3 Temmuz 2013 Çarşamba

Kişisel Gelişim mi?


Soru 1: “Ki­şi­sel ge­li­şim” ifa­de­si, son yıl­la­rın mo­da tâbi­ri. Bu tâbi­rin kul­la­nıl­ma­dı­ğı bin­ler­ce yıl­lık ta­ri­hi­miz­de, in­san­lar ge­liş­me­miş bir ha­yat mı ya­şı­yor­du? Ya­ni son on yı­lın an­la­yı­şı, bir mânâda bin­ler­ce yı­lın bi­ri­ki­miy­le he­sap­laş­ma­ya mı kal­kı­yor?

Ce­vap 1: Bu so­ru­nun ce­va­bı ‘evet’ ola­maz. Tam ak­si­ne, es­ki dö­nem­ler­de, in­san­lar iç dün­ya­la­rı ile dış dün­ya­la­rı ara­sın­da iyi ve­ya kö­tü bir den­ge kur­muş ve bu­nu de­vam et­ti­re­rek ya­şı­yor­du. Bu­gün­kü Ba­tı, dış dün­ya­yı kon­trol et­me­de çok ba­şa­rı­lı ol­ma­sı­na rağ­men, in­sa­nın iç âle­mi­ni mânâ­da cid­di prob­lem­ler ya­şa­mak­ta­dır. Yç-dış den­ge­si in­san aley­hi­ne bo­zul­muş­tur. ‘Ki­şi­sel ge­li­şim’ bu aç­ma­za Ba­tı kül­tür ve fel­se­fe­si­nin çö­züm ara­yı­şı ola­rak gö­rü­le­bi­lir. Ta­rih­te on­lar­ca me­de­ni­yet ku­rul­muş­tur. Her bi­ri­nin ken­di ka­bul­le­ri çer­çe­ve­sin­de in­sanî po­tan­si­yel­le­rin ger­çek­leş­me­si nok­ta­sın­da, buh­ran­lı dö­nem­le­ri ve zir­ve­ye çık­tı­ğı dö­nem­ler ol­muş­tur. Bi­zim me­de­ni­ye­ti­miz­de, ‘ki­şi­sel ge­li­şim’in he­def­le­di­ği in­san ti­po­lo­ji­le­riy­le kı­yas da­hi ka­bul et­me­ye­cek, ‘kâmil in­san’ ile Ah­met Ye­se­vi, Yu­nus, Mev­lâ­na çiz­gi­sin­de bir Ana­do­lu sen­te­zi olan, ba­rış ve ada­le­ti tem­sil et­miş ‘al­pe­ren’ mo­de­li var­dır. 1970’li yıl­lar­da, Ba­tı uy­gar­lı­ğı­nın, ken­di ta­rihî ge­li­şi­mi için­de ya­şa­dı­ğı prob­lem­le­re çö­züm ara­yış­la­rı­nın ifa­de edil­di­ği bir ka­nal olan ki­şi­sel ge­li­şim, in­sa­nın mâhi­ye­ti ve mut­lu­lu­ğu üze­ri­ne Ba­tı’da üre­ti­len aaa ve yak­la­şım­la­rın yol aç­tı­ğı çö­züm­süz­lük­le­ri gi­der­me­ye yö­ne­lik ara­yış­lar­la do­lu renk­li, çok fre­kans­lı ve ka­nal­lı bir ya­yın­cı­lık ve se­mi­ner sek­tö­rü hâli­ne gel­miş­tir. Ül­ke­mi­ze 1990’lı yıl­lar­da ge­len, 2000’li yıl­lar­da gün­de­me otu­rup ha­ya­tın her ala­nı­na hi­tap eden ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ sek­tö­rü, geç­miş me­de­ni­yet­le­rin in­san an­la­yış­la­rıy­la he­sap­laş­mak­tan zi­ya­de, an­tik fel­se­fe ve inanç­la­rı har­man­la­ya­rak, kir­le­te­rek ser­best pa­zar eko­no­mi­si­nin çev­ri­min­de tü­ke­ten bir vak’adır.

An­cak gü­nü­müz­de Do­ğu ve Ba­tı’da su­lar tek ka­nal­dan ak­mı­yor; ge­liş­me­ler, tek yön­lü de­ğil, et­ki­le­şim­ler hâ­lin­de ger­çek­le­şi­yor. An­cak med­ya­nın fil­tre­si ve gün­dem oluş­tu­ru­cu te­si­ri se­be­biy­le bu ge­liş­me­le­rin çok azı gün­de­me ve po­pü­ler kül­tü­re ta­şı­na­bi­li­yor. ‘Ki­şi­sel ge­li­şim’ sek­tö­rün­de de her şey zıd­dı­nı için­de bes­li­yor. Bir açı­dan ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ bir ara­yış­tır; in­sa­nın ken­di­ni ve kay­bet­ti­ği iç hu­zu­ru ara­yış yol­cu­lu­ğu… Ne var ki bu ara­yış, hâkim güç odak­la­rı ve ser­ma­ye­yi elin­de tu­tan çev­re­le­rin men­fa­at­le­ri doğ­rul­tu­sun­da kul­la­nı­lı­yor. ‘Ki­şi­sel ge­li­şi­m’in, iş ha­ya­tını, üre­timi ve sos­yal mü­na­se­bet­le­ri sür­dü­rü­le­bi­lir kıl­ma­da kul­la­nı­lan yön­le­ri de var.

Bu sa­ha­da üre­ti­len bil­gi, tek­nik ve yak­la­şım­lar, fark­lı ni­yet ve ba­kış­lar­la çe­şit­li he­def­ler is­ti­ka­me­tin­de kul­la­nıl­mak­ta­dır. Yer­yü­zün­de­ki de­ği­şik inanç, kül­tür ve fel­se­fe­ler, ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ adı al­tın­da, ken­di­le­ri­ni an­lat­mak­ta ve kül­tü­rel ya­yıl­ma­cı­lık po­li­ti­ka­la­rı­nı sür­dür­mek­te­dir.

Her boş­luk bir baş­ka şey­le dol­du­rul­du­ğu­na gö­re, in­san­la­rın dinî eği­tim­den, fel­se­fe eği­ti­min­den ve gü­zel sa­nat­lar ala­nın­da­ki eği­tim­ler­den uzak kal­ma­la­rı neticesinde içine düştükleri mânevî boşluk bir şe­kil­de dol­du­ru­la­cak­tı. Bu boş­lu­ğu bu­gün ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ sek­tö­rü dol­dur­mak­ta­dır. Açar­sak: ‘ki­şi­sel ge­li­şim’, dinî eği­tim al­ma­mış ki­şi­le­rin, mâ­nevî ih­ti­yaç­la­rı­nı se­kü­ler for­mat ve dil­le kar­şı­la­ma­ya yö­ne­lik bir fonk­si­yon da gör­mek­te­dir. ‘Ki­şi­sel ge­li­şim’; ‘Her şey gi­der.’, ‘Her şey alı­cı bul­du­ğun­da sa­tı­la­bi­li­yor­sa de­ğer­li­dir.’ an­la­yı­şıy­la, Do­ğu ve Ba­tı’nın in­sa­na dâ­ir bi­ri­kim­le­ri­ni ka­rış­tı­rıp, bir­kaç sa­at­lik tü­ke­ti­le­bi­lir for­mat­lar­da sun­mak­ta­dır. ‘Ki­şi­sel ge­li­şim’ sek­tö­rü­nü, din­den uzak ye­ti­şen in­san­la­rın ma­nevî ih­ti­yaç­la­rı­nı kar­şı­la­mak için kul­la­nan­lar ol­du­ğu gi­bi, in­san­la­rın di­ne yö­ne­li­şi­ni en­gel­le­mek ve dinî bil­gi­le­ri­ni su­lan­dır­mak ga­ye­siy­le kul­la­nan­lar da var­dır. Se­mavî din­le­rin, bil­has­sa Yslâmi­yet’in du­ru­lu­ğu­nu boz­mak adı­na Uzak Do­ğu din­le­riy­le, an­tik inanç ve fel­se­fe­le­ri ka­rış­tı­ra­rak ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ eği­tim ve prog­ram­la­rı dü­zen­le­yen grup­lar da var­dır.

‘ Ki­şi­sel ge­li­şim ’­de gö­rü­len bir baş­ka olum­suz du­rum ise, ‘ego’nun şi­şi­ril­me­siy­le ge­li­şen sı­nır­sız üre­tim-tü­ke­tim ve eğ­len­ce an­la­yı­şı­nın teş­vik edil­me­si­dir. ‘Ki­şi­sel ge­li­şim’ in­san­la­rın iyi üre­te­bil­me­le­ri için iyi tü­ket­me­le­ri; iyi tü­ke­te­bil­me­le­ri için de ken­di­le­ri­ni iyi mo­ti­ve et­me­le­ri man­tı­ğın­dan yo­la çı­ka­rak, üre­tim-tü­ke­tim zin­ci­ri­ni ge­liş­tir­me­yi he­def­ler. Bu­nun ya­nın­da, ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ tek­nik­le­ri­ni, ça­lı­şan­la­rı­nı mo­ti­ve et­mek, on­lar­dan da­ha çok ve­rim al­mak için kul­la­nan ki­şi ve grup­lar da var­dır. ‘Ki­şi­sel ge­li­şim’ sek­tö­rü için­de akıp gi­den olum­lu ka­nal­lar­dan bi­ri, in­sa­nın öz­ne ol­du­ğu­nu, tü­ke­ti­le­cek bir nes­ne ol­ma­dı­ğı­nı vur­gu­la­yan, so­rum­lu­luk ve hak­la­rı­nı üst­len­me­ye da­vet eden ara­yış­tır. Çok öne çı­ka­rıl­ma­sa da, ‘ki­şi­sel ge­li­şi­m’in fer­din öne­mi­ne, so­rum­lu­lu­ğu­na, ka­bi­li­yet­le­ri­nin in­ki­şa­fı­na, ken­di­ni ta­nı­ma­sı­na kı­sa­ca­sı fer­din çi­çek aç­ma­sı­na ve­si­le ola­bi­le­cek po­tan­si­yel­le­ri ve uy­gu­la­ma­la­rı da var­dır. Ai­le içi prob­lem­le­rin çö­zü­mün­den, öğ­ren­ci­le­ri mo­ti­ve et­me­ye ka­dar, pek çok sa­ha­da ‘ki­şi­sel ge­li­şim’in olum­lu uy­gu­la­ma­la­rı göz ar­dı edi­le­mez. Yu­ka­rı­da bah­se­di­len olum­suz ve olum­lu yön­le­rin hep­si­ni top­tan red­det­me ye­ri­ne, iradî üm­mi­yet tav­rı ser­gi­le­ye­rek süz­me, sin­dir­me, inanç ve kül­tür de­ğer­le­ri­miz için­de yo­ğu­rup ren­gi­mi­zi ver­me ko­nu­sun­da gay­ret gös­ter­mek da­ha sağ­lık­lı bir çö­züm ola­cak­tır. Açık­ça vur­gu­la­mak ge­re­kir ki, böy­le çok ka­nal­lı ge­li­şen bir sek­tö­rün için­de doğ­ru­lar­la yan­lış­lar bir­lik­te şe­kil­len­di­ğin­den, uz­man ol­ma­yan ki­şi­le­rin iyi bir reh­ber­lik ve da­nış­man­lık hiz­me­ti al­ma­dan bu sek­tör­den sağ­lık­lı bes­len­me­si ve is­ti­fa­de­si zor­dur.

Soru 2: ‘Ki­şi­sel ge­li­şim’ te­zi­nin kö­kü ne­re­ye da­ya­nı­yor? ‘Ki­şi­sel ge­li­şi­m’in, ta­ri­hi­miz­de, ge­le­ne­ği­miz­de ve kül­tü­rü­müz­de bir kar­şı­lı­ğı var mı­dır?

Ce­vap 2: ‘Ki­şi­sel ge­li­şi­m’in kök­le­ri az ön­ce bah­se­dil­di­ği gi­bi, Ba­tı’nın sa­na­yi­leş­me, bil­gi ça­ğı, mo­dern­leş­me, post­mo­der­ni­te gi­bi kav­ram­lar­la ifa­de edi­le­ge­len sos­yo-kül­tü­rel ge­liş­me­sin­de ya­şa­nan in­san kay­nak­lı prob­lem­le­re çö­züm bul­ma ara­yış­la­rı­na da­ya­nır. Bu, Ba­tı­lı­laş­ma­yı yo­ğun ya­şa­yan, ken­di inanç ve kül­tü­rü­ne ya­ban­cı­laş­mış top­lum­lar­da­ki fer­din her tür­lü prob­le­mi­ne ‘ça­re’ di­ye gös­te­ri­len bir sek­tör. ‘Ki­şi­sel ge­li­şi­m’in ge­liş­tir­me­yi he­def­le­di­ği in­san mo­de­li, Ba­tı dün­ya­sı­nın ek­sik, kısmî, par­ça­lı in­san ta­ri­fi­ne da­ya­lı­dır. Bi­zim inanç, kül­tür ve me­de­ni­yet dün­ya­mı­zın in­san an­la­yı­şıy­la ve te­mel ka­bul­le­riy­le ör­tüş­mez. Biz­de bü­tün­cül ve sis­tem­ci bir var­lık fel­se­fe­si­ne, in­san-kâinat ara­sın­da­ki çe­kir­dek-mey­ve mü­na­se­be­ti­ne da­ya­lı in­san an­la­yı­şı ‘kâmil in­san’ mo­de­liy­le zir­ve­dir ve ev­ren­sel­dir; baş­ka in­san mo­del­le­ri­ne ve ti­po­lo­ji­le­ri­ne ih­ti­yaç bı­rak­maz. ‘Ki­şi­sel ge­li­şim’ sek­tö­rün­de in­dir­ge­me­ci bir ba­kış açı­sıy­la yak­la­şı­lan ve tü­ke­ti­len pek çok nes­ne ve hâdi­se­nin ger­çek de­rin­lik ve de­ğe­ri­ni, bi­zim inanç, kül­tür ve ir­fan dün­ya­mız­da bul­du­ğu­nu söy­le­ye­bi­li­riz.

Soru 3: ‘Ki­şi­sel ge­li­şi­m’in ‘Ya­ra­tı­cı’yı gör­mez­den gel­me’ tav­rı­nı na­sıl de­ğer­len­di­ri­yor­su­nuz?

Ce­vap 3: Se­mavî din­le­rin me­sa­jı, ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ sek­tö­rün­de do­la­şan te­ori ve yak­la­şım­lar­la, ba­kış açı­sı­na ve ni­ye­te gö­re ör­tü­şe­bi­lir de zıt­la­şa­bi­lir de. An­cak me­se­le­ye te­mel­den yak­la­şı­lır­sa, se­mavî din­le­rin ve ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ sek­tö­rün­de­ki te­ori­le­rin in­sa­na ba­kış açı­la­rı­nın ve in­san mo­del­le­ri­nin fark­lı ol­du­ğu gö­rü­lür. Me­selâ ‘ki­şi­sel ge­li­şim’de ego­nun şi­şi­ril­me­si, ken­di he­sa­bı­na ça­lış­ma­sı ve ken­di­ni ger­çek­leş­tir­me­si öne çı­ka­rı­lır­ken, se­mavî din­ler­de ‘ego’ ve­ya ‘nefs-i em­ma­re’ in­sa­nın en bü­yük düş­ma­nı­dır. Ego­nun, ter­bi­ye­ye muh­taç bir ma­hi­ye­ti var­dır. Ego­nun şi­şi­ril­me­si de­ğil, ter­bi­ye edil­me­si, Yü­ce Ya­ra­tı­cı’nın emir ve is­tek­le­ri­ne uy­gun ha­re­ket et­ti­ril­me­si ge­re­kir. Bu açı­dan kri­tik me­se­le, bu sek­tör­de do­la­şan fi­kir ve tek­nik­le­ri, han­gi ni­yet doğ­rul­tu­sun­da han­gi mak­sat­la kul­lan­dı­ğı­nız­dır. Bun­la­rı ego he­sa­bı­na mı kul­la­nı­yor­su­nuz, yok­sa bun­lar­dan ego­nu­zu ta­nı­ma­ya, ter­bi­ye et­me­ye ve Ya­ra­tı­cı’nın gü­zel isim­le­ri­ne âyi­ne ol­ma adı­na mı fay­da­la­nı­yor­su­nuz? ‘Ki­şi­sel ge­li­şim’ in­sa­nın tut­ku­la­rı­na uy­ma­sı ve on­la­rı ger­çek­leş­tir­me­si doğ­rul­tu­sun­da eği­tim ve­rir, tek­nik­ler öğ­re­tir; in­sa­nı, far­kın­da ol­ma­dan ar­zu ve ih­ti­ras­la­rı­nın esi­ri yap­ma­ya ça­lı­şır. Se­mavî din­ler ise; in­sa­na tut­ku­la­rı­nı, ar­zu­la­rı­nı kon­trol al­tı­na al­ma­sı­nı, on­la­rı fa­zi­let­ler­le do­nat­ma­sı­nı öğ­re­te­rek ka­rak­ter­li in­san ol­ma yo­lu­nu gös­te­rir. Se­mavî din­ler, in­sa­nı ego­su­nun esi­ri ol­mak­tan kur­tul­ma­ya da­vet edip, fıt­ra­tın­da­ki şid­det­li ar­zu­la­rı âhi­ret he­sa­bı­na kul­lan­ma­yı tav­si­ye ve tâ­lim eder­ken; ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ in­sa­nın ego­su­nu tat­mi­nin öte­sin­de şi­şir­me­nin yol­la­rı­nı öğ­re­tir. Bu za­vi­ye­den, ‘ki­şi­sel ge­li­şi­m’in in­sa­na te­mel ba­kı­şı se­mavî din­le­rin­kin­den fark­lı­dır. An­cak sathî ve par­ça­lı ba­kı­lır­sa, her iki sa­ha­da pek çok şe­yin par­ça te­me­lin­de or­tak ve ben­zer ol­du­ğu gö­rü­le­bi­lir.

Soru 4: Top­lu­mun pek çok ke­si­min­de, NLP vs. söy­lem­li uy­gu­la­ma­la­ra bü­yük önem at­fe­dil­di­ği gö­rü­lü­yor. Bu­nun se­be­bi bu sa­hay­la alâkalı yo­ğun rek­lâm­lar mı­dır?

Ce­vap 4:‘Ki­şi­sel ge­li­şim’e olan il­gi­nin pek çok se­be­bi var­dır:

Bi­rin­ci­si; kül­tür, me­de­ni­yet ve ir­fan dün­ya­mı­zın te­mel kay­nak­la­rın­dan ya ha­be­ri­miz yok ve­ya ye­te­rin­ce bes­le­ne­me­me ve­ya on­la­rı de­rin­le­me­si­ne an­la­ya­ma­ma­nın sı­kın­tı­sı­nı ya­şı­yo­ruz. Ykin­ci­si; ken­di dün­ya­mı­zın te­mel eser­le­ri, ça­ğın ren­gi, ko­ku­su ve ta­dıy­la su­nu­la­ma­dı­ğın­dan, in­san­la­ra ca­zip gel­mi­yor ve ge­niş halk kit­le­le­ri­ne ula­şa­mı­yor. Üçün­cü­sü; ken­di de­ğer­le­ri­mi­ze kar­şı olan komp­lek­si­miz ve öz­gü­ven ek­sik­li­ği­miz. Bu­nun te­me­lin­de, Ba­tı’dan ge­len her şe­yin doğ­ru ve iyi ol­du­ğu­na dâ­ir ön ka­bul­le­rin ro­lü var. Dör­dün­cü­sü; sağ­lık­lı din eği­ti­miy­le mâ­nevî ih­ti­yaç­la­rı kar­şı­lan­ma­yan fert­le­rin bu boş­lu­ğu­nu, ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ sek­tö­rü­nün dol­dur­ma­ya aday bir al­ter­na­tif ola­rak gö­rül­me­si ve bel­li çev­re­ler­ce des­tek­len­me­si­dir. Be­şin­ci­si; ‘ki­şi­sel ge­li­şim’, di­nin sos­yal ha­ya­ta ait de­ğer­le­ri­ni ve kat­kı­la­rı­nı mu­kad­des kay­nak­la­ra atıf­ta bu­lun­ma­dan ve in­sa­nın me­ta­fi­zikî ger­çek­lik­le bağ­la­rı­na de­ğin­me­den, in­sa­na ya­lan­cı, ge­çi­ci bir ba­şa­rı ve dün­yevî cen­net va­at et­me­si­dir. Al­tın­cı­sı; ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ sek­tö­rü, ahlâkî sı­nır­la­rı ol­ma­yan sı­nır­sız güç ka­za­nı­mı ve de­va­mı için kül­tür­le­ri, inanç­la­rı, mâ­ne­viyâtı ve in­san­la­rın psi­ko­lo­jik, kül­tü­rel ve mâ­nevî ih­ti­yaç­la­rı­nı eko­no­mik pa­za­ra ta­şı­yıp, in­san­lı­ğa pa­zar­la­ma gi­bi bir fonk­si­yon üst­len­miş du­rum­da­dır. En teh­li­ke­li­si de, in­sa­nın mâ­nevî ve rû­hanî ih­ti­yaç­la­rı­nı tü­ke­ti­le­bi­lir bir me­ta hâli­ne dö­nüş­tür­me ris­ki ta­şı­ma­sı­dır. Ye­din­ci­si; Ba­tı’da aşı­rı mad­de­ci ve tü­ke­ti­me da­ya­lı ha­yat tar­zın­dan mut­lu ola­ma­yan zen­gin in­san­lar, Uzak Do­ğu fel­se­fe­le­rin­de iç hu­zu­ru ara­ma­ya baş­la­mış­lar­dır. ‘Her şey sa­tın alı­na­bi­lir.’ an­la­yı­şı doğ­rul­tu­sun­da, ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ sek­tö­rün­de ve­ri­len öz­den ve iyi ni­yet­ten yok­sun, ta­ma­men dav­ra­nış ve netice odak­lı sa­tış-pa­zar­la­ma ve ile­ti­şim tek­nik­le­ri, in­san­la­rı al­dat­ma ve­ya ken­di­ni sa­vun­ma sa­na­tı­na dö­nüş­tü­rül­mek­te­dir. ?eh­vet ve şöh­ret üze­rin­den güç ka­zan­ma­nın yol­la­rı da ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ sek­tö­rün­de ve­ri­len eği­tim­ler­le pro­fes­yo­nel bir ze­mi­ne ta­şın­mış­tır.

Son ola­rak, med­ya­tik rek­lâm ve pa­zar­la­may­la, ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ eği­tim­le­ri­nin in­sa­nı sık­ma­yan, eğ­len­di­re­rek bil­gi­len­di­ren ve ra­hat­la­tan for­mat­lar­da su­nul­ma­sı da, arz ve ta­le­bin art­ma­sı­na yol aç­mak­ta­dır.

Soru 5: Yn­sa­na; ‘Sen ya­par­sın.’, ‘Sen eder­sin.’, ‘Sen sü­per­sin.’, ‘Her şe­yin kay­na­ğı sen­sin.’ gi­bi yük­le­me­ler yap­mak, ilk etap­ta mo­ti­ve edi­ci gi­bi gö­rün­se de, bir sü­re son­ra in­sa­nı me­ga­lo­man yap­maz mı?

Ce­vap 5: El­bet­te böy­le bir risk var. Bu­gün psi­ki­yat­rik bo­zuk­luk­lar­da hız­lı bir ar­tış gö­rül­mek­te­dir. Dün­ya Sağ­lık Teş­ki­lâ­tı ve­ri­le­ri­ne gö­re önü­müz­de­ki 10 yıl için­de in­san­la­rın % 20’si psi­ki­yat­rik ra­hat­sız­lık­lar ya­şa­ya­cak­tır. Dep­res­yon, en­di­şe, pa­nik atak, nev­roz­lar da­ha da ar­ta­cak­tır. Hız­lı de­ği­şi­me ha­zır­lık­lı ol­ma­yan top­lum­lar­da, par­ça­lan­mış ki­şi­lik­ler, çok­lu ki­şi­lik­ler, pa­ra­no­yak­lar, nev­ro­tik­ler, sal­dır­gan tip­ler sık­lık­la göz­len­mek­te­dir. Psi­ko-hij­yen ola­rak ta­nım­la­nan, akıl ve ruh sağ­lı­ğı­nı ko­ru­yu­cu ted­bir­ler ve or­tam­lar, önü­müz­de­ki yıl­lar­da çok önem­li hâ­le ge­le­cek­tir. Bu­gün­kü prob­lem­le­rin te­me­lin­de; ego­ist, nar­sist, ma­zo­şist, şid­de­te yat­kın, he­do­nist ki­şi­le­rin hız­la ço­ğal­ma­sı ya­tı­yor. Bu nok­ta­da ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ sek­tö­rün­de­ki ba­zı ka­nal­lar ve uy­gu­la­ma­lar, sis­te­ma­tik bi­çim­de ego­ist, nar­sist, imaj düş­kü­nü, şöh­ret has­ta­sı, ri­yakâr in­san ti­po­lo­ji­le­ri­nin ge­li­şi­mi­ni ve ya­yıl­ma­sı­nı teş­vik et­mek­te­dir. Psi­ki­yat­ri pro­fe­sö­rü mer­hum Ra­sim Ada­sal’ın ifa­de­le­riy­le pops­tar­lar, idol­ler, fut­bol ve mü­zik ilâhla­rı üre­ti­le­rek in­san­lı­ğın iç hu­zu­ru, iç ve dış dün­yay­la olan den­ge­si di­na­mit­len­mek­te­dir. Ka­ri­yer, imaj, şöh­ret ve pres­tij hır­sı­nın kö­rük­len­di­ği ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ eği­tim­le­ri ve se­mi­ner­le­rin­de aşı­rı uya­rı­lan in­san tut­ku­la­rı, ahlâkî de­ğer­ler­le kon­trol al­tı­na alı­na­maz­sa, in­san­la­rın akıl ve ruh sağ­lık­la­rı­nı ko­ru­ma­la­rı çok zor­la­şa­cak­tır. Bu­gün hız­lı de­ği­şim ge­çi­ren, kül­tür ve inanç de­ğer­le­ri­ne ya­ban­cı­laş­mış fert ve top­lum­lar­da, az ön­ce zik­ret­ti­ği­miz bir­çok psi­ki­yat­rik bo­zuk­lu­ğa şa­hit ola­bi­li­riz. Mad­de­yi, dış âle­mi bü­yük öl­çü­de ele ge­çi­ren Ba­tı, in­sa­nın iç âle­mi­ni keş­fe­de­me­miş; keş­fet­ti­ği şey­ler­de ise, sı­nır­lı ve ek­sik kal­mış­tır. Neticesinde Ba­tı in­sa­nı, za­af ve tut­ku­la­rı­nın esi­ri ola­rak, akıl ve ruh sağ­lı­ğı­nı hız­la kay­bet­mek­te; nar­sizm ve ego­izm ku­şat­ma­sı al­tın­da ağır dep­res­yon ge­çir­mek­te­dir. Ego­yu şi­şi­ren ve güç­len­di­ren ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ te­ori­le­ri ve uy­gu­la­ma­la­rı, in­san­lı­ğın dert­le­ri­ne der­man de­ğil, ak­si­ne ge­çi­ci sah­te çö­züm­ler üre­te­rek, dert­le­rin de­rin­leş­me­si­ne ve kro­nik­leş­me­si­ne yol aç­mak­ta­dır. Çö­züm, in­sa­nın had­di­ni bil­me­si, aciz­li­ği­ni an­la­ma­sı, vic­da­nı­nın se­si­ne uyan­ma­sı, kâmil, ka­rak­ter­li ve fa­zi­let­li in­san ol­ma yo­lun­da gay­ret gös­ter­me­si­dir. Ay­rı­ca in­san ru­hu­nu in­cel­ten, yu­mu­şa­tan ve on­da­ki po­tan­si­yel de­ğer­le­ri bes­le­yen üç te­mel fak­tör olan din, fel­se­fe ve gü­zel sa­nat­lar­dan çok yön­lü is­ti­fa­de edil­me­li­dir. Bir in­san, ru­hu şe­kil­len­di­ren bu üç fak­tör­den do­yu­ru­cu şe­kil­de na­si­bi­ni al­ma­lı ki, ken­din­de­ki po­tan­si­yel in­sanî de­ğer­le­ri in­şa ede­bil­sin.

Soru 6: Aşı­rı mo­ti­ve edil­miş in­san­la­rın, ya­şa­dık­la­rı ba­şa­rı­sız­lık­lar kar­şı­sın­da zâfi­yet gös­te­rip ha­yal kı­rık­lık­la­rı­na uğ­ra­ya­bi­le­cek­le­ri, hattâ ha­ya­ta bü­tün bü­tün kü­se­bi­le­cek­le­ri yö­nün­de de­ğer­len­dir­me­ler var. Bu­nu na­sıl yo­rum­lar­sı­nız?

Ce­vap 6: Evet doğ­ru­dur. Zîrâ in­san­lar fark­lı fark­lı­dır. Her­kes fark­lı po­tan­si­yel do­na­nım­lar­la ve kabiliyetlerle dün­ya­ya ge­lir. Ken­di­ni bi­lip ta­nı­ma­dan, in­sa­nın ken­di­si üze­rin­de rast­ge­le de­ne­me­ler yap­ma­sı in­sa­nı boş­lu­ğa da gö­tü­re­bi­lir. Bir ilâç, bir tav­si­ye ve re­çe­te her­kes­te ay­nı te­si­ri gös­ter­mez. Her­ke­se tek tip bir eği­tim ve ge­nel ge­çer re­çe­te­ler su­nan ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ ki­tap­la­rı, eği­tim ve se­mi­ner­le­ri her­kes­te fay­da­lı te­sir yap­maz. Fay­da­lı­lık an­cak in­san­la­rın mi­zaç, ki­şi­lik ve ka­bi­li­yet fark­lı­lık­la­rı dik­ka­te alı­na­rak, fer­de has ge­li­şim ve da­nış­man­lık hiz­met­le­ri ve­ri­lir­se or­ta­ya çı­kar. “Al şu ki­ta­bı oku, bü­tün dert­le­rin de­va bu­la­cak­tır!” gi­bi ge­nel ge­çer çö­züm­ler hem sağ­lık­lı, hem de do­yu­ru­cu de­ğil­dir. Ay­rı­ca in­sa­nın ken­di­ni ge­liş­tir­me­si, bir-iki ki­tap oku­mak­la, bir­kaç sa­at eği­tim al­mak­la ger­çek­leş­mez. Yn­sa­nın ken­di­ni ta­nı­ma­sı, ka­bi­li­yet­le­ri­ni in­ki­şaf et­tir­me­si, in­sanîleş­me­si uzun yıl­lar cehd ve gay­ret is­te­yen bir sü­reç­tir. Pi­ya­sa­da­ki ki­tap­la­rın ço­ğu, ge­nel-ge­çer tav­si­ye­le­ri Ba­tı­lı ör­nek­ler­le an­la­tan ve sathî ola­rak bil­gi­len­di­ren tür­den­dir. Me­selâ NLP tek­ni­ği ve hip­no­zun, bel­li mi­zaç ve fıt­rat­lar­da te­si­ri faz­lay­ken, ba­zı­la­rın­da az­dır. Bu açı­dan ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ sek­tö­rü­nün tek­nik ve me­tot­la­rı, her­ke­se eşit de­re­ce­de fay­da­lı de­ğil­dir. Bir di­ğer önem­li hu­sus da, bu sek­tör­de öne çı­kan ki­şi­le­rin bir­ta­kım or­tak ki­şi­lik özel­lik­le­rin var ol­ma­sı­dır. Bu sek­tör­de dı­şa­dö­nük, ener­jik, ima­ja düş­kün, şöh­ret ol­ma­ya is­tek­li, tel­ki­ne açık, ken­di­ni bu­lun­du­ğu rol ve iş­le öz­deş­leş­ti­re­bi­len ki­şi­lik özel­lik­le­ri­ne sa­hip in­san­la­ra da­ha çok rast­lan­mak­ta­dır.

Soru 7: İt­hal sos­yal aaa ve yak­la­şım­lar, top­lu­mun dert­le­ri­ne ça­re ola­bi­lir mi?

Ce­vap 7: İt­hal sos­yal aaa ve yak­la­şım­la­rın fark­lı top­lum­la­rın dert­le­ri­ne ça­re olup ol­ma­ya­ca­ğı me­se­le­si, in­sa­nın sağ­lık­lı şe­kil­de va­ro­luş ve ya­rı­na ka­lış di­na­mik­le­ri­ni doğ­ru an­la­ma­ya bağ­lı ola­rak ce­vap­la­na­bi­lir. Yn­sanın hem ferdî hem de iç­ti­maî yö­nü var­dır. Yn­sa­n ge­ne­tik ve kül­tü­rel mi­ra­sı üze­rin­de var olup şe­kil­le­nir; kim­lik ka­za­nır ve bir iz bı­ra­ka­rak dün­ya­dan göç eder. Kül­tü­rün te­mel di­na­mik­le­ri; din, dil ve ge­le­nek­tir. Bu üç fak­tör, in­sa­nın şuu­ral­tı­nı, ben­li­ği­ni ve kim­li­ği­ni far­kın­da ol­ma­dan ve­ya far­kın­da ola­rak şe­kil­len­di­rir. Ben­lik ve kim­lik in­şa­sı, ye­rel ve ev­ren­sel yön­le­ri olan bir ol­gu ve sü­reç­tir. Yn­san­lar, ma­hallîden ev­ren­se­le, ev­ren­sel­den ye­re­le doğ­ru ben­lik ve kim­lik ge­li­şi­mi­ni bir­lik­te ya­pa­bi­lir­se, sağ­lık­lı bir va­ro­luş ser­gi­le­miş olur. Bu açı­dan, fert ve top­lum­lar da ken­di­le­ri­ne has özel­lik­ler ta­şır. Bir baş­ka top­lu­lu­ğun kül­tü­rel el­bi­se­si ay­nen kop­ya­la­na­maz. Fay­da­lı ve ge­rek­li gö­rül­dü­ğü tak­dir­de ba­zı kı­sım­la­rı ma­hallî de­ğer öl­çü­le­riy­le kay­naş­tı­rı­la­bi­lir. Ak­si tak­dir­de na­sıl do­ku uyuş­maz­lık­la­rı or­gan na­kil­le­rin­de cid­di komp­li­kas­yon­la­ra yol açı­yor­sa, kül­tü­rel do­ku uyuş­maz­lık­la­rı da, sağ­lık­sız kim­lik te­şek­kü­lü­ne yol açar. Gü­nü­müz­de bu kim­lik kri­zi ve şu­ur ya­ra­lan­ma­sı, po­pü­ler kül­tü­rün te­si­riy­le de­rin­den his­se­dil­mek­te­dir.

Soru 8: Bi­zi biz ya­pan de­ğer­ler gü­nü­müz­de kar­şı­laş­tı­ğı­mız prob­lem­le­rin üs­te­sin­den gel­me­mi­ze ye­ter mi?

Ce­vap 8: Teo­rik plânda ye­ter ve ar­tar. An­cak inanç ve kül­tü­rel mi­ra­sı­mı­zın zen­gin­li­ği­nin ve de­rin­li­ği­nin fark edil­me­si ve bu­nun ça­ğın uslûbuy­la ses­len­di­ril­me­si ge­re­kir. Tü­ke­ti­mi alış­kan­lık hâli­ne ge­tir­miş bir çağ­da ya­şı­yo­ruz. Tü­ke­ti­mi üre­ti­me, sey­ret­me­yi oku­ma­ya, va­ro­la­nı ak­tar­ma­yı dü­şün­ce üre­ti­mi­ne ter­cih et­me gi­bi alış­kan­lık­la­rı­mız var. Bun­lar­dan kur­tu­la­bi­lir­sek, Ga­za­li, Ab­dul­ka­di­r-i Gey­la­ni, Muh­yid­din-i Ara­bi, Ymâm Rab­banî, Yb­n-i Si­na ve Be­di­üz­za­man gi­bi yüz­ler­ce şah­si­ye­tin mi­ra­sı bi­ze ye­ter. Bilhassa ‘kişisel gelişim’ sektörünün nasıl değerlendirilip yorumlanacağı konusunda, Mevlâna Hazretleri’nin Mesnevisi, Bediüzzaman’ın eserleri başlı başına bir hazine ve bu perspektiften keşfedilip yorumlanmayı bekliyor. Eğer ço­cuk­la­rı­mı­za ve genç­le­ri­mi­ze; inanç, kül­tür ve ir­fan de­ğer­le­ri­mi­zi, ça­ğın an­la­yış, tat, ko­ku ve ren­giy­le ve­re­bi­lir­sek, ina­nı­yo­ruz ki, ül­ke­miz­de bir boş­luk­tan do­ğan ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ sek­tö­rü­ne olan ta­lep de aza­la­cak­tır. Bu­nun ya­nın­da olu­şa­cak olan ye­ni ta­lep­ler, öz kay­nak­la­rı­mız­dan kar­şı­la­na­cak ve de­ğer­ler dün­ya­mız­dan bes­le­nen, ‘ki­şi­sel ge­li­şi­min biz­ce­si’ or­ta­ya çı­ka­cak­tır. Bel­ki de o za­man bu­nun adı, ‘ki­şi­sel ge­li­şim’ de­ğil, ‘ben­li­ğin sır­la­rı­nı çöz­me­ye yol­cu­luk’ ola­cak­tır.

Kaynak: Sızıntı – Dr. Selim AYDIN

Gelen Aramalar: nihat hatipoglu cocuklarin sinavlarda basarili olmasi icin okunan dua,geliştiren yazılar ve sözler,kuran ezberlemenin kolay yolu Tags: başarı yazıları, kişisel gelişim, kişisel gelişim makale, kişisel gelişim yazıları, manset, ruhu geliştirme, sızıntı

Category: Geliştiren Yazılar, Kişisel Gelişim, Ruhsal Gelişim


Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler

acı affetme Affetmek aile akıl Alglamada Anlatm Aramak ARINMA Aroma Astroloji Astrolojik Aynalar Bahar başkaları Bayram beden Beden dili Bedensiz BEREKET beyin Beyinde Beyni Beynin Beyniniz bilgi bilim bilimsel bilinci Bilincine bilinçaltı Bilmek birey Bitkisel bolluk BOLUK Burak cümle çekim dalga damla Davet Deerlerimizin degerli Deniz Depresyonun DERSLER Detoks Dikkat Dilek Disgrafi Disleksi düşünce Egoist egzersiz EGZERSZ ekmek eleştiri. öfke emsimizi enerji Enerjilerinin Epifiz Eruhunuzu evlilik evren fayda FAYDALANMAK FAYDALARI Felsefe fizik fiziksel Fregoli frekans garip GCJoseph Gcyle geçmiş Gelecek geliim gerçek GERDE gerilim Gidecek Gizemli gizli güven güzel harika Hasta hastalık Hastalklar Hayal Hayallerinizin hayat Hayata HAYIRLI Hikaye Hiperaktivite Hipnozu hissederim Holografik Hologram Hoşgörü hoşgörüsüzlük huzur huzurlu Illuminati ilâc ileti İletişim inanç insan insanlar Kabala Kadim kaos Karanlk kavga kelime Kelimeler Klasik korku Korkular KORUMA Korunma Kristaller kuantum Kuantum Fiziği kurallar Kyamet liste LKLERMZ madde Makbul MEKTUP Melek Merak Mevlana Mevlanann Mezar Mftolunun Moloküler mucize Mucizeleri MUTSUZ NAMASTE Nazar Nefret neşe Niyet ODAKLANMA Okuma Okyanus olacaksn olumlama olumlamas olumlu olumsuz para paralel Paranormal Patolojik Peeling Peinden pozitif POZTF Pratik PRATK PROGRAMLAMA Psikoloji psikolojik Quantum Düşünce Rahat RAHATSIZLIIMIZ refah Reformist Romantik ruh Ruhsal sağlık Sanat seniz sevgi sıkıntı sistem Sonsuz sorumsuzluk sorun sorunlar Stres Sufizm suyun şifa şükretme tabiat tedavi Tehlikeli teori Terapi tesadüf toplum Uymasn üzüntü zaman Zarar zeka zellikleri zenginlik zerine zihinsel