“Hayır” demekte zorlanıyor musunuz? Yalnız değilsiniz; pek çok insan “hayır” demek konusunda problem yaşıyor. Bazılarımız ailemizin, akrabalarımızın, öğretmenimizin veya patronumuzun ricalarına, isteklerine “hayır” demenin ayıp olacağını duyarak büyüyoruz. Çoğu insan dışlanacağı, diğerlerini inciteceği ya da bir anlaşmazlığa sebep olacağı korkusuyla “hayır” diyemiyor.
Oysa “hayır” diyebilmek sınırları koruyabilmenin ve hayatınızda kendi önceliklerinize yer verebilmenin tek yoludur.
Örneğin bir arkadaşınız arabanızı ödünç almak istiyor, fakat siz arabanızı başkalarının kullanmasında hoşlanmıyorsunuz ve bu sebeple arabanızı vermek istemiyorsunuz. Aşağıda diplomatik ve kesin bir biçimde “hayır” diyebilmek için kullanabileceğiniz 5 ifade var:
- Arabamı kullanan tek insan olmayı tercih ediyorum.
- Arabamı ödünç vermemeyi tercih ediyorum.
- Maalesef, arabamı ödünç veremeyeceğim.
- Başkalarının arabamı kullanması konusunda kendimi rahat hissedemiyorum.
- Arabamı başkasına ödünç vermeyeceğim konusunda kendime söz verdim.
Yukarıdaki örneklerin hepsinde kişi kendi tercihlerinden ve arabayı ödünç vermenin kendisine neler hissettirdiğinden bahsettiği için, karşıdaki kişinin karşı gelme olasılığı oldukça düşüktür. Eğer kişi isteğinde ısrarcıysa bu cümlelerin kombinasyonlarıyla “hayır” demeye devam edin.
“Hayır” demeyi daha etkili hale getirmenin yolu “sandviç metodu” olarak bilinen bir yöntem kullanmaktır. Bu yöntem olumlu bir cümleyle başlar, arkasından diplomatik bir biçimde “hayır” denir ve son olarak başka bir olumlu cümleyle devam eder. Örneğin, “Bu hafta sonunda bir arabaya ihtiyacın olduğunu anlıyorum, gerçekten arabamı başkalarının kullanması konusunda kendimi rahat hissetmiyorum. Umarım bu hafta sonu için bir araba bulabilirsin.”
Etiketler:hayır diyebilmek, kişisel gelişim
Öncelikle merhabalar,
YanıtlaSil“Hayır” diyebilmek ve “sınırlarımızı koruyabilmek” şu dünyada yaşamımızı kolaylaştıran ve verimliliğimizi artıran iki önemli beceri. Ancak bu durum bazen zorlaşabiliyor ve bizi hiç de istemediğimiz sonuçlara götürebiliyor. Hem günlük hayatta hem de sosyal medyada etki altında bırakılıyoruz. Elalem ne der diye düşünebiliyor, başkaları üzülmesin diye kendimizi üzüyor, kendimizden taviz veriyoruz. Aman ağzımızın tadı bozulmasın, darılmaca gücenmece olmasın diyerek aslında kişiliğimizi zedeleyen pek çok duruma göz yumabiliyoruz. Bu da beraberinde ruhsal yorgunluğu getiriyor. Bu konuyla ilgili Reşat Nuri Güntekin’in şu sözünü çok severim:
''Biz, hayır demeyi, işim var demeyi, olmaz demeyi beceremeyen insanlarız. Yorgunluğumuz bitmez bizim.''
‘’Hayır’’ diyebilmek üzerine naçizane notlarımı okumanız için ben de sizinle paylaşmak isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/hayir-diyebilmek/
Sevgilerimle,
sağlıkla kalın.