve Satürn hayatında ciddi ilişkisi olanlar adına, varsa bi' arızanız, artık kaçış yok, Uranüs o elektrikli şok eden, büyülü projektörü tutacak ilişkinize amma bugün amma 6 ay içinde Ay’ın Uranüs’ün 4-6 derecesini tetiklediği her ayın döngüsel takviminde. Netleşecek ilişkileriniz, yola devam ya da tamam. Ateş mensupları 2009 sonrası özellikle aslan ve koç2ların(ay burçları da dâhil) hayatında sıklıkla tuttuğum istatiksellere dayanarak ki 5-10 kişi olsa ona istatistik demem epey fazla, ya kendilerinden oldukça genç ya da oldukça büyük olan bireylerle ilişki potansiyellerini artırdı. Bu yıldızlardan gelen enerjilerin hayatlarımızda nasıl tezahür ettiğinin örneği, Şuanda feminen enerjilerin en yoğun olduğu bu dönem içinde, bu tür Uranüs vari dengesi olmayan ilişkileriniz var ise devam eden, Yod açı kalıbı size çalışmakta. Kesinlikle ve kesinlikle aşırılığa kaçmayın, aklınızın önüne duygularınızın geçmesine müsaade etmeyin, akrep Venüs*Satürn kavuşumu, yani Yod’un parmağı duygularını kontrol et diyor, tutkunun esiri olma diyor, Yaşaman gerekeni yaşıyorsun, bu ilişkilerle gelişiyor büyüyorsun ki yaşın kaç olursa olsun son nefese kadar devam eder gelişim, Kör olduğun noktalar açılıyor çözülüyor birkaç ay sonra gözünün önündeki çapak kalkacak daha net göreceksin, düşüncesiz plansız adım atma diyor. Aslan ev Koç’lar size bunlar emi. Etki sahasına girmiş ve yaşamınızda bunların tezahürünü görüyor iseniz birkaç ay rölanti ve sonra çapak ise temizlenme, deva ise zaten daha mantıklı bir süreç sizinle. Daha açık ve anlaşılır nasıl yazılır bi bilemedim ya şimdi : ) anlayanlar ya yorum yazsın altına ya da kısacık özer, detaya girmeden doğum tarihim budur anladım desin. Anlamayanlara ne olacak elif, diyeceksin demek ki sizin köye uğramamış daha diyeceğim. :)
“Saz tükendi, tel tükendi, ömür dahi tükendi de, kelam tükenmedi.”
Global etkilerine gelince, gelmeyeydik iyiydi, Dünyanın hali meydanda işte, bilmek istemesekte bildiğimiz gibi işte. Bir oyalanma yeri olan bu oylanmanın aslında asıl gelişim ve farklılıklarımızdan tümlenme ve birlikte gelişme yeri olan bu dünyayı, oyalanma merkezinden alıp oyuk oyuk oyduk hep beraber bir güzelce… Ne diyem Mahmut mu diyem. Bildiğin Dünya işte. Bilemedinse bak kendine, insana bak, bana bak bilirsin zaten Global etkilerini. Yazacağım da uzun uzun yine, çok yoruldum be.) Olan Herseyde bir hayr vardır deriz amenna vardır, olmadan daha, niyetlerimiz hayr olsun, güzel olsun, şer dahi gelse Hayrı tez olsun, akıbet hep hayr olsun.
En bi’ Özet: Yukarıya yazdığım herşeyi unut, at çöpe, bu işin asıl hikâyesi ise, Yıldızlardan gelen etkiler, ne kadar inkâr edilirse edilsin, insanı ve doğa yaşamını etkilemekte. Dünyaya gelen insan, gelişmek adına geliyor, neyin gelişimi, bilincin gelişimi, bu bilinç durduk yere mi gelişiyor, hani bir çiçek, suluyorsun suluyorsun, bi parça güneş alıyor tavlı toprağa dikiyorsun da mı gelişiyor? İnsan-ı Kamil dedikleri olgu, bilincin gelişmesi, bilinin çeşitli merhalelerden geçmesiyle, nefsi mertebelerden geçmesiyle, her bir durağa uğramasıyla, kısaca birbirimizle ve dünya ile olan ilişkilerimizle gelişiyor. Yıldız etkileri (gezegen vs.) bizlerin gelişimine katkısı olacak bazen hayr bazen şer odaklı görünümlere sahip oluyor. devr oluyor, devran dönüyor yine aynı noktalara geliyor, aştıysan daha evvelden o dağı sorun yok mükâfatına dönüşüyor, aşamadınsa evvelden o dağı bir kısırdöngüde bir daha bir daha yoklayıp duruyor, bilinç sürekli acı üretiyor, geriliyor, yaşamın diğer alanlarına yansıyor, minik bir sivilce kocaman bir çıbana dönüşüyor. Şimdi bu tutulum sana bu etkileri getiriyor ise bir süresi de var, akıl /irade ile seçimini yapmak, evvelden aştığın dağa göre senin elinde, 4 Haziran 2012 (1 Hafta+-/ )civarında olan etkilere bak, hayatına bir bak ve şimdi yine düşündüğün, önüne gelen konulara bak. O dönem atılan tohumlara bak şimdi tarlaya bak. Gelen etki bilince ulaştı, bilinç hayal etti, eyleme geçti, gerçeği yaptı, sonuç mu? Şimdi de sonuç zamanı işte. Olumlu ise bilinç bu aşamayı geçti, belleğine + tecrübe olarak deneyim olarak kaydetti, -,eksi ise bu bir şans demek ki, bilinç acı çekmekte şifalanması gerekiyor, yeniden bir daha dene. Kendime diyorum yani kendime: ) gelinim sen de anla ama emi : )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder