30 Kasım 2013 Cumartesi
29 Kasım 2013 Cuma
27 Kasım 2013 Çarşamba
25 Kasım 2013 Pazartesi
23 Kasım 2013 Cumartesi
22 Kasım 2013 Cuma
20 Kasım 2013 Çarşamba
18 Kasım 2013 Pazartesi
Hangi Göz Rengi Nazar Eder?
Günümüzde kendisine nazar değdiğine inanlar mavi boncuk ve nazara etkili çeşitli bitkileri yanında taşıyor, evinde kullanıyor. Pek çok insan taşıdığı mavi boncuk sayesinde rahatlar ve kötü gözlerden korunduğuna inanır.
Peki, insanı oldukça rahatsız eden nazar değmesi ya da göze gelme gibi bir kavram gerçekten var mı? Reem Nöroloji Merkezi kurucusu Dr. Mehmet Yavuz’a nazar kavramının insan üzerindeki etkilerini sorduk…
Hayranlık ve aşırı beğenme esnasında biraz da kıskançlığın etkisi ile gözlerden yayılan ışınların meydana getirdiği ve genelde bakılan nesnelerin bozulması, kırılması ya da eğer insansa sağlının bozulması şeklinde tezahür eden olaylar, halk arasında nazarla açıklanmaktadır. Nazar etkisinin ve gözden yayılan ışınların doz ve oranının insanların kızgın, sinirli, heyecanlı ve kıskançlık anlarında daha da arttığı ve tahrip gücünün yükseldiğini tahmin etmekteyiz. Bu güç, renkli gözlü insanlarda diğer göz renklerine sahip insanlara nazaran daha artmakta ve tehlikeli olmaktadır.
Biyoenerji ile çeşitli hastalıkların tedavi edildiğini ya da edilmeye çalışıldığını hepimiz bilmekteyiz. Biyoenerji gerçeğini artık yavaş yavaş modern tıp da kabul etmeye başlamıştır. Şurası bir gerçek ki vücuttan henüz ne olduğunu anlayamadığımız bir enerji yayılmaktadır. O halde neden gözden de, elektromanyetik, ultraviyole, kızılötesi ya da morötesi gibi ışınlar yayılmasın. Bu olgudan hareketle bugün nazarı reddeden bilim adamlarının daha ihtiyatlı ve toleranslı davranmaları gerektiği inancındayım
Bazı insanların çok beğendikleri insanlara veya eşyalara bakışlarıyla ve sözleriyle zarar verdikleri tarih boyunca görülmüş bir gerçektir. Siz de kendi hayatınızda, aniden bardağınızın kırıldığına, vazonuzun veya aynanızın çatladığına, yeni aldığınız ve üzerine titrediğiniz bir eşyanın birden bozulduğuna şahit olmuşsunuzdur. Kendinizi çok sıhhatli ve zinde hissettiğiniz bir anınızda birdenbire halsizleşip, sebepsiz bir yere hastalandığınız olmuştur.
Tüm bu olayların sebebini tıbbi olarak açıklayamadığımız nazar etkisinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Nazardan korunmak için kullanılan mavi boncuk gibi şeylerin de paratoner vazifesi yaparak, gözlerden yayılan zarar verici ışınları emerek zarar vermelerini önlediklerini düşünmekteyiz.
Her şeye rağmen modern tıp ve bilim adamları nazarı kabul etmekten henüz uzaktır. Ama bildiğimiz bir şey var ki; Taoizm’e sırtını dayamış Geleneksel Çin Tıbbı Teorisi vücutta içerisinde Chi denen hayatî gücün dolaştığı, her biri belli iç organlara tekabül eden enerji etik kanalların varlığı fikrinden hareketle son derecede karmaşık ve kendi içerisinde tutarlı bir “tıp metodolojisi ve epistemolojisi” kurmuştur ve buna dayanarak uygulanan akupunktur ve benzeri tedavilerin belli durumlarda işe yaradığı Batıda da kabul görmeye başlamıştır.
Gelen Aramalar: uzaylıların gözrengi Tags: Biyoenerji, manset, Modern tıpta nazar, nazar, nazar değmesi, nazar eden göz rengiCategory: İlginç Bilgi / Başarı, İnteraktif17 Kasım 2013 Pazar
14 Kasım 2013 Perşembe
12 Kasım 2013 Salı
11 Kasım 2013 Pazartesi
8 Kasım 2013 Cuma
Çocuklar Çizgi Filmi Ne Zaman İzlemeli?
Anneler işlerini yaparken çocuklarına çizgi film seyrettirmesinler. Kontrolsüz çizgi film seyretmek, çocukların beyin gelişimlerini ve davranışlarını geri dönülmez şekilde olumsuz etkiliyor. çocuk ve televizyon ilişkisi uzmanlarca tartılışılırken, bilinmesi gereken en önemli şey, çizgi filmlerin çocuğu oyalamak amacı ile seyredilmemesi. Uzmanların görüşü, çocuğun televizyon ile mümkün olduğunca geç tanışmalarından yana.
Her yaş grubu çocuğun çizgi filmlerden aldığı mesajlar farklılıklar gösteriyor. 2,5 yaş izlediğini taklit eder, 3-6 yaş izlediğini sorgular, bu yüzden her yaş grubu çocuk farklı çizgi filmler izlemelidir. 2,5 yaş grubu için kavramlar, renkler, hayvanlar ile ilgili eğitici çizgi filmler tercih edilmeli, 3-6 yaş grubu erkek çocuklar için güç, kuvvet, şiddet, kavga öğeleri olmayan filmler seçilirken, kızlar için, dış görünüme aşırı özen gösteren, özendirici unsurları olmayan çizgi filmler seçilmelidir. çizgi film izleme süresi yaşa göre de değişmelidir. 1 yaşından önce kesinlikle çizgi film izlenmemesini söyleyen uzmanlar, 3 yaşından sonra kontrollü olarak günde 1 saati geçmeden seyretmek gerektiğini, 4-6 yaş arasında 1,5 – 2 saat seyredilmesi gerektiğini söylüyor.
Davranış bozuklukları ve odaklanma sorunları yaşanıyor çizgi film izleyen çocuk pasif şekildedir ve beyni tek bir noktaya odaklanmıştır. Bu da, çocukların öğrenim sürelerini geçiktirir ve gelişim aksamalarına neden olur. 3 yaşındaki çocukların beyin gelişimi tam olmadığı için, bizim akıcı şekilde gördüğümüz görüntüleri onlar kare kare görebilirler. Bu yüzden uzun süre çizgi film seyreden çocuğun beyni hızlı düşünmeye ve hızlı hareket etmeye programlanır. Hızlı düşünen çocuklarda dikkatlerini toplayamaz, böylece analiz yeteneği oluşmaz ve öğrenme güçlüğü başlar. Uzmanlar çok hareketli ve hiperaktivite oluşan çocuklarda bu öğenin çok etkili olduğu görüşünde birleşiyorlar. Muhakeme yeteneği, küçük yaşlardaki çocuklarda gelişmediğinden, küçük yaşdaki çocuklar izlediklerinin hangisinin doğru ya da yanlış olduğunu ayırt edemeyecek ve şiddete yöneleceklerdir.
Çizgi film izlemeden önce çocuk ile bir anlaşmaya varılmalı. “bu program bitince TV kapanacak” denmelidir.
Kurallara uyduğunda ödüllendirilmeli.
Çocuk çizgi film izlerken, mümkünse yanında oturulmalı ve sonradan karakterler hakkında çocukla konuşulmalı.
Kesinlikle, büyükler için olan programlar izletilmemeli. Evlilik programları, reklamlar, diziler çocukların yanında seyredilmemeli.
Televizyon ve çizgi film seyretmek yerine, kitap okuma alışkanlığı kazandırılmalı. çocuğun yaşına uygun hikayeler okunmalı.
Resim yapma, boyama kitaplarını boyama gibi aktiviteler yapmalı, anne-çocuk ilişkisine dayalı oyunlar oynanmalı.
Dil gelişimini destekleyici oyunlara yer verilmeli.
Önemli bir nokta…
Normalde gözlerimiz 1 saniyede 24 kare görmektedir. Eğer 1 saniyede 25 kare geçirtilirse, en son 25. kareyi göremeyiz ama bilinçaltımız bu 25. kareyi fark eder. Yani, bilinçli olarak fark edemediğimiz bir mesajı bilinçaltımız algılar ve bundan etkilenir. Bu nedenle yeni nesli etkilemek amacıyla bu tekniği kötüye kullanmaya çalışanlara karşı dikkatli olmalıyız. Bu yüzden satın alınan CD ve çizgi filmleri ağır çekimde önceden izlemeli ve “25. kare” olasılığına karşı tedbirli olmalıyız.
Tags: çizgi film, çocuk, çocuk psikolojisi, manset, televizyon, TV, yaşCategory: Çocuk Psikolojisi, Psikoloji7 Kasım 2013 Perşembe
100 Bin Yıl Sonra İnsan Yüzü Nasıl Olacak?
İngiliz sanatçı Nickolay Lamm, ABD’li biliminsanı Alan Kwan’la birlikte ilginç bir çalışmaya imza attı.
Nickolay Lamm, insan yüzünün 100 bin yıl sonra nasıl olacağını tahmin etti. Lamm, bu tahminini kağıda aktardı.
Buna göre; 100 bin yıl sonraki insan yüzünde en belirgin özellik, gözlerde olacak. Gözler şimdikine oranla daha büyürken, göz kapakları da daha kalın olacak.
Böylece insanın görüş sahası da daha geniş olacak.
Nickolay Lamm’ın tahminine göre; burun daha düz, burun delikleri de daha geniş olacak.
100 bin yıl sonra insanın alnı da, daha geniş bir yapıya sahip olacak.
Gelen Aramalar: 100 bin yıl sonra insan,yüz bin yıl sonra nasıl olacağız,yüz binyıl sonra insan yüzü nasıl olacak,100 binyil sonra insan sekli nasil olacak,100 yıl sonra insanlar nasıl olacak,102 bin yıl sonra insanın şekli Tags: Alan Kwan, insan yüzünün, manset, Nickolay LammCategory: İlginç Bilgi / Başarı, İnteraktif