27 Şubat 2013 Çarşamba

Duygusal Farkındalık

Duygusal Farkındalık 


Duyguların ve duygusunun hem kendi için hem karşısındaki için fakında olmaktır. Duygusal zeka EQ ile ilintilidir. “Ne için ne yapıyorum?” sorusunun cevabıdır. Karşınızdaki size bir şey anlatırken gösterdiği duygu bazen aslında gerçek hissettiği şey değildir. Bu duygusal yalancılıktır. Bunu herkes yapar. Gerçekten ne hissettiğini bilmek istersiniz. Gerçekten mutlu mu? Şu andan memnun mu?  Benden memnun mu? Sözünde duracak mı? Beni sevdi mi? Bana güvendi mi? Ona yalan söylediğimi anladı mı? Gerçekten üzgün mü? Gerçekten üzgün değilse neden öyle gösteriyor? Duygular ve düşünceler üst üste binmiş durumdadır. Her zaman karşımızdakinin ne hissettiğini tahmin ederiz. Ve bunu mimiklerinden, tepkilerinden, davranışlarından anlamaya çalışırız. O da gizler. Ama eğer artık onu tanıyorsanız bilirsiniz nelere önem verdiğini, ne kadar kuralcı olduğunu, ne kadar açık olduğunu, yalana ne kadar eğilimi olduğunu, ne kadar düşündüğünü söyleyebildiğini, hayır diyip diyemediğini, hangi dilden anladığını, nelere dikkat etmek gerektiğini, nasıl hoşuna gideceğinizi. Bir kere birisini tam olarak anladığımızda o kişi ile sorun yaşamaz oluruz. İlişkimiz yolunda yürür, iş yaparız, gereksiz durumlara öfke yüzünden enerjimizi ve zamanımızı ona vermeyiz de gider arkadaşlarla eğleniriz, hoş bir film seyrederiz, olumsuz his azaldıkça sağlık ve mutluluk geleceğinden sağlıklı oluruz. Her an gelecek için tahminlerimiz var, en doğru tahmini yapan, en az hata yapan, en konforlu hayat yaşayan oluyor. Konfor koltuktan gelmez bundan gelir. İnsanlarla ilgili gelecek tahminlerimiz de var, kezadır. Ortaokuldaki sınıfın garip çocuğunu hatırlayın. Tepkileri bir garip olduğu için tüm sınıf ondan uzaklaşmıştı ya da onunla dalga geçiyorlardı. Farketmedikleri şey o çocuk sadece duyguları anlayamıyordu, lafı uzattığı zaman karşısındakinin sıkıldığını, ani tepkilerden herkesin korktuğunu, insanlar arası arkadaş olma yazılı olmayan duygusal sözleşmesine göre öyle lap diye birisiyle arkadaş olunamayacağını, güven kazanma süreçlerini, içini açma içini görme süreçlerini bilmiyordu, anlamıyordu. Belki tüm merhabalar onun için aynıydı, konuşmak istemeyen insanı ve ya ondan hoşlanmayan insanı anlayamıyordu. Ve hep kendine kızıyor, bu durumlardan kaçayım derken daha çok içine düşüyordu. Bu insan sadece ortaokulda yoktu, orta yaşta da var, orta direkte de... İlişkileri bozuk insanları ne sanıyorsunuz? Erkeklerin kadınları ve kadınların erkekleri anlamamasını.
Duygusal farkındalık dış tahminlerde olduğu gibi iç tahminlerde de asıl etkendir. İnanır mısınız bilmem ama toplumun büyük kısmı ne hissettiğini bilmez. O an endişeli olduğunu farketmez. Korktuğu için bu işi yaptığını, bunun normal olmadığını, herkesin bunu yaşamadığını, bu duygu ortadan kalksaydı nasıl hissedebileceğini tahmin edemez, daha duygunun farkında değildir. Sorun çözmek için önce sorunu tanımlamak gerekir. İçsel duygusal farkındalık beraberinde niye böyle hissettiği sorusunu getirir. Önce varlığını kabul edelim, sonra nedenine bakalım, sonra ne yapabileceğimize. Ben kişisel olarak kişinin ne dediğini dinlemem, anlatırken ne hissettiğini takip ederim ve aynı anda kendi hissettiğimi de bilirim. Eğer buna dikkat ederseniz hikayenin çoğu zaman anlatıldığı gibi olmadığını görürsünüz.
Birisine “seni seviyorum” dediğim zaman bu onu gerçekten sevdiğimi göstermez, çoğu zaman tam tersi de hissediliyor olabilirim zaten sevgi gösterilen bir şeydir onu kelimeye dökmek ne saçmadır, hatta gösteremediğim için ve artık sevmez olduğum için söylüyor bile olabilirim. Duygusal yalancılık. Aslına bakarsanız abartı sevgi gösterileri de budur. Karşımızdakini onaylama da budur. “Onaylıyorum” demesek de o anki mimik ve kafa hareketi veya bir küçük gülüş ile yalan söyleriz. Sonra başımıza büyük işler açılır. Bu sürecin fakında olmak duygusal farkındalıktır . Duygusal farkındalık cuma namazından çıkan herkesin aynı oranda ruhani beslenmeyi sağlayamamış olması, içselleştirmediğinin farkında olmaması, tabi ki aynı oranda sevap kazanamadığıdır. Bir hikaye; Hz. Ali bir cihatı kazanır ve düşman liderin boynuna kılıcı dayar, lider de ona tükürür ve Hz. Ali kılıcını kınına sokar ve gider. Adam arkasından bağırır ”beni neden öldürmedin?”. O da der ki “seni eğer şimdi öldürürsem bu sana olan öfkem yüzünden olur, ama ben seni Allah adına öldüreceğim”. Bu hikaye bir şey yaparken bunun duygusunun farkında olmayı en iyi özetleyen hikaye bence. Erkeklerin duygusal farkındalığı genelde daha düşük olur. Kadın kötü hissederse adam bunu anlamaz, adam kötü hissederse kadın bunu hemen anlar. Kadın çok kötü hissetmeye başladığında adam ancak o zaman anlar. Kızlar babalarına daha kolay yalan söylerler ama anneler anlar, çocuklar annelerine daha kolay açılırlar, onlara yalan söylemek daha zordur ve onlar anlatılırsa anlar, yargılamayı kesebilir ve yapıcı olabilir. Empati.
Dünya üzerindeki doğa ölümü, insan ölümü, savaşlar devletin tepesindeki adamların çatışması ve bencillikleri yüzünden kaynakları ortaklaşamamaları ile ilgilidir. Kendi kendini yok eden bir sisteme dönmüş olmak. Bu sert babanın çocuğunu bir hiç uğruna nasıl kırabildiğini de açıklar, maçlardan sonra sporla alakası olamayacak çatışmaları da, savaş denen şeyin varlığını, ne uğruna ne yaptığımızın farkında olmamaktır.  Dünyayı bu hale getirenler kadınlar değil, erkekler. Bu insanların nasıl da olmadık şeylerin askeri olduğunu da açıklar. Empatisizlik. Fanatiklik. Gözü görmeyecek olma, hissettiği nefreti farketmeme, daha tanışmadan kararını vermiş olma, ön yargılı olma, tanrıdan uzağa çekilme, hasta olma, hasta etme. Photoshop, makyaj, pahalı kıyafet, sahte kahkaha gerçek olanı saklamak içindir. Ve kişiler bize “iyiyim” dediği zaman bunu gerçek sanırız, bize gülüyorlar diye bizi seviyor sanırız, ok dedi diye ok sanırız, benim iyiliğim için söylüyor sanırız halbuki kendi çıkarı için öyle yapıyordur. Anlayamayız içini çünkü bakmamışızdır. Aynı kendi içimize bakmamamız gibi. Kendileri bu zekaya sahip değil diye asıl olanları anlayamıyor diye başkalarının da onu anlamayacağını sanır ve bir görünüme bürünür. Halbuki bazı insanlar bunu yemez, kelimelere takılmaz, kıyafete, paraya, dışsal herhangi bir şeye, söze bakmaz. Aslında ne olduğunu anlamaya çalışır, o sıra susar, dinler, konsantre olur, gözlerine bakar, sakin kalır, sadece anlamaya ve öğrenmeye çalışır, o anın anlamı sadece yeni birini tanımaktır. O an söylenen hiçbir şey inanmak veya inandırmak adına değildir, ikna süreci yoktur, tam olarak karşımdakini anlamak ve kendimi tam olarak anlatma durumudur. Duygusal farkındalık kimseye zarar veremeyecek olmaktır. Şekilci olmamaktır, salak bir kural yüzünden tüm hayatını mahvettiğini bilmektir, uyum sağlamaktır, dişil enerjidir, şanslı olmaktır evren böyle tipleri sever. Öz ile bağlantılı yaşamaktır. Olduğu durumda olmaya hakkı olduğunu bilmektir, bunu ifade edebilecek olmaktır. Karşısındakinin bir düşman olmadığını sadece kendisi gibi hayatı kotarmaya çalışan bir insan olduğunu bilmektir. Yargılayamaz olmaktır. Gün batımından zevk alabilecek olmaktır, her defasında farklı olduğunu bilmektir. Yemeğe bakıp kafasında kalori hesabı yapmak yerine tadına odaklanabilmektir. Hayattan zevk alabilmektir. Evrene izin verebilmektir, başta zorla bir şeyin parçası yapılmış olduğunu, artık hayatı yeterince algılayamaz olduğunu bilmektir. Hayattan zevk alamama neden olur sanıyorsunuz? Büyük olmaya çalışma çabasının altında aslında kendini küçümseme, değersizliğini öğrenmiş olma olduğunun farkında olmaktır. Kasıtlı eksik hissettirildiğinin farkında olmaktır, eminliktir, korkusuzluktur, öğrenme sürecidir, yargıçlık taslama değil.


kaynak

Devamını Oku »

25 Şubat 2013 Pazartesi

Şans Burcunuz ve Çekim Yasası Önerileri

Yıldız haritanızda jüpiterin bulunduğu burç şans burcunuz olarak da yorumlanabilir. Şans burcunuz ve  çekim yasası ilişkisi ile ilgili düşüncelerimi uzun zamandır yazmak istiyordum  ve sonunda yazımı tamamlayabildim. İlgilenen herkes için faydalı olmasını seçerek yılın ilk yazısını yayınlıyorum
Öncelikle aşağıdaki tablodan jüpiter burcunuzu bulun ve daha sonra jüpiter burcunuzdaki önerileri okuyun.





KOÇ: Eğer jüpiter yıldız haritanızda koç burcunda ise isteklerinizi hayatınıza çekmeniz için en etkili teknik fiziksel aktivite halindeyken imgelemelerinizi ve olumlamalarınızı yapmanızdır. Herhangi bir sporla ilgilenirken istediğiniz şeylere odaklanın ve sanki elde etmiş gibi imgeleyin. Jüpiter ateş elementinden bir burçta ve ateş elementi sizin şansını destekleyecektir. Bu nedenle çalışmalarınızı yaparken bir mum yakmanızın faydası olacaktır. Yine koç burcunu yöneten marsın rengi olan kırmızı rengi çekim yasası çalışmalarınızda kullanabilirsiniz. İsteklerinizi kırmızı bir kağıda yazmak, imgelemelerinizi yaparken üzerinizde kırmızı bir giysi bulundurmak sizin için destekleyici olacaktır. Ateş elementi ile ilgili herşey size şans getirir. Kırmızı renk. mumlar, lambalar, tütsüler ve ateş elementini simgeleyen üçgen şekli sizin için olumludur. İsteklerinizi hayatınıza çekmek için üzerinize kırmızı bir giysi alıp, uzun bir yürüyüş esnasında olumlamalarınızı sürekli tekrarlamak mükemmel bir çalışma olacaktır. Yürüyüşü dışarıda yaparak zamanınız yoksa evinizin salonunda dolanırken bile olumlamalarınız yapabilirsiniz. İstediğiniz şeyleri hayatınıza hızlı bir şekilde çekebilme potansiyeliniz var ancak bu konuda sabırlı olmalısınız. Ne istediğinize iyi karar vermenizi daha sonra isteklerinize sabırla odaklanmanızı öneririm.
BOĞA: Eğer yıldız haritanızda jüpiter boğa burcunda ise size toprakla, çiçeklerle, ağaçlarla çevrelenmiş ortamlarda istediğiniz şeyleri hayatınıza çekme çalışması yapmanızı öneririm. Bir ağaca sırtınızı dayayarak, yalınayak toprağa basarak,çiçekleri seyrederek yapacağınız imgelemeler ve olumlamalar çok etkili olacaktır. Evinizdeki çiçeklerinize bakım yaparken isteklerinize odaklanın ve onlara zaten sahip olduğununuzu imajine edin. Jüpiteriniz toprak elementi olan boğa burcunda olduğu için toprak elementi ile ilgili herşey size şans getirecektir. Toprak renkleri,obsidyen, jasper, malakit gibi toprak elementini simgeleyen doğal taşlar, seramik objeler, toprak elementi ile bağlantılı olan kare ve dikdörtgen şekilleri sizin için şanslı olacaktır. Yine boğa burcunu yöneten venüsün renkleri olan pembe veya açık yeşil renklerini çekim yasası çalışmalarınızda kullanabilirsiniz. İsteklerinizi pembe bir kağıda yazmak, imgelemelerinizi yaparken üzerinizde yeşil bir giysi bulundurmak sizin için destekleyici olacaktır.
Çekim yasası ile çalışırken herkesin en yüksek iyiliğine odaklanmanız ve sahip olmaktan çok güzelliklerin tadını çıkartmaya yoğunlaşmanız daha kısa zamanda olumlu sonuçlar almanıza yardım edecektir.
İKİZLER: Eğer jüpiteriniz ikizler burcundaysa çekim yasası ile çalışırken mutlaka sesli olarak olumlama yapmanızı öneririm. Niyetlerinizi duymanız gerçekleşme şanslarını arttıracaktır. Ayrıca temiz havada imgelemelerinizi ve olumlamalarınızı yapmanızın da destekleyici etkisi olacaktır. Jüpiteriniz hava elementi olan ikizler burcunda olduğu için size hava elementi ile ilgili olan sarı renk tonları, hava elementi ile bağlantılı olan sitrin, turmalin, rodonit taşları ve doğu yönü size şans getirecektir. İsteklerinizi sarı renkteki bir kağıda yazmanız, üzerinizde sarı renkte giysiler olması, niyetlerinizi olmuş gibi bir CD ye kayıt edip daha sonra her gün dinlemeniz ve nefes çalışmaları yaparken amaçlarınıza odaklanmanız çekim yasasını etkili olarak kullanmanız için size önerilerim olacaktır.
Çalışmalarınızı yaparken sabırlı olmanızı ve ne istediğinize iyi karar vererek çekim yasası çalışmalarınızı yapmanız da önemli olacaktır. İkizler burcundaki şans gezegeniniz çifte şans elde etmenizi sağlayacaktır ancak karşınıza çıkacak fırsatları sizin de iyi değerlendirmeniz çok önemli.
YENGEÇ: Eğer jüpiteriniz yengeç burcunda ise özellikle ayın döngüleri şans durumunuzu önemli ölçüde etkileyecektir. Ayın yeni ay olduğu zamanlardan dolunay olduğu zamana kadar şansınız daha yüksek olacaktır bu dönemleri iyi değerlendirin. Çekim yasası ile çalışırken suyun içinde olmanız alacağınız sonuçları etkileyecektir. Denizde yada banyo yaparken imgelemelerinizi yada olumlamalarınızı yapmanızı öneririm. Ayrıca su sesi dinleyerek yapacağınız tüm meditasyonlarınızın çok daha etkili olduğunu göreceksiniz. İsteklerinizi koyu mavi bir kağıda yazabilir yada çekim yasası çalışmaları yaparken üzerinizde koyu renklerde giysiler bulundurabilirsiniz. Şans gezegeniniz su elementinden bir burçta ve su elementi sizin için şans getirici özelliklere sahip. Koyu mavi ve siyah renkler, su resimleri, deniz kabukları, aynalar, inci taşı, evinizde balık beslemek su elementinin enerjisini kullanmanızı sağlayacak bazı alternatiflerdir.
Jüpiterin yengeç burcunda olması nedeniyle özellikle evinizi istediğiniz gibi dekore etmenin ve kendinizi rahat hissedeceğiniz bir mekanda yaşamanın hayatınıza genel olarak olumlu etkiler yapacağını söyleyebilirim. Hayatınıza daha fazla refahı çekmek için işe evinizi güzelleştirmekle başlayın.
ASLAN: Eğer jüpiter burcunuz aslan burcu ise çekim yasası çalışmaları yaparken evinizde size uygun bir köşe oluşturmanızı ve bu çalışmalarınızı bu köşede bir ritüel haline getirerek yapmanızı öneririm. Şans köşesi adını vereceğiniz bu köşeye bir sehpa koyabilirsiniz. Sehpanın üzerine altın sarısı bir örtü örtebilir, mor ve sarı mumların yanı sıra size kendinizi iyi hissettirecek objeler koyabilirsiniz. Daha sonra hayatınıza çekmek istediğiniz şeyleri imgelerken sehpanızın önüne oturup, mumlarınızı yakıp daha sonra çalışmanızı yapabilirsiniz. Jüpiterinizin aslanda olması nedeniyle size altın sarısı rengi, altının kendisi, elmas taşı şans getirecektir. İsteklerinizi altın renginde yada bulamazsanız parlak sarı renkte bir kağıda yazabilir ve imgeleme çalışmalarınızda bu renklerde giysileri tercih edebilirsiniz. Jüpiterinizin ateş elementi bir burçta olması nedeniyle mumlar, lambalar, tütsüler ve ateş elementini simgeleyen üçgen şekli sizin için olumludur. İsteklerinizi hayatınıza çekmeye çalışrken başka insanların da hayrını gözetmenizi ve mükemmel olmaya çalışmak yerine mutlu olmayı seçmenizi öneririm. Bu şekilde amaçlarınıza daha kolay ulaşabilirsiniz.
BAŞAK: Eğer jüpiteriniz başak burcunda ise çekim yasası ile çalışırken isteklerinizi sanki olmuş gibi detaylı bir şekilde bir deftere yazmanızı öneririm. Ayrıca olumlamalarınızı da hergün düzenli olarak yazmanızın çok faydası olacaktır. Kişisel bakım, temizlik, ev işi, arabanızla ilgilenme gibi rutin işlerinizi yaparken mutlaka isteklerinize odaklanın ve hayatınıza çekmek istediğiniz şeye konsantre olun. Bu anlar sizin için çekim yasasının güçlü olarak çalıştığı anlardır ve sadece olumlamalar yaparak bile iyi sonuçlar alabilirsiniz.
Jüpiter gezegeniniz başak burcunda olduğu için koyu yeşil ve kahvrengi size şans getirecektir. İsteklerinizi bu renklerde bir kağıda yazabilir yada çekim yasası çalışmaları yapaken bu renklerde giysileri tercih edebilirsiniz. Jüpiter toprak elementinden bir burçta olduğu için obsidyen, jasper, malakit gibi toprak elementini simgeleyen doğal taşlar, seramik objeler, toprak elementi ile bağlantılı olan kare ve dikdörtgen şekilleri sizin için şanslı olacaktır.
Bazen isteklerinizin sizin tercih ettiğiniz yollardan farklı şekillerde size geleceğini kabul etmeniz çekim yasası çalışmalarından daha iyi sonuçlar almanızı sağlayacaktır.
TERAZİ: Jüpiter gezegeninin terazi burcunda olması size güzel şeyler konusunda şans veriyor. Hayatınıza istediğiniz güzel şeyleri daha kolay çekebilirsiniz. Bu nedenle herhangi bir olumlama yaparken mutlaka ” güzel” kelimesini kullanın. Yine imgeleme ve olumlamalarınızı size güzel gelen ortamlarda yapmanızın daha olumlu etkileri olacaktır. Burada sizin kişisel güzellik anlayışınız önemlidir, bir sanat galerisi yada sadece evinizin mutfağı fark etmez. Yine çekim yasası ile çalışırken açık havada olmanızın da olumlu etkileri olur. Evinizde balkonunuzda kendinize bir alan oluşturup imgeleme ve olumlamalarınızı burada yapabilirsiniz. Kış mevsiminde ise kısa bir süre camdan temiz hava aldıktan sonra çalışmalarınızı yapabilirsiniz.
Jüpiter terazi burcunda olduğu için açık yeşili tonları ve pembe tonları size şans getirecektir. İsteklerinizi bu renklerde kağıtlara yazabilir yada imgeleme çalışmaları yaparken üzerinizde bu renklerden giysiler bulundurabilirsiniz. Jüpiterin hava elementi bir burçta olması nedeniyle sitrin, turmalin, rodonit taşları ve doğu yönü size şans getirecektir.İsteklerinizle çalışırken istemek kadar harekete geçmenin de önemli olduğunu hatırlamanızı ve karşınıza çıkacak fırsatları iyi değerlendirmenizi öneririm.
AKREP: Eğer jüpiteriniz akrep burcunda ise çekim yasası ile çalışırken geceyi tercih edin ve özellikle çalışmalarınızı karanlık bir odada yapın. Bu şekilde yapacağınız çalışmalardan daha başarılı sonuçlar alma şansınız olacaktır. Ayrıca akrep su elementi bir burç olduğu için çalışmalarınızı yaparken bir kaç bardak su içmenizin de faydası olabilir.İmgelemelerinizi yaparken tek bir imaja odaklanmanızı öneririm. İstediğiniz şeye sahipmişsiniz şeklinde bir imge oluşturun ve bu imgeye mümkün olduğu kadar uzun süre odaklanın.
Olumlamalarınızda da istikrarlı çalışmanızın çok faydası olacaktır.
Koyu kırmızı ve şarap rengi size şans getiren renkler. İsteklerinizi bu renklerden kağıtlara yazabilir yada çekim yasası çalışmaları yaparken üzerinizde bu renkten objeler bulundurabilirsiniz. Jüpiter su elementi bir burçta olduğu için su resimleri, deniz kabukları, aynalar, ay taşı, evinizde balık beslemek su elementinin enerjisini kullanmanızı sağlayacak bazı alternatiflerdir.Amaçlarınıza ulaşmak için esnek olmanızı ve istediğiniz olmazsa bundan daha hayırlı bir şeyin size geleceğini baştan kabul etmeniz yapacağınız çalışmalardan daha verimli sonuçlar almanızı sağlayacaktır.
YAY: Jüpiteriniz yay burcunda ise çekişm yasasını kullanmak konusunda çok şanslısınız demektir. Jüpiter yay burcunda çok güçlüdür ve enerjisi yüksektir. Birşeyi gerçekten istemeniz ve olumlu düşünerek ona odaklanmanız çoğu zaman hayatınıza çekmeniz için yeterlidir. Ancak istikrarlı olmanız ve karar değiştirmeden isteklerinize odaklanmanız önemlidir.
İmgeleme ve olumlamalarınızı yaparken özellikle gülerek ve eğlenerek yapmanızı öneririm. İyi bir komedi filmi izleyin ve filme gülerken bir taraftan da olumlamalarınızı yapın. Size kendinizi çok iyi hissettiren bir ortamda bir anlık da olsa isteklerinizi imgeleyin. Arkadaşlarınızla eğlenirken bir taraftan da isteklerinize olumlu düşünceler gönderin. Jüpiteriniz ateş grubu bir burçta olduğu için imgeleme ve olumlamalarınızı yaparken mum yakmanın da olumlu etkileri olacaktır. Ayrıca olumlamalarınızı mor renkli bir kağıda yazabilirsiniz veya olumlama yaparken üzerinizde mor renkli giysiler bulundurabilirsiniz. Yine ametist taşını üzerinizde bulundurmanız da size şans getirebilir ve isteklerinizi hayatınıza daha kolay çekmenize yardım edebilir.
OĞLAK: Eğer isteklerinizi hayatınıza çekmek istiyorsanız olumlu bir bakış açısına sahip olmanız ve iyimserliğinizi korumanız çok önemli olacaktır. Makul ve hayatın zorluklarını kabul eder bir şekilde davranmak bazı açılardan sizin için uygun olabilir ancak bu düşünce şekli hayatınıza daha fazla zorluk çekmenize yol açabilir. Bu nedenle ” kolay” ve “mümkün” kelimelerini elinizden geldiği kadar fazla kullanın. Bu kelimeler günlük hayatta en fazla tercih ettiğiniz kelimeler olsun. Bu sizin çekim yasasınından daha hızlı ve rahat faydalanmanızı sağlayacak en önemli çalışma olacaktır. Bunun dışında jüpiteriniz toprak grubu bir burçta ve doğada zaman geçirmek size her zaman iyi gelecektir. Ormanlık bir alanda yürüyüş yaparken imgelemelerinizi ve olumlamalarınızı yaparsanız daha etkili sonuçlar alabilirsiniz. Eğer bunu yapamıyorsanız orman seslerinin kayıtlı olduğu bir CD alabilir ve bunu dinlerken çekim yasası çalışmalarınızı yapabilirsiniz.
Toprak renkleri,obsidyen, jasper, malakit gibi toprak elementini simgeleyen doğal taşlar, seramik objeler, toprak elementi ile bağlantılı olan kare ve dikdörtgen şekilleri sizin için şanslı olacaktır. İmgelemelerinizi ve olumlamalarınız yaparken nefti yeşil tonlarında giysiler giyebilirsiniz. Nefti yeşil ve toprak rengi sizin için şanslı olacaktır.
KOVA: Jüpiteriniz kova burcunda ve siz başka insanları da düşünen ve onlara yardım etmekten keyif alan birisiniz. Bu nedenle hayatınıza isteklerinizi çekerken başkalarının da faydasını düşünebilir ve bütünün iyiliğini önemseyebilirsiniz. Ancak kendi iyiliğinizi ve mutluluğunuzu da kesinlikle ihmal etmemelisiniz. Bu nedenle refah içinde ve harika bir yaşamı hak ettiğinizi kendinize sık sık hatırlatın. Nelerin sizi gerçekten mutlu edeceğini düşünürken sadece kendiniz için de bir şeyler isteyin ve bunlara da odaklanın. Çekim yasası ile çalışırken olumlamalarınıza ” hak ediyorum” kalıbını ekleyin. ” Zengin olmayı hak ediyorum” ” Başarılı olmayı hak ediyorum” gibi.
İmgelemelerinizi ve olumlamalarınızı açık havada yapmanızı öneririm. Oksijeni içinize çekerken yapacağınız olumlamalar çok daha etkili olacaktır. Ayrıca olumlamalarınızı yaparken gece mavisi renkte giysiler giymeniz yada bu renkte bir kağıda olumlamalarınızı yazmanız şans getirici olacaktır. Çekim yasası çalışmalarınızı yaparken üzerinize bir lapis lazuli taşının olmasını öneririm. Bu taş isteklerinizi daha kolay hayatınıza çekmenize yardım edecektir.
BALIK: Çekim yasası çalışmalarında son derece başarlı olma ve isteklerinizi hayatınıza kısa sürede çekme potansiyeline sahipsiniz. Özellikle sezgilerinizi kullanarak neye ihtiyacınız olduğuna kolaylıkla karar verme yeteneğiniz var bu nedenle isteklerinizi belirlerken sezgilerinizi daha fazla dinleyin. İmgeleme ve olumlamalarınızı suyun yakınında yada içinde yapmanızın çok faydası olacaktır. Duş alırken bile çok etkili bir şekilde isteklerinizi hayatınıza çekmek için çalışmalar yapabilirsiniz. Ayrıca uykuya dalmadan önce isteklerinize odaklanın ve istediğiniz şeyleri olmuş gibi imgeleyin. Uyku öncesi saatler çekim yasası çalışmalarınız için çok verimli olacaktır.
Ayrıca su sesi dinleyerek yapacağınız tüm meditasyonlarınızın çok daha etkili olduğunu göreceksiniz. Çekim yasası çalışmaları yaparken üzerinizde su yeşili renklerde giysiler bulundurabilirsiniz. Şans gezegeniniz su elementinden bir burçta ve su elementi sizin için şans getirici özelliklere sahip. Su resimleri, deniz kabukları, aynalar, inci taşı, evinizde balık beslemek su elementinin enerjisini kullanmanızı sağlayacak bazı alternatiflerdir.
JÜPİTER BURÇ TABLOSU
Jüpiter bur tablosunu ne yazık ki sadece ingilizce bulabildim. Yönlendirmelerime göre kolaylıkla kendi jüpiter burcunuzu bulabileceğinizi düşünüyorum.
REHBERİN KULLANIMI
Koç – Aries
Boğa – Taurus
İkizler – Gemini
Yengeç – Cancer
Aslan – Leo
Başak – Virgo
Terazi – Libra
Akrep – Scorpio
Yay – Sagittarius
Oğlak – Capricorn
Kova – Aquarius
Balık -Pisces
Listede aylar kısatma:
Jan: ocak
Feb : şubat
Mar : Mart
Apr : Nisan
May : Mayıs
Jun : Haziran
Jul : Temmuz
Aug : ağustos
Sep : Eylül
Oct : Ekim
Nov :Kasım
Dec :Aralık
Önce doğduğunuz yılı bulun. Daha sonra ingilizce ayların kısaltmalarına bakarak doğduğunuz tarihin yer aldığı sütünü bulun.
Örneğin; June 26, 1930 5:42 PM Jupiter enters Cancer
July 17, 1931 3:52 AM Jupiter enters Leo
bilgisine bakarsak jüpiter 26 haziran 1930 da öğlenden sonra ( PM) yengeç burcuna girmiş ve 17 temmuz 1931 saat sabah 3:52 (AM) ‘ye kadar yengeçte kalmış ve sonra aslana geçmiş. Bu zaman aralığında doğan bir kişinin jüpiter burcu yengeçtir. Eğer 1 ocak 1932 de doğmuş olsaydınız bu aralığa denk geleceği için şans burcunuz jüpiter olacaktı.
ÖNEMLİ BİLGİ: Listede eksik yoktur tüm tarihler verilmiştir. Lütfen açıklamayı okuyarak şans burcunuzu tespit ediniz. Özel olarak bana doğum tarihini sorup şans burcunu öğrenmek isteyenlere yanıt vermek için zaman bulamadığım için bu açıklamayı yapma gereği duydum.
June 26, 1930 5:42 PM Jupiter enters Cancer
July 17, 1931 3:52 AM Jupiter enters Leo
Aug 11, 1932 3:16 AM Jupiter enters Virgo
Sep 10, 1933 1:11 AM Jupiter enters Libra
Oct 11, 1934 -1:55 AM Jupiter enters Scorpio
Nov 8, 1935 9:56 PM Jupiter enters Sagittarius
Dec 2, 1936 3:39 AM Jupiter enters Capricorn
Dec 19, 1937 11:06 PM Jupiter enters Aquarius
May 14, 1938 3:46 AM Jupiter enters Pisces
July 29, 1938 11:01 PM Jupiter Rx enters Aquarius
Dec 29, 1938 1:34 PM Jupiter enters Pisces
May 11, 1939 10:08 AM Jupiter enters Aries
Oct 29, 1939 7:44 PM Jupiter Rx enters Pisces
Dec 20, 1939 12:03 PM Jupiter enters Aries
May 16, 1940 3:54 AM Jupiter enters Taurus
May 26, 1941 8:48 AM Jupiter enters Gemini
June 10, 1942 6:36 AM Jupiter enters Cancer
June 30, 1943 5:46 PM Jupiter enters Leo
July 25, 1944 9:04 PM Jupiter enters Virgo
Aug 25, 1945 2:06 AM Jupiter enters Libra
Sep 25, 1946 6:19 AM Jupiter enters Scorpio
Oct 23, 1947 10:00 PM Jupiter enters Sagittarius
Nov 15, 1948 5:38 AM Jupiter enters Capricorn
Apr 12, 1949 2:18 PM Jupiter enters Aquarius
June 27, 1949 2:29 PM Jupiter Rx enters Capricorn
Nov 30, 1949 3:08 PM Jupiter enters Aquarius
Apr 15, 1950 3:58 AM Jupiter enters Pisces
Sep 14, 1950 10:23 PM Jupiter Rx enters Aquarius
Dec 1, 1950 2:57 PM Jupiter enters Pisces
Apr 21, 1951 9:57 AM Jupiter enters Aries
Apr 28, 1952 4:50 PM Jupiter enters Taurus
May 9, 1953 11:33 AM Jupiter enters Gemini
May 24, 1954 12:43 AM Jupiter enters Cancer
June 12, 1955 8:07 PM Jupiter enters Leo
Nov 17, 1955 -1:01 AM Jupiter enters Virgo
Jan 17, 1956 9:04 PM Jupiter Rx enters Leo
July 7, 1956 3:01 PM Jupiter enters Virgo
Dec 12, 1956 9:17 PM Jupiter enters Libra
Feb 19, 1957 10:37 AM Jupiter Rx enters Virgo
Aug 6, 1957 10:11 PM Jupiter enters Libra
Jan 13, 1958 7:52 AM Jupiter enters Scorpio
Mar 20, 1958 2:13 PM Jupiter Rx enters Libra
Sep 7, 1958 4:52 AM Jupiter enters Scorpio
Feb 10, 1959 8:46 AM Jupiter enters Sagittarius
Apr 24, 1959 9:10 AM Jupiter Rx enters Scorpio
Oct 5, 1959 10:40 AM Jupiter enters Sagittarius
Mar 1, 1960 8:10 AM Jupiter enters Capricorn
June 9, 1960 9:52 PM Jupiter Rx enters Sagittarius
Oct 25, 1960 11:01 PM Jupiter enters Capricorn
Mar 15, 1961 3:01 AM Jupiter enters Aquarius
Aug 12, 1961 4:54 AM Jupiter Rx enters Capricorn
Nov 3, 1961 9:49 PM Jupiter enters Aquarius
Mar 25, 1962 5:07 PM Jupiter enters Pisces
Apr 3, 1963 10:19 PM Jupiter enters Aries
Apr 12, 1964 1:52 AM Jupiter enters Taurus
Apr 22, 1965 9:32 AM Jupiter enters Gemini
Sep 21, 1965 -1:40 AM Jupiter enters Cancer
Nov 16, 1965 10:08 PM Jupiter Rx enters Gemini
May 5, 1966 10:52 AM Jupiter enters Cancer
Sep 27, 1966 9:19 AM Jupiter enters Leo
Jan 15, 1967 10:50 PM Jupiter Rx enters Cancer
May 23, 1967 4:21 AM Jupiter enters Leo
Oct 19, 1967 6:51 AM Jupiter enters Virgo
Feb 26, 1968 10:33 PM Jupiter Rx enters Leo
June 15, 1968 10:44 AM Jupiter enters Virgo
Nov 15, 1968 5:44 PM Jupiter enters Libra
Mar 30, 1969 4:36 PM Jupiter Rx enters Virgo
July 15, 1969 9:30 AM Jupiter enters Libra
Dec 16, 1969 10:55 AM Jupiter enters Scorpio
Apr 30, 1970 2:43 AM Jupiter Rx enters Libra
Aug 15, 1970 1:58 PM Jupiter enters Scorpio
Jan 14, 1971 3:49 AM Jupiter enters Sagittarius
June 4, 1971 10:12 PM Jupiter Rx enters Scorpio
Sep 11, 1971 11:33 AM Jupiter enters Sagittarius
Feb 6, 1972 2:37 PM Jupiter enters Capricorn
July 24, 1972 12:42 PM Jupiter Rx enters Sagittarius
Sep 25, 1972 2:20 PM Jupiter enters Capricorn
Feb 23, 1973 4:28 AM Jupiter enters Aquarius
Mar 8, 1974 6:11 AM Jupiter enters Pisces
Mar 18, 1975 11:47 AM Jupiter enters Aries
Mar 26, 1976 5:25 AM Jupiter enters Taurus
Aug 23, 1976 6:24 AM Jupiter enters Gemini
Oct 16, 1976 4:24 PM Jupiter Rx enters Taurus
Apr 3, 1977 10:42 AM Jupiter enters Gemini
Aug 20, 1977 8:43 AM Jupiter enters Cancer
Dec 30, 1977 6:50 PM Jupiter Rx enters Gemini
Apr 11, 1978 7:12 PM Jupiter enters Cancer
Sep 5, 1978 4:31 AM Jupiter enters Leo
Feb 28, 1979 6:35 PM Jupiter Rx enters Cancer
Apr 20, 1979 3:30 AM Jupiter enters Leo
Sep 29, 1979 6:23 AM Jupiter enters Virgo
Oct 27, 1980 5:10 AM Jupiter enters Libra
Nov 26, 1981 9:19 PM Jupiter enters Scorpio
Dec 25, 1982 8:57 PM Jupiter enters Sagittarius
Jan 19, 1984 10:04 AM Jupiter enters Capricorn
Feb 6, 1985 10:35 AM Jupiter enters Aquarius
Feb 20, 1986 11:05 AM Jupiter enters Pisces
Mar 2, 1987 1:41 PM Jupiter enters Aries
Mar 8, 1988 10:44 AM Jupiter enters Taurus
July 21, 1988 8:00 PM Jupiter enters Gemini
Nov 30, 1988 3:53 PM Jupiter Rx enters Taurus
Mar 10, 1989 10:26 PM Jupiter enters Gemini
July 30, 1989 7:50 PM Jupiter enters Cancer
Aug 18, 1990 3:30 AM Jupiter enters Leo
Sep 12, 1991 2:00 AM Jupiter enters Virgo
Oct 10, 1992 9:26 AM Jupiter enters Libra
Nov 10, 1993 3:15 AM Jupiter enters Scorpio
Dec 9, 1994 5:54 AM Jupiter enters Sagittarius
Jan 3, 1996 2:22 AM Jupiter enters Capricorn
Jan 21, 1997 10:13 AM Jupiter enters Aquarius
Feb 4, 1998 5:52 AM Jupiter enters Pisces
Feb 12, 1999 8:23 PM Jupiter enters Aries
June 28, 1999 5:29 AM Jupiter enters Taurus
Oct 23, 1999 1:48 AM Jupiter Rx enters Aries
Feb 14, 2000 4:40 PM Jupiter enters Taurus
June 30, 2000 3:35 AM Jupiter enters Gemini
July 12, 2001 8:03 PM Jupiter enters Cancer
Aug 1, 2002 1:20 PM Jupiter enters Leo
Aug 27, 2003 5:26 AM Jupiter enters Virgo
Sep 24, 2004 11:23 PM Jupiter enters Libra
Oct 25, 2005 10:51 PM Jupiter enters Scorpio
Nov 24, 2006 -1:43 AM Jupiter enters Sagittarius
Dec 18, 2007 3:11 PM Jupiter enters Capricorn
Jan 5, 2009 10:41 AM Jupiter enters Aquarius
Jan 17, 2010 9:10 PM Jupiter enters Pisces
June 6, 2010 2:27 AM Jupiter enters Aries
Sep 9, 2010 12:49 AM Jupiter Rx enters Pisces
Blogdaki tüm yazılar Berna Özcan Demir tarafından yazılmıştır. Lütfen blogdan aldığınız yazılarda kaynak gösteriniz.
Alıntıdır
Devamını Oku »

23 Şubat 2013 Cumartesi

Astro Enerji Grubu İçin

 ENERJİ TOPU NASIL YAPILIR?

1- Bir parmağınızla diğer elinizin avuç içi ayasına birkaç kere spiral çizin.

2- Daha sonra ellerinizi birbirine çok yakın ama sanki içinde küçük bir top varmış gibi tutun.

3- Ellerinizin içinde küçük bir top imgeleyin ve tepenizden akan bir enerji ile bu topun büyüdüğünü imgelemeye başlayın. Bu arada ellerinizin arasındaki topu sanki yuvarlıyormuş gibi ellerinizi hareket ettirin.

4- Şimdi geliyoruz işin en önemli noktasına. Enerji topunuzu ihtiyacınız olan gezegenin enerjisi ile dolduracaksınız.  Hangisi ile dolduracaksanız bu gezegeni imgeleyin ve verdiğim renkte enerjinin tepenizden akarak ellerinizdeki enerji topuna dolduğunuzu imgeleyin. Ellerinizden enerji akarken bir taraftan da enerji topunuz büyüyor. Ancak bu aşamada acele etmeyin, top yavaş büyüyecek. Siz enerjinin akışına odaklanın.

6- Topunuzu istediğiniz kadar büyütebilirsiniz ancak benim önerim çapının 15 cm civarında olmasıdır. Bu arada topu ve içindeki enerjiyi imgelemeye devam edin. Topun hazır olduğunu anlamak için ellerinizi hafifçe birbirine yaklaştırın. Eğer enerji topunuz hazırsa ellerinizi birbirine yaklaştırırken sanki arasında bir şey varmış duygusu yaşayabilirsiniz. Kişiden kişiye enerji topunu enerji ile yükleme süresi değişse de ortalama olarak 8-10 dakikada bir enerji topu yapabilirsiniz.

7- Enerji topunuz hazır olunca artık programlama aşamasına geçeceksiniz. Programlama için sesli olarak “ Enerji topum seni …… için programlıyorum, şimdi git ve görevini yerine getir” deyin. Bu kısmını ben günlük çalışmalarda vereceğim.

8- Daha sonra enerji topunuzu evrene doğru fırlatın. Burada topu gerçekten fırlatıyormuş gibi fiziksel olarak hareket etmeniz uygundur.

GEZEGENLERİN ENERJİ RENKLERİ

Güneş: Sarı

Ay: Gümüş

Merkür: Açık mavi veya turuncu

Venüs: Pembe – yeşil

Mars: Parlak kırmızı

Satürn: Koyu kahve

Jüpiter: Çivit mavisi – ( gece mavisi)

Uranüs: Mor

Neptün: Beyaz

Plüton: Kan kırmızısı yada siyah

ÖRNEĞİN;

O gün merkür enerjisi ile çalışacaksak öncelikle merkürü imgeleyeceğiz ve merkürden gelen mavi ışıkla enerji topumuzu dolduracağız. Daha sonra vereceğim programı girerek evrene göndereceğiz.

Uygulama yaptıkça bu konuda daha iyi olacağınızı düşünüyorum. Facebook grubumuzun herkese faydalı olmasını seçiyorum. Grubun adres: 

http://www.facebook.com/AstroEnerji

Alıntıdır

Devamını Oku »

21 Şubat 2013 Perşembe

Çocuk Psikoloğu Ankara

Çocuk psikolojisi ve gelişimi bireyin doğum öncesinden itibaren ergenliğin sonuna kadar olan tüm gelişim dönemleri ile ilgilidir. Gelişme ve büyüme çoğunlukla karıştırılmasına ve birbirinin yerine kullanılmasına rağmen aynı şey değildir. Büyüme fiziksel değişiklikleri içerirken; gelişme, düzenli ve uyumlu bir ilerlemeyi anlatmaktadır.

Çocukluk dönemi sağlıklı kişiliğin temellerinin atıldığı bir dönemdir. Bu dönem Ankara’da birçocuk psikoloğundan yardım almak isterseniz hiç çekinmeden bizleri arayabilirsiniz.

Bu Yazıyı Beğendiyseniz,Arkadaşlarınızla Paylaşabilirsiniz !

kaynak

Devamını Oku »

19 Şubat 2013 Salı

İşyerinde Zorbalığa Maruz Kalma ve Çözüm Önerileri

Şiddet ve zorbalık sadece çocuklukta yaşanmıyor. Modern hayatın olmazsa olmazı iş yerlerinde, yetişkinler de şiddete ve zorbalığa maruz kalıyor. Bu, iki kişi arasında yaşanabileceği gibi bir grup tarafından uygulanabilir.

Çocukken okul günleriniz zor geçmiş olabilir. Ya da bir arkadaşınızın yaşadıklarına tanık olmuşsunuzdur. Çocuklar arasında okul yıllarında kabadayılık, zorbalık sık rastlanılan bir durum. Ancak bazılarımız için bu süreç yetişkinlik döneminde de sürebiliyor hem de iş yaşantısının tam da içinde. Üstelik gösterişli cam binalarda ya da sapa bir sokaktaki beşinci kat ofiste olmak da far etmiyor; memur olmak fark etmediği gibi.

Manchester Üniversitesi’nin İngiltere’de yaptığı araştırmanın sonuçları oldukça karamsarken, ülkemizde yaşanan tablonun karanlığı daha da kaygı verici olsa gerek.

İşyerinde Zorbalık / Şiddet

İki kişi arasında yaşanabileceği gibi bir grup tarafından uygulanabilir.

Örtük ya da aleni olabilir.

Her türlü sözlü ya da fiziksel taciz ya da şiddet olabilir.

Sürekli olabilir ya da belli durumlarda ortaya çıkabilir.

Yazılı olabilir, telefonla gerçekleşebilir, e-mail üzerinden olabilir. Yüz yüze yaşanması şart değil.

Nasıl Tanımlanır?

Bir kişinin sözlü ya da fiziksel hakarete, tacize, şiddete uğraması olarak ortaya çıkar. Eğer,

Size sürekli sataşılıyorsa,

Çalışma arkadaşlarınızın önünde küçük düşürülüyorsanız,

Başkalarının hataları yüzünden suçlanıyorsanız,

Gerçekleşmesi mümkün olmayan sürelerde iş teslimi bekleniyorsa, haksız iş yükü altına sokuluyorsanız,

Eğitim, motivasyon toplantıları gibi imkanlardan faydalanmanız engelleniyorsa,

Görüşleriniz, yorumlarınız sürekli engelleniyorsa,

Size sürekli bağırılıyorsa, hedef haline getiriliyorsanız,

Haksız muamele görüyorsanız,

çalıştığınız yerde şiddete uğruyorsunuz, zorbalık altındasınız demektir.

Taciz ve Zorbalık / Şiddet Farklıdır

Taciz, kimlik, cinsiyet, annelik, yaş, medeni durum, hamilelik, ırk, din, inanç, özürlülük gibi durumlarda ortaya çıkabilmektedir. Ancak zorbalık ve şiddet bu gerekçelerin hiç biri olmadan, özel bir neden olmaksızın ortaya çıkan bir süreçtir.

Fiziksel Etkileri

Anksiyete, baş ağrısı, bulantı, ülser, uykusuzluk, deri döküntüleri, sindirim sistemi bozuklukları, yüksek kan basıncı, ağlama, özgüven kaybı, böbrek ve ciğer gibi organlarda bozukluk, intihar düşünceleri.

Bu hastalıkların hiç biri görülmese dahi yüksek stres ve zararlı etkileri en temel olumsuz etkilerden biridir.

İşveren için insan kaynağı kaybı oldukça yüksektir. Bu konuda düzgün bir gözlem, sağduyu, önlem alınması gerekmektedir.

Ne Yapmalıyım?

Size zorbalık eden, şiddet uygulayan kişiyle konuşun. Bu bir yüzleşmedir. Özgüvenli, kibar, açık ve net, özellikle sakin / soğuk kanlı bir şekilde onun ne yaptığını tanımlayın, farkındalığınızı ortaya koyun. Sorunlardan kaçmayın, bu çok önemli. İçe kapanıp süreci derinleştirmeyin.

Eğer aklı başında, sağlam bir yöneticiniz varsa ve tüm bunları o uygulamıyorsa, onunla konuşabilirsiniz.

Bir günlük tutun. Bu sizi tüm süreci görmeye hazırlayacaktır. Bu şekilde yüzleşmeniz daha kolay olacaktır. Neye uğradığınızı okuyarak gördüğünüzde, süreçle daha kolay başa çıkabilirsiniz.

Kimse sizden üstün değil. Herkes çalışıyor ve bazılarının kendi güçsüzlüklerini bastırmak için size yüklenmesini, tatmin olamayan yönlerini bu şekilde tatmin etmeye çalışmalarına izin vermeyin.

Eğer siz de iş yerinde haksızlığa uğruyorsanız, şiddet görüyorsanız yakın zamanda uzunca bir tatil var; neden sakince düşünüp özgüveninizi toplayarak bu sorunu çözmeyesiniz.

Şimdi harekete geçin!

kaynak: psikoloji.com.tr

Bu Yazıyı Beğendiyseniz,Arkadaşlarınızla Paylaşabilirsiniz !

kaynak

Devamını Oku »

17 Şubat 2013 Pazar

Renklerin Psikolojisi

Tarih boyunca insanlar renklerin insan psikolojisine ve yaşamlarına olan etkisi merak etmişlerdir. Özellikle Uzakdoğu’da bir tür terapi olarak kullanılan renklerin etkisi bugün birçok alanda kullanılmaktadır.

Özellikle kamusal alanlarda dikkat çeken ve insan psikolojisini etkileyen kimi renkler içe kapanıklık yaparken kimi renklerin enerji veren etkisi renklerin önemini bir kez daha gündeme getiriyor.

   Renkler insan psikolojisini yakından etkileyen faktörlerdir. Tarih boyunca doğudan batıya her alanda renklerin önemi ve insan psikolojisi üzerine durulmuş, sanatçılar eserlerine renklerin etkilerini göz önüne alarak yaparken kamusal alanlarda da bu etki göz önüne alınarak tasarımlar yapılmıştır. Özellikle ateş kırmızısı kızgınlık anlamına gelir ve kırmızı renk insanda gerilim uyandıran bir renktir. Bu hayvanlarda da böyledir. Örnegin boğalar ve yırtıcı hayvanlarda  kırmızı renk saldırma dürtüsünü kamçılar. Mesela yeşil renk özellikle islam dininde çok makbuldur. Yeşil, cenneti ve güzelliği temsil eder. kırmızı ise ateşi ve cezaları temsil eder. Diğer musevi dinlerde de yeşile ve açık maviye karşi bir yönelim dikkati çeker. İbadethanelerin seramik ve vitray işlemelerinde ağırlıklı olarak bu renkler göze çarpar.

Renklerin insan davranışını, yönelimlerini  ve psikolojisini önemli ölçüde etkilediği bugün kesinleşmiştir. Kanada’da yapılan bir araştırmada ögrencilerin başarı grafiklerinin basit renk değişimleri ile yükseltilebileceği gösterilmiştir. Aynı araştırma da davranış bozukluğu gösteren bazı ögrencilerin, sınıfların farklı renklere boyanması ile düzelme gösterdikleri belirlenmiştir.

Aslında gözümüze gelen  görüntü iki çesit görme hücresi aracılığı ile taranır. Silindir veya çomak şeklinde olanlar ışığı, koni şeklinde olanlar ise rengi algılar. Gözümüzde 7 milyon konik ve 100 milyon kadar silindirik hücre vardır. Renge duyarlı konik hücreler ağ tabakasının ortasında ışığa duyarlı silindirik hücreler ise kenarında daha yoğundur..

Görme merkezleri,her iki beyinin arka bölümlerinde yer alır. Renkler önce bu oksipital loblardaki merkezlerde analiz edilir.Sonra karmaşik bir işlemle derin beyin yapılarındaki imbik merkezlerle iletişim başlar. Bu araştırmalar kapsamında bakıldığında insanların en çok mavi rengi sevdiklerini bunu kırmızı ve yeşilin takip ettiğini göstermektedir. Erkekler yeşil deniz mavisi turuncu ve koyu mor renkleri tercih ederken kadınlar firuze yeşili açık mavi pembe gibi açık-uçuk renkleri çocuklar ise mavi kırmızı yeşil sarı ve turuncu gibi canlı renkleri daha çok sevmektedirler.

Mavi;  yalnızlığı, üzüntüyü, depresyonu, bilgeligi, guveni ve sadakati simgeler.   Sinir hastalıkları kliniklerinde kesinlikle mavi renkten özellikle koyu maviden kaçınılmalıdır. Psikologların hasta görüşmelerinde mavi renkli giysiler asla giymemelidirler. İş gorusmelerine mavi giyerek gitmek kararlılığı ve bağlılığı ifade eder. İş görüşmelerine giden kişilerin kostümlerinde mavi rengi tercih etmeleri işe kabul edilmelerini sağlayabilir.Dolayısıyla mavi en populer renklerden biri olmasına rağmen yiyeceklerle ilgili konularda mavi kullanılıldığında dikkatli olmak gerekir. Çünkü mavi doğal bir iştah kapatıcıdır ve bazı durumlarda itici etki yaratabildiğinden kilo almak isteyenlerin mavi renkten uzak durmaları gerekir.Kilo problemi olanların evlerini maviye boyamaları, onların zayıflamalarına neden olabilir. Bu nedenle kilo problemi olanların, özellikle yemek odalarını ve mutfaklarını mavi renge boyatmaları gerekmektedir.Aynı şekilde müşterilerinin daha fazla yemek yemesini arzu eden restoran işletmecileri ise mavi renkten kaçınmaları gerekir.

Mavi ve açık mavi boyanmış ortamlar, verimliliği ve performansı arttırır. Arastirmalar gosteriyor ki, ogrenciler mavi odalarda daha yuksek notlar almakta ve halterciler daha ağır yükleri kaldirabilmektedir. Ayrıca insanlar mavi renkle yazılmış yazıları  daha fazla akılda tutabilmektedirler.Bu sebeplerden dolayı çalisma odalarını mavi renge boyatmak lazımdır. Çalişirken akılda kalması gereken notların altını kalın mavi kalemle çizmek okunan şeylerin akılda kalmasını kolaylaştırır. Dünya da neden mavi renkli kalemlerin tercih edildiğini sanırım bir çok kimse düşünmemiştir.Mavi kalemle yazılan yazılar hafıza da daha çabuk ve kalıcı olarak yer almaktadır. Açık mavi  renk ise koyu mavinin tersine rahatlatıcıdır. Mavi ve beyaz renkler hüzün verirken, açık mavi ve yeşil tonları ile pembe renkler teskin edici ve huzur verici etki gösterirler.

Mavi rengi tercih edenlerin kişilik analizlerinde bu kişilerin toleranslı, hoş görülü, anlaşma yanlısı olduklarını ve huzuru aradıklarını görmekteyiz. Çevreleri ve kendileri ile barışıktırlar. Az ile yetinirler, sabırlı ve metanetlidirler. Ayrıca çok fedakardırlar. Aileleri ve arkadaşları için oldukça özverili olmaları bazen suistimallere sebebiyet verebileceğinden dikkatli olmalıdırlar. Mavi renge düşkün olanlarla en ideal arkadaşlıklar ve dostluklar kurulabilir.

 Kırmızı; sıcak, ateş, kan, şehvet, ask, samimiyet, güc, heyecan ve agresiflik gibi kavramları simgeler. Kan basıncını  ve solunumu hızlandırabilir. insanlari çabuk karar almaya ve beklentileri arttırmaya teşvik edici bir etkisi vardır.

Kırmızı, dikkat çekici bir renktir. Kırmızı renkteki kelimeler ve objeler insanlarin dikkatini hemen çeker. Dekorasyon ve dizayn yaparken kırmızı cisimlerin mükemmel olması onemlidir. Çünkü insanlar bu objeleri hemen farkedecektir.

Arabalar konusunda kırmızı renk ile hırsızlık  oranı arasında pozitif bir korelasyon vardır. Yapılan araştırmalar en çok kırmızı renkli arabaların çalindigini göstermektedir.

Kırmızı, duygusal yoğunluğu arttıran ve çostuan bir renktir. Kırmızı kıyafetler insana özgür enerjik  bir hareket moduna sokabilir. Kendini kontrol etmekte zorluk çekenlerin kırmızı renkten uzak durmalarını tavsiye ederiz. Kırmızı, hakimiyet kuran bir renktir. Zemin olarak degil, vurgu yapmak icin kullanılmalıdır.  Kırmızı renk insanlarin zamanı unutmasına yol açar. İşte bu yüzden barlarda ve gazinolarda kırmızı renge ağırlık verilir. Kırmızı renk kan rengidir asırlar boyu tehlikenin ve tahribatın simgesi olmuştur. Trafik ışıklarında ‘dur’ sinyali olarak kullanılmasının nedeni de budur. Ameliyathanelerde bulaşan kan rengini belli etmeyeceği için mantıken kırmızı giysi kullanılması gerekirken teskin edici mavi ve yeşil renkler tercih edilir.

Kırmızı rengi tercih edenlerin kişilik analizlerinde, bu kişilerin güç ve iktidara düşkün olduklarını görürüz.  Gücüne güvenir. Çünkü kırmızı güçtür, iktidardır. Kapasitesi ve gücünü dengeli kullanır. Ayrıca gücünü yetenekleri doğrultusunda kullanmasıyla tanınır. Bu kişiler aktif, atılgan, girişken olup kazanmayı ve elde etmeyi sever. Belirleyici ve yönlendiricidir. Arzuludur, iştahlıdır, hırslıdır. Bir çok şeye açlık tarzında arzuludur. Etken ve etkilidir. Reaksiyonerdir. Duygularını anlatırken tepkiseldir. Liderlik ve önderlik özellikleri toplumca hemen fark edilir. Coşkulu olup bazen abartılardan hoşlanır.

SARI, parlak limon sarısı gözü en çok yoran renktir. Aynı zamanda sarı renk metabolizmayi hızlandırır. Odayı parlak sarıya boyarsanız  bebeklerin ağlamasına ve erişkinlerin  sinirlenmelerine yol açarsınız . Ayrıca sarı sayfalı not defteri ve bilgisayar ekranında sarı renkli arka fon pek iyi bir fikir degildir. Beyninizi ve gözlerinizi yorar.  Sarı, az miktarlarda kullanIlanıldığında parlaklık  ve sıcaklık hissi verir.  Şakacılığı aydınlığı  samimiyeti ve hayata karşi rahat bir tutumu simgeler. Tıpkı güneşli bir gün gibi davet edicidir. Sarı,  güneş ışığı gibidir, kendinizi iyi hissetmek için orda olmasını istersiniz ama gözünüzün içine girmesini istemezsiniz. Soluk sarı söz konusu olduğunda,  çürümeyi, hastalığı, kıskançlığı ve hilekarlığı simgeler.  Dolayısıyla sarı söz konusu olduğunda seçilen tonlar oldukça önemlidir.

Sarı rengi tercih edenlerin kişilik analizinde;  bu kişiler özgür ve bağımsız olmayı severler. Değişkenlikten hoşlanırlar. Çapkin ve şipsevdi bir yapı gösterebilirler. Günübirlik, dolu dolu yaşamaya bayılırlar. Hayat doludurlar. Çevrelerine enerji saçarlar. Yaşamlarında bir terslikle karşilaştıklarında hemen yeni bir ritme girerler. Bu kişilerin ikna kabiliyetleri üst düzeydedir. Entellektüel olma, yöneticilik, hırs ve iddia onun temel ögeleridir. Ne var ki sarıda ki özelliklerin abartılması halinde ya da sarının fazlalığında kendisiyle ve toplumla ilgili sorumsuzlukları çekilmez hale gelir. Onun toplumda zaten güçlükle dengelenen özgürlük anlayışı uçukluğa doğru dönüşebilir.

YEŞİL

Pek cok kavramla ilişkili olarak karşimıza çikar, bunların içinde en güçlüsü  ve evrensel olanı doğadır. Buna bağlı olarak ayrıca yaşamı, gençliği, yenilenmeyi, ümitleri ve dinçliği  simgeler. Bazı kültürlerde orta yaşlardaki gelinler, doğurganlığı simgelemesi icin yeşil giyer. Yeşil, gözler için en rahat renktir ve görme gücünü arttırır. Sakinlestiricidir ve sinir sistemi üzerinde doğal bir etki yapar. Televizyona çikmadan önce insanların yeşil renkli odalara alınmaları onların heyecanlarını yatıştırabilir. Yeşil aynı zamanda hastanelerde de popüler bir renktir. Çünkü hastaların rahatlamasını sağlar.

Yesil, rengin farkli tonlari farkli mesajlar iletir.

Koyu Yeşil: Soğukluk, erkeksilik, tutuculuk ve zenginlik kavramlarını ifade eder.

Zümrüt Yeşili: Ölümsüzlük.

Zeytin yeşili: Barış

Sarımsı yeşil: Tuketicilerin en son tercih ettiği renktir.

Yesil, ayni zamanda Amerikan kültüründe parayi simgeler.

Yeşil rengi tercih edenlerin kişilik analizinde; bu kişilerin kendilerine değer verme duygularının çok fazla olduğu görülür. Doğru bildiğinde ısrarcıdırlar. Fikrinden ödün vermez. Doğrucu davuttur. Kovalayıcı ve takipcidir. Otoritesi ve inandırıcılığı ile  çevresindekileri etkilemeyi başarır. Bazen abartıya kaçarak megaloman küstah bir kişilik sergileyebilirler.

  SİYAH

Tartışmalı bir renktir. Bir taraftan karanlık güçler, suç ve kötülük ile düşünülürken  diğer taraftan sadakat, sebat, dayanıklılık, ihtiyat, bilgelik ve güvenilirlik ile ilişkilendirilir. Bir tarafta yönetim ve güç anlamına gelirken diğer taraftan acı, keder ve yas anlamına gelir. Siyah, pek çok insan için kıyafet rengidir. Bazıları  siyahı güçlü  ve ciddi görünmek icin kullanır. Bazıları ise daha zayıf gösterdiği için tercih eder.

 BEYAZ

Saflığı, temizliği ve masumiyeti simgeler. Pek çok kültürde gelinler beyaz giyer.  Ayrıca temizligi simgeler. Bu yüzden doktorlar, hemsireler ve labaratuvar teknisyenleri steril olmak icin beyaz giyerler. Beyaz, ışığı yansıtır ve ortamı serin tutar.  Dolayısıyla yaz ayının  kıyafet rengidir. Genel olarak serin ve canlandıran bir his verir.

   MOR

Asaletin rengidir. Lüks hayat, zenginlik ve zarafeti simgeler. Aynı zamanda romantizmin, duygusallığın ve tutkunun rengidir. Bazı insanlar mor rengi, goşterişli havasından dolayı dekorasyonda kullanmayı sever. Bazıları  ise suni bir renk olarak algılar.

KAHVERENGİ

Toprağın ve ahşabın rengidir. Sağlam ve güvenilir bir his verir. Kahverengi dogal, rahat ve açık bir atmosfer yaratmayiı sağlar.Duraganlık, güçlülük, olgunluk ve guvenilirlik mesajları iletir.Kahverengi, genelde erkeklerin favori rengidir.

PEMBE

Romantik ve narin bir renktir. Aynı zamanda sakinlestirici bir etkisi vardır.  Araştırmalar gosteriyor ki, pembe insanları sakinleştirmekte ve kalpleri yumuşatmaktadır.

Bir hapishane de kapı ve pencere demirleri pembeye boyandığında  mahkumların agresif davranışlarının kaybolduğu müşahede edilmiştir.  Pembe renkli bir odada, insan sinirlenmek istese bile başarılı olamaz.  Pembe enerjiyi çeken sakinleştirici bir rol oynar. Ancak maalesef pembe rengin teskin edici etkileri bazen kısa süreli olabilmektedir.

Dr. Mehmet Yavuz
Nöropsikiyatr


kaynak

Devamını Oku »

16 Şubat 2013 Cumartesi

Terk Edilmek İnsanı Olgunlaştırır mı?


İnsanların yaşamları boyunca geçirdiği mutlu ve mutsuz anlar vardır. ancak bazen öyle zamanları olur ki dibe vurduğunu ve bir daha hiç yukarı çıkamayacağını zanneder. insan terk edildiğinde de bu…

Elbette terk edilmenin de çeşitleri vardır. İnsan çalışanı tarafından, işvereni tarafından veya sevgilisi tarafından terkedilebilir. Bu gün bizim üzerinde duracağımız bölümse sevdiğiniz birisi tarafından terk edilmek.

Okumuş olanlar hatırlayacaklardır. Önceki yazılarımdan birinde sizlerle aşkın evrelerini paylaşmış ve toplam 3 ana bölümden oluştuğundan söz etmiştim. Aşkın doğası gereği biteceğini, ayrılığın bir gün şu veya bu şekilde kapıyı çalacağını ifade etmiştim.

Sonrasında “Kimdi giden, kimdi kalan, giden mi suçludur her zaman?” Hatırlar mısınız Murathan Mungan’ın ‘Terk eden’ şiirindeki bu sözleri? İnsanı nasıl düşünmeye sevk eder…

Dışarıdan bakıldığında aşk normal rutininde seyrediyor. Giriş, gelişme ve sonuç bölümüyle beraberde sürecini tamamlıyor. Ancak final kısmında insanın canı o kadar yanıyor ki mantıklı düşünmek pek mümkün olmuyor.

Terk edilmenin acısını yaşarken her ne kadar hayatın gerçeklerinden uzaklaşacak duruma gelsek de ruh sağlığımızın bozulmaması adına bazı şeyleri aklımızda tutmaya çalışmakta fayda var diye düşünüyorum. Paylaşmak istediğim birkaç tanesini yazıyorum, çoğaltan olur ve bizimle de paylaşırsanız ne mutlu bize.

1. Hiç kimse hayatta terk edilmeyeceğine dair garanti verebilecek durumda değildir.
Terk edilmek her an herkesin başına gelebilecek bir olgu olup, terk edilen ne son kişisiniz ne de ilk.

2. Güzel bir duygu değildir, canımızı çok yakar. Hatta zaman zaman terk eden insan sevilmese dahi, durum onursal bir sorun olarak algılandığından bu kez de yitirildiği düşünülen onur ile de uğraşmak durumunda kalınır. Ama bilin ki hiçbir acı devamlı aynı hız ve keskinlikte kalamaz. Birkaç gün veya birkaç ay sonra tamamen bitecek, ama mutlaka günden güne zayıflayarak gücünü yitirecektir.

Zaman öyle güzel bir ilaç ki, kalbin tüm yaralarını iyileştirebilecek denli güçlü.. Sadece yoğunluğuna bağlı olarak süre kimimizde biraz daha uzun olabilir. Süreyi kısaltabilmekse yine bizlerin elinde.

Dilerseniz mantıklı davranıp güçlü hareket etmeye çalışır ve bir an evvel zamanın kalbinizin yaralarını sarmasına yardımcı olursunuz. İstememek gibi bir seçeneğinizde olduğunu düşünelim. Ben acılarımla mutluyum diyorsanız, parmağınızı bile kıpırdatmadan oturursunuz. Ancak bunu yaptığınız zaman dahi zaman onu sizin adınıza size unutturacaktır.

3. Unutulmaması gereken en önemli şeylerden bir tanesi terk edilmenin değerli veya değersiz olmak ile herhangi bir matematiksel ilişkisinin olmadığıdır.Kaynakwh:

Siz değersiz olduğunuzdan terk edilmediniz. Ya da tam tersi karşınızdaki insan değersiz birisi olduğu için sizi terk edip gitmedi. Aşık bir insanın gözünde değer veya değersizlik diye bir ölçü yoktur. Aşkı bitmiş kişinin de bunun dışında düşünecek şeyleri vardır. Giden içinde kolay değildir ‘Ben gidiyorum’ diyebilmek.

Evreler demiştik değil mi? Hani aşkın evreleri vardı. Sonuç olarak giden 3. ve son evreyi sizden önce tamamlamıştır. Burada bizim payımıza düşen bir an evvel üçüncü evreyi tamamlayıp bitirmek adına harekete geçebilmeyi başarmaktır.

4. Yaşınız ve konumunuz ne olursa olsun istediğiniz taktirde yeni aşklara yelken açmak gibi bir hakkınız da var. Tıpkı Amerika’yı benim keşfetmediğim gibi, bunu da ilk keşfeden ben değilim. Ancak nedense insanların bu konuda zaman, zaman pek de cesaretli davranmadıklarını gözlemlemekteyim.

Oysa şu veya bu şekilde bir aşkın son evresini yaşıyorsanız, bu sürecin tamamladığınızda, yeni aşkın ilk evresini yaşamaya hazır durumdasınız demektir.

5. Terk edilmek dünyanın sonu olmadığı gibi terk etmekten daha da iyidir zannederim. Neden mi? Bazen aşkı siz bitirebilir veya bitmesine olanak verecek davranışlar içerisine girebilirsiniz. Bitirilmek istenen biter ama hiç dikkat ettiniz mi insan kendi sonlandırdığı aşkların ardından hep yarım kalan bir şeyler hisseder.

Tamamlanma şansını bulamamış aşkların sahipleri yüreklerinde hep bir acaba ile dolaşır ve daha değişik davranılmış olsa ne olurdu diye kendisini sorgular. O aşk içeride bir yerlerde yarım yamalak ama hep o insanla beraber yaşar.

Oysa bir şey bitecekse, sorgulamaları arkasında bırakmadan bitmesi kişinin daha huzurlu olmasına yardımcı olur.

Yarım kalmış aşkların prens ve prensesleri ile uğraşmaktansa, bir anda gerçek ile yüzleşip konuyu tamamen uzaya göndermek en iyisidir diye düşünüyorum. Ne dersiniz?

Şu ya da bu şekilde kendinizi suçlamaya kalkmayın. Keşke veya acaba gibi kelimelerle uğraşıp zaman kaybetmeyin. Biten bittikten sonra dönüp dolaşıp sorgulamak, olayları yeniden yaşayarak kendini suçlamak, sadece can acıtan bir hatadan ibaret olup zaman kaybından öteye gitmez.

Aşk ile ilgili yapılacak sorgulamalar var ise bu ancak acısı hafifledikten sonra yapılmalıdır. İnsanın gelişimine katkı sağlasın ve eğer yapılmışsa ve varsa aynı hatalar bir kez daha tekrar edilmesin.

6. Etrafınızda olaylar ve insanlarla ilgili olarak değişik yorumlar yapan insanlar karşınıza çıkacaktır. Ancak iyi veya kötü yapılan yorumların kafanızı bulandırmasına izin vermeyin. Yapılan yorumlar sadece etrafınızdaki insanların gözlemleri ile sınırlı olup bu aşkın tüm evrelerini bizzat siz yaşadınız. Dolayısıyla yorum yapmak hakkı sadece size ve bunu sizinle paylaşan kişiye aittir.

Etrafınızdaki insanlardan mümkünse bu konuda yoruma girmemelerini rica edin. Aşk acısı içinde kıvranan birisine karşı dostlar daima anlayışlı davranmaya çalışacaklardır.

Bir süre acı çekeceksiniz bu doğru, ancak unutmayın terk edilmek utanılası bir şey olmayıp işin birde terk etmek kısmı vardır ki, bu kararı vermek inanın her zaman daha zordur.

Kendinizi zamana bırakın ve yeni aşklar için gücünüzü toplayana dek kendinize karşı anlayışlı olun ve kendinizi sevmeyi sakın unutmayın.
alinti: webhatti.com

Bu Yazıyı Beğendiyseniz,Arkadaşlarınızla Paylaşabilirsiniz !

kaynak

Devamını Oku »

13 Şubat 2013 Çarşamba

Ho' oponopono

Yaşadığınız herheangi bir sıkıntı varsa bu durumun sorumluluğunu kabul edip:

"İçimde bu durumu yaratan her ne varsa
Lütfen beni affet,
Özür dilerim,
Teşekkür ederim,
Seni seviyorum"

demeniz yeterli...

Devamını Oku »

11 Şubat 2013 Pazartesi

Çocuklarda Uygulanan Psikolojik Testler Eğtiimi

Fenomen psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi olarak Ankara’da alanda çalışan ruh sağlığı profosyonellerine yönelik  Çocuklara Uygulanan Objektif Testler eğitimi düzenliyoruz. Aşağıda eğitimi verilecek olan testler ve katılım hakkında ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Katılmak isteyenlerin aşağıda belirtildiği şekliyle kesin kayıt yaptırmalara gerekmektedir.

1-Bender Gestalt: 9 basit çizimden oluşan görsel motor algılama, performans testidir. Çocuk ve yetişkin olarak ayrılan bu test  daha çok çocuklara yönelik kullanılmaktadır. Çocuklar için kullanılan formunda yaş sınırı 5 yaş 6 ay ile 11 yaş arasıdır.

 2-Porteus Labirenti: 5 – 14 yaş arasındaki çocuklara uygulanan zekânın performans kısmını ölçen bir testtir. 12 labirentten oluşmaktadır.

3-Catell 2A ve 3A Zekâ Testi (Catell Culture Free intellegence Test): 7-14 yas arasındaki çocuklara uygulanan 25 dakika süren bir zekâ testidir. Zekânın soyut alandaki işlevini saptamaktadır.

4- Ankara Gelişim Envanteri (AGTE): 0-6 yaş arasındaki çocukların gelişimi bu testte 4 farklı alanda incelenmektedir. Bu test sadece anne baba veya çocukla daha çok vakit geçiren veya ilgilenen kişi tarafından doldurulmalıdır. Çocuğun becerilerini değerlendirmeye yöneliktir.

5- Gessel Testi: 1-7 yaş arasındaki çocuklara uygulanır. Kolaydan zora doğru sıralanmış 7 şekilden oluşur. Şekiller her yaşın seviyesine göre düzenlenmiştir. Test sonucuna dayanarak çocuğun zekâ düzeyi ve gelişim yaşı hesaplanır.

6-Metropolitan Okul Olgunluğu Testi:Bu test okula yeni başlayanların birinci sınıf talimatlarını anlamaya hazırlıklı olmalarını sağlayacak olan özelliklerini ve başarılarını ölçmek üzere hazırlanmıştır. Test çocukları anaokulun sonunda veya birinci sınıfın başlangıcında incelemek için kullanılmaktadır. Test 5yaş 6 ay – 6 yaş çocuklarına uygulanmaktadır.

7-Peabody Kelime Anlama Testi: Test 100 resimden oluşmaktadır. Çocuğun 100 resme bakarak doğru olarak tanımlaması istenir. Aldığı doğru sayısına göre çocuğun dil gelişim yaşı ortaya çıkar.

8- Frostig Gelişimsel Görsel Algı Testi: 4 yaş 6 ay ile 7 yaş 11 ay arasındaki çocuklara uygulanır, görsel algı seviyelerini ölçer ve görsel alanda hangisinin geliştirilmesi gerektiğini gösterir.

9- Benton Görsel Bellek Testi:  8 yaş ve üstü çocuklara uygulanan uzun süreli ve kısa süreli bellek ile ilgili bilgi verir.

Ayrıca eğitime çocukları değerlendirmede kullanılan ölçekler(duygurdurumu ölçekleri,cümle tamamlama,burdon dikkat testi,  öğrenme güçlüğü değerlendirme ölçeği) de dahildir.
Eğitimci: Uzman Psikolog Reyhan ALGÜL
Eğitim Süresi: 2 gün (10:00-17:00)
Ücret: 600 TL + KDV
Eğitim Tarihi: 3-4 Kasım 2012
Kontanjan: 20 Kişiyle Sınırlıdır.
Katılabilecek Meslekler: Psikologlar, Psikolojik Danışmanlar, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanları, Özel Eğitimciler ve bu bölümlerin 3. ve 4. sınıf öğrencileri.
Not: Fiyatlara test materyalleri dahildir. Eğitim sonunda uygulamalarını yapan katılımcılara gün içinde sertifika verilecektir.
Verilecek sertifika ile testleri kamuda ve özelde uygulayabilirsiniz.

Katılım: Eğitime katılmak isteyenlerin kesin kayıt yaptırabilmeleri için  eğitim ücretinin 200 TL’lık kısmını peşin olarak 1 Kasım 2012 Perşembe tarihine kadar aşağıdaki banka  hesabına yatırıp, 0312 446 40 76 – 0532 160 26 65  numaralı telefonlardan kesin kayıt yaptırmaları gerekmektedir.Lütfen ödeme yaparken açıklama kısmına CTE-Ad Soyad yazınız. Eğitim ücretini yatırmadan önce lütfen ararayarak kontenjan durumu hakkında bilgi alınız.

Fenomen Psikolojik Danışmanlık Merkezi

Uğur Mumcu Cad. No:85/6 Çankaya Ankara

0532 160 26 65

0312 446 40 76


Uzman Psikolog Reyhan Algül İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümünde lisans eğitimini ardından da İstanbul Ticaret Üniversitesi Uygulamalı Psikoloji Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır.
Uzun  yıllardır  özel bir sağlık grubunun hastanelerinde çalışmalarına devam etmektedir. Uygulama alanında psikoterapi ile birlikte psikometrik testleri sıklıkla kullanan  Uzman Psikolog Reyhan ALGÜL’ün aldığı eğitimlerin bir kısmı aşağıda listelenmiştir.

*    Yetişkinlere Uygulanan Objektif Testler(Catell2-A,3-A,Porteus,
Benton,Alexandr vb)
*    Rorschach [Rorschach ve  Projektif Testler Derneği-Doç.Dr Tevfika
İkiz Tunaboylu]
*    MMPI Test Eğitimi
*    T.A.T Test Eğitimi
*    Wisc-r Test Eğitimi
*    Stanford Binet Test Eğitimi
*    Denver, Bender Gestalt, , Frostig, Goodenough,TKT ,Metropolitan,
Peabody,AGTE  Test Eğitimleri
*    Transaksiyonel Analize Giriş Kursu[Doç.Dr.Azmi Varan]
*    Erişkinlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Kursu[Doç.Dr. Cengiz Tuğlu]
*    Motivasyonel Görüşme Eğitimi[Prof.Dr. Kültegin Ögel]
*    Kabullenme ve Girişme Terapisi[Prof.Dr. Kültegin Ögel]
*    Bilişsel Davranışçı Terapinin Felsefesi
*    Bilişsel Davranışçı Terapinin Sosyal Fobide Kullanımı
*    Sınav Kaygısı İle Başa Çıkma[Abdülkadir Özbek Enstitüsü]
*    Sınır Kişilik Bozukluğu İçin Şema Terapi
*    Çift Terapisi
*    Ericksonian Terapi Eğitimi[Erickson Instute Of İstanbul-Jeffrey
K. Zeig'ın süpervizyonu ile]
*    Aile ve Evlilik  Terapisi Eğitimi[Petad]
*    Yetişkin Psikopatolojisi  Eğitimi
*    Gestalt Terapisi Eğitimi

Bu Yazıyı Beğendiyseniz,Arkadaşlarınızla Paylaşabilirsiniz !

kaynak

Devamını Oku »

10 Şubat 2013 Pazar

30 Eylül Dolunay

?

30 Eylül 2012 Pazar günü 06:18’de Ay-Güneş karşıtlığı kesinleşiyor ve 7 derece Koç burcunda dolunay meydana geliyor. Bu dolunay astrolojik açıdan önemli zamanlarda olacağımızı işaret ediyor. Dünya genelinde ama Türkiye özelinde…

Ay’ın Dünya üzerindeki çekim gücü Güneş’inkinin iki buçuk katıdır. Her ay fazı hava durumunu değiştirici bir etki yapar, bu; kuraklık, kasırga, tornado ya da şimşek olabilir. Bazı araştırmalar yeni ay ya da dolunay sonrasında %10 daha fazla yağış olduğunu, bazen de bu döneme denk gelen Ay’ın perigee ve apogee (Dünya’ya en yakın ve en uzak) dönemlerinde tropik fırtınaların kasırgaya dönüşebileceğini göstermektedir. 30 Eylül’de gerçekleşecek dolunay Uranüs ve Plüton ile irtibat kuracağından, sert ev şiddetli rüzgarları, kasırgaları aktif edebilir.

Bir gezegenin Güneş’le karşıt hizalanması o gezegenin Dünya’ya en yakın pozisyonda olduğunu gösterir ve diğer faktörler uygunsa sismik aktivite görülebilir. Gezegenlerin Güneş’te konveksiyon akımı oluşturmaları gibi, Dünya’da da konveksiyon akımları oluşturabileceğini düşünebiliriz. 30 Eylül’deki dolunay esnasında Güneş Uranüs ile karşıt açıda olacak ve ayrıca Plüton ile de dik açı oluşturacak. Bu dizilim elektrikli bir atmosfer oluşacağını, elektromanyetik alanda hareketlilik görülebileceğini gösteriyor. Ekinoks sürecinde olduğumuz için bu etki daha da belirginleşebilir. Yermerkezli ve Dünya merkezli dizilimler dünya genelinde görülebilecek etkin doğal afetler riskini işaret ediyor olabilir. Tabii sadece 30 Eylül tarihinde değil, bu tarihin birkaç gün öncesinde ve birkaç gün sonrasında.

Araştırmacı ve yazar Frank Glasby’e göre Dolunay ve yeniay zamanlarında daha fazla okyanus gelgiti vardır. Bu yüzden dolunay ve yeniay zamanlarında daha çok deprem görülür. Depremlerin olmasını kolaylaştıran yatay basınç, basınç altındaki kayalardan yüklü parçacıklar (pozitif iyonlar) salınmasına neden olur ve bunların da insan ve hayvanlar üzerinde biyolojik etkileri vardır. Dolunay zamanlarında insanların daha agresif bir ruh hali içerisinde olduklarını gösteren pek çok araştırma vardır.

7 derece Koç burcunda gerçekleşecek gergin dolunayın Türkiye astrolojik haritasının Mars derecesini tetikleyecek olması önümüzdeki yakın dönemde şu risklere dikkat çeker:

Askeri konularla ilgili gelişmeler
Terör ve şiddetin tırmanması
Yangın ev kundaklama olayları
İç gerginlikler, huzursuzluklar
Doğal afetler

Neler Yapabiliriz?

Dolunayda gergin açılar altında kalacak Ay’ın duygularımız ve bedenimiz üzerindeki etkilerini göz önüne alarak, önümüzdeki yakın süreçte sağlığımıza dikkat etmeliyiz. Beslenme konusu da önem taşıyor bu bağlamda. Genel olarak dolunaylarda fazla sıvı alınması önerilmez. Oruçlu olmak da yapılabilecek isabetli şeylerden biridir. 

Dolunay civarındaki günlerde profesyonel veya sıradan olsun günlük işlerimizde diğer kişilerle ilişkilerimizde dikkatli adımlar atmalı, sağduyulu hareket etmeliyiz. Gergin duygusal çıkışlar yapma riskine karşı kendimizi frenlemeli, gergin ve karmaşa enerjisi taşıyan ortamlardan uzak kalmalıyız. Aksi takdirde olumsuz durumlarla karşılaşabiliriz, dikkat! En önemli şeyin insan ilişkileri olduğunu unutmayalım.

En agrese olduğumuz zamanda bile derin bir nefes almak, futbol tabiriyle “topa basmak” çok büyük bir stres yaşama olasılığını bile bertaraf etmemize yardımcı olabilir. Dolunay Koç burcunda gerçekleşeceğine göre ve Koç burcunun gölge yönü acelecilik olduğuna göre, ani ve beklenmedik gelişmeler karşısında içimizden ona kadar saymayı başarabilir, sabredebilirsek, hatta işin esprisine kaçıp şakaya vurabilirsek, muhtemel bir debdebeyi sorunsuz atlatabiliriz.

Gergin hissettiğimiz anlarda biraz içe çekilebilir, aktif ve yoğun ortamdan bir müddet için uzak kalarak dengeyi sağlayabiliriz. Zira bu gergin dolunay esnasında Güneş Terazi burcunda olacak ve denge sağlamamıza yardımcı bir konumda bulunacak. Ay bilinçdışını ve Güneş bilinçli hareket etmeyi ve iradeyi ifade ettiğine göre, ani duygusal çıkışlara meydan vermemek için irademizi devreye sokmamız gerekiyor.

Pek tabii ki bu gergin dolunay civarındaki tarihlerde hiç bir şey yapmayalım, pasif kalalım, endişe içerisinde sadece bu etkilerin geçip gitmesini bekleyelim anlamına gelmiyor. Sevdiğimiz kişilerle bir araya gelmek, sevgi paylaşımında bulunmak, dayanışma içerisinde olmak bu agresif ve değişken ruh halini aşmak için en ideal yol kanımca. Pek tabii evcimen hayvanlarımızla, bitkilerimizle, kısacası sevgi alışverişinde bulunacağımız her şeyle ve herkesle…

Dolunay zamanları yaratıcılığın da çok arttığı zamanlardır aynı zamanda. Ortaya bir ürün koyma zamanlarıdır. Dolunayın Uranüs ile kavuşumda olması yaratıcı ve keşfe yönelik etkileri maksimize ediyor. Profesyonel iş hayatımızdan, günlük işlerimize kadar her alanda daha yaratıcı, çözüm üretici olabiliriz. Daha önce fark etmediğimiz şeyleri fark edebilir, olayları daha farklı bir gözle değerlendirebiliriz.

Dolunaylar bu vakte kadar belirginleşmemiz durumların, artık görünür bir duruma gelmesine yönelik etkiler taşır. Önemli bir yol değişiminde ise, Uranüs-Plüton ile irtibat kuran bu dolunay sonrasında kendimize yeni bir rota belirlemek üzere değişim enerjisini aktif edebiliriz. Değişim enerjisine karşı çıkmaktansa, bu enerjiyle birlikte hareket etmek bize kazandıracaktır. Bitmesi, tamamlanması, hayatımızda bundan sonra yer almaması gereken şeyler olabilir. Bir nevi temizlenme yaşayabiliriz. Bunu doğal döngünün bir gerekliliği olarak görebiliriz.

Dolunaylarda Ay ve Güneş karşıttır ve bu yüzden tek başına hareket etmekten ziyade, birlikte hareket etme enerjisi taşır. Bu yüzden dolunayın enerjisini zıtlaşma ve fikir ayrılıkları yerine, tamamlanma ve sevgi alışverişine yönelik kullanmamızı mümkün kılar. Bu gergin dolunayda bile bu geçerlidir. Gezegenler bizlerin üzerinde belli bir ölçüde etki yaratırlar. Ama irademiz onların etkilerinin üzerine çıkabilir. Bunu unutmayalım.

Kişisel düşünceme göre tüm bu gergin etkilere rağmen sevgi ve huzuru koruyabiliriz. 30 Eylül’deki dolunay civarındaki günler bu bağlamda bizim testimiz olacaktır. Bu testi başarı ile geçebileceğimizden umutluyum…

Öner Döşer



Neler yapabiliriz:

Cumartesi gecesinden itibaren 998 ya hafiz okuyabiliriz. Ya Hafiz etrafımızda çok güçlü bir koruma kalkanı oluşturacaktır. Aynı zamanda insan ilişkilerimizde olası gerginliklere karşıda kendimizi frenlemeye çalışıp, ani çıkışlar yapmamaya dikkat edip, kendimizi kontrol edebilirsek sorunsuz atlatabiliriz inşallah Allahın izniyle


kaynak

Devamını Oku »

8 Şubat 2013 Cuma

Hiçbir zaman çıktığın kapıyı hızla çarpma, geri dönmek isteyebilirsin.


Çoook uzun yıllar önceydi. Lisedeydim.. O kadar uzun yıllar önce yani:) Neye bu kadar kızgındım çok net hatırlamıyorum ama "bir daha kesinlikle onun yüzüne bile bakmam!!!" dediğimde bir arkadaşım " Hiçbir zaman çıktığın kapıyı hızla çarpma, geri dönmek isteyebilirsin. " demişti.
İlk defa orada duymuştum Don Heroldun bu sözünü.

"Ayy ne dönücem be!" dedim o yaşın getirdiği toyluk ve tecrübesizlikle... O-hoooo kaç defa döndüüm ben bile unuttum sayısını! :)
Dönmem dedim döndüm!
Yapmam dediklerimi yaptım!

Sonunda öğrendim ama..

Hayatta asla sivri cümleler kurmayacakmışsın!

Hem böylelikle tükürdüğünü yalamak zorunda kalmazmışsın!


kaynak

Devamını Oku »

6 Şubat 2013 Çarşamba

EGO'ya mektup! :)


Sevgili Ego’m,
Düşündüm, taşındım ve artık seninle ciddi ciddi konuşmam gerektiğine karar verdim. Çünkü bu iş böyle yürümeyecek. İlişkimizin boyutunu konuşmamız gerekiyor. Artık daha fazla sessiz kalamayacağım. Ben susup seni dinledikçe sen beni hiçe saymaya başladın. Şimdi seninle açık açık konuşalım. Bir kere söyle bakalım, neden durmadan beni engellemeye çalışıyorsun? Elimi hangi işe atmak istesem onu hak etmediğimi ima ediyorsun. Durmadan beynimi yiyip beni umutsuzluğa sürüklüyorsun… Kimi sevsem ve beğensem, o sana göre değil, senden fazlasını ister diyorsun… Ne zaman para harcayacak olsam sanki görünmez ellerinle elimin üstüne vuruyor gibisin…Ve gelecekle ilgili güzel hayaller kurmama engel olduğun gibi şimdiki zamanı yaşamamı da engelliyorsun. Beni devamlı kuruntularla dolduruyorsun. Bana söylediğin tek şarkı var. ”Olmaz olmaz bu iş olamaz, hiç yalvarma bu iş olamaz”…

Şimdi de yapmadıklarını sayalım. Bana asla cesaret vermiyorsun. Hevesle başladığım hiçbir işte beni desteklemiyorsun. Hayallerime ortak olmuyorsun. Mutluluğumun uzun sürmesine izin vermiyorsun. Beni kendimle baş başa bırakmıyorsun. Güzel şeyler düşünmeme fırsat bırakmıyorsun. Ne aşkı ne başarıyı ne de zenginliği yaşamama müsaade etmiyorsun. İnsanlara güvenip onları kolayca sevmeme yardımcı olmuyorsun. Artık anladığım şey şu ki, sen beni pek de fazla sevmiyorsun sevgili Ego’m…

Oysa ben neler istiyorum bir bilsen. Sayayım mı sana?.. Hayallerini kurduğum işe sahip olmayı, korkmadan sevmeyi, deli gibi aşık olmayı, insanlara güvenip onların iyi yönlerini görmeyi, her zaman tüm ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar paraya sahip olmayı, yeni şeyleri cesaretle denemeyi, yüreğimdeki sözleri kolayca söyleyebilmeyi, karşılıksız iyilikler yapmayı, hem şimdiki zamanı yaşamayı hem de gelecekle ilgili harika hayaller kurmayı istiyorum. İnsanlar iyidir demeyi, bir haksızlığa uğradığımda gereken cevabı verip yürüyüp gitmeyi, kendimi ezdirmeden affetmeyi, aptal gibi hissetmeden ve korkmadan, duygularımı incitirler, beni kullanırlar, kandırırlar diye düşünmeden ”seni seviyorum” diyebilmeyi istiyorum. Ve daha neler neler…

Ama sen, maalesef tüm bunları yaşamamı engelliyorsun ego. Beni kısıtladığını geç de olsa anladım. Evet, sen benliğimin bir parçası olabilirsin ama ben sana biraz fazla değer vermişim. Beni üzmene hep izin vermişim farkında olmadan. Özgürlüğümü elimden almışsın da farkında değilmişim. Ve artık olman gereken yere gitmenin zamanı geldi. Sana yerini bildirmem lazım kusura bakma. Daha fazla ödün veremem mutluluğumdan ve özgürlüğümden. Artık sadece ”merhaba, merhaba” …Eski günlerin hatırına tamamen bitirmiyorum ilişkimizi. Zihnimde bir yerlerde yaşamaya devam edebilirsin eğer sessizce duracaksan ama konuşmana izin vermiyorum, üzgünüm. Bir hukukumuz olmasa ona da izin vermem ya, neyse.
Yeni bir ilişki yaşıyorum artık. Bana cesaret veren, beni destekleyen, yolumda elektrikleri kesen değil, tam tersine ışık tutan biri var artık yanımda. Hayal kurduğumda bana ” hadi oradan” demiyor. Senin söylediğin şarkının aksine ”Olur olur, bal gibi olur” şarkısını söylüyor. Her zaman yapabileceğimi hissettiriyor bana. Artık insanlara güveniyorum, onları seviyorum, sevilecek bir yanlarını buluyorum en azından. Soru işaretleri uçtu gitti. Çünkü çok da iyi bir rehber buldum kendime. Hatırla sen o rehberi hep yalanlardın. Evet, o rehber kalbim…
Kısacası ego’cum, sanırım artık hoşçakal deme zamanı geldi. Bunca geçirdiğimiz yıl sebebiyle, her şeye rağmen sana teşekkür ediyorum. Sen de benim bir parçamsın ve insan olmanın getirdiği bir durumsun. İnsanlık var oldukça sen de var olacaksın. Ama artık eskisi kadar konuşmayacak ve kararlarıma yön veremeyeceksin. Bunca zamanlık hükümdarlık sana yeter. Kalan hayatında başarılar ve mutluluklar dilerim.
Elveda… :)

 Kendini geliştir comdan ALINTIDIR..


kaynak

Devamını Oku »

4 Şubat 2013 Pazartesi

Akışa bırak kendini!..



Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. 

Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

ŞEMS


kaynak

Devamını Oku »

1 Şubat 2013 Cuma

GEÇMİŞİ BERABERİNDE TAŞIMAK


İnsan zihninin geçmişi bırakmak konusundaki beceriksizliği yada isteksizliği, Tanzan ve Ekido adında, şiddetli yağmurlardan sonra oldukça çamurlu hale gelmiş olan toprak kır yolunda yürüyen iki Zen rahibinin hikayesinde güzel bir şekilde örneklenmektedir.
Bir köyün yakınından geçerlerken,yolun karşı tarafına geçmeye çalışan
genç bir kadın görürler. Çamur çok derin olduğu için,kadın üzerindeki 
ipek kimonoyu berbat etmeden karşı tarafa geçemeyecektir.
Tanzan hiç tereddüt kadını kucağına alıp yolun karşı tarafına geçirir.
Sonrasında rahipler sessizce yollarına devam ederler. Beş saat sonra,
yaşadıkları tapınağa yaklaşırlarken, Ekido daha fazla kendini tutamayarak
Tanzan'a döner. "Neden o kızı yolun karşı tarafına geçirdin?" diye
sorar. "Biz rahiplerin bu tür şeyler yapmaması gerekir."
"Ben kızı saatler önce bırakmıştım"der Tanzan
"Sen hala taşıyor musun?"

Şimdi birinin sürekli Ekido gibi hoşa gitmeyen olay ve durumları zihinde taşıyarak ve düşünce üstüne düşünce biriktirerek yaşadığını düşünürseniz, gezegendeki insanların çoğunun nasıl yaşadığı ile ilgili fikir edinmiş olursunuz.

Zihinlerinde taşıdıkları yükün ağırlığına bakar mısınız?


kaynak

Devamını Oku »

Etiketler

acı affetme Affetmek aile akıl Alglamada Anlatm Aramak ARINMA Aroma Astroloji Astrolojik Aynalar Bahar başkaları Bayram beden Beden dili Bedensiz BEREKET beyin Beyinde Beyni Beynin Beyniniz bilgi bilim bilimsel bilinci Bilincine bilinçaltı Bilmek birey Bitkisel bolluk BOLUK Burak cümle çekim dalga damla Davet Deerlerimizin degerli Deniz Depresyonun DERSLER Detoks Dikkat Dilek Disgrafi Disleksi düşünce Egoist egzersiz EGZERSZ ekmek eleştiri. öfke emsimizi enerji Enerjilerinin Epifiz Eruhunuzu evlilik evren fayda FAYDALANMAK FAYDALARI Felsefe fizik fiziksel Fregoli frekans garip GCJoseph Gcyle geçmiş Gelecek geliim gerçek GERDE gerilim Gidecek Gizemli gizli güven güzel harika Hasta hastalık Hastalklar Hayal Hayallerinizin hayat Hayata HAYIRLI Hikaye Hiperaktivite Hipnozu hissederim Holografik Hologram Hoşgörü hoşgörüsüzlük huzur huzurlu Illuminati ilâc ileti İletişim inanç insan insanlar Kabala Kadim kaos Karanlk kavga kelime Kelimeler Klasik korku Korkular KORUMA Korunma Kristaller kuantum Kuantum Fiziği kurallar Kyamet liste LKLERMZ madde Makbul MEKTUP Melek Merak Mevlana Mevlanann Mezar Mftolunun Moloküler mucize Mucizeleri MUTSUZ NAMASTE Nazar Nefret neşe Niyet ODAKLANMA Okuma Okyanus olacaksn olumlama olumlamas olumlu olumsuz para paralel Paranormal Patolojik Peeling Peinden pozitif POZTF Pratik PRATK PROGRAMLAMA Psikoloji psikolojik Quantum Düşünce Rahat RAHATSIZLIIMIZ refah Reformist Romantik ruh Ruhsal sağlık Sanat seniz sevgi sıkıntı sistem Sonsuz sorumsuzluk sorun sorunlar Stres Sufizm suyun şifa şükretme tabiat tedavi Tehlikeli teori Terapi tesadüf toplum Uymasn üzüntü zaman Zarar zeka zellikleri zenginlik zerine zihinsel