8 Ekim 2014 Tarihinde, TSİ 13.54’te Terazi /Koç Aksında, Koç Burcunun 15° sinde bir AY TUTULMASI gerçekleşecektir. 15 Nisan 2014’te Terazi Burcunda gerçekleşen Ay Tutulması ile başlayan Tutulum serisi, 4 Nisan 2015 ve 27 Eylül 2015’te gerçekleşecek Ay tutulmaları ile Koç/Terazi aksındaki serisini kapatacaktır. Öncü Burçlarda aktifleşen gerilimli Ay halleri, o bir anda karşımıza çıkıveren, dönüm noktamız dediğimiz bitiş ve sonlanmaları etkinleştiren tutulum serisi, yerini Değişkenlere bırakacak.
Şu 2014 senesi dünya çapında nasıl da gümbürtüyle başladı öyle ve hala da devam etmekte, bireysel olaraktan yine hemen hemen her hanenin içinde, tatlı-acı, kolay- zor, bir su akıntısına kapılmış gibi, sürüklene sürüklene sona, sonuca doğru gittiğimiz, ne çok şey oldu ve olmakta… Hani şaşalı başlangıçlar yaptık, dramatik bitişlere imzalar attık, bitişlerin ve başlangıçların bazılarında edilgendik, biz başlatmadık, ama içindeydik hedefteydik, ikinci rol bizimdi, Asya ile İlyas idik, adımlar attık, kararlar aldık ve uyguladık ya, hani bazılarımız kurcalaya kurcalaya bozdu, felsefe ürete ürete, iki üç de şuna hele bir de ben ekleyim abarsın iyice, kabarsın iyice haline getirdik, kimimiz sarıldık sımsıkı aldığımız kararlara, hakkını verdik, tecrübeliydik, aceleye getirmedik, arkamızı bi dinledik, önümüzü bi görmeye başladık… Değişken tabiatta olacak ay tutulumları ile Balık özellikle, Şiron ve Neptün etkileşimiyle, Pluto ve Uranüs’ten yakayı paçayı kurtarmış olmanın huzuruyla, 2014 Nisan başlangıçlı, 2015 Eylül sonu itibariyle, 2016 Mart ayına geldiğimizde, şu yaşadığımız günlerin, içinde bulunduğumuz olayların, aldığımız karara göre yaptığımız bitiş ve başlangıçların sonuçlarını görmeye başlayacağız hem bireysel hem de global olarak. Hayırlısı be gülüm : )
Ay Koç Burcunda tutuluyor, Uranüs’ün hemencecik yanında, gökyüzünde eril, vahşi, başlatıcı, kocaman bir yangın, ateş üçgeni, bir ucunda Yay Mars, diğer ucunda Aslan Jüpiter. Yay Mars, inancını- dini ve vicdani sorumluluklarını, manevi değerlerini, erdemlerini, ahlaki yapını, bilgini, görgünü açığa çıkartan vesileleri yüklenmiş, aslan Jüpiter, liderliğini, otoriteni, dikte ettiğin, baskı uyguladığın, hırs yaptığın kazanma peşinde nelerden vazgeçtiğin sonucunda ne bulduğun, koç ay-Uranüs sabırsızlığın, dik kafalılığın, plansız adımların, ezip geçtiğin kır çiçekleri, görmezden geldiğin, burun büktüğün, bana bişey olmaz hacı yeeea dediğin, amma zaman çarkı dönüpte ektiklerini biçmeye başlayınca eyvah bu ürün niye kötü çıktı diye vaveyla ettiğin zamanlara flashbacklenivermiş. Hepimiz için geçerlidir, Terazi Güneş ve Venüs, Oğlak Pluto ile kare zor bir açı altında, Koç Uranüs /Ay ile T-Kareyi oluşturmuş, ne kadar da gergin şu açı kalıbı, Pluto eskini dönüştürmeni istiyor, Uranüs eskini at çöpe yenisini al diyor, alışkanlığın var, yılların hatırı var, hani bir heyecan hani bir bıkmışlık olsa da, hani yapayım artık desende o düşüncene geleni, diğer yanda Pluto dönüş ama hatandan ders aldın ise, vicdan rahat ise diyor, Venüs-Güneş Terazi, Oğlak Pluto Öncü kare etki, ikili ilişkilerimizi savaş meydanına sürüklemeye çalışıyor, Merkür gerilerken sağlıklı karar almak zorlaşmışken, hani şu tutulumda yapılacak işler pek hayra alamet olmasa gerek. Yangını felaket olacak, sönmüş bir ateşi harlamak gibi bir etki söz konusu, hava-ateş ve toprak unsurları, Uranüs ateşte, Pluto toprakta, tutulum ateş ve hava unsurunda, ilişkilerimizde, gündemimizde mevcut olan olaylarda, sakin kalmak, susmak, tartışmalardan kaçınmak yerinde olsa gerek. Hem bak bişi diyim mi sana, ya hu sus sen sus, kabağın bir sahibi var, bırak o konuşturur zamanı : ) acelen ne bekle firuze:) diyalog insanla yapılır, diyalog akıl melekesi yerinde olan, sağduyu sahibi insanla yapılır, tartışmaya girmenin, haktı hukuktu demenin gereği yok, sen havale et sahibine, sen zamanı gelir unutursun, atlarsın da sahibin unutmaz. el-ADL O! (acayip şahidim bu ara, sukutun kar olduğu ve sukutun, sabrın, havale etmenin yapılabilecek en asil ve en akıllı iş olduğunun.)
Şu teknik açıklamayı da yapayım, öyle devam edelim, şurada bir parantez açıverelim;
(Büyük üçgen açılar her ne kadar olumlu dense de ezbere laflardır, tekniğinde özünde, malefik etkili yıldızların, (tabiat unsuruna göre) hayr getirdiği pek kayıtlara geçmediğinden, bu üçgen için, yok mucize, yok şu, yok şifa diyemeyiz sanırım, Büyük Su Üçgeni istisna hamd u sena olsun, aldık payımıza düşeni sükr ile… Körlere kılavuzluk yapılır ama çoğu zaman bakan körlere de kılavuzluk elzem. Yani “üne bakma kızım, altından çıkan una bak, o unla ne yapıldığına, sofraya konan ekmeğin ağza verdiği tada bak” velhasıl sonuna bak. Büyük ateş üçgeni var gökyüzünde bir bahane olsun kalkayım yakıp geçeyim ortalığı olmasa gerek bu, Merkür de retroda iken, Pluto ay ve Uranüs’ü karelemişken, aslan Jüpiter’ine kör bakış atmışken, düğüm plutoda iken hayatına yepyeni krizler getirmenin manası olmasa gerek. Toprak-Pluto, ateşe topraklama yapıyor Allahtan, lakin senin BEN güdüne ulaşır mı bu bilemem, sigortaların atabilir amman ha! Anla işte gerisini, bu yıldızlara güvenilmez, mükâfata bahane olduğu kadar, imtihanına da bahane!)
Mevcut olanı şuan için korumak, en az 2 ay en fazla 6 ay kadar beklemek akıl kârı olsa gerek. Kendime diyorum, kendimle konuşur gibi yazdığımdan : ) Koç-Aslan-Yay-Oğlak-Yengeç etkisinde olanlar, yükselen Yengeç ve Yengecin 2.dekantında dünyaya gelenler, (1-10 Temmuz arası özellikle) geri kalanını tek tek yazmayacağım, bu burçlarda kişisel yıldızlara yükselen noktasına sahip olanlar siz burayı es geçmeyin, 2-6 ay sonuna kadar bekleyin, bu gelen etki valla billa kötü balım bi bekle hele, sabır senin için zor biliyorum, ama zahmetsiz nimet yok bi dur bakalım sen bi tevekkül et. Yollar çıkılmak için amma şuanki ayakkabı seni yarı yolda kor, vesileyse bu ilim, aklını çalıştıran bir kavime açıklıyor ise bu ilim kendini, bu delide 25.senesine doğru gidiyor ise gel bi dinle : ) elbet vesile olacağımız biri okuyacaktır :) ( yine de, eşe dosta dedim, sana demedim: )
Tutulumun Başrolünde olan, batıl tarafından bakınca aman ne güzel ne iyi denilen Uranüs ile Satürn arasındaki fark için de bir parantez açalım, kaçalım artık:)
Satürn sana sınırları öğretir, terbiye verir, kudret ve azamet sahibi olan Tek olan Yaradanını hatırlatır, öyle ya, öyle bir geçersin ki o Satürn’ün felek çemberinden, hanyayı da Konya’yı da öğrenirsin, öğretmenidir ya hani Zuhal katı, insanız yoktan anlamayız, varın kıymetini bilmeyiz, tek dünyalı zan’neder de kendimizi, ölüm ve ötesi yok gibi hareket eder, yazık ki kendimize ederiz, ne çok endişe biriktirir, gelecek için, dün için, yaşanılan gün için ne çok telaşe kapılırız da öyle, kendimize ne çok zulm oluruz, Satürn sana ölümü hatırlatır, hiç olduğunu hatırlatır, sen kimsin ki der, sen nesin ki der, sen bunu diyemesen de çoğu zaman, sana bir güzel hatırlatır. Peki ya Satürn’den sonraki felek katında kurulan Uranüs ne der? Sınır yok, dur yok, durak yok, düzen yok, ölüm yok, gelecek hep gelecek amma şuanda yasadığın dünyevi gelecek der, vur-kır-böl-parçala- yak-dağıt- ben istedim oldu, ben yaptım oldu, sana ne der, sana bunları dedirtir, alt yapında sağlam değilse, hani bi parça mayanda bozulma olmuş ise, kökten ve özden uzaklaşmış ve maalesef sana hatırlatıcılık yapan dostlarında etrafında yok ise, nasip olmuş vesilen olmuş da Hakk katından, kulağını tıkamış, yav he he deyip geçivermişsen o deli kullarına, Uranüs seni olumsuz tarafında, iki dünyan için de heder eder.
Şimdi vakit relaks Ya Hû vaktidir, al kahveni eline, aç moda kitaplarını: ) ya da Kur’an-ı, karışma şimdi sağa sola, bulaşma sakın fitneye, fitnelere, Hakkın işler, zecr tokatı göstere göstere gelmekte, ecelinden ötesi yok keza, sukut et önündeki işine bak, tefekkür ile seyreyle sadece… Sen yolcusun, kalıcı değilsin bu hanede, her insanın işi artısıyla eksisiyle kendi hanesine, boşver be balım endişeyi, n’olcak bu memleketin, bu dünyanın hali demeyi, sen kendi heybene bak, ahirete hazırlığın ne âlemde, en güzelinden ne yapabilirsin heybene eklenecek, kimin duasını almalı, hangi duanın karşılığı bekliyor seni, kimin rızasını almak arındırır seni, ha işte bunlara bak. Ne dedim yine ben! Kendime diyorum, iyi ki yazabiliyorum, çatlardım zira!
Velhâsıl kelâm; Global olarak bir şey yazmak istemiyorum bunu önceden söylemiştim, Google’da aratırsın eski köşe yazılarımı, ha bak orada zaten hepiciği yazmakta, nedir durum, ne geldi ne gitti, ne gelebilir, potansiyel olarak neler öngörülmüş de, neler olmuş hah işte oralarda yazmakta. Kendi aklınla tefekkür edersin, okursun anladığını alırsın, anlamadığından nasibin yoktur, geçersin, sonra işine dönersin. Ay Bacayı Çoktan Dolanmış, oturup burada ivil ivil şu oldu bu oldu şu geldi bu gitti demeye gerek yok! Ay daha çıkmadan ortaya, henüz baca inşâ edilmeden yazılmış çizilmiş zaten herbir şey: ) Bireysel olaraktan, büyük başlangıç ve büyük bitişler bu tutulumun izahatı. Senin bilincine göre sonrası, bir şey biter, oh be dersin, zira kurtulmak için pek çok dua etmişsindir, çıkamamış da işin içinden, “Ya Rab yok işte senden başka kimsem yok işte, hangi kapıya gideyim, kime sığınayım, bir yol, bir çıkış Ya Rab! “ Ahh hangimiz etmedi ki, bu duayı hangimiz! Bu bitiş salahiyetin olur, yine elindedir de hor kullanırsın, kıymet bilmezsin, incir çekirdeğini doldurmaz aslında o tartıştığın ve kafanı taktığın konular, bakarsın kaybediyorsun bakarsın gidiyor, bakarsın devran terse dönüyor, bitiyor biten gidiyor giden, bu da bir bitiş şeklidir, bu da sana nimettir bir dahakine elinde olanın değerini anlarsın. Yine başlangıçlar vardır, uzun süren bir evlilik bitmiştir, yeni bir aşk, yeni bir yuva kurmanın başlangıcındasındır, yine bir iş bitmiş, yeni bir işe başlamanın arifesindesindir, beklenilen yanıt gelmiştir, yine bir proje vardır hani bi zaman hayalde olan aha bak şimdi ona başlayabilirsin, bu başlangıç bu proje, ömür boyu seninle katlana katlana yürür ve öldükten sonra güzel ve hayırla yâd edilirsin. Ay tutulumları da böyle işliyor işte, BÜYÜK BAŞLANGIÇ VE BÜYÜK BİTİŞLER… Ha biten için de, başlayan için de, ne ise olan, ne ise gelen, tadı yok ise fazla kurcalama onu, yaşaman gerekiyor tutulumla başladı o gelen şey her ne ise, tevekkül et, olanla devam et bi hele… Tadı varsa da şükretmeyi, layık kalmayı unutma! Eskiyi hatırla, bitişlerin ve başlangıçların sahibini UNUTMA!
AH! Son bir Not: edenin ettiğinin yanına kar kalmadığı, öyle çok uzun zamanları beklemene gerek olmayan, el-ADL isminin zamanlarındayız. Sıratta, mizanda işte apaçık kurulmuş yeryüzünde, burada!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder