Dislektik bireylerde görülen okuma güçlükleri, disleksi türlerine ve yaşa göre değişmekle birlikte genel olarak dislektik bireylerde görülen davranışlar şu şekildedir:
Yönleri karıştırma, Saat, hafta, gün ve mevsimleri öğrenme ve kullanmada güçlük, Uzunluk ve büyüklük kavramlarını sıkıntı, Rakam ve matematiksel sembollerin öğrenilmesinde güçlük, Rakamları okuma ve yazmada güçlük, “b” ve “d” ve “p” harflerini karıştırma, “E” harfi ve “3” sayısını karıştırma, Cümleye büyük harfle başlamama, Akranlarına göre okumayı geç öğrenme, Yazarken harf atlama, Ayna hâli yazı yazma, Tutuk konuşma, Okunaksız yazma,Yavaş okuma, Yazılı ödevlerden kaçınma, Yazarken noktalama hataları yapma, Sınav korkusu, Okula gitmede isteksizlik, Kelimeleri/harfleri/sesleri öğrenmede güçlük, Verilen talimatları takip etmede güçlük, Kelimeleri harflere veya hecelere ayırmada güçlük, Organize olamama, Davranış bozuklukları, Asabiyet, Harf ve kelimeleri tanıyamama, Kendi ismini bile yazamama, Kafiye yapan kelimeleri tanıyamama, Harfleri kelimelerle bağdaştıramama, Heceleri yan yana koymakta güçlük çekme, Tek heceli kelimeleri okuyamama, Okumaktan nefret etme görülebilir, Çocuğun ifade edebildikleri bildiği ve düşündüklerinin çok gerisindendirYukarıda verilen sorunlarına sahip olmalarına karşın dislektiklerin bazı güçlü yönleri de bulunmaktadır. Bu yönler şöyle sıralanabilir:
Olaylara farklı bakış açısı ile bakabilirler. Yüksek bir empati güçleri vardır. Ek süre verildiği takdirde okumada fark edilebilir bir gelişme gerçekleştirebilirler. İleri görüşlü bireylerdir. Pek çok kişinin aksine büyük resmi görebilirlerEn az normal düzeyde bir zekâya sahiptirler. Hayal güçleri oldukça geniştir. Yaratıcıdırlar.Her sorunda olduğu gibi, disleksi ve diğer öğrenme güçlüklerinde de erken tanı oldukça önemlidir. Erken tanı, gerek özel öğrenme güçlüğünün sağaltımında başarı oranını yükseltmesi, gerekse çocukların duygusal problemler geliştirme riskini azaltması yönünden büyük önem taşımaktadır.
DSM-IV’te disleksi tanısına ilişkin verilen ölçütler şu şekildedir:
A. Bireysel olarak uygulanan standart doğru okuma ya da kavrama testleri ile ölçüldüğünde, bireyin kronolojik yaşı, ölçülen zekâ düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma başarısı beklenenin önemli ölçüde altındadır.
B. A tanı ölçütündeki bozukluk, okul başarısını ya da okuma becerileri gerektiren günlük yaşam etkinliklerini önemli ölçüde bozar.
C. Duyusal biz bozukluk varsa bile okuma zorluğu genellikle buna eşlik edenden çok daha fazladır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder