28 Şubat 2014 Cuma

ALDATILMA DÖNGÜSÜNDEN NASIL KURTULABİLİRSİNİZ?

Yaşam Koçu ve Kişisel Gelişim Uzmanı Jülide Öztürk: Bir danışanım, hayatı boyunca kiminle birlikte olduysa sürekli olarak aldatıldığından şikayet ediyor, artık bunu değiştirmek istediğini ve bu durumu artık yaşamak istemediğini söylüyordu.

Ruhsal anlamda dönüşmek oldukça keyifli bir yolculuk. Zira hayatımızda tekrar eden negatif kısır döngüleri yani yaşadığımız üzücü sonuçların sürekli tekrar etmesini, korku, kaygı, vesvese, fobi, öfke, ruhsal ve bedensel hastalıklar gibi hayatımızı mutlu ve keyifli bir şekilde idame etmemize engel olan tüm durumları iyileştirmek bizim elimizde.





Ancak bunun için öncelikle, bizi mutsuz eden durumun varlığını farketmemiz sonrasında da bunu iyileştirme konusunda kararlı olmamız ve içsel bir direncimizin olmaması gerekiyor.
Birkaç yıl önce İstanbul dışından bir danışanım bana seansa geldiğinde, hayatı boyunca kiminle birlikte olduysa daha ilişkinin başında sürekli olarak aldatıldığından şikayet ediyor, artık bunu değiştirmek istediğini ve bu durumu artık yaşamak istemediğini söylüyordu.
Yaptığımız çalışmada annesinin çocukken ona “erkeklere sakın güvenme kızım, onlar seni kandırırlar, aldatırlar, üzerler” dediğini hatırladı. Sorunun kaynağını hemen bulmuştuk. Yani dönüşümün %50'lik kısmı olan “farkındalık” gerçekleşmişti. Geriye kalan % 50'lik kısmı, bunu kabul etmek ve bu durumu dönüştürmek için içsel teslimiyet halinde olmaktı. Sonrasında birkaç çalışma yapmak yeterliydi ve bu, işin en kolay kısmıydı.
Bilinçaltındaki bu negatif düşünce kalıbını dönüştürme çalışmasına başlamadan önce danışanımın içsel bir direnci olup olmadığı konusunda küçük bir test yaptım ve kendisine; bu seanstan sonra artık bu döngüyü yaşamaktan kurtulacağını, yani sürekli kendisini aldatan erkekleri hayatına çekmeyeceğini söyledim ve buna hazır olup olmadığını sordum.
Yanıtı panik halindeydi ve aynen şöyleydi : “Nasıl yani, hemen mi, şimdi mi, bir dakika bir dakika durun, yani buna tam olarak hazır mıyım bilemiyorum!“
Ve hıçkırarak ağlamaya başladı…
O an bu değişime ve dönüşüme tam olarak hazır değildi. Sadece sorunun kaynağını farketmişti ve bunu kabul ediyordu yani farkındalık kazanmıştı  ama bu durumu bu kadar kısa sürede dönüştürmeye hazır değildi.
Çünkü birincisi; çoğumuz ters giden, bizi üzen, yoran, yaşam kalitemizi olumsuz etkileyen şeyleri hızla iyileştirebilecek ve dönüştürecek güçte olduğumuzun farkında ve bilincinde değiliz. İlla her şey zor, zahmetli, meşakkatli olmak zorunda!
İkincisi; bazılarımız bir yandan bizi mutsuz eden kişi ve durumlardan şikayet ederiz diğer yandan bu şikayetlerden farkında olmadan garip bir içsel haz duyarız. Çünkü ya etrafımızın ilgisini çekiyoruzdur, ya da şikayet ettiğimiz, bizi mutsuz eden şeyler tükendiğinde yerine koyacak iyi bir şeylerin olduğunu bilmiyoruzdur. Yani hayatımızda her şeyin mükemmel gideceğine dair inancımız yoktur.
Yaptığımız ilk seanstan sonra kendisine bir süre ara vermemiz gerektiğini söyledim ve 1 ay sonrasına randevu verdim. Bu süre zarfında tam da hayallerindeki gibi biriyle tanıştığını ve çok mutlu olduğunu söyledi beni arayarak. Ama hala aldatılma kaygısı taşıyordu.
1 ay sonra geldiğinde ise bana şunu itiraf etti ; “geçen geldiğimde bu durumdan bu kadar çabuk kurtulacağımı düşünmemiştim, üstelik aldatılmamanın ne demek olduğunu bilmiyordum. Kendimi bu sona o kadar alıştırmışım ve bunu yaşamayı öylesine kanıksamışım ki, mutlu bir birliktelik yaşayacağıma dair inancım yoktu bunu farkettim. Artık hazırım bu duyguya veda etmeye.”
İşte bu müthiş bir farkındalık ve içsel teslimiyetti. Artık bu noktadan sonra dönüşüm çok kolaydı. Çalışmalarımıza devam ettik. Birkaç ay sonrasında evlilik haberini müjdeledi. Şimdi aradan tam 4 yıl geçti ve eşinin ne kadar sadık biri olduğunu ve çok mutlu olduklarını hala keyifle paylaşıyoruz.
Yaşamını her açıdan pozitif anlamda dönüştürmek isteyenler;
- Hayatınızda sizi mutsuz eden her şeyi farketmeye ve onlarla yüzleşmeye hazır mısınız?
- Bunları kısa sürede iyileştirecek ve dönüştürecek içsel güce sahip olduğunuzu kabul ediyor musunuz?
- Mutlu, huzurlu, keyifli bir hayat yaşamaya gerçekten hazır mısınız?
Eğer cevabınız tümüne “evet” ise bu iyi bir haber, çünkü dönüşmeye başladınız, sadece küçük dokunuşlara ihtiyacınız var demektir.
Colin Wilson ne güzel söylemiş ; “Kelebek bir defa kanatlandı mı, bir daha asla tırtıl haline gelmez.”
Tırtıllıktan çıkıp kelebek olmaya hazır mısınız?
SEVGİ ve IŞIKLA…
Kaynak
Devamını Oku »

25 Şubat 2014 Salı

Temmuz ayına astrolojik bakış..

Temmuz ayının astrolojik değerlendirmesi..

1 temmuzda gökyüzünde güneş-plüton-uranüs t açı kalıbı gerçekleşiyor.Güneş otorite-yönetici-patron ve liderleri ifade ediyor.Plüton oğlak burcunda iş hayatı ve eski yönetim şekillerini ifade ediyor.Uranüs ise koç burcunda yenilikçi başkaldırışı ve iskankarlığı ifade ediyor..Gökyüzündeki bu açı kalıbı temmuzun ilk haftasının çok zorlu geçeceğini bizlere ifade ediyor.Özellikle yönetici patron figürlerinin güç çekişmelerine tanık olabiliriz.İstifalar da gündeme gelebilir..Aynı zamanda 1 temmuzda Venüs-satürn kareside devreye giriyor.Özel ve sosyal ilişkiler açısındanda zorlu bir haftada olduğumuzu belirtmek istiyorum.Ayın ilk haftası ani evlilik kararları yada estetik operasyonlar için uygun görülmüyor.Özel ilişkilerde ani bitişlerde muhtemel..

8 Temmuzda yengeç burcunda yeni ay gerçekleşiyor.Yeni aylar yeni başlangıçları simgeler fakat bu yeni ay başlangıçlar için temkinli hareket etmekte fayda var.Merkür 20 temmuza kadar yeni ayın gerçekleşeceği yengeç burcunda geri harekette.İmza sözleşme alım satımlar için dikkatli olmamız gerekiyor.Uranüs enerjisinin çok aktif olacağı bu yeni ay şart ve koşullar an da değişim gösterebilir..

17 ve 22 temmuz arası enerjiler biraz daha olumlu yönde akışta olacak.Gökyüzünde de su burçlarında olan Jüpiter-satürn-neptün üçgeni gerçekleşiyor.Yapmak gerçekleştirmek istediğimiz proje ve işler için bu günler akış güzel olacak.Spiritüel anlamdada farkındalıklarımızın artacağı ruhsal manevi değerlerimizin de güçleneceğini söyleyebiliriz..

22 temmuzda da dolunay gerçekleşiyor.Dolunaylar da bastırdığımız duygular ve takıntılı olduğumuz olaylara duygusal tepkilerimiz açığa çıkar.Ay sonuna kadar özel sosyal ilişkilerde tartışmalar yanlış anlama anlaşılmalar çekişme güç savaşlarıda ortaya çıkabilir.Sözlere DİKKAT..

26-28 temmuzda Plüton-mars karşıt açısı bizlere bu iki gün riskli işlerden uzak durmamız gerektiğini yoksa zarar göreceğimizi ifade ediyor.DİKKAT..

28 Temmuzdan sonra biraz rahat nefes almaya başlayabiliriz.Venüs-Jüpiter sekstil açısı her türlü ilişkilerimizde denge düzen ve uyum getirmeye başlayacak..

Değişim dönüşüm enerjisinin çok etkin olacağı temmuz ayına itafen Lucretius’un sözleriyle devam etmek istiyorum..’’ZAMAN DEĞİŞTİRİR ÖZÜNÜ HER ŞEYİN.BİR DURUMDAN BİR BAŞKA DURUM ÇIKAR HEP.BENZERLİK KALMAZ BİÇİMDEN BİÇİME.DOĞA ZORLAR HER ŞEYİ BAŞKALAŞMAYA’’

Herkese sevgiler..


Kaynak

Devamını Oku »

23 Şubat 2014 Pazar

Sorunlu Evliliğin 8 Belirtisi

A A A

İngiltere’de yayımlanan Daily Telegraph gazetesi uzmanlara danışarak kötü giden evliliğin belirtilerini sıraladı.

İşte uzmanlara göre bir evliliğin kötüye gittiğinin 8 belirtisi: 

1- Eşiniz uyumaya gittiğinde siz televizyon izliyorsanız,

2- Biriniz uyurken diğeriniz yatakta kitap okuyorsa,

3- “Neyin var?” sorusunun cevabı “Hiç” oluyorsa,

4- Dışarda buluşmamak için bahaneler üretiyorsanız,

5- Eşiniz iş hakkında şikâyet ederken onun sıkıntısını paylaşmak yerine “yine iş…” diyorsanız,

6- Birbirinizin ailesini ziyaret etmekten hoşlanmadığınızı söylüyorsanız,

7- Birlikte televizyon izliyorken sosyal paylaşım sitelerinde dolaşıyorsanız,

8- Çocuklar dışında konuşacak konunuz kalmamışsa, ilişkinizi gözden geçirmenin vakti gelmiş demektir.

Tags: aile, boşanma nedenleri, evlilik, evlilik sorunları, manset, ne zaman başanayım, sıkıntı, sosyal, televizyon

Category: Evlilik Danışmanlığı, Psikoloji


Kaynak

Devamını Oku »

21 Şubat 2014 Cuma

Bilinçaltının Gücü-2- Joseph Murpy

Zorlama ters etki yapar. Arzularınızla hayal gücünüz çatıştığında, kazanan kaçınılmaz olarak hayal gücünüz olur. Yerde duran dar bir tahtanın üzerinde yürümeniz gerektiğini düşünün. Bunu hiç kuşkusuz kolayca yapabilirsiniz. Birde aynı tahtayı yerden beş metre yukarıda ve iki duvar arasında asılmış olduğunu düşünün. Üzerinde yürür müydünüz? Yürüyebilir miydiniz? Tabiî ki hayır. Tahta boyunca yürüme arzunuz, hayal gücünüzle çatışırdı. Tahtanın üzerinde yalpaladığınızı ve baş aşağı düştüğünüzü hayal ederdiniz. Yürümeyi çok isterdiniz, ama düşme korkunuz size engel olurdu. Hayal gücünüzün üstesinden gelmek ve bunu bastırmak için çaba sarf ettikçe, düşme fikri daha güçlü hale gelirdi.  Zihinsel çaba, istenen şeyin tersini yaratarak kişinin kendi yenilgisine neden olur. İrade gücünüzü kullanarak bilinçaltınızı fikirlerinizi kabul etmeye zorlamayın. Bu tür girişimler sizi başarısızlığa mahkûm eder. Dikkatinizi arzu ettiğiniz şeye kavuşmayı önleyen engeller üzerine yoğunlaştırırsanız, bu arzuya kavuşmanızı sağlayacak unsurlar üzerine yoğunlaşmak mümkün olmaz. Zihinsel zorlama ve aşırı çaba, endişe ve korkuyu göstererek dileklerinizin karşılığını almanızı engeller. Rahatlık işi çözer.  Zihniniz gevşediğinde ve bir fikri kabul ettiğinizde, bilinçaltı bu fikri hayata geçirmek için işe koyulur. Olumlama öyle olduğunu söylemektir. Zihnin tutumunu doğru kabul ettiğiniz sürece, bunun aksi yönündeki bütün etkenlerden bağımsız olarak dileklerinizin gerçekleştiğini görürsünüz.  Olumlama ifadeniz net olduğunda ve zihinsel çatışma ya da anlaşmazlık yaratmadığına çok başarılı olur.


Alın terinizle ve çok çalışarak zengin olmaya çalışmak, mezardaki en zengin insan olma yoludur. Köle gibi çalışmanıza gerek yoktur. Zenginlik, bilinçaltının iknasıdır. Zihninizde zenginlik fikri oluşturun.Gece uykuya dalarken, sessizce, rahatça ve içinizden gelerek “Zenginlik” sözcüğünü tekrarlayın. Bunu sanki bir tekerleme gibi defalarca tekrar edin. Uykuya bu sözcükle dalın. Sonuç sizi şaşırtacak, zenginlik sizi bolluk çığının içine atacaktır. Açık çekler imzalamayın. “Doğru dürüst iş yok.” “Kriz var.” , “Kredileri ödeyemeceğim için evi kaybedeceğim.” Gibi ifadeler kullanırsanız, açık çek imzalamış olursunuz. Gelecekle ilgili korkularla doluysanız yine boş çek imzalar ve olumsuz koşulları kendinize çekersiniz. Bilinçaltınız korkunuzu ve olumsuz ifadenizi istek kabul eder ve hayatınıza engeller, ertelemeler, yoksunluklar, sınırlamalar getirmek için işe koyulur. Toprağa tohum ektiğinizde aynı gün kazmaya başlamazsınız. Kök salmasını ve büyümesini beklersiniz. “ O ödemeyi yapamayacağım” demek üzere olduğunuzda, “O ödeme …??” diye başlar başlamaz durun. Bunu “Birçok açıdan refaha ulaşacağım.” Gibi yapıcı bir ifadeye dönüştürün.  Zenginlik duygusu, zenginliği doğurur. Gerçek zenginlik kaynağınız, zihninizdeki fikirlerden oluşur. Zenginliğin önündeki engel sizin zihninizdir. Zihninizde herkesle iyi geçinerek bu engeli ortada kaldırın.Parayı temel amacınız haline getirmeyin. Refah, mutluluk, huzur ve sevgi talep edin. Siz kişisel olarak sevgi ve iyi niyet yayın. O zaman bilinçaltınız da size bunların karşılığını bileşik faiziyle ödeyecektir. Parayı tanrılaştırmayın. O bir değiş tokuş sembolüdür.  Gerçek zenginliklerin zihninizde olduğunu unutmayın. Yoksulluk bir erdem değildir. Bir zihin hastalığıdır. Kendinizi bu zihinsel çelişki ya da hastalıktan bir an önce kurtarmalısınız. Bilinçaltımın sınırsız zekası her yerde bilmem gerekeni bana sunuyor. Eğer bir sorunun çözümü üzerinde bilinçli bir şekilde yoğunlaşır ve kendinizi buna adarsanız, bilinçaltınız bütün gerekli bilgileri toplar ve bunları bilincinize sunar. Eğer bir sorunun çözümünü merak ediyorsanız, bunun nesnel biçimde çözemeye çalışmayın. Araştırmalar yaparak ve başkalarına başvurarak olabildiğince bilgi toplayın. Eğer cevap gelmiyorsa uyumadan önce bilinçaltınıza devredin. Cevabı bulduğunuzu göreceksiniz. Cevabı her zaman gece alamazsanız. Gün aydınlanana ve karanlık dağılana kadar isteğinizi bilinçaltınıza iletmeye devam edin. Sorunun büyük olduğunu ve çözümün zaman alacağını düşünerek cevap almasını geciktirebilirsiniz. Bilinçaltınızın sorunu yoktur. O yalnızca cevabı bilir. Cevabı şu anda bildiğinize inanın. Bunun ya da mükemmel cevabı bulmuş olmanız halinde yaşayacağınız hissin keyfini çıkarın. Bilinçaltınız bu duyguya karşılık verecektir. İnanç ve sebatla desteklenen zihinsel bir resim, bilinçaltının harikalar yaratan gücü sayesinde gerçek olacaktır. Buna güvenin gücüne güvenin mucizeler gerçekleşecektir.Bilinçaltınız genellikle beklemediğiniz zamanlarda sorularınıza yanıt verir. Yolunuzun üstündeki bir kitapçıya girip aradığınızın sorunun yanıtını bir kitabın sayfalarında, ya da sokakta birileri ile konuşurken kulak kabarttığınızda bulabilirsin. Yanıt beklenmedik zamanlarda ve türü biçimlerde karşınıza çıkacaktır. Uyumadan önce,  bilinçaltınıza bir sorununuza çözüm geliştirme görevi verin; size çözüm sunacaktır. Günlük hayatın aksiliklerinden ve çatışmalarından sıkılıp bunalırsanız, zihninizin tekerleğini durdurun ve size karşılık vermeye hazır olan bilinçaltınızdaki bilgeliği ve zekayı düşünün. Bu size huzur, güç ve güven verecektir. Erkekler ve kadınlar eşlerini kendilerine benzetmeye çalışmamalıdırlar. Düşüncesizce onları değiştirme çabası bir tür hakarettir, onların bu haliyle değerli olmadıklarının ifadesi gibidir. Bu çabalar çok saçmadır ve pek çok kez evliliğin yıkılmasıyla sonuçlanır. Birinci adım: hayal kırıklıklarından doğan rahatsızlıkları asla yarına taşımayın. Gece yatmadan önce, her türlü kırgınlık için birbirinizi affettiğinizden emin olun. Sabah uyanır uyanmaz sınırsız zekanın bu konuda yol göstermesini isteyin.İkinci adım: Kahvaltıda şükranlarınızı dile getirin.Üçüncü adım: Eşinize takdir ve sevgilerinizi gösterin. Mutlu olmayı içtenlikle arzulamalısınız. Bazı insanlar öyle uzun süre sıkıntılı, moral bozukluğu ve mutsuzluk yaşamışlardır ki aniden harika, güzel ve keyifli bir haberle mutlu olsalar da yinede “Mutlu olmak yanlış!” derler. Eski zihinsel kalıplara öyle alışmışlardır ki mutluyken kendilerini rahat hissetmezler.  Aşina oldukları eski sıkıntılı hallerine dönmek isterler.En mutlu insan, kendi içindeki en iyiyi ortaya çıkaran ve uygulayan insandır. Mutluluk ve erdem her zaman birbirini tanımlar. En iyiler her zaman mutlu değillerdir; ancak mutlular her zaman başarılı yaşma sanatı konusunda en iyidirler.Başka birinin söylediği şeyler, siz izin vermediğiniz sürece sizi kızdırmaz ve rahatsız edemez. Başka birinin sizi üzmesinin tek yolu sizin kendi düşüncenizdir. Öfkelenirseniz zihninizde dört aşamadan geçmeniz gerekir.  Söyleneni düşünmeye başlarsınız. Öfkelenmeye ve öfke duygusunu yaratmaya karar verirsiniz. Sonra eyleme geçmeye karar verirsiniz. Belki sizde aynı şekilde konuşur ve tepki verirsiniz. Gördüğünüz gibi, düşünce, duygu, tepki ve eylem hepsi zihninizde gerçekleşir. Kimse eleştirilmekten ve aşağılanmaktan hoşlanmaz. Ancak bu gerçekleştiğinde nasıl tepki vereceğimizi tercih etme yeteneğimiz vardır. Olgun tercih, benzer biçimde olumsuz tepki vermekten kaçınmaktır. Benzer şekilde tepki vermek, diğer kişinin aşağılayıcı eleştirilerinin seviyesine inmek ve onun negatif atmosferiyle bir olmaktır. Eğer gerçekten zihinsel huzura ve iç sükûnete sahip olmak istiyorsanız, mutlaka olursunuz. Size ne kadar haksızlık edildiği, patronunuzun ne kadar adaletsiz davrandığı, birinin size ne kadar kötü olduğunu kanıtlaması önemli değildir.  Zihinsel ve manevi güçlerinizin farkında olduğunuzda, bunların hiçbiri anlam ifade etmez. Ne istediğinizi bilirseniz ve nefret, öfke, kin ve kötü niyete sahip hırsızların (düşüncelerin) huzurunuzu, uyumunuzu sağlığınızı ve mutluluğunuzu çalmasına izin vermezsiniz. Düşüncelerinizi hayattaki amacınızla tanımlama alışkanlığı edindiğinizde, insanlar, koşullar, haberler ve olaylar artık sizi üzemez. Amacınız huzur, sağlık, ilham, uyum ve bolluktur. Şu anda içinizde bir huzur nehrinin aktığını hissedin. Düşünceniz elle tutulup gözle görülemeyen güçtür ve siz onun size iyilik, ilham ve huzur vermesini tercih edersiniz. İşinizde terfi etmek istiyorsanız, işvereninizin, şefinizin yada sevdiğiniz birinin bu terfi nedeniyle sizi tebrik ettiğini hayal edin. Bu resim canlı ve gerçek olsun. Sesi duyun, mimikleri görün ve gerçekliği hissedin. Bunu sık sık yapmaya devam edin; zihninizi sürekli bununla meşgul ederseniz, sonunda dileklerinizin gerçekleştiğini görmenin keyfini yaşarsınız. Zihninizde zihinsel özgürlük ve huzur fikrini oluşturabilirsiniz; böylece bilinçaltınızın derinliklerine ulaşır. Bağımlılıktan kurtulmanın üç sihirli adımı;İlk adım; Sükunet içinde olun, zihninizin tekerleklerini durdurun. Gevşeyip uyku haline geçin. İkinci adım; Hafızanıza kolayca kazıyacağınız kısa bir ifade bulun ve bunu bir tekerleme gibi sık sık tekrarlayın.  Zihnin dağılmasını engellemek için yüksek sesle tekrarlayın,; dudaklarınızı ve dilinizi kullanarak telaffuz alıştırması yapın. Bunu en az beş kez yapın. Üçüncü adım; Uyumadan önce bir arkadaşınız ya da sevdiğinizin sizinle birlikte olduğunu hayal edin. Gözleriniz kapalı olsun, huzur içinde gevşeyin. Sevdiğiniz kişi ya da arkadaşınız öznel olarak yanınızda olsun ve “tebrikler” desin. Onun gülümsemesini görün, sesini duyun, eline dokunun; her şey gerçek ve canlı olsun. Tebrikler sözcüğü tam bir özgürlüğü ifade eder. Bunu tatmin edici bilinçaltı tepkisi alana kadar defalarca tekrarlayın. Çözüm problemde saklıdır. Her sorunun cevabı kendi içindedir. Sınırsız zeka, ona inanç ve güvenle seslenmeniz halinde size cevap verir.Korkular için ; “Bu korkuyu yeneceğim, Şu anda üstesinden geliyorum. Denge ve güvenle konuşuyorum. Gevşedim rahatladım.” Bilinçaltıyla derin bir uyum sağlamanın yolu rahat, huzurlu ve kendinden emin olmaktan geçiyor. Bilinçaltı telkine açıktır. Telkinle kontrol edilir. Zihninizi durağanlaştırıp gevşediğinizde, bilincinizin düşünceleri bilinçaltınıza yerleşir. Bu süreç, gözenekli bir zarla yarılan ozmosa benzer. Bu tohumlar ya da düşünceler bilinçaltı bölgeye yerleşir, büyürler ve siz dengeli, sakin olursunuz. Yeni doğan bir bebeğin yalnızca iki temel korkusu vardır; düşmekten ve aniden duyduğu yüksek seslerden korkar. Bunlar son derece normal olup doğa tarafından kendimizi korumamız için verilen bir tür alarm sistemidir. Korku telkinlerini zıdlarıyla alt edin.” Çok güzel şarkı söylüyorum. Dengeliyim. Sainim ve soğukkanlıyım.” Bunların şahane sonuçları olacaktır. Sınavlar için “ Bilmem gereken her şey için mükemmel hafızam var”. Telkinin kullanın, sınavdaki başarınız için sizi tebrik eden arkadaşınızı hayal edin.

Kaynak

Devamını Oku »

19 Şubat 2014 Çarşamba

Süper Star Demode Olmamanın Sırrını Açıkladı!

A A A

Süper Star Ajda Pekkan, hiç demode olmamanın sırrını paylaştı. Mümin Sekman’ın “Her Şey Seninle Başlar” kitabından yaptığı bir alıntı ile şöhretli insanlara iltimas geçilmediğini anlatan Süper Star, zirvede yaşadıklarını tüm samimiyetiyle kelimelere döktü. İşte Süper Star’ın her daim zirvede kalma tüyoları…

***

Hemen her röportajımda, söz döner dolaşır şöhrete gelir.

Bugüne kadar defalarca anlattım şöhretle ilişkimi.

İçimde iki kadın var dedim. Biri Ajda Pekkan, diğeri Ajda.

Ben başardım ikisini birbirinden ayrı tutmayı.

Karıştırsaydım eğer başka türlü olurdu durum.

Karışırdım belki de…

Söz niye şöhretten açıldı derseniz; Mümin Sekman’ın Her Şey Seninle Başlar kitabında bir bölüm dikkatimi çekti, paylaşmak istedim.
“Başarmak düz bir vadiden çıkıp, engebeli yamaçlardan geçip zirveye

bayrak dikmektir” diyor kitapta. Ve şöyle devam ediyor: ”Gözünüzü zirveye diker, yönünüzü vadideyken seçer, yolunuzu yamaçta
bulursunuz.

Yükseldikçe gördüğünüz manzara genişler.

Arada bir durur, başladığınız yere bakarsınız.

Kendi yolunu seçenlerin kaderidir.

Yükselmek için yüzünüzü zirveye çevirdiğinizde, vadidekilerden bazıları onlara sırtınızı döndüğünüz için size kızar.

Yükseldikçe iklim sertleşir, psikolojik sıcaklık düşer…

Bazen çıktığınız zirve daha büyük zirveleri görmenizi sağlar.

Vadideyken dağ sandığınız yer tepe çıkar.

Şaşkın bir halde, ‘Hepsi bu muymuş’ dersiniz içinizden.

Zirveye çıkmak yarışmaktır. Her gün farklı şekillerde unvan maçına çıkmaktır.”

Yukarıdaki satırlar çok hoşuma gitti.

Zaman zaman stüdyolarda ya da başka ortamlarda müzik dünyasına girmek  isteyen gençlerle karşılaşıyorum.

Evet, çoğu müzik yapmak, şarkı söylemek istiyor ama galiba en çok da şöhret olmak istiyor.

Şöhret olmak kolay değil.

Yukarıda anlatıldığı gibi, her gün yeni bir eforla bir maça çıkıyorsunuz.

Disiplinli olmalısınız, çalışmalısınız, hem de çok çalışmalısınız…

Kendimi ‘şöhret’ kelimesinden yine ayrı tutarak söylüyorum; çok çalışmak, evet en önemlisi bu galiba. Hem de sızlanmadan.

Salı günü gece yarısına kadar dışarılardaydım, bir sürü toplantı, görüşme, provalar ve bir röportaj…

Gece 2-3 saatlik bir uykudan sonra sabah 6'da bu kez klip çekimi için düştük yollara…

24 saat sürdü… Sonra biraz uyku ve yine yapılacak işler listesi…

Toplantılar, evle ilgili işler…

Liste yapsam uzayıp gider.

Ama hepsinin yapılması gerekiyor ve benim yapmam gerekiyor.

Yani şöhretsiniz diye size iltimas geçilmiyor.

Diyorlar ki; nasıl bu tempoyu kaldırıyorsunuz, yorulmuyor musunuz?

Evet, yorulabilirim. Ama mutluyum.

Çünkü sevdiğim bir işi yapıyorum.

Her şöhretli insan aslında kendi işinin işçisidir.

Hem de ağır işçisi.

*Annem öldüğünde ben de sahnedeydim
*
Madem imrenilen (!) şöhretten başladık, oradan devam edelim.
Bir süredir ev taşıma işleriyle meşgulüm.

Yani yeni şarkı, klip heyecanı ve koşturmacası yaşarken, nelerle uğraşıyorum bir bilseniz.

Klip çekiminden döndüm, evin içi usta dolu. İş beklemiyor.

Elektrik tesisatından tutun da, televizyonun kanallarının ayarlanmasına kadar kalem kalem iş var yapılacak.

Bir usta diyor ki; “İş yarın biter.”

Ama bitmiyor. Çünkü mutlaka bir yerde bir aksaklık çıkıyor.

“Şu saatte geleceğim” diyor ama gelmiyor. Bugünün işi yarına kalıyor.

Ve ben bu curcunanın ortasında; Ajda Pekkan kimliğini unutmuş (nerede o klipte tüyler içinde uçuşan kadın?) vaziyette, işleri sıraya koymaya, bitirmeye çalışıyorum….

Kaynak: Hürriyet

Gelen Aramalar: ilginç başarı hikayeleri olan kişiler,annem öldüğünde sahnedeydim ajda,kuantum kişisel gelişim Tags: ajda pekkan, annem, başarmak, çalışma, çalışmak, Her Şey Seninle Başlar, ilişki, insan, insanlar, kadın, manset, müzik, psikoloji, süper star, televizyon, uyku, uzay, zaman

Category: Geliştiren Yazılar, Kişisel Gelişim


Kaynak

Devamını Oku »

17 Şubat 2014 Pazartesi

İnsanı şaşkına çeviren fotolar!

Sorry, I could not read the content fromt this page.

Kaynak

Devamını Oku »

14 Şubat 2014 Cuma

Bilinçaltının Gücü-1- Joseph Murpy

Bilinçaltının Gücü kitabında dikkatimi çeken önemli konuları burada paylaşmak istedim. 
Joseph Murphy ait kitap bilinçaltı ile ilgili çok güzel bilgiler içermektedir. Okumamış olanlar tavsiye ederim.

*****************************************

Bireyin bilinçaltı, o kişinin zihnindeki tabloya ya da düşünceye karşılık verdiğinde, dilekler gerçekleşir.

Fizik, kimya, matematik işlemleri prensiplere dayandığı gibi bilinçaltınızı işleyişi de bir prensiptir. İnanç yasalarına göre işler. İnancın ne olduğunu, neden ve nasıl çalıştığını bilmeniz gerekmez.İnandığınız şey doğru ya da yanlış da olsa sonuç elde edersiniz. Bilinciniz zihninizdeki düşünceye yanıt verir. Zihninizdeki düşünceyi bir inanç olarak kabul edin, bu kadarı bile yeterli olacaktır. Vücudunuz sürekli yenilenmektedir. Her saniye vücudunuzda yeni bir hücre oluşmaktadır. İnsan bilinçaltınızı yeniden tasarlayarak kendinizi yeniden yaratabileceğinizden emin olun.Bilinciniz akıl yürüten zihindir. Zihnin seçim yapan safhasıdır. Bütün kararlarınızı bilincinizle veririsiniz.Bilinçaltınız kendisine iletilenleri ya da bilinçli olarak inandıklarınızı kabul eder. Bilinciniz yaptığı şeyleri muhakeme etmez ve tartışmaz. Düşüncelerinizin iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış olduğunu kanıtlamaya çalışmaz. Düşüncelerinizin ya da telkinlerinizin doğasına göre tepki verir. Örneğin bir şeyin bilinçli olarak doğru olduğunu varsayıyorsanız, bu yanlış olsa da, bilinçaltınız bunu doğru kabul eder ve siz bilinçli olarak doğru olduğunu varsaydığınız için, buna uyacak sonuçlar ortaya çıkarır.Zihninizde nihai sonucu canlandırmanız, bilinçaltınızın karşılık vermesini ve zihinsel resmin gerçekleşmesini sağlar.


Bilinçaltınız sizinle tartışmaz. Bilincinizin emirlerini kabul eder.” Buna param yetmez derseniz.” Derseniz, bilinçaltınız bunu doğru kılmak için çalışır. Daha iyi bir düşünce seçin; Onu alacağım. Bunu zihnimde kabul ediyorum.” diye komut verin. Seçme gücüne sahipsiniz. Bunu kullanın.Başkalarının telkin ve ifadelerinin sizi incitme gücü yoktur. Tek güç, kendi düşüncelerinizin hareketidir. Başkalarının düşünce ve ifadelerini reddetmeyi ve iyiyi kabul etmeyi seçebilirsiniz. Nasıl tepki vereceğinizi seçme gücüne sahipsiniz.Hastalığa ya da sizi incitecek, size zarar verecek herhangi bir şeye inanmak aptalcadır. Mükemmel sağlığa, zenginliğe, huzura, refaha ve ilahi yol göstericiye inanın. Hastalıkların kaynağı zihindedir. Zihinsel bir kalıpla bağlantılı olmadığı sürece bedende hiç bir şey ortaya çıkmaz. Tek bir iyileştirme süreci vardır, o da inanç. Tek bir iyileştirici güç vardır, o da bilinçaltımız. Tıpkı suyun içinde aktığı borunun şeklini alması gibi, hayat prensibi de sizin düşüncelerinizin doğasına göre akar. Bilinçaltınızdaki iyileştirici varlığın içinizde uyum, sağlık, huzur, keyif ve bolluk olarak aktığını bilin. Bunu canlı bir zekâ harika bir yol arkadaşı olarak düşünün. İçinizde sizi canlandırarak, zenginleştirerek ve size ilham vererek aktığına inanın. Size bu şekilde karşılık verecektir. Neye inanırsanız, onu yaşarsınız.İnancın toprağa ekilen bir tohuma benzediğini, ancak bakılırsa büyüyeceğini bilin, Fikri( tohumu) zihninize ekin, onu umutla sulayın gübreleyin. Böylece kendini gösterecektir. Bilinçaltınızda bilinçli zihninizin düşünde bile görmediği çok muazzam kaynaklar var. Yapmanız gereken tek şey bunları kullanmak.Bir başkası için dilekte bulunurken, sizin iyilik, güzellik ve kusursuzluk konusunda sessiz içsel farkındalığınızın diğer kişinin olumsuz bilinçaltı kalıplarını değiştireceğini ve harika sonuçlar yaratacağını bilin.Sağlık hissi sağlığı, zenginlik hissi zenginliği çağırır. Siz nasıl hissediyorsunuz?Geleneksel yöntemlerden bağımsız düşünün ve plan yapın. Her sorunun bir cevabı ve çözümü olduğunu bilin.Neye inanırsanız başınıza o gelir.Zihniniz kötü değildir. Doğanın hiçbir gücü kötü değildir. Önemli olan, doğanın güçlerini nasıl kullandığınızdır. Zihninizi her yerde insanları korumak, iyileştirmek ve onlara ilham vermek için kullanın.Her on bir ayda bir yeni beden inşa edersiniz. Düşünceleriniziz değiştirerek ve değişmeye devam etmelerini sağlayarak vücudunuzu değiştirin. Bilinçaltı bir fikri kabul ettiğinde, bunu yerine getirmeye başlar.Uyku halinde bilinç ve bilinçaltı çatışmalarından kaçının. Yine uyumadan önce arzunuzun gerçekleştiğini tekrar tekrar hayal edin. Huzur içinde uyuyup keyifli uyanın. Hayatın yasası inanç yasasıdır. İnanç zihninizdeki düşüncedir. Size zarar verecek yada sizi incitecek şeylere inanmayın. Bilinçaltınızın sizi iyileştirme, güçlendirme, zenginleştirme ve size ilham verme gücüne inanın. İnanmanız halinde bunlar gerçekleşir. Elde etmek için, inanarak istemeniz gerekir. Zihniniz düşünceden objeye kayar. Önce zihinde bir imge olmadığı sürece hareket edemez, çünkü ona doğru ilerleyebileceği bir şey yoktur. Zihinsel eylem duanız, bilinçaltınızın gücü üzerinde oynamadan ve bunu üretken hale getirmeden önce zihinde bir imge olarak kabul edilmelidir. Zihninizde bir kabul noktasına gelmeniz, mutlak ve tartışılmaz bir anlaşma durumuna varmanız şarttır.Hayal kırıklığınızın nedeni; tatmin olmayan arzularınıza bağlıdır. Eğer bunu engeller, ertelemeler ve zorluklar üzerinde durursanız, bilinçaltınız da buna bağlı olarak karşılık verecek ve kendi iyiliğinize engel olacaktır. Zihninizin gizli stüdyosunda geliştirdiğiniz düşüncelerle pırıl pırıl sağlık, başarı ve mutluluk inşa edebilirsiniz. Zihinsel bilimin yardımıyla kolay yoldan başarmayı arzulayın.Eğer satacak bir eviniz ya da malınız varsa, önce zihninizde kendinizi fiyatın doğru ve her iki taraf içinde adil olduğuna inandırmanızı öneriyorum. Bunu yaptıktan sonra zihninizi sükunete kavuşturun, gevşeyin, kendinizi serbest bırakın bütün zihinsel çabaları en aza indiren uyku haline geçin. Sonra çeki/parayı ellerinizde görün ve sevinin, para/çek için teşekkür edin ve zihninizde yarattığınız zihinsel filmin doğallığını hissederek uykuya dalın. Fikri ya da düşünceyi bilinçaltına iletmenin basit bir yolu, telkinin hedefi olacak fikri yoğunlaştırmak, bunu hafızaya kolayca kazınacak biçimde kısaca özetleyip bir ifadeye dönüştürmek ve tekerleme gibi sürekli tekrarlamaktır.  Yıkıcı bir alışkanlıktan kurtulmak için, rahat bir duruş belirleyin, bedeninizi gevşetin ve hareketsiz kalın. Uyku haline geçin bu haldeyken, sessizce tekerleme gibi şunu tekrarlayın: “Bu alışkanlıktan tamamen kurtuldum. Zihnimin uyum ve huzuru muhteşem durumda.” Her sabah ve gece beş ya da on dakika süreyle bu sözleri yavaş yavaş, sessizce ve sevgiyle tekrarlayın. Zenginlik için “zenginlik. Başarı” sözcüklerini tekrarlayın. Veya “Zenginliğim için teşekkür ederim.”  Veya “Her gün her gece kazandıklarımla refahım artıyor.” cümlesini her gece ve sabah 4-5 dakika tekrarlayın.Unutmayın; matematiğin bir prensibi vardır, ama hatanın yoktur. Doğruluğun bir prensibi vardır ama yalancılığın yoktur. Zekânın bir prensibi vardır ama cahilliğin yoktur. Uyumun bir prensibi vardır ama çatışmanın yoktur. Sağlığın bir prensibi vardır ama hastalığın yoktur. Bolluğun bir prensibi vardır ama yoksulluğun yoktur. Sürekli arayan ve rahatsız eden kişi içi kullanılan telkin örneği; “ ……..  Allaha havale ettim. O hep olması gereken yerde. Ben özgürüm o özgür. Şimdi sözlerimin sınırsız zihne ulaşmasını ve hayat geçmesini istiyorum.” Bir zihinsel resim, bin sözcüğe bedeldir. Bilinçaltınız, zihninizde tuttuğunuz ve inançla desteklediğiniz her resmi hayata geçirecektir.Bilinçli olarak beyan ettiğiniz şeyi, birkaç dakika sonra zihinsel olarak reddetmemelisiniz. Bu beyan olumlu ifadeyi etkisiz hale getirecektir. Hazine sandığınız içinizdedir. Yürekten arzuladığınız şeylerin karşılığını almak için içinize bakın. Bilinçaltı süreçleriniz her zaman hayata yöneliktir ve yapıcıdır. Bilinçaltınız vücudunuzu yapar ve onun bütün hayati fonksiyonlarını sürdürür. Her gün yirmi dört saat iş başındadır ve hiç uyumaz. Her zaman size yardımcı olmaya ve sizi tehlikelerden korumaya çalışır. Bilinçaltınız daima sınırsız hayat ve sınırsız bilgelikle temas halindedir, dürtüleri ve fikirleri hep hayata yöneliktir. Bilinçaltınız sizinle önseziler, dürtüler, sezgiler, tutkular ve fikirler aracılığı ile konuşur. Bütün çağların büyük adamlarının en büyük sırrı, bilinçaltlarının güçleriyle temas kurabilmeleri ve bunları ortaya çıkarabilmeleriydi. Sizde bunu yapabilirsiniz. Uyumadan önce, bilinçaltınıza bir sorununuza çözüm geliştirme görevi verin; size çözüm sunacaktır. Düşüncelerinize dikkat edin. Doğru kabul edilen her düşünce bilinç korteksi tarafından bilinçaltı beyin yapısına gönderilecek ve bir gerçeklik olarak dünyanıza yansıyacaktır. Etki düşünceniz, tepki ise bilinçaltınızın verdiği karşılıktır. Bir taksiye bindiğinizi ve taksiye bir sürü farklı yön söylediğiniz düşünün. Kafası karma karışık olurdu herhalde. Sizi hiçbir yere götürmek istemeyebilirdi. Talimatlarınıza uymaya çalışsa da bunu yapamayabilirdi. Sonunda kendinizi hiç kimsenin aklına gelmeyen yerde bulabilirdiniz. Bilinçaltınızın müthiş güçleriyle çalışırken de aynı şey geçerlidir. Kafanızda net bir fikir olmalı. Bir çıkış yolu olduğuna, bir çözüm bulunduğuna inanmalısınız.Daha çok çalışmak daha iyi sonuçlar doğurmaz. İrade gücünü değil hayal gücünü kullanın. İnanmak bir şeyi doğru kabul etmek o varmış gibi yaşamaktır. Bu ruh halinizi koruduğunuz sürece, dileklerinizin gerçekleştiğine tanık olmanın keyfini yaşarsınız. Bir dileğin gerçekleşmesi için üç aşamaya ihtiyaç vardır. -       Sorunu fark etmek ya da kabul etmek. -       Sorunu, en iyi çözümü ya da çıkış yolunu bilen bilinçaltına devretmek. -       Gerçekleştiğine derinden inanarak huzur bulmak.

Kaynak

Devamını Oku »

13 Şubat 2014 Perşembe

Sağırlar hapşırırken neden ‘hapşu’ demiyor?

A A A
Dergide kısmen duymayan Charlie Swinbourne adlı yazar tarafından kaleme alınan makaleye göre hapşırırken “Hapşu” demek (İngilizler aççu, Fransızlar aççum, Japonlar hakaşun, Filipinliler haçing diye hapşırıyor) ve hapşırana “Çok Yaşa” gibi şeyler söylemek zamanla edinilen kültürel bir alışkanlık.
Swinbourne, “Sağır insanlar için hapşırık, kendiliğinden olan, olması gerektiği bir şey” diyor.





Charlie Swinbourne, sağırların hapşırırken sadece güçlü bir hava çıkardıklarını söylüyor.
Sağırların nasıl hapşırdıklarına ilişkin fazla bir araştırma mevcut değil.
Ancak sağır insanların kahkalarına ilişkin yapılmış bir araştırma var. Bu araştırmada, sağırların kahkalarının hemen ayırt edilebildiği ancak duyan insanlarınkine göre daha fazla çeşitlilik arz ettiği belirtiliyor.
Londra Üniversitesi’nden Prof. Bencie Woll, hapşırma ve kahkaha gibi eylemleri “istem dışı sesler” olarak tanımlıyor, bunların değiştirilebileceğini ama durdurulamayacağını söylüyor.
Woll’e göre insanlar gülerken “Ha ha” demek için çaba harcamıyor. Bu ses boğazımızda yaptığımız değişikliklerin bir sonucu olarak çıkıyor.
Prof Woll, “Kahkahada ya da hapşırmada bizim etkimiz, sosyal açıdan hangisinin kabul edilebilir olduğuna bağlı olarak bunu bastırmak ya da daha da güçlü olmasını sağlamaktan ibaret” diyor.
Kaynak: bbc.co.uk
Tags: Bastırma, bbc, dergi, engel, engelli, Hapşu, insanlar, kahkaha, kalem, manset, sosyal, yazar, zamanCategory: İlginç Bilgi / Başarı, İnteraktif
Kaynak
Devamını Oku »

12 Şubat 2014 Çarşamba

Psikopatların ‘empati düğmesi’ kapalı duruyor

A A A

Daha ziyade empati hissini bir elektrik düğmesi gibi kendi isteklerine göre açıp kapama yetisine sahipler.

Araştırmacılar, hapis yatan psikopat suçluların beyinlerini tarama cihazına bağlayıp, bir insanın başka birine acı verdiği görüntüler içeren videolar izlettirdi.

Psikopatlardan videoda acı çeken kişiyle empati kurmaları istendi.

Araştırma ekibi, psikopatların sadece acı çeken kişinin nasıl hissettiğini kafasında canlandırması istendiği zaman tarama cihazında beynin acıya hassas bölgelerinin çalıştığını gördüklerini söylüyor.

Bu özelliğin, çok gaddarca hareket edebildikleri halde psikopatların aynı zamanda çok çekici ve cana yakın bir görünüm de sergilemesine olanak sağladığı düşünülüyor.

Doktorlar, araştırmanın psikopatların rehabilitasyonunda yeni tedavi yöntemlerinin yolunu açabileceğini umuyor.

Psikopat hastaların terapi ile, empati kapasitelerini faal durumda tutmalarının sağlanması öneriliyor.

İnsanın kendini bir başkasının yerine koyma, yani empati kurma yeteneği, gündelik hayatta çevremizdekilerle ilişkiye girmemizi sağlayan kilit önemde bir sosyal yetenek.

Psikopat suçlular ise, kurbanları dahil çevrelerindekilere empati duymayan ya da normalden daha az duyan kişiler. İstatistikler, başka psikiyatrik rahatsızlıkları olan mahkumlara kıyasla psikopat suçluların serbest kaldıklarında yeniden suç işleme olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Hollanda’nın Groningen Üniversitesi’nden Profesör Christian Keyners, araştırmanın başındaki bilimadamlarından. Prof. Keyners, ”Psikopatlar empati duymaz diye kestirip atmak o kadar kolay değil. Empati yeteneğine sahipler. Ama başkalarının beyinlerinde faal olan bu yetenek, psikopatlarda normalde kapalı duruyor.” diyor.

Fakat Prof. Keyners, terapi vasıtasıyla psikopatların kendiliğinden empati duyar hale gelip gelmeyeceğinin henüz bilinmezliğini koruduğunun altını çiziyor.

Kaynak: bbc.co.uk

Tags: bilim, dahi, dergi, dil, Empati, insan, kapasitelerini, manset, psikiyatri, Psikopat, sosyal, terapi, tikler, yetenek, zaman

Category: Psikoloji, Psikoloji Yazıları


Kaynak

Devamını Oku »

10 Şubat 2014 Pazartesi

TELKİN

Yıllarca insanlara moral vermek için şunları ve benzerlerini söyledim:
-Her karanlık günün arkasında aydınlık bir sabah vardırBazen bana da gerek oluyor böyle cumleler...Ben de enerji almak istiyorum birilerinden birseylerden...Kesintisiz uyumak,dinlenmek, huzur bulmak, resetlemek, kendini iyi hissetmek istiyor insan....Bayan güçlü Tuba'dan yoruluyorum bazen...Kendi kendimin ilacı olamıyorum , sığınamıyorum kendime...Bu caresizlikte salıyorum herseyi dunku yaptıgım gibi istedigin kadar dusun olacagına varıyor kafanı kurcalayan neyse...Salmak oluruna bırakmak en iyiysi ben yaptım ama keske demiyorum yaptıgımın arkasındayım ne olursa olsun ..Dunyanın sonu degil ya...

Kaynak

Devamını Oku »

8 Şubat 2014 Cumartesi

24 Haziran Haftası..

24 Haziran Haftası..

Ülkemizin haritasının yükseleni yengeç burcunda gezegenler toplanıyor.Yengeç öncü bir burçtur.Ailevi ve milli temaları koruyup kollamayı duygusal hassasiyeti geçmiş ve gelenekleri ifade eder.Ülke olarak sahiplenme yardımlaşma koruyup kollama birleşme duygularıyla hareket edeceğimiz bir hafta..25 haziran 21:40 jüpiter yengeç burcuna geçiyor.Ülke olarak Sahip olduğumuz değerlerimize milli temalara daha çok önem vereceğimiz bir sürece giriyoruz.Jüpiter girdiği burçta 1 yıl kalır ve o burcun doğasındaki enerjiyi güçlendirir.Yengeç su burcudur su elementi astrolojide duyguları ifade eder dolayısıyla duygusal hassasiyetimizin artacağını söyleyebiliriz.İletişim gezegeni Merkür de yengeç burcunda ve 26 haziranda retro gerilemeye başlayacak.20 temmuza kadarki süreçte iletişim konularında zorlanmalar yaratabilir,fikirlerimizi ortaya koyarken aceleci davranmamakta fayda var..

Her türlü ilişkimizde empati kurmaya,anlamaya,saygı duymaya özen göstermemiz gereken bir haftadayız..

Burçlara göre haftanın değerlendirmesi..

Koç : Ev aile yerleşim alım satım konuları hafta genelinde gündeminizde sevgili koçlar.Pazartesi iş kariyer konularında mücadele vereceğinizi ifade ediyor.Salı Çarşamba sosyal alanınızda hareketlilik artıyor yeni yerler keşfedebilir yeni kişilerle tanışabilirsiniz,toplumsal proje ve gurup çalışmalarında yer alabilirsiniz.Perşembe Cuma enerjiniz düşebilir içinize çekilmek yalnız kalmak isteyebilirsiniz,bu iki gün sağlığa dikkat.Hafta sonu ay koç burcunda ilerleyeceğinden yeniden kendinizi enerjik hissedebilir  ön plana çıkmak isteyebilirsiniz,yapmak gerçekleştirmek istediğiniz şeyler konusunda heyecanlı ve dinamik olacağınız bir hafta sonu sizleri bekliyor olacak.25 haziranda Jüpiter yengeç burcuna geçiyor sizlerin 4.evinize ev yerleşim taşınma alım satım konularında aileyle ilgili konularda bir yıl şanslı olacaksınız.26 haziranda yine bu burçtaki Merkür retro hareketine geçiyor 20 temmuza kadar bu konularda erteleme ve gecikmeler yaratabilir.20 temmuzdan sonra rahatlamaya başlayacaksınız..

Boğa : İletişim ve yakın çevre ilişkileriniz ay genelinde gündeminizde olacak sevgili boğalar.Pazartesi sosyal alanınızda hareket var.Eğitim yayıncılık yabancı kişilerle iş ilişkileriniz dil konuları gündeminizde.Salı Çarşamba iş ve kariyerinizle ilgili konularda rahat ilerleyeceksiniz gurup çalışmalara katılabilir sosyal alanınızı genişletebilirsiniz.Perşembe Cuma yeni yerlere seyahatler yada iş seyahatleri yapabilirsiniz.Hafta sonu enerjiniz düşebilir kendinizi hassas gergin hissedebilir yalnız kalmak isteyeceğiniz bu günlerde sağlığa da biraz dikkat..

İkizler : Parasal konular alacak verecek ve ödemeler ay genelinde gündeminizde olacak sevgili ikizler.Pazartesi ödemeler harcamalar alacak verecek konularıyla mücadele edeceksiniz.Salı Çarşamba sosyal alanınız hareket kazanıyor eğitim yayıncılık uzak yolculuklar gündeminizde olacak.Perşembe Cuma iş kariyerinizle ilgili konularda hareketlilik artıyor ay balık burcunda ilerleyeceğinden kiron da orda iş konularında beklenmedik aksilikler zorlanmalar yaşabilirsiniz.Hafta sonu toplumsal sosyal projelerde gurup çalışmalarında yer alabilirsiniz.Yeni kişilerle tanışabilir sosyal çevrenizi genişletebilirsiniz.Mars 1.evinizde hareket ediyor bu hafta maddi ve iş konularında stres agresyonunuz yüksek olabilir iletişiminizde sözlere dikkat.Jüpiter 25 haziranda 2.evinize maddi kazançlar ve sahip olduğunuz mal mülk konusunda size şans ve fırsatlar sunmaya başlayacak bir yıl boyunca fakat 26 temmuzda yönetici gezegeniniz yengeç burcunda retro hareketine geçiyor 20 temmuza kadar maddi konularda şart ve koşullar sizleri biraz zorlayabilir..

Yengeçler : Kendinizi her yönden aktif ifade edeceğiniz bir ay içindesiniz sevgili yengeçler.Pazartesi aşk  ilişkiler ve ortaklaşa girişeceğiniz işler konularında iletişim de olacaksınız.Salı Çarşamba ödemeler harcamalar alacak verecekler gündeminizde olacak.Perşembe Cuma sosyal alanınız hareket kazanıyor ilahi konulara da eğilim gösterebilirsiniz eğitim yayıncılık uzak seyahatler yabancı kültürlerdeki kişilerle bir araya gelebilirsiniz.Hafta sonu geleceğe yönelik iş ve kariyer konularında yeni düzenlemeler yapabilirsiniz.Mars 12.evinizde ilerlemeye devam ediyor kendinizi içsel endişeli bastırılmış hissedebilirsiniz.Jüpiter 25 haziranda 1.evinize giriyor sizlere hayatınızın her alanında şans ve yeni fırsatlar sunacak bir yıl boyunca fakat 26 temmuzda Merkür sizde geri hareketine geçiyor iletişim konuları başta olmak üzere 20 temmuza kadar şans ve fırsatlarda ertelemeler yaşayabilir,fikir ve görüşlerinizi sunmada zorlanmalar yaşayabilirsiniz.Önemli anlaşmalar için biraz daha zaman verebilirsiniz kendinize..

Aslanlar : Ay genelinde kendinizi içinize çekilmiş huzursuz hissedebilirsiniz, içinizden beslenme zamanlarındasınız sevgili aslanlar.Stelyum 12.evinizde zorlu bir ay sizin için dikkat,perde arkası oyunlar gizli düşmanlarınızın hakkınızda spekülasyon yaratması muhtemel.Pazartesi iş koşulları günlük rutin işler gündeminizde.Salı Çarşamba aşk ve ilişkiler ortaklaşa girişeceğiniz işler konularında hareket artıyor.Perşembe Cuma alacak verecek ödemelerle ilgili konular hareket kazanıyor.Hafta sonu  sosyal alanınız genişliyor eğitim yayıncılık seyahatler gündeminize gelebilir.Mars 11.arkadaşlar evinizde arkadaşlarla iletişiminize dikkat belki bu konuda temizlik gerekebilir. Sosyal alanınızın da hareket kazanacağı bu iki gün biraz agresyon yaşayabilirsiniz..27 hazirandan sonra aşk ve ilişkilerde şanslı bir döneme giriyorsunuz aşk ve ilişkiler gezegeni Venüs 1.evinize geçiyor.Sanatsal konular da eğiliminiz artabilir..

Başaklar : Sosyal alanınızın çok hareketli olacağı yeni kişiler ve işler le genişleyeceksiniz ay genelinde sevgili başaklar.Pazartesi aşk ve ilişkilerde şansınız yüksek.Salı Çarşamba çalışma koşulları rutin gündelik işleri toparlama konusunda mücadele edebilirsiniz.Perşembe Cuma ortaklaşa işlere girebilir bu konularda görüşme konuşma ve anlaşmalar yapabilirsiniz.,ayrıca özel ilişkilerde iki gün sorunlar çıkabilir.Yöneticiniz Merkür 26 hazirandan 20  temmuza kadar retro yeni anlaşma imza yada işlerinizde şart ve koşullarda gecikmeler ertelemeler yaratabilir.20 temmuz sonrası bu konularda daha rahat ilerleme sağlayabilirsiniz.Sevgili başaklar aşk ve ilişkiler gezegeni Venüs 27 haziranda sizin 12.evinizi yöneten aslan burcuna geçiyor,aşk ve ilişkilerde sorun ve problemler yaratabilir temmuz sonuna kadar.Hafta sonu alacak verecek ödemeler konuları gündeminizde olacak..

Teraziler : İş kariyer konularınız ay genelinde gündeminizde olacak sevgili teraziler.Pazartesi ev aile taşınma yerleşim konuları gündeminizde olabilir.Salı Çarşamba yaratıcılığınız artıyor ayrıca aşk ve ilişkilerden yana da şanslısınız bu iki gün.Perşembe Cuma halletmek üstesinden gelmek istediğiniz konularla uğraşabilirsiniz,iş koşullarınızı biraz akışa bırakabilirsiniz bu iki gün.Hafta sonu aşk özel ilişkileriniz yeniden hareket kazanıyor enerjiniz yükseliyor ayrıca ortak kazanımlar işler konuları için yeni planlamalar da yapabilirsiniz.Jüpiter bolluk bereket gezegeni sizin 10.evinize geçiyor 25 haziranda iş hayatınızda başarılı olacaksınız bir yıl boyunca..

Akrepler : Sosyal alanınız hareketli ve genişliyor sevgili akrepler ay genelinde.Pazartesi iletişiminiz artıyor ve yakın çevre ilişkileriniz güçleniyor.Salı Çarşamba aile ilgili konular ev yer değişim taşınma konuları gündeminizde.Perşembe Cuma aşk ve ilişkiler ve çocuklarla ilgili konular hareket kazanıyor.Hafta sonu gündelik halletmeniz gereken işlerle mücadele edebilirsiniz.İş arkadaşlarınızla bir araya gelebilir gelecek planlarınızı yeniden gözden geçirebilirsiniz.Mars 8.evinizde hareket ediyor finansal konularda mücadeleniz devam ediyor.Jüpiter gezegeni 25 haziranda sosyal alanınızı yöneten yengeç burcuna geçiyor sosyal çevreniz artacak eğitim yayıncılık uzak seyahatler yabancı kültürlerle ticari işler bir yıl boyunca gündeminizde olacak..

Yaylar : Alacak verecek ödemeler ay genelinde gündeminizde olacak sevgili yaylar.Pazartesi maddi konularla iletişiminiz hareket kazanıyor.Salı Çarşamba iletişiminiz ve yakın çevre ilişkileriniz gündeme geliyor.Perşembe Cuma aile ev taşınma yer değişikliği gündeminizde olabilir.Hafta sonu enerjiniz yükseliyor aşk ve ilişkilerde şanslısınız ayrıca çocuklarla ilgili konularda hareket kazanıyor.Mars 7.evinizde hareket ediyor ortak girişeceğiniz işler ve özel ilişkilerde stres zorlanmalar olabilir.Jüpiter 25 haziranda 8.evinize geçiyor finansal konularda kazanımlar elde edeceksiniz bir yıl boyunca ayrıca başkalarıyla birlikte yeni işler le kazançlarınızı arttıracaksınız..

Oğlaklar : Aşk ilişkiler ortaklaşa girişeceğiniz işler ay boyunca gündeminizde sevgili oğlaklar.Pazartesi kendinizi fikir ve görüşlerinizi çok aktif ortaya koyacağınız bir gün.Salı Çarşamba alacak verecek ödemeler maddi konular gündeminizde olacak.Perşembe Cuma iletişiminiz ve yakın çevre ilişkileriniz güçleniyor.Yakın yerlere seyahatler yapabilirsiniz.Hafta sonu aile konuları ev yer değişim taşınma konuları gündeminize gelebilir.25 haziranda Jüpiter 7.evinize ortak kazanımlar ve özel ilişkiler evinize geçiyor bir yıl botunca bu konularda sizlere yeni şans ve fırsatlar sunmaya başlayacak.26 haziran dan 20 temmuza kadarki süreçte iletişim konularında zorlanmalar yaşayabilirsiniz.Yeni anlaşma ve imza gerektiren konularda dikkatli hareket etmenizde yarar var..

Kovalar : Gündelik işler halletmeniz gereken konular iş koşullarınız ay genelinde gündeminizde sevgili kovalar.Pazartesi  kendinizi endişeli duygusal hassas enerjiniz düşük hissedebilirsiniz anda bir takım sorunlar gündeminize gelebilir.Salı Çarşamba kendinizi daha iyi ifade etmeye başlayacaksınız hareket enerjiniz yükselecek.önemli görüşme ve konuşmalarınız için Salı gününü değerlendirebilirsiniz. Perşembe Cuma iletişiminiz artıyor yakın çevre ilişkilerinizde hareket kazanacak.Ayrıca yakın yerlere seyahatler gündeminize gelebilir.Hafta sonu ailenizle birlikte zaman geçirebilir yada ev yer değişikliği konularıyla ilgilenebilirsiniz.Jüpiter 25 haziran 6.hizmet evinize geçiyor.Çalışma koşullarınızda şans ve fırsatlar getirecek sizlere yeni işler bol kazanımlar bir yıl boyunca gündeminizde olacak..

Balıklar : Aşk ve ilişkiler hobiler yaracılığınız ve çocuklarla ilgili konular bir ay boyunca gündeminizde olacak sevgili balıklar.Pazartesi sosyal alanınız hareket kazanıyor yeni işler yeni kişiler tanıyabilirsiniz.Salı Çarşamba enerjiniz biraz düşebilir içinize çekilme ihtiyacı duyabilirsiniz bu iki gün sağlığada dikkat.Perşembe Cuma kendinizi fikir ve görüşlerinizi daha rahat ortaya koymaya başlayacaksınız,önemli konuşma görüşmeler için değerlendirebilirsiniz.Hafta sonu parasal konular gündeminizde olacak.Jüpiter 25 haziranda 5.evinize geçiyor yaratıcılığınız artmaya başlayacak kendi hünerlerinizle yeni kazançlar elde etmeye başlayacaksınız.Ayrıca aşk ve ilişkiler konularında da bir yıl çok şanslısınız.26 hazirandan 20 temmuza kadar iletişim konularında zorlanmalar ve aksaklıklar yaşayabilirsiniz.Yeni girişeceğiniz işler değişim konularında erteleme gecikmeler muhtemel.20 temmuzdan sonra şart ve koşullar daha rahat ilerlemenizi sağlayacak..

Keyifli sağlıklı bir hafta diliyorum..


Kaynak

Devamını Oku »

6 Şubat 2014 Perşembe

Bilinçaltına Yönelik Mesajlar

Bilinçaltını etkilemeyi hedefleyen mesajlara “subliminal” adı verilir. Genel olarak “bilinçaltına yönelik gizli mesajlar olarak ifade edebiliriz. Kişinin bilinçaltına ‘’subliminal’’ mesaj göndermenin birçok yolu bulunuyor.

Bunlardan en çok kullanılanları :

1. Dijital ses dosyalarına gizlenen işitsel yolları.

2. Gözle algılanamayacak kadar kısa süreyle ve sık patlayan flaşlar şeklinde sinema ya da televizyon görüntüsü yoluyla bilinçaltına itilen 25. kareler.

3. Reklam afişleri, logoları ve benzeri nitelikteki görsel malzemenin içine saklanmış şekil, kelime ve rakamlar.

Bu yöntem, bir ürünün reklâmını yapmaktan, bir inancın ya da görüşün propagandasını yapmaya kadar varan geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Görsel ve işitsel olarak (bilinçli) algılananlar değil; bilinçaltı seviyesinde algılanan söz, resim, görüntü ve şekillerden oluşur.

Bunlardan en çok kullanılan Dijital ses dosyalarına gizlenen ses mesajlardır. Üzerinde oynanabilirliği ve işlenilmesi ve yayılması daha kolay olduğundan MP3 dosyaları gizli mesaj için biçilmiş kaftandır diyebiliriz. Peki, sistem nasıl işliyor?

İnsan kulağı sadece belirli frekans aralıklarındaki sesleri duyabilir. Eğer siz bir müzik parçasını rahatça duyabiliyorsanız, bu sizin duyabileceğiniz frekans aralığında olduğunu gösterir. İnsan beyninin algısı ise, bundan daha düşük ya da daha yüksek frekansları algılayabilecek kapasitededir. Dikkat ediniz : “duyabilecek” demiyoruz, algılayabilecek diyoruz.

Yani, kulağımız ancak belirli bir frekans aralığındaki sesleri duyabilir. Fakat beynimiz bu aralığın çok daha ötesindeki sesleri algılar, hisseder.

8-12 hertz dalga boyundaki subliminal mesaj içeren bir MP3'ü kulağınızla dinlersiniz, ancak içindeki gizli mesajı beyniniz dinler. Bu esnada kulağınız hiçbir şey duymaz. İnternette ve paylaşım programlarında bilinçaltı mesajları içeren MP3 dosyaları bulunmaktadır. Hatta bu gizli mesajları frekans aralıklarına göre analiz ederek ortaya çıkartan yazılımlar dahi vardır.

Kişinin bilinçaltına subliminal mesaj göndermenin birçok yolu olduğunu söylemiştik. İşte bunlardan bir diğeri de 25. kare tekniğidir. Peki, nedir bu 25. kare?

Gördüğümüz bir anlık görüntü, 655 satır ve frame/çerçeve denilen 24 küçücük kareden oluşur. Sinema bandında, saat, dakika, saniye olarak bir diziliş vardır. Saniyeden sonra kare gelir ve bir saniye 24 karedir. Her 24 kare ise bir ekran büyüklüğündeki kareyi oluşturur. Her 327.5 satırda bir de “control-track” denilen aralık vardır. İşte bu aralıktaki görüntüler kesilip, aralarına başka görüntüler atılarak 25. kare oluşturulur ve bu son kare olan 25inci kare anlıktır. Yani görüntü saniyede 1/24 olacakken, bu 1/25'e çıkar. Kareler 25 olunca bir anda bir görüntü gelir ve anında kaybolur. Genellikle görünmez, daha doğrusu görülür ama bilinçaltında kalır.

25. karenin temel mantığı da mesajı bilinç-altına göndermek olduğu için, artık dünya sinema sanayisinde bu tekniği kullanmayan yok gibidir. Yani sizler evlerinizde rahat koltuklarınıza oturup herhangi bir televizyon kanalındaki herhangi bir dizi/ film ya da bir belgeseli seyrederken aynı zamanda 25. karelerle bilinçaltınıza gönderilen mesajlara/ telkinlere/ saldırılara maruz kalabiliyorsunuz.

Göz bunları görmüyor ama saniyenin üç binde biri gibi bir zaman aralığında bu görüntü bilinçaltına ulaşıyor. Bu gizli mesajlar sayesinde, o reklâmı, diziyi, filmi ya da herhangi bir resmi hazırlayan kişi/ yapımcı/ yönetmen kendi hedefine, niyetine ve ideolojisine göre vermek istediği mesajı 25. karelerle bilinçaltına göndermiş oluyor.

Bu adamlar zaten açıktan açığa bu işi yapıyorlar. Filmlerle, reklamlarla her türlü mesajı veriyorlar. Buna rağmen niçin böyle gizli bir kare uyguluyorlar?

Cevabı çok basit; Çünkü gördüğümüz zaman bu kadar etkili olmuyor. Çünkü kişi, bilinçli bir tercih ile gördüklerini veya duyduklarını ya reddediyor ya da kabul ediyor. Çünkü baştan önüne seçenek olarak getirilmiş oluyor.

Fakat bu, öyle bir şey ki insan onu görmüyor, duymuyor ve hissedemiyor, yani bizlerin algı frekanslarımızın tamamen altında veya üstünde yer alıyor. Böyle bir şeyi kabul yahut reddetme gibi bir olanağımız var mı? Elbette hayır.

İşte 25. karenin ve subliminal reklamların temel mantığı budur! Hedefteki kitlenin bilinçli tercih hakkını gasp ederek, onları gizlice zehirlemek!

Bu işi yapanlar insanı ve insanın yaratılışını çok iyi biliyorlar. 1900’lü yıllara kadar uzanan bir geçmişi var bu tür çalışmaların. Psikolog ve psikanalistlerin insanla ilgili uyguladıkları, gözlemledikleri ve deneylerle ortaya koydukları bilgi ve bulgulardan yola çıkarak “İnsanı nasıl etkileyebiliriz” sorusuna cevap aradılar. İlk başta ticari hedefler ve büyük şirketlerin mallarını halka pazarlamanın bir yolu olarak gördüler bu bilinçaltı telkinleri. Daha sonra ise bu taktiği öğrenen her kişi ve her yapımcı kendi niyet, inanç ve ideolojisine göre vermek istediği mesajları bu yolla insanlara zerk etmeye başladılar.

Tags: 25.kare, bilinçaltı, manset, subliminal

Category: Parapsikoloji, Psikoloji


Kaynak

Devamını Oku »

4 Şubat 2014 Salı

26 Haziran 20 Temmuz Arası Merkür Retro..

Merkür RETRO..

Yaklaşık üç hafta İLAHİ PLAN bizlere kendimizi çevremizi yaptıklarımızı ve bundan sonraki yapacaklarımızı yeniden gözden geçirmemiz için fırsat sunuyor iyi değerlendirelim..

Merkürün Retro dönemleri,yarım kalan işleri tamamlamak,geçmiş ama işi bitmemiş meseleleri çözüme kavuşturmak açısından güzel zamanlardır..

Önemli kararlar,anlaşmalar imza gerektiren konuları yeniden gözden geçirmekte fayda var..Alım satım,elektronik eşya alımı konularında da dikkatli hareket etmemiz gereken zamanlar..

   Merkür retrosu ON İKİ BURCU NASIL ETKİLEYECEK..

Koç: Ev alım satım konuları gündeminde olan koçlar,detaylı düşünmeniz gereken bir zaman.Geçmişten tanıdığınız kişilerle yeniden iletişime geçebilirsiniz..

Boğa: Yakın çevrenizle olan ilişkilerinizi yeniden gözden geçirmeniz gereken zamanlar.Anlaşma sözleşmeleriniz varsa yeniden gözden geçirmenizde fayda var..

İkizler: Davranışlarınızı yeniden gözden geçirmeniz gereken zamanlardasınız.Sahip olduğunuz maddi manevi değerlere önem vermeniz gerekiyor.Olumsuz özelliklerinizi törpüleyip olumlu özelliklerinizi parlatmanız için güzel zamanlar..

Yengeç: Kendi kendinize yetebilmeyi öğrenmeniz gereken zamanlardasınız.Cesaretinizi geliştirmek için bir takım olumsuz olaylarla yüzleşmeniz muhtemel..

 Aslan: Kendinize yolculuk yapmak için güzel zamanlar.İlahi olan la kendinizle birleşebilir,içsel özgürlüğünüz için mücadele verebilirsiniz.Olayları akışa bırakmanızda fayda var,zihninizi dinlendirmeyi seçin..

Başak: Sosyal çevrenizle olan iletişim ve ilişkilerinizi yeniden gözden geçirmek için güzel zamanlar.Yapmak gerçekleştirmek istediğiniz projelerinizi yeniden gözden geçirebilirsiniz.Teknolojik aletler almak için uygun zamanlarda değilsiniz..

Terazi: İş ve kariyerinizle ilgili konuları yeniden gözden geçirmeniz gereken zamanlardasınız.Patron ve yönetici figürlerinizle bu dönem tartışmalara açıksınız,sözlere dikkat..

Akrep: Yurtdışı işler,seyahatler konuları gündeminize gelebilir.İnançlarınız da değişim rüzgarları esebilir ,empati kurmaya ihtiyacınız olan bir dönemdesiniz..

Yay: Alacak verecek,borç,kredi gibi konular gündeminizde olabilir,bu konularda yanlış karar alma eğiliminiz yüksek dikkat..Kendinizi duygusal olarak kısıtlanmış baskı altında hissetmeniz de muhtemel.Üç hafta maddi konulara ve sözlere dikkat..

Oğlak: Her türlü ilişkinizi gözden geçirmeniz gereken zamanlardasınız,özellikle evlilik ve ortaklık konuları gündeminde olan oğlaklar bu kararlarınızı 20 temmuz sonrası değerlendirmenizde fayda var..

Kova: Sağlığınıza dikkat etmeniz gereken bir dönemdesiniz,hijyen.İş ortamınızda yada güncel işlerinizde bir takım sorun ve problemler gündeme gelebilir.İş arkadaşlarınızla iletişiminizde sorunlar da çıkabilir.Geleceğe yönelik plan ve projelerinizi yeniden gözden geçirmek için uygun zamanlardasınız,ani kararlardan uzak durmalısınız..

Balık: Özel ve çocuklarla olan ilişkilerde bir takım sorun ve problemler yaşamanız muhtemel.Spor yapan balıklar bu dönem sakatlanmalara dikkat.Sanatsal konularla ilgili projeleri olan balıklar 20 temmuz sonrası projelerini aktifleştirebilirler..

Yıldızlar bizlere eğilimlerimizi gösterir fakat her zaman seçim özgür iradenin(bizim)dir..
   Herkese sevgiler..


Kaynak

Devamını Oku »

1 Şubat 2014 Cumartesi

Konuşurken Sağa Sola Bakmanın Anlamı

Oturuş, bakış, nefes kontrolü, konuşurken nereye bakıldığı, kişinin karakter ve ne kadar donanımlı olduğunu ortaya koyuyor.

Atatürk Üniversitesi (AÜ) İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Murat Bulut, her geçen gün güzel konuşmanın, kelimeleri doğru telaffuz etmenin öneminin arttığını söyledi.

Hatiplerin, siyasetçilerin hitabetleriyle, doğru telaffuzlarıyla insanları etkilediğine dikkati çeken Bulut, içtenlikle, samimi bir şekilde yapılan konuşmanın muhatabını mutlaka etkileyeceğini belirtti.

Bazen güzel konuşmanın ukalalık anlamına geldiğini öne sürenlerin olduğunu dile getiren Bulut, güzel konuşmanın kesinlikle ukalalık olmadığını vurguladı.

Ancak kibarlık adına bazı kelimelerin ziyan edildiğini ifade eden Bulut, şunları kaydetti:

’’Şöyle bir yanılgı var; Bölgelerde güzel konuşmak demek, sanki biraz daha kendini toplumun üzerinde görmek, konuşurken yukarıdan bakma tavrı gibi bir düşünce vardır, ancak gerçekte böyle bir şey yok. Doğru telaffuz etmek en samimi telaffuzdur. Kibarlık adına bazı kelimeler ziyan ediliyor. Bir kural var: Harf daralması. ’Olacak’ kelimesi ’olacak’ diye yazılır ama ’olucak’ diye okunur. Bazıları kibarlık olsun diye ’olcak’, ’gelcek, ’incek’ der, yani harf atlaması hatasını yapıyor. Bu da konuşma kusurlarına giriyor.’’

Bireyin konuşmasıyla kendini hemen ele verdiğini söyleyen Bulut, ’’Bireyin konuşması, onun konumunu, Türkçe’ye olan hakimiyetini, hayata bakışını gösterir. Güzel konuşmak bir sanattır. Çok güzel konuşuyorsa en azından kitap okuyor demektir. Çok kitap okuyan birinin kelime dağarcığı geniş olacağı için kurduğu cümleler de kaliteli olacaktır’’ şeklinde konuştu.

Bulut, güzel konuşan birisinin girdiği ortamda etkinliğini, farklılığını ortaya koyacağını, insanların dikkatini çekeceğini belirtti.

Bulut, gelişen teknolojiyle birlikte iş alanında da farklılaşma olduğunu belirterek, Türkiye’de hizmet sektöründe çok önemli gelişmelerin kaydedildiğini söyledi.

Hizmet sektöründeki gelişmelerle birlikte çalışanlardan beklentilerin de değiştiğini anlatan Bulut, ’’Eleman alımında kişide aranan özellikler farklılaştı. Bundan 15 yıl önce işe alımlarda sadece yazılı sınav yapılıyordu. Ancak günümüzde çoğu sektörde, yazılı sınavın ardından sözlü sınav da yapılıyor’’ dedi.

İş müracaatlarında, bireyin güzel konuşması, kelimeleri doğru telaffuz etmesi gerektiğini belirten Bulut, insan kaynakları müdürünün, işe alacağı elemanının donanımlarını, uzmanlık alanlarını, kendini nasıl ifade ettiğini, beşeri ilişkilerinin ne düzeyde olduğunu tespit etmeye çalıştığını ifade etti.

Alanında uzman olmanın yanında, donanımlarını ifade edebilmenin de önemli olduğuna dikkati çeken Bulut, şöyle konuştu: ’’Beşeri ilişkileriniz ne düzeyde? Olayları anlatırken heyecanınızı kontrol edebiliyor musunuz? Öfkelendiğiniz zaman tepkileriniz nasıl?’ İnsan kaynakları müdürü bunları ölçüyor. Bununla birlikte vücut dili de çok önemlidir. Sizin oturuşunuzdan, bakışınızdan, nefes kontrolünüzden, konuşurken nereye baktığınız, nasıl (dik, kambur) durduğunuz, duygusal durumunuz, bunlar sizi hemen ele verir. Asıl niyetinizi hemen anlar. İşe alınırken, alanında uzman olmanın yanında bu özelliklere de bakılıyor.’’

İnsan kanyakları müdürünün, alanında ne kadar uzman olursa olsun, kişide yöresel ağız varsa bundan olumsuz etkileneceğini dile getiren Bulut, hizmet sektörü çok geliştiği için insan ilişkilerinin, hitabın ve her alanda güzel konuşmanın öneminin arttığını kaydetti.

İletişimin başlangıcının ’’Merhaba’’ kelimesi olduğunu anımsatan Bulut, ’’İkili ilişkilerde bencilleşmek, iç dünyasında yaşamak var. ’Merhaba’ iletişimin başlangıcıdır. İlla ki ’merhaba’ demek için birini tanımak gerekmez. Geneldir ve herkese ’merhaba’ diyebilirsiniz. İletişimin adımı burada başlıyor’’ diye konuştu.

Bulut, herkesin ortak ağız (İstanbul) kullanması gerektiğini, bunun bir zorunluluk olduğunu vurguladı.

Konuşma sırasında el hareketlerinin de önemli olduğunu ifade eden Bulut, şunları ifade etti:

’’Konuşmaya jest katmak, konuşmayı daha zarif hale getirir. İş başvurusu için gittiğinizde çok heyecanlıysanız ve elinizi, kolunuzu nereye koyacağınızı bilemiyorsanız, o zaman elinize bir kalem alın. O kalem hem bir aksesuar olur hem de elinizi nereye koyacağınız kaygısını ortadan kaldırmış olur. Kalemi sakın hoplatmayın çünkü dikkati dağıtırsınız. Konuşurken kollarını bağlıyorsa o kendini kapatmış demektir. Bu da vücut dilinde önemlidir. Göz teması kurmak. Gözlerini kaçıran, konuşurken tavana, yere, sağa sola bakan birinin söyledikleri doğru olmayabilir ya da söylediklerinden emin değildir. Kendine güveni yoktur. Sesi titriyorsa çok heyecanlı bir yapıya sahiptir ve bunu kontrol altına alamıyor demektir.’’

İş görüşmelerinde, insanın kendine olan güveni, konuşurken bildiklerini doğru telaffuzla ifade etmesi gerektiğini söyleyen Bulut, muhatapla göz teması kurmanın da önemli olduğunu belirtti.

Diksiyonun, güzel konuşmanın her geçen gün öneminin arttığını söyleyen Bulut, 2002 yılında diksiyon kursu vermek için 20 kişiyi bir araya getiremediğini, insanların ’’diksiyon’’ kursuna ’’direksiyon kursu veriliyormuş’’ diye söylemlerde bulunduğunu dile getirdi.

Bazı televizyon programlarında, dizilerde, haber bültenlerinde Türkçe’nin adeta katledildiğini ileri süren Bulut, şöyle devam etti:

’’Bunun kontrol altına alınması gerekiyor. Şuan RTÜK’ün kontrolü yeterli değil. Daha ciddi kontroller olması lazım. Haber bültenlerini okuyan spikerler, program sunucuları mutlaka bir sınavdan geçirilmeli. Eksiklikler giderilmeli. Tabii Türkçe canlı bir dil, her gün yeni şeyler ekleniyor. Gençler en çok televizyondan sinemadan etkileniyor. Artık kitap okuyanların sayısı azaldığı için televizyon çok önemli bir lokomotif. ’’

Bulut, televizyonlarda özellikle en çok izlenen programlarda, dizilerde kelimeleri eksik, yarım ya da kısa telaffuz etmenin doğruymuş gibi yansıtıldığını dile getirerek, bunun da mutlaka önüne geçilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: ntvmsnbc.com

Tags: bakış, Beden Dili, el hareketleri, karakter, konuşma, manset, nefes kontrolü, Oturuş

Category: Beden Dili, Kişisel Gelişim


Kaynak

Devamını Oku »

Etiketler

acı affetme Affetmek aile akıl Alglamada Anlatm Aramak ARINMA Aroma Astroloji Astrolojik Aynalar Bahar başkaları Bayram beden Beden dili Bedensiz BEREKET beyin Beyinde Beyni Beynin Beyniniz bilgi bilim bilimsel bilinci Bilincine bilinçaltı Bilmek birey Bitkisel bolluk BOLUK Burak cümle çekim dalga damla Davet Deerlerimizin degerli Deniz Depresyonun DERSLER Detoks Dikkat Dilek Disgrafi Disleksi düşünce Egoist egzersiz EGZERSZ ekmek eleştiri. öfke emsimizi enerji Enerjilerinin Epifiz Eruhunuzu evlilik evren fayda FAYDALANMAK FAYDALARI Felsefe fizik fiziksel Fregoli frekans garip GCJoseph Gcyle geçmiş Gelecek geliim gerçek GERDE gerilim Gidecek Gizemli gizli güven güzel harika Hasta hastalık Hastalklar Hayal Hayallerinizin hayat Hayata HAYIRLI Hikaye Hiperaktivite Hipnozu hissederim Holografik Hologram Hoşgörü hoşgörüsüzlük huzur huzurlu Illuminati ilâc ileti İletişim inanç insan insanlar Kabala Kadim kaos Karanlk kavga kelime Kelimeler Klasik korku Korkular KORUMA Korunma Kristaller kuantum Kuantum Fiziği kurallar Kyamet liste LKLERMZ madde Makbul MEKTUP Melek Merak Mevlana Mevlanann Mezar Mftolunun Moloküler mucize Mucizeleri MUTSUZ NAMASTE Nazar Nefret neşe Niyet ODAKLANMA Okuma Okyanus olacaksn olumlama olumlamas olumlu olumsuz para paralel Paranormal Patolojik Peeling Peinden pozitif POZTF Pratik PRATK PROGRAMLAMA Psikoloji psikolojik Quantum Düşünce Rahat RAHATSIZLIIMIZ refah Reformist Romantik ruh Ruhsal sağlık Sanat seniz sevgi sıkıntı sistem Sonsuz sorumsuzluk sorun sorunlar Stres Sufizm suyun şifa şükretme tabiat tedavi Tehlikeli teori Terapi tesadüf toplum Uymasn üzüntü zaman Zarar zeka zellikleri zenginlik zerine zihinsel