6 Kasım 2014 Perşembe

Fakirlik Trenine Bindim, Zenginlik Durağında İneceğim

"Merhaba Meltem Hanım, bugün seansa biraz gecikeceğim kusura bakmayın, yanlış metroya binmişim." 

Bu yazının konusu danışanımdan da izin alınarak, çalıştığım seansın üzerine oluştu. Danışanım seansa gecikeceğini bildiriyordu çünkü yanlış metroya binmişti. Ona vaktimin olduğunu söyledim. 20 dakika gecikerek seansa gelmişti. Kıssadan hisse, aramızda geçen bir takım diyalogları, danışanımdan da aldığım izinle sizinle paylaşıyorum.  

Danışan: Çok özür dilerim. Hangi istikamete giden metroya bindiğime dikkat etmemişim, kusura bakmayın, geciktim.

Ben: Önemli değil vaktim vardı. Peki bir şey merak ettim; yanlış bindiğinizi nereden anladınız? 

Danışan : Yanlış yere vardığımda farkettim ki, metronun hangi istikamete gittiğine dikkat etmemişim. 

Ben: Bunu farkettiğinizde ilk olarak ne yaptınız?

Danışan: "Nasıl bu kadar basit bir hata yapabilirim" diye düşünüp tek başıma gülmeye başladım. 

Ben: Peki ya sonra?

Danışan: Ilk durakta indim ve geri dönüp diğer metro hattına binmek üzere yeni bir metroya bindim. 

Ben: Ve sonra?

Danışan: Sonrası 20 dakika gecikerek buradayım.

Ben:Tekrar hoşgeldiniz. Bugün mali konular üzerinde çalışmak istediğinizi söylemiştiniz doğru mu hatırlıyorum? 

Danışan: Evet evet, doğru hatırlıyorsunuz. Şu anki işimi çok seviyorum biliyorsunuz ancak gelirimi arttırmak ve artık hakettiğim miktarda parayı kazanmak istiyorum. 

Ben: Peki bu varmak istediğiniz arzunuz için hangi istikamettesiniz? 

Danışan: Nasıl yani? Anlamadım tam olarak, tabii ki doğru istikametteyim!

Ben: Demek istiyorım ki, şu anda içinde bulunduğunuz metro, sizce sizi, bu hedefinize götürecek olan metro mu? Yani her şeyiyle doğru metroya bindiğinize emin misiniz?

Danışanlarımla her seansta olumlu tutum konusu üzerinde durduğumuz için farkediyor ve bir anda kahkaha atıyor. "Tamam" diyorum içimden "farkındalık oluştu, sıra engellerini ortadan kaldırmakta".

Ben: Para konusunda sıklıkla neler söylüyor, neler düşünüyor, neler hissediyorsun? Hadi gel ufak bir psikodrama çalışması yapalım. Düşünün ki şimdi ben parayım, neler hissediyorsun? diyorum ve başlıyor benimle, yani parayla iletişim kurmaya.

Danışan: Sanki hem gelirimi yükseltmek istiyorum, hem de parayı istemiyorum. Sizi para olarak düşününce bir an kendimi layık görmedim. Sanki ben çok para kazanmayı haketmiyorum gibi hissediyorum. Ya da ne bileyim sanki çok para kazanınca ben de mi patronum ya da diğer zenginler gibi olacağım? 

"İşte" diyorum içimden, kıtlığa götüren, bolluktan uzak tutan düşüncelerden biri takıldı ağımıza.

Ben: Çevrende zengin olan, gelir düzeyinin iyi olduğu insanlar hakkında neler düşünüyorsunuz?

Danışan: Hepsi birilerinin tepelerine çıkarak buralara gelmişler işte?

Ben: Peki tüm zenginlerin hepsi mi?

Danışan: Hayır aslında hepsi değil. Mesela amcam çok zengin bir adam ve işini çok dürüst ve hakkaniyetli bir şekilde yapıyor.

Ben: O halde bu genellemeyi kırabilir miyiz? Sanırım zengin olmak için illa ki birilerinin tepesine basmak gerekmiyormuş, öyle değil mi?

Danışan: Evet aslında.

Ben: Peki bu inancını, genellemeni değiştirsek paraya bakış açın nasıl olurdu sence?

Danışan: Sanırım parayı sevmeye başlıyorum ( diyor ve gülüyor)

Ben : Hedefiniz için doğru metroda olduğunuzu düşünüyor musunuz hala?

Danışan: Birine aşık olmadan evlenmeye kalkmışım da haberim yokmuş ( gülüyor) Sanırım şu an doğru durağa yol aldık.

Ben: Kesinlikle doğru yoldayız.

Onu sınırlayan inançlarını, düşüncelerini, dilediği hedefe ulaşmasını engelleyen genellemelerini kısacası engellerimizi belirliyoruz ve başlıyoruz, sınırlayan inançları değiştirmeye... Konu para ya da ilişkiler olunca dinamikleri bolca oluyor ve ben yine her seansımda yaptığım gibi Richard Bandler ve John Grinder'a bizi NLP gibi muhtesem bir araçla tanıştırdığı için teşekkür ediyorum. Vaktimizin el verdiği sürece çalışıyoruz. Dediğim gibi para konusu çok dinamikli, geleneksel inançlarımızdan tutun, toplumsal baskılarla en fazla karşılaştığım alanlardan biri. Öyle değil mi şöyle bir düşünün, "Çok mal haramsız, çok laf yalansız" olmaz gibi atalarımızdan miras kalan sınırlamalarımız da mevcut iken, bir de zenginliğe, paraya "elinin kiri" olarak bakan bir toplumuz, ancak bir o kadar da parayı istiyoruz.Yanlış metroya binip doğru istasyonda inmeyi hedefliyoruz, tığkı danışanımın yaşadığı gibi. Kendi istediğimizin önünde duran tek engel biziz ve bizim inançlarımız ve genellemelerimiz. Danışanımda da durum böyleydi. Parayla olan ilişkisinde, kendisine vermek için müsaade ediyordu ancak geçmişten getirdiği, kendisinin bile seansa kadar bilmediği, almakla ilgili bu kadar küçüklüğüne dayalı bir anısı olduğunu bilmiyordu (Hikaye kısmı danışanımın ricasıyla gizli tutulmaktadır). Tabii ki belirli taahhütlerde bulundu, seansta zaten almakla ilgili olan bilinçaltındaki, onu sınırlayan olayın deneyimini değiştirmiştik ancak kendisinin de bakımını yapması ve bu yeni, kendisini hedefe götürecek olan gerçeklik üzerinde çalışması gerekiyordu. Bir hafta sonraki seansa kadar almayı deneyimleyemek için kendine söz verdi. Akşam beni aradığı ve heyecanlı heyecanlı anlatmaya başladı.

"Meltem Hanım inanmayacaksınız ama sizin yanınızdan çıkar çıkmaz bir arkadaşımla karşılaştım, evime bırakabileceğini söyledi, önceden olsa kibarca teşekkür edip geri çevirirdim, bunu demek yerine, memnuniyetle kabul ettim, yolda yemek yemeye karar verdik hatta. Arkadaşımla güzel bir yemek yedik ve tüm hesabı ödemek istedi. Yine eskiden olsa kesinlikle kabul etmezdim, şimdi benimle paylaşmalarına memnuniyet duyarak kabul ettim. Bir sonraki buluşmayı bile ayarladık. Ve beni evime bıraktı." dedi.  Danışanım almayı ve bolluğu deneyimlemeye başlamıştı bile, seanslarımızda bizim için en önemli olan şey arzulanan durum için en kısa sürede sonuçlar almaktır. Kendisine çok mutlu olduğumu belirttim ve başarısından ötürü kutladım.

Tüm bunlar bir seanstan çıkan notlardı. Kim bilir hayatta buna benzer, hayalimizdeki durumları yaşamamızı engelleyen, ne sınırlamalar koyuyoruz, nelerden mahrum bırakıyoruz kendimizi. Evet siz paraya nasıl bakıyorsunuz? Para hakkında sıklıkla neler söylüyorsunuz? Zenginlik deyince ne hissediyorsunuz? Bir düşünün bakalım sizde doğru trende misiniz? 

Not: Bu yazıyı yazmama sebep olduğu ve diyalogları paylaşmama müsade ettiği için sevgili danışanıma çok teşekkür ederim. Kendisinin ricasıyla kimliğini gizli tutuyorum ancak bu teşekkürümü okuyacaktır. 


kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler

acı affetme Affetmek aile akıl Alglamada Anlatm Aramak ARINMA Aroma Astroloji Astrolojik Aynalar Bahar başkaları Bayram beden Beden dili Bedensiz BEREKET beyin Beyinde Beyni Beynin Beyniniz bilgi bilim bilimsel bilinci Bilincine bilinçaltı Bilmek birey Bitkisel bolluk BOLUK Burak cümle çekim dalga damla Davet Deerlerimizin degerli Deniz Depresyonun DERSLER Detoks Dikkat Dilek Disgrafi Disleksi düşünce Egoist egzersiz EGZERSZ ekmek eleştiri. öfke emsimizi enerji Enerjilerinin Epifiz Eruhunuzu evlilik evren fayda FAYDALANMAK FAYDALARI Felsefe fizik fiziksel Fregoli frekans garip GCJoseph Gcyle geçmiş Gelecek geliim gerçek GERDE gerilim Gidecek Gizemli gizli güven güzel harika Hasta hastalık Hastalklar Hayal Hayallerinizin hayat Hayata HAYIRLI Hikaye Hiperaktivite Hipnozu hissederim Holografik Hologram Hoşgörü hoşgörüsüzlük huzur huzurlu Illuminati ilâc ileti İletişim inanç insan insanlar Kabala Kadim kaos Karanlk kavga kelime Kelimeler Klasik korku Korkular KORUMA Korunma Kristaller kuantum Kuantum Fiziği kurallar Kyamet liste LKLERMZ madde Makbul MEKTUP Melek Merak Mevlana Mevlanann Mezar Mftolunun Moloküler mucize Mucizeleri MUTSUZ NAMASTE Nazar Nefret neşe Niyet ODAKLANMA Okuma Okyanus olacaksn olumlama olumlamas olumlu olumsuz para paralel Paranormal Patolojik Peeling Peinden pozitif POZTF Pratik PRATK PROGRAMLAMA Psikoloji psikolojik Quantum Düşünce Rahat RAHATSIZLIIMIZ refah Reformist Romantik ruh Ruhsal sağlık Sanat seniz sevgi sıkıntı sistem Sonsuz sorumsuzluk sorun sorunlar Stres Sufizm suyun şifa şükretme tabiat tedavi Tehlikeli teori Terapi tesadüf toplum Uymasn üzüntü zaman Zarar zeka zellikleri zenginlik zerine zihinsel