“Motivasyon duş almak gibidir. Fazla uzun götürmez. O yüzden hergün yenilenmesi gerekir.” Zig Ziglar
Bir arkadaş ortamında, en az 10 yıllık arkadaşlarımla beraber sohbet ediyorduk. Konu konuyu açtı ve kendimi onlara üniversite yıllarımı anlatırken buldum. Duydukları karşısında son derece şaşıran en yakın arkadaşlarımın tepkisi “Esra biz seni böyle bilmezdik” olmuştu:)
Onların bu kadar şaşırmalarının nedeni, beni çalışkan ve sorumluluk sahibi biri olarak tanıdıkları için. Halbuki anlattığım hikayede ben, bunun tam tersi bir profil çiziyordum:)
Gelin size bu hikayeyi anlatayım. Okuyacaklarınızdan sonra, siz de mucizelere ve bu mucizelerin sıradan insanlar tarafından yaratılabileceğine inanacaksınız.
1994 yılında üniversiteye başladığımda, henüz 17 yaşıma yeni girmiştim. Büyük şehre adaptasyon, aileden ayrılma ve yurtta yaşamaya başlama gibi hayatımda gerçekleşen dramatik değişimlere rağmen, ilk iki yıl boyunca derslerimde gayet başarılıydım. Çünkü ilk yıl ingilizce hazırlık sınıfıydı. İkinci yıl ise -yani mühendislik eğitiminin ilk senesi- lisenin uzatılmış hali gibiydi.
Her şey mühendislik 2.ci sınıfta başladı. O zamana kadar okul hayatım boyunca hiç yaşamadığım ilk şoku yaşadım ve iki dersten birden çaktım.
Bu durum pek çoğunuza gayet sıradan gelebilir. Ancak benim gibi okul hayatında 5 üzerinden 4 aldığında bile üzülmüş, anaokulundan itibaren aldığı tüm karnelerin toplamında bir elin beş parmağını geçmeyecek sayıda 4 olan ve liseyi 2.ci olarak bitirmiş birini düşünürseniz, bu durumun oldukça ego sarsıcı olduğunu anlayabilirsiniz:)
Hazırlık sınıfında tanıştığımızdan beri hiç ayrılmadığım sevgili dostum Zerrin de, okul başarısı anlamında beni aratmayacak bir geçmişe sahipti. Ama ne yazık ki o da, aynı benim gibi, dersten çakmak neymiş o yıl öğrendi:)
Sonraki yıl, Zerrin ve ben, yurttan tanıştığımız bir başka arkadaşımızla beraber eve çıktık. Normal şartlar altında, okul hayatımızın iyiye gitmesi, en azından daha da kötüye gitmemesi beklenirken, bizimki resmen dibe vurdu. Hem de ne vurmak! Hiç abartmıyorum, 3. sınıftaki derslerin tamamından çaktık.
4.cü sınıfa başladığımızda karşımızdaki manzara aynen şu şekildeydi: 2.ci sınıftan 2 tane, 3.cü ve 4.cü sınıfın tamamı olmak üzere, verilmesi gereken tamı tamına 29 tane ders! Hem de öyle böyle değil, tabiri caizse, hepsi de baba gibi dersler:)
O zamanki okul sistemi, bu derslerin tamamını aynı yıl alabilmemize olanak sağlıyordu ama, gel gör ki, bunca ders nasıl verilecekti:) Öylesine strest altındaydık ki, kendimizi resmen yemeye vermiştik:) Ben hayatımda hiç o kadar kilo aldığımı hatırlamıyorum. Bayanların kilosu söylenmezmiş ancak size şu kadarını söyleyeyim, şimdiki kilomdan en az 15 kilo fazlaydım!
Ailelerimiz, işlerin eskisi kadar iyi gitmediğinin farkındaydı ama durumun bu kadar da vahim olduğunu tahmin etmiyorlardı sanırım. Düştüğümüz bu çukurdan nasıl çıkacağımızı kara kara düşünürken, kahramanımız işte tam da bu esnada hayatımıza bir ışık gibi girdi. Zerrin’in annesi Hüsniye teyze!
Ben hayatımda onun gibi birini tanımadım. Ne kadar şefkatli, anlayışlı ve sevecen biri olduğunu anlatamam. Onun yanındayken içinize tatlı bir güven duygusu giriveriyor. Aşılması çok zor görünen çetin dağlar, tatlı iniş çıkışları olan yokuşlara dönüşüyor.
Hayatı boyunca pek çok zorluğun üstesinden başarıyla gelmiş olan Hüsniye teyze için, bizim gibi iki serseriyi hizaya sokmak çocuk oyuncağı sayılırdı. Baktı ki bu kızlar kendini salıvermiş, “şunlara bir el atayım da kendilerine gelsinler” dedi belli ki:) İlk dönemin sınavları başlamadan bir süre önce yanımıza geldi ve bize resmen yaşam koçluğu yaptı.
İşte Hüsniye teyze’den yaşam koçluğu sırları:
- İçinde bulunduğumuz durum için bizi asla yargılamadı, suçlamadı, yaptığımız hataları yüzümüze vurmadı.
- Gerek sözleri, gerekse de davranışlarıyla her zaman olumluydu ve bizi hep motive etti. Böylece kendimize yeniden güvenmemizi sağladı.
- Sabah erken kaldırdı ve gece vaktinde yatmamızı sağlayarak, ritmi bozulan biyolojik saatimizi düzeltti.
- Düşük kalorili, sebze ağırlıklı ama lezzetli yemekler hazırladı.
- Ders çalışma saatlerimiz uzadığında, yanımıza gelip “hadi mola zamanı” derdi. Bu molalarda etimekli ve doğal meyve şekerli harika tatlılar hazırlayarak bizi hem ödüllendirir hem de abur cubur ihtiyacımızı giderirdi.
- Gün içinde muhakkak bizi dışarıya yürüyüşe çıkarırdı. Avcılar sahiline yaptığımız bu yürüyüşlerden sonra oradaki parka oturup yanımıza aldığımız sandviç, çekirdek, vs gibi yiyecekleri yer ve havadan sudan sohbet ederdik. Bu sayede stresimiz inanın ki ciddi miktarda azalıyordu.
- Yine ders molalarında, balkon sefası yapardık. Bize Türk kahvesi yapar ve üstüne bir de güzel fal bakardı. Onun baktığı fallarda hep iyi şeyler görünürdü. Örneğin; yarınki sınavda çok başarılı olacağımız, çok güzel yerlere tatile gideceğimiz, çok güzel haberler alacağımız, vs. Hepsini uydurduğunu bilsek de, çocuk tarafımız bir şekilde bunlara inanır ve mutlu olurdu:)
- O zamanlar, hem ben hem de Zerrin fosur fosur sigara içerdik. Hüsniye Teyze, sigara dumanına karşı çok hassas olmasına rağmen, bir gün olsun bundan şikayet etmedi. Biliyordu ki, onca yükün üzerine, sigarayı bırakma stresini kaldıramazdık. Elbet gün gelecek her ikimiz de sigarayı ebediyen bırakacaktık.
- Sürekli nasihat veren anne moduna hiçbir zaman girmedi. Tam tersine o çok iyi bir dinleyiciydi.
- Yaptığı iyiliklerin ve fedakarlıkların altında bizi hiçbir zaman ezmedi ve psikolojik baskı yapmadı. Biz, hep beraber çok iyi vakit geçiren üç kafadar gibiydik.
- Ve her şeyden önemlisi, bize sevgisini her zaman, koşulsuzca, bol bol sundu. Sınavımız iyi de geçse, kötü de geçse bize her zaman şefkatle yaklaştı.
kaynak
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Etiketler
ARINMA
Affetmek
Alglamada
Anlatm
Aramak
Aroma
Astroloji
Astrolojik
Aynalar
BEREKET
BOLUK
Bahar
Bayram
Beden dili
Bedensiz
Beyinde
Beyni
Beynin
Beyniniz
Bilincine
Bilmek
Bitkisel
Burak
DERSLER
Davet
Deerlerimizin
Deniz
Depresyonun
Detoks
Dikkat
Dilek
Disgrafi
Disleksi
EGZERSZ
Egoist
Enerjilerinin
Epifiz
Eruhunuzu
FAYDALANMAK
FAYDALARI
Felsefe
Fregoli
GCJoseph
GERDE
Gcyle
Gelecek
Gidecek
Gizemli
HAYIRLI
Hasta
Hastalklar
Hayal
Hayallerinizin
Hayata
Hikaye
Hiperaktivite
Hipnozu
Holografik
Hologram
Hoşgörü
Illuminati
KORUMA
Kabala
Kadim
Karanlk
Kelimeler
Klasik
Korkular
Korunma
Kristaller
Kuantum Fiziği
Kyamet
LKLERMZ
MEKTUP
MUTSUZ
Makbul
Melek
Merak
Mevlana
Mevlanann
Mezar
Mftolunun
Moloküler
Mucizeleri
NAMASTE
Nazar
Nefret
Niyet
ODAKLANMA
Okuma
Okyanus
POZTF
PRATK
PROGRAMLAMA
Paranormal
Patolojik
Peeling
Peinden
Pratik
Psikoloji
Quantum Düşünce
RAHATSIZLIIMIZ
Rahat
Reformist
Romantik
Ruhsal
Sanat
Sonsuz
Stres
Sufizm
Tehlikeli
Terapi
Uymasn
Zarar
acı
affetme
aile
akıl
başkaları
beden
beyin
bilgi
bilim
bilimsel
bilinci
bilinçaltı
birey
bolluk
cümle
dalga
damla
degerli
düşünce
egzersiz
ekmek
eleştiri. öfke
emsimizi
enerji
evlilik
evren
fayda
fizik
fiziksel
frekans
garip
geliim
gerilim
gerçek
geçmiş
gizli
güven
güzel
harika
hastalık
hayat
hissederim
hoşgörüsüzlük
huzur
huzurlu
ileti
ilâc
inanç
insan
insanlar
kaos
kavga
kelime
korku
kuantum
kurallar
liste
madde
mucize
neşe
olacaksn
olumlama
olumlamas
olumlu
olumsuz
para
paralel
pozitif
psikolojik
refah
ruh
sağlık
seniz
sevgi
sistem
sorumsuzluk
sorun
sorunlar
suyun
sıkıntı
tabiat
tedavi
teori
tesadüf
toplum
zaman
zeka
zellikleri
zenginlik
zerine
zihinsel
çekim
üzüntü
İletişim
şifa
şükretme
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder