10 Mayıs 2014 Cumartesi
Depresyon Telkini ve Ses Kaydı
Daha önceleri severek ve kendi isteğimizle yaptığımız aktiviteleri çeşitli çevresel, hormonal ve genetik bozukluklardan dolayı yapmak istemediğimiz, zevk almadığımız çökkünlük haline depresyon denir.Toplumda sık görülen bir rahatsızlıktır. Herkes hayatının bazı döneminde bu durumla karşılaşabilir. Bu durumda kişi kendini üzgün ve endişe içinde hisseder. Her şeyi olumsuz şekliyle düşünür, bütün olayları olumsuz tarafıyla görmeye başlar ve geçmişte yaptıklarından kendini sorumlu tutar. Kendisi düşünmek istemese de bu duruma hakim olamaz. Geleceği düşündüğünde umutsuz ve karamsardır. Kendini çaresiz hisseder ve hayatın anlamsız olduğunu düşünür. Bu bakış açısıyla kişinin sosyal ilişkileri bozulup, performansı düşebilir. Fakat her çökkünlük hali depresyon değildir. Depresyon diyebilmek için belirtilerin her gün ya da son iki haftadır devam etmesi gerekir.DEPRESYONUN BELİRTİLERİ NELERDİR?Depresyonun belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:• Önceden yapılan işlerden ve aktivitelerden zevk almamak,• Gençlerde duygu değişiklikleri görülmesi, çabuk sinirlenmek,• Her gün sürekli kendini üzgün hissetmek, çökkünlük hali,• v (çok uyuma, uyku arasında sık sık uyanma, uykusuzluk çekme ya da az uyuma),• Bir işe motive olamamak, dikkatin çabuk dağılması, huzursuzluk• Kendini işe yaramaz, değeri olmayan biri olarak görmek, ölmeyi düşünmek,• Vücudun işlevlerinin azalması, cinsel isteksizlik, yorgunluk hisleri,• Geçmişi ve geleceği düşündüğünde karamsar olmak, yaptıklarından kendini sorumlu tutmak,• İntihar etmeyi düşünmek ve planlamak,Yukarıdaki belirtilerin hepsinin bir kişide olması şart değildir, bir kısmının bulunması da depresyon için yeterli olabilir, fakat bu belirtilerin en az on beş gün boyunca var olması gerekir.Çocuklarda bu belirtilerin yanında dikkat çekici bazı belirtiler de vardır. Çocuğun okul yaşamı başarısız geçmeye başlar. Çocuk aşırı sinirli olur ve arkadaşlarından uzaklaşmaya başlar. Sessiz ve yalnız kalmak ister, odasına kapanır. Madde kullanımına eğilim artar. Kendisine zarar verecek arkadaşlara takılmaya başlar. Ders çalışmak istemez.Bu ruhsal belirtilerin yanında depresyonun fiziksel belirtileri de vardır. Sindirim sistemi hastalıkları, cinsel sorunlar, kas ve baş ağrıları, kalp rahatsızlıkları, yorgunluk v.b problemler de görülebilir.
************************************************************
Bu telkin tek başına bir hastalık tedavi yöntemi değildir. Ses kaydındaki tüm konuşmalar duyulabilir, açık ve nettir. Ses kaydını dinlerken rahatsızlık hissederseniz (nefes alamama, panik atak vb.) telkini dinlemeyi bırakın. Uzun süre yüksek sesle dinlemek işitme bozukluklarına yol açabilir. Olabilecek rahatsızlıklardan dolayı tüm sorumluluk telkini dinleyen kişiye aittir.
************************************************************İnce beyaz bir bulut düşün. Bedenini aşağıdan yukarıya sararak yükseliyor ... Seni yavaşça ve nazikçe yükseklere, görevini gerçekleştireceğin yere kaldırıyor ... Kaldırıyor ve düşünebildiğin en güzel adaya taşıyıp bırakıyor ... Görev yerin burası. Göğe bakıyorsun ... Derin, depderin bir mavilik ... Çiçekleri fark ediyor, onların kokularını duyuyorsun ... Hafif, narin kokular. .. Çiçeklerin kadife yapraklarına dokunup enerjilerini duyumsu-yorsun.". Daha da derinleşiyor gevşemen ... Yürürken narin ve ılık bir rüzgarın tenine dokunduğunu hissediyorsun ... Şefkatle saçlarının arasından esiyor bu meltem... Yüzünü ılık güneş ışığına doğru çeviriyorsun, denizin eşsiz tuzlu kokusunu alıyorsun ... Neredeyse damağında tadıyorsun. Depresyonu yenmeyi, öğreneceğin adaya geldin. Burada alacağın eğitim ile depresyondan kurtulacaksın. Depresyon dünde kaldı. Gevşiyorsun ve sen gevşemeye devam ettikçe, diğer bütün sesler ve gürültüler uzaklaşıp kayboluyor. Yalnızca benim sesimi duyuyorsun. Depresyon ile ilgili üç noktanın kesin gerçekler olarak zihnine yerleşmesini istiyorum. Birinci nokta şudur ki: Burada bulunmak senin hakkın. Sen de en az herkesin iyi olduğu kadar iyisin. Sen kainatın evladısın, tıpkı ağaçlar ve yıldızlar gibi. Burada var olmak senin hakkın. Sen farkında olsan da olmasan da, kainat gitmesi gereken yolda ilerliyor. Öyleyse, sen de evrensel bir plan olduğunu ve senin onun parçası olduğunu kabul et. Her insandan daha büyük, her birimizden daha büyük bir plan var. Kendinle barış içinde ol. İstersen kendinle barış içinde olabilirsin ... Şimdi de ikinci nokta. Evrendeki herkesi etkileyen bu planda, doğal afetler dışında, bütün çöküntüler, depresyonlar bilinçaltının kendi kendini cezalandırma biçimidir. İşte bu ikinci noktadır. Bütün depresyonlar, çöküntüler bilinçaltında kendi kendini cezalandırman sonucu oluşur. Zihnin bütün duygulanmaları beynin elektrokimyasal dengesi olarak yansımaktadır. Uzun süren depresyon hissi kimyasal dengeyi bozar. Bu denge kendi kendine düzelebilir. Ben klinik deneyimlerime dayanarak, kimin ilaçla kimin de ilaçsız iyileşeceğini hemen söyleyebilirim. İlaçlı ya da ilaçsız, her durumda sen depresyonu yeneceksin. Birkaç dakika ya da birkaç saat kendini iyi hissedersin, sonra bu depresyon geri gelebilir, yeniden iyileşmen için yine günler ya da haftalar gerekebilir. Bütün belirtiler yok olana kadar altı yedi kez bu tür iniş çıkışlar olabilir.Üçüncü noktaya gelince, bunun zamanla ve hayatta kalma gereksinimiyle ilgisi vardır. Yaşamak yalnız şimdiki zamanda yaşamak değildir, burayı ve anı yaşamak. Üçüncü mutlak gerçek her anı burada yaşamakla ve şimdi yaşamakla ilgilidir. Örneğin, dün sen depresyondaydın, ama bugün yeni bir gündür. Her gün taze bir başlangıçtır. Her gün taze bir başlangıç ve her sabah dünya yeniden var olur. Bugün bizim için en önemli gündür. Dün geçmiştir. Geçmişte yaşayamayız, yoksa ilerleyemezdik, çünkü geçmişte yaşamak SIKICIDIR, yaratıcılığınızı köreltir. Geçmiş zaman, bu dün bile olsa, sadece biz oradaki deneyimlerimizden dersler çıkarır ve bundan kazanç sağlarsak bir değer taşır.
Şair demiş ki: "Geçmişin enkazı üzerinde doğrulup bir şeyler kazanabiliyorsak, geçmiş ziyan olmuş ve boşuna geçmiş değildir." Başarısızlık, düş kırıklığı ve depresyon nedeniyle her şeyin üstünüze yığıldığı durumlar yaşadınız ve şöyle söylediniz mi: "Keşke her şeye yeniden başlamak için bir fırsatım olsa!" Öyleyse fırsat hakkında şu SÖYLENENLERİ hatırlayın: "Bir kere kapıyı çalıp da seni evde bulamadığım zaman bana tekrar gelme diyenler yanılıyorlar, çünkü her gün senin kapında durup senin uyanmam ve yeniden savaşmaya başlamak için kalkmanı bekliyorum. Çamura batmış bile olsan, ellerini bağlayıp ağlama. Ben 'yapabilirim' diyenlere yardım ederim. Utanan bir yüzle hiçbir sefil bu kadar derine batmadı; ama olsun, tekrar kalkabilir ve yiğit bir insan olabilirsin." Dün, gün biterken güneş ufukta battı, Gök kapalıydı, bir tek yıldız bile yoktu görünen, sense yıkılmıştın, çökmüştün, çünkü gün sana yalnızca hüsran getirmişti. Bugünse pencereden dökülen güneş ışığıyla uyanıyorsun, işte yeni bir gün önünde ve dünün hatalarından aldığın derslerin üzerine kuracağın yeni bir fırsat. Şimdi, hepimiz burada bir işi başarmak için toplanmışız. İnsanlardan daha büyük olan, BİREYLER OLARAK hepimizden daha büyük olan evrensel planın belli bir parçasını tamamlamak için. Biz istesek de istemesek de bu evrensel plan ya da yaşam gücü KENDİ yolunda yürüyecektir. Hayata bir bütün olarak bakarsak ve yaşadığımız her deneyimin bizi bu planın tamamlanmasına götürdüğü gerçeğini görürsek, her bir günü ve her çabayı onu en iyi şekilde değerlendirmek için ele alırsak, işte o zaman, her şey yoluna girecektir. Biri demiş ki, biz hayatın olmasını dinlemeliyiz, ümitle dinlemeliyiz. İşte, sen ümitle dinlemiyordun. Sen hiç dinlemiyordun. Sen kendi sorunlarına odaklanıyordun; sen bir probleme odaklandığın zaman, bir problemin var demektir; çünkü sen üzerinde odaklandığın şey neyse osun. Sen neyin üzerine odaklanırsan, sen osun. Şimdi, sen "Gitsin buradan tüm sorunlar!" deyip, düşünceni değiştirmek yoluyla, bu kaygıyı atarsan, bu sorunu atarsan, işte o zaman sorunun çözümünü görmeye başlarsın, çünkü artık zihnin özgür hale geçmiştir ve böylece, zihnin özgür olduğu zaman onu verimli KULLANABİLİRSİN. Bundan sonra kendine şunu söylemelisin: "Ben depresyonun GİTMESINE İZIN VERİYORUM. Her gün mutlu bir TAVIR TAKINIYOR ve onu SÜRDÜRÜYORUM. Her gün olumsuzu reddediyor ve her şeyde olumluluk görüyorum." Senin depresyonda kalmanın tek nedeni, olumsuz düşünceler ile NASIL BAŞA ÇIKACAĞINI, onları nasıl yeneceğini öğrenmemiş olmandı.
Gerçek sevgi gibi, ümit gibi olumlu düşüncelerini serbest bırakmayı öğrenmemiş olmandı. Her yenigün yeni bir meydan okumadır, gerçek dünyada kendini kanıtlaman için yeni bir fırsattır, gerçeğe, sevgiye ve ümide inanman için bir fırsattır, kendini çaresiz ve ümitsiz hissetmemen için bir fırsattır, başına gelen olayları senin onlara karşı tepkilerinden ayırt etmeyi öğrenmen için bir fırsattır, çünkü onlar birbirinden çok başka şeylerdir. Hiç de bile aynı şey değillerdir onlar, öyleyse senin olayları VE onlara verdiğin tepkileri birbirinden ayırman gerekir. Sorun senin yeni bir iş araman değildir, sorun sevdiğinin gitmiş olması değildir, birinin sana yanlış DAVRANMASI ya da doğru SÖYLEMESİ değildir, senin yanlış ya da doğru yapmış olman da değildir, ya da hayatta başına gelen korkunç olaylar değildir sorun. Sorun bunların hiçbiri değildir. Sorun senin onlara verdiğin tepkilerdir. Sorun senin kafanda söylediğin cümlelerdir, şunun gibi: "Eyvah, sevdiğim gitti! Ben onsuz yaşayamam!" Ya da: "Sırtımda korkunç bir ağrı var! Bundan sonra asla normal bir hayat yaşayamayacağın!" Senin kendine bu olumsuz düşünceleri verip KENDİNİ CEZALANDIRMANDIR gerçek sorun, işte o zaman sen depresyona girmeye mahkûmsun, öyleyse bu cümleleri tersine çevirmeyi öğrenmelisin, onları tümüyle tersine çevir, şöyle de: "Tamam, ben bir hata yaptım. Bir daha yapmam." Ya da şöyle de: "Tamam, sevdiğim öldü, onu çok özlüyorum, ama yeni bir hayata başlayabilirim." Konu ne olursa olsun, geçmiş bitmiş olayların senin için depresyona yol açtığını bilmelisin, çünkü sen depresyona girince bu cümleleri tersine çevirmeyi bilmiyordun ve bunu bilmezken sen bu düşünce çerçevesinde bir OLUYORDUN! Bu ölümdür! Kutsal kitapta Lut'un karısına dediler ki: "Geri dönüp bakmayacaksın, geri dönüp bakarsan bir tuz sütununa dönersin." Fakat o geri dönüp baktı. Öyleyse, sen geri dönüp bakma. Sen geri bakmayı KES! Sen tam şu içinde bulunduğun anı yaşa, sonuna kadar yaşa, doğru düşünmekle ondan zevk aL. Ulaşamadığın arzun, isteğin, elde edemediğin bir İDEALİN olmadı mı? Onu düşün. Her günü geldiği gibi kabul et, güneş ışığından zevk al, kuşların sesini dinle, çocukların gülüşüne katıl. Tüm bu olumlu şeyleri gör. Her yeni günün dünün üzüntülerini silip atmasına izin ver. Unutma ki, "Merdiven ilk basamaktan başlar," demişler. Çinliler de şöyle der: "Bin millik bir yürüyüş bir adımla başlar." Biz daha ileriyi ve daha geniş vizyonları görürsek, her yeni gün bir öncekinden daha iyi olur, dünün üzüntüleri, hüsranları, depresyonları, başarısızlıkları üzerinde yeni fırsatlar yükselir, yeni bir dünya doğar. Doğulu şairin dediği gibi: "Öyleyse, bugüne iyilikle bak," Bugüne iyilikle bak. Şimdi senin zihin gözünde, bir işaret görmeni istiyorum, tam önünde asılı, bu işaretin üzerinde iki kelime var: "O, dündü." O dündü, işler yolunda gitmiyordu. O, DÜNDÜ. Olumsuz düşüncelerini gerektiği gibi tersine çeviremiyordun. O, dündü, ÜMİDİNİ KAYBETMİŞ VE VAZGEÇMİŞTİN, O DÜNDÜ. BAŞLAMAYA BİR TÜRLÜ KARAR VEREMİYORDUN ve o dündü, sadece kendini düşünüyordun, başkalarının mutluluğunu hiç düşünmüyordun, onlar için ne yapabileceğini düşünmüyordun. O dündü. Senin yanlış yaptığın gün: O, DÜNDÜ. Hatalı konuştuğun gün: O, DÜNDÜ. Yanlış iş yaptığım anladığın gün: O, DÜNDÜ. Kendinden nefret ettiğin gün: O, DÜNDÜ. VAKTİNİ BOŞA GEÇİRDİGİN GÜN. O, DÜNDÜ. Her gün yeni bir başlangıçtır. Her sabah dünya yeniden yaratılır. Geçmişse tümüyle ziyan olmuş sayılmaz. Boşuna değil bütün bunlar, sen geçmişin yıkıntıları üstünde yükselerek, çok daha asil HEDEFLERİNE ulaşacaksın. Olumsuz düşünceleri, olumlu düşüncelerle değiştirmekle, her yeni anı bir yeni fırsata çevireceksin. Sen gerçeği gördükçe, gerçeğin sıcaklığını ve samimiyetini hissettikçe, sevgi ve ümit yüreğine dolacak. Tümüyle gevşeyeceksin. Senin için yapılmış bir plan olduğuna güveneceksin. Sen bunu tam kavrayamasan da, içinde yaşadığın bu öğrenme fırsatını kullanmalısın ki, bu plan hedefine ulaşsın. Yine de sen, istediğin deneyimleri kendin seçmekte özgürsün, Bunu yapmakla kendi kaderinin sahibi olmuş olacaksın. Duygularını kontrol edebileceksin. Yeni günün doğmak için geceye ihtiyacı vardır, bir geceden sonra doğacaktır. Derin vadiler olmadan yüksek dağlar olmaz. Öyle olmasaydı her yer ve her şey dümdüz olurdu. Gecenin karanlığıyla karşılaştırılmazsa, güneşin parlaklığı hiçbir şey anlatmaz. Biz yaşamı ancak zıtlıklarla algılarız. Öyleyse dünün sorunlarıyla ve hüsranlarıyla savaşmaktansa, onlara enerji ve zaman harcamaktansa, onların üstüne şu etiketi yapıştırmalısın: Bu etikette "O, dündü," diye yazar. Sen bu etiketi zihin gözünle görüyorsun. Sen bu sorunları VE verdikleri yükü omuzlarından kaldırıp, hepsinin üzerine bu etiketi asıyor, sonra da onları orada bırakıp gidiyorsun. Çünkü kendi kendini hipnozla tedavi uygulamasını inançla sürdürürsen, düşüncelerini olumlu yönde denetlemesini öğrenirsen, her geçen gün, taze bir başlangıçla, her sabah yeni bir dünyaya, yeni bir güne, yeni bir sabah ile doğacaksın. Yeni gün senin için depresyonsuz bir gün olacak, hüsransız bir gün olacak, hatasız bir gün olacak. Bu yeni günde hayatının her alanında daha verimli olacaksın, eskiden hiç olamadığın kadar verimli olacaksın. Doğru yerde doğru zamanda bulunacak, doğru şeyi yapıp doğru şeyi söyleyebileceksin.
Çünkü bütün sorunlarını aştın. Onların seni yönetmesine son verdin. Olumsuz düşünceleri tersine çevirmekle. Sen onları yönetiyorsun şimdi; çünkü seni etkileyen hayatındaki olaylar değildir. Seni etkileyen, onlara verdiğin tepkilerdir. Sen artık olumsuz düşüncelerin yaşam deneyimlerine olumsuz tepki olarak yansımasını aşmış durumdasın. O olumsuz tepkiler seni yıkıma uğratıyor, seni depresyona sokuyordu. Sen artık kendi elinde olan yaşamının her anını kendin yönetiyorsun. En rahat biçimde gevşemeyi öğreneceksin. Kendi payına düşen görevi yaptığını ve yapacağım bilerek, yaşamdaki evrenin parçası olarak ne olursa olsun rahatlayacaksın, gevşeyeceksin ... Bu telkinlerin etkisi aldığın her nefes ile kalbinin her atışı ile birlikte daha da artıyor.. Telkin metni Ali Müşerref Müezzinoğlu’nun Bilinçli Hipnoz kitabından alınmıştır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Etiketler
acı
affetme
Affetmek
aile
akıl
Alglamada
Anlatm
Aramak
ARINMA
Aroma
Astroloji
Astrolojik
Aynalar
Bahar
başkaları
Bayram
beden
Beden dili
Bedensiz
BEREKET
beyin
Beyinde
Beyni
Beynin
Beyniniz
bilgi
bilim
bilimsel
bilinci
Bilincine
bilinçaltı
Bilmek
birey
Bitkisel
bolluk
BOLUK
Burak
cümle
çekim
dalga
damla
Davet
Deerlerimizin
degerli
Deniz
Depresyonun
DERSLER
Detoks
Dikkat
Dilek
Disgrafi
Disleksi
düşünce
Egoist
egzersiz
EGZERSZ
ekmek
eleştiri. öfke
emsimizi
enerji
Enerjilerinin
Epifiz
Eruhunuzu
evlilik
evren
fayda
FAYDALANMAK
FAYDALARI
Felsefe
fizik
fiziksel
Fregoli
frekans
garip
GCJoseph
Gcyle
geçmiş
Gelecek
geliim
gerçek
GERDE
gerilim
Gidecek
Gizemli
gizli
güven
güzel
harika
Hasta
hastalık
Hastalklar
Hayal
Hayallerinizin
hayat
Hayata
HAYIRLI
Hikaye
Hiperaktivite
Hipnozu
hissederim
Holografik
Hologram
Hoşgörü
hoşgörüsüzlük
huzur
huzurlu
Illuminati
ilâc
ileti
İletişim
inanç
insan
insanlar
Kabala
Kadim
kaos
Karanlk
kavga
kelime
Kelimeler
Klasik
korku
Korkular
KORUMA
Korunma
Kristaller
kuantum
Kuantum Fiziği
kurallar
Kyamet
liste
LKLERMZ
madde
Makbul
MEKTUP
Melek
Merak
Mevlana
Mevlanann
Mezar
Mftolunun
Moloküler
mucize
Mucizeleri
MUTSUZ
NAMASTE
Nazar
Nefret
neşe
Niyet
ODAKLANMA
Okuma
Okyanus
olacaksn
olumlama
olumlamas
olumlu
olumsuz
para
paralel
Paranormal
Patolojik
Peeling
Peinden
pozitif
POZTF
Pratik
PRATK
PROGRAMLAMA
Psikoloji
psikolojik
Quantum Düşünce
Rahat
RAHATSIZLIIMIZ
refah
Reformist
Romantik
ruh
Ruhsal
sağlık
Sanat
seniz
sevgi
sıkıntı
sistem
Sonsuz
sorumsuzluk
sorun
sorunlar
Stres
Sufizm
suyun
şifa
şükretme
tabiat
tedavi
Tehlikeli
teori
Terapi
tesadüf
toplum
Uymasn
üzüntü
zaman
Zarar
zeka
zellikleri
zenginlik
zerine
zihinsel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder