29 Kasım 2012 Perşembe

Perşembe gününün Tezahür çalışması

Merhaba,

Çoook fazla sayıda sağlık sorunu ile ilgili mail-mesaj aldım.. Her şeyin başı sağlık diyerek ilk çalışmaya sağlık sorunu olan arkadaşlarımıza şifa+dua enerjisi göndermek için bu niyet ile çalışmaya başlayalım diyorum. 

Şöyle bir niyet yapabiliriz.






Niyet ediyorum Tezahür çalışma grubunun Niyet çalışmasına sevgi ile katılmaya. 
Ve bu Çalışmada yer alan tüm arkadaşlarımla tüm iyi niyetim ve gücümle bir araya gelmeye..
Bu niyet çalışmasının üyelerinin {fiziksel, ruhsal ve bedensel olarak tamamen sağlıklı, olmalarını ve kendilerini çok iyi, güçlü, huzurlu,} mutlu hissetmelerini diliyorum.. 
Niyet Çalışmasında yer alan her bir gönül dostumun tamamen güvende olmasına ve bütünüyle korunmasına niyet ediyorum. 
Niyet Çalışmasının bir parçası olarak bana gelen tüm olumlu dua enerjilerini sevgiyle kabul ediyorum. 
Niyet Çalışmasında ki tüm bu çalışmaya katılan arkadaşlarımın ve benim bütünün hayrına olacak güzel seçimlerimizin kolaylıkla güzellikle gerçekleşmesini sevgiyle kabul ediyorum" 
Amin!

Dilerseniz içinizden geldiğince başka şekillerde de niyet edebilirsiniz, ben örnek teşkil etmesi için yazdım.. Ancak formatın çokta dışına çıkmayın lütfen... Özellikle de grup arkadaşlarımıza dua etmeyi sakın unutmayın. İşin en önemli kısmı o.


Sonrasında:
Okuyacağımız esmalar "Hayy, Allah, Cami" 3lü kombin şeklinde okuyacağız. 198 defa.


Ve daha sonra bir hafta boyunca yani bir daha ki Perşembeye kadar Aklımıza geldiği her an da "Allah" ismini zikredeceğiz. Okurken yatarken yürürken farketmez sayı yok aklınıza geldiği an istediğiniz kadar.. {Allah Allah Allah şeklinde..}

Ve bir hafta boyuncada şu olumlamayı yapmanızı öneririm.

"Ben sağlıklıyım. Ruhsal ve fiziksel bedenim denge ve uyum içerisinde. Ben sağlıklı olduğum için şükrediyorum."

Bu bir haftalık görevimiz budur arkadaşlar! :) Herkese iyi çalışmalar diliyorum.


*Niyetin içinde geçen Grup üyesi  olarak sadece çalışmaya katıldığını bildirenleri kabul ediyorum. 

Ve söylemek istediğim bir şey daha, lütfen çalışmaları yaparken "Aaa sağlıkmış benim ihtiyacım yok, ben zaten sağlıklıyım" diyip seçmece yapmayalım olur mu. Sistemin nasıl işlediğini çok iyi biliyoruz. Aman diyorum!

Nural

*Çok net bir hesap veremiyorum ama Facebook, Mail ve Blog yorumlarından bana ulaşan geri bildirimlere göre aşağı yukarı 150-200 kişi arası bir enerji grubu ile bu akşamki çalışmamızı yapacağız inşallah.

kaynak

Devamını Oku »

27 Kasım 2012 Salı

Yanlış kararlar!

Bundan bir on - on beş sene önce olsa yanlış verilmiş bir karar benim için iyi bir keşke sebebi idi.
Keşkeleri hayatımdan çıkardığımdan beri olsa olsa sadece ders çıkarılması gereken bir deneyim!


kaynak

Devamını Oku »

25 Kasım 2012 Pazar

Ayrıl seni dibe çeken her şeyden!


Ayrıl seni dibe çeken her şeyden!..Ayrıl ruhuna, kalbine, Ahiretine zarar veren yüzleri dost, özleri düşman insanlardan..
Görüntülerden geç, manaya kanat aç;Kabuklarla oyalanmayı bırak, özün lezzetine kaç!


kaynak

Devamını Oku »

24 Kasım 2012 Cumartesi

Yaşam Enerjisi!

Sevgili hocam Osman Müftüoğlu'nun bu aşağıdaki yazısını ben çok beğendim ve bir göz atmanızı tavsiye ederim."Yorgunluğunuz, durgunluğunuz, bitkinlik, halsizlik ve isteksizliğinizin, uyku bölünmeleri, çarpıntılar yürek sıkışmalarınızın, sırt-bel-boyun- göğüs ağrılarının, kaşıntı ve egzamalarınızın kaynağını ruhsal elektriğinizdeki kontak atmalarında aramalısınız."Vücudunuz yetenekli bir enerji dönüşüm merkezidir. Taşıdığınız trilyonlarca hücre, besinlerle aldığınız gücü enerjiye çevirebilen organcıklarla donatılmıştır. Yiyecek ve içeceklerle aldığınız gücü kullanılabilir enerjiye çeviren süreçler, müthiş bir düzen içinde tıkır tıkır işler. Bu süreçleri etkileyen pek çok faktör var. Yaşınız, cinsiyetiniz, hormonal metabolik yetenekleriniz, genetik mirasınız ve kişisel sağlık hikayeniz bunlardan bazılarıdır.
HAYAT bir enerjidir. İhtiyacı olan enerjiyi beden ve ruhun o müthiş işbirliğinden alır.Yürümek, koşmak, konuşmak, duymak, uyumak, gülmek, kızmak, yazmak gibi hayata ilişkin pek çok şey bu enerjiyi kullanır.Ne vücudunuzun bol bol enerji üretmesi, ne de kalorileri yüklenmesi kendinizi canlı ve güçlü hissetmenize yetmez. 'Enerji' ve 'canlılık hissi' arasındaki ilişkiyi sadece kaloriler belirlemez.Canlılık hissinde, biraz ruh sağlığının ve biraz da duygusallığın yeri olması gerekir.Enerjik ve canlı kalmayı, eskilerin deyişi ile 'taş gibi olmayı' istiyorsanız, hayatın gücünü sadece yediklerinizde, içtiklerinizde aramayın. 'Hayat çorbası'nın içine birer tutam huzur, coşku, sevinç ve birer parmak keyif, heyecan ve ümit katmaya bakın!Hayat enerjisinin sadece yedikleriniz, içtiklerinizde gizli olmadığının farkına varmalısınız. Sağlığın 'bedensel ve ruhsal tam bir iyilik hali' olduğunu unutmayıp fiziksel metabolik süreçlere takılıp kalmamalısınız.Yorgunluğunuz, durgunluğunuz, bitkinlik, halsizlik ve isteksizliğinizin, uyku bölünmeleri, çarpıntılar yürek sıkışmalarınızın, sırt-bel-boyun- göğüs ağrılarının, kaşıntı ve egzamalarınızın kaynağını ruhsal elektriğinizdeki kontak atmalarında aramalısınız. Saydığımız bu ve benzeri sorunlar, çoğu kez bedenden kaynaklanmıyor.Biraz korku, endişe, üzüntü veya güvensizlik dolu olan tabancayı bir anda patlatıyor.Eğer ruhsal enerji üretiminizin yeterli olmasını istiyorsanız şu önerileri bir kenara not alabilirsiniz:Yavaşlayın. Sağlıklı bir ruh, bedeni ile yan yana yürüyen, ona gecede gündüzde, korkuda sevgide, tasada, endişede eşlik edendir.Ruhunuzu bedeninizden ayırmayın, onu koşturup yormayın. İşe 'yavaşlayarak başlayın'.Ruhunuzu hayatın doğal hızına, olağan ritmine bırakın. Yemenizi içmenizi, aşık olup sevmenizi, yürümenizi, düşüncelerinizi, mümkün olduğu kadar yavaşlatın.Acele etmek için çok da acele davranmayın.Beden ve ruhunuza baş başa kalmaları, konuşup anlaşmaları için zaman bırakın.Daha yavaş yemeye, dinlenmeye, uyumaya, zamanı uzatıp daha fazla yaşamaya, hayatı daha çok paylaşmaya bakın.Eğer hayata daha çok değmek, huzur, keşif, neşe eklemek, hayatı geçmemek istiyorsanız birinci adımın hep aynı olduğunu unutmayın.Size daha çok sağlık veren şeyin yalnızca pasta, börek, hamburger ve kurabiyelere gösterdiğiniz direnç olduğunu sanmayın.Kaliteli ve formda bir hayat istiyorsanız direnmeniz gereken çok şey var:Karamsarlık, korku, endişe, panik, hiddet, kızgınlık, kabalık, kin ve nefreti hayatınıza sokmayın.Kızmayın, sinirlenmeyin. Her şey, her zaman daha önce hesaplanan, ölçülüp biçilenden farklı boyutlar kazanabilir.Çevrenizde sizi üzen, bunaltan şeyler bazen yoğunlaşabilir. Bunları 'çevresel kirlenme' gibi algılayın.'Huzurlu olmak, içe dönük yaşamda daha önceden örgütlü olmaktır. Kafa karışıklığı, güçlük, çatışma ve karşıtlıklar hep olacaktır.Marifet, bu durumlarda da sinirlenmemek, kızmamaktır.İç sükuneti, olabildiğince korumaktır' diyor Vincent Peale. Huzur ve sükunetin ürettiği enerji, temiz ve organik bir enerjidir.Kızgınlık, öfke, nefret gibi zararlı katkıları ihtiva etmez.Daha çok hayat enerjisi üretmenin en kolay yolu daha çok sevmektir.Sınırsız, karşılıksız sevmektir. Sevgi oktanı en yüksek, fiyatı en ucuz yakıttır. Bagajınıza daha çok sevgi yükleyin.Kabul edin! Gerektiğinde direnmelisiniz. Ama uzun süreli dirençlerin, beyhude karşı gelmelerin, uzamış streslerin adrenalin, kortizon ve ensülin gibi fazlası can yakan hormonları artırdığını bilmelisiniz.Biraz şans, kader, kısmet ve biraz da ilahi takdir hayatın içinde mutlaka yer almalıdır.Böyle durumlarda Nehru'dan yararlanın:'Hayat iskambil oyununa benzer. Elinize gelen kartlar gerçekliği temsil eder. O kartlarla oyunu nasıl oynadığınız ise özgür iradenizi... 'Elinize iyi kartlar gelmediğinde, mevcut kartlarla yetinin. Bekleyin, kabul edin, 'Bu da geçer' deyin.Hayat sonsuz bir enerjidir. Bu enerjiyi sürekli olarak üretmek, üretirken tükenmemek, tüketmemektir.Kirletmemek ve iyi yönetmek gerekiyor. Marifet hayatı uzatmakta değil, hayatı mutlu kılmakta, ona yeni ve farklı hayatlar ekleyip ritmini ve hızını bozmamaktır.Sevgili Can Dündar çok haklıdır!İnsanlar şişirilen kasları, silinen kırışıklıkları ile genç kalmıyor.Genç kalmak, yaşadığıyla övünebilmek, istediğinde başını alıp gidebilmek, istediğinde kaldığı yerden ya da sil baştan başlayabilmektir.

Hayata her yaşta ve her sabah yeniden başlamaktır...

(Yazar: Prof. Dr. Osman Müftüoğlu)

kaynak

Devamını Oku »

21 Kasım 2012 Çarşamba

Olumlama yapmak ve niyet etmek arasındaki farklar!

HAKKIMDA!
Happy Health LifeTrainer! :)
{Kişisel Gelişim uzmanı/ Astroloji ile ilgilenen, enerji çalışmaları ve araştırmaları yapan, paylaşmayı seven, ufacık şeylerden bile mutlu olmasını bilen, hayata hep pozitif pencereden bakan, insanları ve hayatı çok seven, çok sevgi dolu, eşine aşık, evine aşık, çiçeklere aşık, güzel olan her şeye aşık, inançları çok kuvvetli, çok merhametli, adalet duygusu yüksek, haksızlığa gelemeyen, kavga ve tartışma olan ortamlardan kaçınan, zor beğenen, kabalığa ve basitliğe asla tahammül edemeyen, negatif olan hiç bir şeye hayatında yer vermeyen, uyumlu, okumayı, araştırmayı, müzik dinlemeyi ve gezmeyi, pek çok seven, sakin ve huzurlu, gülmeyi çok seven, çoook süslü tipik bir Terazi burcu aynı zamanda bir blog yazarıyım!..}
Tam 6 senedir bu blogta "Her gün yeni bir başlangıçtır!" diyorum!..
Uğradığınız için mutluyum!

Artık ışık saçan bir sağlık ve enerji ile doluyum...
Kalbimin her vuruşu ile içimden sevinç akıyor!
Kendimi seviyorum..! Kendimi çok seviyorum..!
BEN MUTLU BİR İNSANIM!¦



Kendimi, yaşamı, herkesi, her şeyi olduğu gibi
kabul ediyorum, içimdeki sevgiyi keşfetmek ve onu
herkese ve her şeye yansıtabilmek için
Yaradan'ım seninle bağımı koparmama izin
verme ve bana yardım et.
Verdiğin her şeye şükürler olsun.
Yaradan'ım her şey senin elinde,
huzurunda, sevginde.¦
Her şey olması gerektiği gibi.

2012 için aldığım kararlar var;
Bu iki küçük ÇAN
bunun için buradalar!
Her baktığımda kararlarımı bana hatırlatmak için...


kaynak

Devamını Oku »

20 Kasım 2012 Salı

Hayat tarzı...


Mine URGAN'dan bir yazı.Mina Urgan demiş ki; "Ben sahip olduklarımın tadını çıkarmayı öğrendimhayatta. Sahip olamadıklarımın ve olamayacaklarımın acısına ise ayıracakzamanım yok. Hayat çok kısa."... daha çok şeye ihtiyaç duymak değil, varolanla yetinebilmeyi başarmakonemli olan...Charlotte kuralıCharlotte, Paris'te yaşayan çok güzel bir kızdır. O kadar güzeldir ki, sarısaçları şelaleler gibi omuzlarından kollarına dökülür. Boyu upuzun,bacakları upuzundur. Bir reklam ajansında, müşteri temsilcisi olarakçalışır. İyi para kazanır. Ailesi çok varlıklıdır hatta. Geçen yaz, GüneyFransa'daki malikánelerini, Brad Pitt-Angelina Jolie çiftinekiralamışlardı. Hatta, "Geldiğimizde evde, hizmetlilerden başka kimseolmasın" diye tembihlemelerine rağmen, Charlotte gidişini muzipçegeciktirmiş ve bu meşhur çiftle tanışmıştı.Bense Charlotte'u geçen hafta Paris'te tanıdım. Şu ana kadar, fütursuz birroman girişi gibi gelişen bu bilgileri almanız, kuralı sorgulamamanızaçısından önemli. Paris'te, bir arkadaşım beni Charlotte'un evine davetetti. Bilirsiniz, insanlar birbirlerinin hayatını merak eder, fark etmedenve ettirmeden incelerler. Hatta benim en sevdiğim şeylerden biri, sokakta,perdeleri sonuna kadar açık evlere ve orada yaşananlara şahit olmaktır.İnsanın içi, insanlığa ısınır. Dersin ki, "Oh.... Üç aşağı beş yukarı aynışeyler işte!" Ben de, böyle gözlerle incelemeye başladım biraz öncetanıdığım bu güzel Fransız kızın hayatını.Herkesin evinden yola çıkıp, kendisine varmak mümkün. Fakat bu evde birtuhaflık vardı. Her şeyden çok az vardı bu evde.. Gerektiği kadar. Mesela,bir şampuan bir sabun. Küvetin kenarında öyle yalnız başlarına...(Birbirleriyle uzun zamandır konuşmadıklarına eminim.) Minnacık bir dolap.İçinde birkaç elbise kazak. Altı yedi ayakkabı. İki dvd. Beş cd. Ipod. Dörtbardak, birkaç tabak. Birkaç mum. En fazla on tane kitap. Hiç ruj yok!Çantasındaymış. Zatenlipstick o da... Hayatta bazen, birleştirdiğin kalıpların tamamen dışıbileşimler olur da, şaşakalırsın ya. Başa dönersin ya. Bir yerde birhesaba, olmazsa olmaz diye eklediğin bir kalem birdenbire, tek birörnekle, kendini siler ya. Öyle oldu bana. Gözlerindeki silik eyelinerdışında, süsü de yok bu kızın. Peki bu kız nasıl böyle kız oldu? Nasılböyle sade kaldı? Kadın oldu? Dışarıda bu kadar az şeyle, içi çok oldu?Anlayamadım. Çözemedim. Ona zaten banyosunu gördükten sonra, "misssimplicity" adını takmıştım hemen. Bayan Sadelik..Beni şaşırtan şey, aynı zamanda modellik yapacak kadar güzel ve havalı,aynı zamanda varlıklı bir kızın bu hayat seçimi. Olağanüstü... Kendihayatım, arı kovanı gibi başımda vızıldamaya başladı. Paris sokaklarındabeni takip edip durdu bu arılar. Tek çöp bir şey alamadım. Hep sordum: bunagerçekten ihtiyacım var mı? Buna benzer, aynı işi gören bir şeyim varmı?... Koca koca alışveriş merkezleri, bizi kandırmak için birbirleriyleiddiaya girmiş ahtapotlar gibi gelmeye başladı. Kaçtım, kaçtım, saklandım.Sahip olduklarımın,yarısından fazlasına ihtiyacım oktu.Hayatı ağırlaştıran şey, seçim çokluğu.Az şey kadar güzeli yok. Gereği yok. Sonumuz belli.Banyoda bütün ürünler, dopdolu şişelerle birbirlerini köpürtürken, hiçgiymediğimiz kazaklar lüzumsuzca dizilmiş t-shirt'lere dolapta el şakasıyaparken, hiç açılmamış kitaplar kendi kendilerine konuşurken... Bizorada olmayacağız. Üstelik onlar da, boşu boşuna bizden başka kimseninolmamış olacak. Anladınız değil mi Charlotte kuralını. Ben de sözügeçenlerde yakın bir arkadaşımdan duyduğum ve sevdiğim bir sözle bitireyim.Zenginlik çok şeye sahip olmak değil az şeye ihtiyaç duymaktır.

kaynak

Devamını Oku »

17 Kasım 2012 Cumartesi

Reiki’ye Kuantumsal Bir Bakış

Reiki bir din yada inanç sistemi değildir. Dünyada her dinden yada inançtan insan tarafından kullanılmaktadır. Ancak yine de bazı insanların kafasında acaba reiki yaparsam dinden çıkar mıyım? Bu bir tarikat mı? Reiki yapan biri budist mi olur? gibi sorular belirmektedir. Reiki'nin bilimsel yönünün tüm dünyada yoğun olarak araştırılması ve artık Batı'da birçok hastanede reiki uygulanması bu konuda çok daha bilimsel bir bakış açısı geliştirmemizi zorunlu kılıyor. Reiki'nin bilimsel yönünü incelemek için Reiki ve Bilim linkini inceleyebilirsiniz.Bu bilgilerin dışında acaba çakra,aura gibi kavramlar İslam dininde var mı sorusu son derece ilginç bir konuyu gündemimize getirdi ve bu soruya yanıtları Kur'an-ı Kerimde aradık. İşte yanıtları...Muminun(17)
Yemin olsun, biz sizin üstünüzde yedi yol yarattık! Ve biz yaratılıştan/yaratılmışlardan gafil de değiliz.İnsan bedeninde 7 çakra vardır ve bunların görünümleri girdap gibidir. Yani bedenin üzerinden dışına doğru dönerek uzarlar ve bu uzama adeta bir yol gibidir.Tepe çakrası kapalı olanların inançsız ya da manevi değerleri zayıf insanlar olduğu çakra konusunda çalışanlarca bilinen bir gerçektir.Bakara(7)
Allah onların kalpleri, kulakları üzerine mühür basmıştır. Onların "kafa gözleri" üstünde de bir perde vardır. Onlar için korkunç bir azap öngörülmüştür.Tepe çakrası insanın ruhsal deneyimlerini ve ruhsal algılamasını etkiler. "Allah yolunda çarpışanları, kafa gözleriyle kendilerinin iki katı görüyorlardı. " demek tepe çakrasının calışmasındaki farklılaşma ile kişinin algısının değiştiğini ve karşısındakini olduğundan çok daha büyük olarak algıladığını göstermektedir.Ali İmran(13)
Yüz yüze gelen şu iki toplulukta sizin için bir ibret vardır: Biri Allah yolunda çarpışıyordu; ötekisi küfre batmıştı. Allah yolunda çarpışanları, kafa gözleriyle kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah, öz yardımıyla dilediğini destekler. İşte bunda, gözleri olanlar için gerçek bir ibret vardır.Yemin olsun, sen bundan gaflet içindeydin. Ama perdeni üstünden kaldırıverdik. Bugün gözün keskin mi keskin.3. göz çakrasında açılım olduğunda ya da diğer tabirle perde kalkınca kişi enerjileri, elektromanyetik alanları ve maddenin gerçeğini görmeye başlar ve görüş alanı çok genişler.İşin esası o değil! Onların kazanmakta oldukları, kalplerinin üstünde pas oluşturmuştur.Kalp çakrasındaki blokajlar bir anlamda pas gibi görülürler.Casiye(20)
Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o.Kalp gözünü açacak olan ışık, kalp çakrasını temizleyecek ışıktır. Kalp çakrası temiz olan insan tüm insanlığa karşı sevgi dolu, hoşgörülü, merhametli ve fedakar insandır.Tevbe (14)
Savaşın onlarla ki, sizin elinizle Allah onlara azap etsin, onları rezil etsin. Onlara karşı size yardım etsin. Ve inananlar toplumunun göğüslerine şifa ulaştırsın."Ve inananlar toplumunun göğüslerine şifa ulaştırsın." Kalp çakrası şifa merkezidir.Fatir (27)
Görmedin mi, Allah, gökten bir su indirdi. Onunla, renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan da yollar var; beyaz, kırmızı, değişik renklerde. Ve simsiyah yollar da var.Fatir (28)
Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan, davarlardan da çeşitli renklerde olanlar var. Kulları içinde Allah'tan ancak bilginler ürperir. Allah Azîz'dir, Gafûr'durBu iki ayette dağlardaki değişik yollardan, insanların, davarların ve hayvanların değişik renklerde olanlarından söz edilmektedir. Arkasından da "Kulları içinde Allah'tan ancak bilginler ürperir." denmektedir. Bunu anlamak için demek ki bilgin olmak gereklidir. Oysa kasdedilen gözümüzle görülen renkler olsa herkes bunu anlardı bilgin olmaya gerek yok. Ama bilginler insanın gördügünden başka renklerde görmekte ve ürpermektedirler. İnsanın çevresindeki elektromanyetik alan olan aurayı da ancak bu bilgiye sahip olan ve bu konuda çalışan yani bu anlamda bilgin olanlar görür ve bu da bilginlerin yaradılışın mucizesini görüp ürpermelerini sağlar.Bakara(138)
Allah'ın boyasını esas alın. Allah'tan daha güzel kim boya vurabilir! Biz yalnız O'na kulluk ederiz.Burada boyadan kasdedilen aura olabilir mi?İki doğunun Rabbi de O'dur, iki batının Rabbi de.Sadece maddi dünyayı ele alırsak tek doğu ya da tek batı vardır. Ama enerji boyutunu da ele alırsak bunların sayısı ikiye çıkar.Aynı eterik bedeni astral seyahate çıkan bir insanın fiziksel bedeni için bir doğu ve batı varken, eterik (enerji bedeni) içinde o anda eterik düzlemde bir doğu batı olmasının gibi.Bu ayetler ilk etapta ilgimizi çekenler. Zaman içinde araştırmalarımızla yeni ayetlerinde ekleneceğine inanıyoruz.

kaynak

Devamını Oku »

15 Kasım 2012 Perşembe

"Bugün güzel bir gün yaşamayı seçiyorum...

Bugün Dolunay; Dolunay zamanlarında Ayın güçlü ışığı bilinçaltını aydınlattığı için farkındalığımız her zamankinden daha açık olur. Dolayısıyla bilinçaltı çalışmaları yapmak, geçmişle ilgili rahatsızlık duyduğumuz yaşamış olduğumuz negatif olayların bize verdiği- yaşattığı duygulardan arınmak özgürleşmek, bağ kesmek için uygun günlerdir.
Bugün içimde birikmiş tüm tortulardan, negatif duygu ve düşüncelerden, huzursuzluklardan arınmaya, serbest bırakmaya niyet ediyorum...

Beni güçsüz bırakan ve sınırlandıran bütün inançlarımı bir bir değiştiriyorum… yerine beni geliştiren ve büyüten inanç ve düşünceleri koyuyorum…

Beni aşağıya çekmeye çalışan negatif enerjinin karşısında dimdik duruyorum! Her türlü deneyimin bir yaşam dersi olduğunu hatırlıyor; Karşılaştığım her durumdan kendimi geliştirme olanağı çıkarıyorum.."

Ben tüm bu yaşadıklarımdan ders almayı seçiyorum.
Geçmişimden özgürleşiyorum.

Ben her şeyin çaresinin içimde olduğunu biliyor ve inanıyorum.
Geleceğe güvenle bakıyorum ve ben daima güvendeyim..


Hayatı kucaklıyorum.
Dünyama yalnızca sevgi dolu insanları alıyorum, onların benim bir yansımam olduklarını biliyorum. Kendimi seviyorum; dolayısıyla bağışlıyorum; tüm geçmişi ve geçmişte yaşadıklarımdan kendimi arındırıyorum. Özgürüm. Kendimi seviyorum; dolayısıyla tam anlamıyla şu anda yaşıyorum, her anın tadını çıkarıyorum.

Mutlu, sağlıklı ve huzurlu olmayı seçiyorum.
Ve şu andan itibaren evime, iş yerime bolluk ve bereketin helal yollardan yağmur gibi yağmasını seçiyorum.

Atalarımdan getirdiğim bütün kötü özellikleri, huyları ve karakter yapılarını şu andan itibaren sevgi ile teşekkür ediyor ve gönderiyorum. 

Niyetim hemen şimdi gerçekleşmeye başladı. Teşekkür ederim.
Şükürler olsun. Hamdolsun.



kaynak

Devamını Oku »

13 Kasım 2012 Salı

ZIT KUTUPLULUK (POLARİTE) YASASI

Neyi iterseniz en fazla onu çekersiniz hayatınıza...

İttiğiniz şey odaklandığınız şeye dönüşür, duyduğunuz tepkiyi daha çok besleyip çoğaltmış olursunuz.

Bir şeyin hayatınızdan çıkmasını istiyorsanız önce onu kabullenin.

Evrende her şey bize zıddıyla birlikte gelir. Zıddına bakarak olumsuzluğa kapılmak ve onu bir talihsizlik ve engel olarak görmek de bir seçim, onu sizi güçlendiren ve ders alınması gereken bir armağan olarak görmek de bir seçim.

Armağanı kabul ettiğinizde hayatınızdan çıkıp gidecektir. Yarattığı boşluğa dolan şey ise zıddı yani istediğiniz şey olacaktır.
Evrenin en önemli yasalarından biri “Zıt Kutupluluk Yasası”dır.

Zıt Kutupluluk Yasası her şeyin bir de karşıtı olduğunu söylerken “Şayet bir şeyin karşıtı yoksa onun kendiside yoktur” çünkü biri diğerinin varlığını zorunlu kılar der.

Günlük yaşamımızda deneyimlediğimiz hayati zıtlıklar da buna dahildir.

Nefes alıp-vermek, uyumak-uyanmak, gerilmek-gevşemek, üzülmek-sevinmek, acıkmak-doymak gibi...

Nefes almazsak nefes de veremeyiz. Hüznü yaşamadan sevinci tarif edemeyiz.

Yaratan dışında her şey iki kutupludur. Zıt Kutupluluk Yasası öbür alemin varlığını da zorunlu kılar.

Biz bu dünyada yaşıyoruz, öyle ise bir de öte alem olmalı.

Öte alemi ya da diğer boyutu farklı frekansta olması sebebiyle bu alemdeki çıkarımlarımızla algılamamız zordur.

İki zıt kutup değer bakımdan birbirlerine eşittirler. Yani “mutlak iyi” ya da “mutlak kötü” diye bir şey yoktur.

Gelişmek istiyorsak zıt kutupların her ikisini de yaşayarak tecrübe etmek zorundayız. Ancak böyle gerekli olan deneyimi kazanarak bu konudaki öğrenme sürecini tamamlayabiliriz.

Yaşamımız boyunca manevi görevimize uygun olan bazı olaylar ya da durumlarla yüzleşmek zorunda kalırız. Bazen bir olayı en aşırı noktasına kadar yaşamamız gerekebilir.

Ne öğrendiğimizi anlayana ya da gereken dersi çıkarana kadar hep aynı ya da benzer olaylarla yüzleşir dururuz.

Evrende iyi ya da kötü yoktur. Sadece “durum” vardır. Yaşadığımız olaylara anlam yükleyen iyi ya da kötü diye anlamlandıran bizleriz.

Negatif kutup kötü değildir. Onu yanlış anlayıp tepkiyle besleyip çoğaltırsak gerçekten “negatif” sonuçlar deneyimleriz.

Yaşama güvenin başınıza istemediğiniz bir şey geldiğinde kabullenerek içinde bulunduğunuz durumu değerlendirin, almanız gereken dersleri mutlaka bulacaksınız.

Ondan sonra ibre sizin beklediğiniz olumlu yöne dönmekte gecikmeyecektir.


kaynak

Devamını Oku »

11 Kasım 2012 Pazar

..geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere o küllerin arasından doğrulup yeniden bir gül olduğunu hatırla!


Küllenmiş her düşüncenin, her duygunun içinde iyi yahut kötü, acı yahut tatlı, neşeli yahut hüzünlü elbette bir kor sıcaklığı vardır ki, eşelendikçe alevi ortaya çıkar.Bazen ısıtır bu alev, bazen yakar. Olumlu ya da olumsuz bütün hayaller, 
bütün idealler ve bütün arzular sonuca ulaşmadıkça, hedefini bulmadıkça elbette kül içinde saklanan kor gibi sıcak bekler. Küçük bir esinti, azıcık bir savrulma… Bir hatırlama… Küçük bir dokunuş… Hele içinizi bir yoklayın…Zamanın hızlı akışı, feleğin hızla dönüşü içinde her şey bizim istediğimiz rengi göstermeyebilir, bizim istediğimiz biçimde tahakkuk etmeyebilir. Bağrımızı yırtmanın, yüreğimizi parelemenin, ciğerlerimizi kan doldurmanın faydası da yoktur üstelik. Bu bir ayrı sınav biçimidir. Tesellisi hep ertelenen bir sınav… Çoğu insan kendisinin, asıl bulunması gereken yerde olmadığını hisseder. Aslında belki tam da bulunması gereken yerde olduğu için kabullenmek istemez. Çünkü küllenen hayallerine alevlenmeyi bekleyen nice korlar gömmüştür. Bedel ödemeden, yüreğini tutuşturmadan, kendini yakmadan gelinebilecek mertebelerin elbette bir seviyesi vardır; ve bir de yolları çile ile yürünmüş ve kabullenilmiş makamları… Bütün korların küller içinde gül gül olduğu makamlar… Hayret makamı, aşk makamı, sükûnet makamı, teslimiyet makamı…
İşinizde ve aşınızda, sevincinizde ve kıvancınızda, düşlerinizde ve görüşlerinizde tutuşmayı bekleyen korlar yurt tutmuşsa eğer, eskilerin düstur edindikleri şu beyti teselli babında vird edinmenizi tavsiye ederiz:

Ele girmezse eğer sevdiğimiz
Ne çâre, eldekini sevmeliyiz 






Erdem, işte bu asaleti gösterebilmek, kazaya rıza ile cevap verebilmektir.

Hele bir düşünün, buraya ağlamaya mı gelmiştik, gülmeye mi; ölüyor muyuz, yoksa doğuyor mu?!..

İskender Pala




kaynak

Devamını Oku »

8 Kasım 2012 Perşembe

13 EYLÜL Perşembe gününün Tezahür çalışması

Perşembe günü Tezahür çalışmasının konusu BOLLUK BEREKETPerşembe akşamı saat 23:00 da kendimizle başbaşa olabileceğimiz sessiz bir ortama geçip mümkünse gevşeyelim. Rahat bir biçimde oturup derin nefesler alalım, kaslarımızı ve bedenimizi gevşetelim. Yaptığımız çalışmanın etkili olabilmesi için enerjimizi güzel şekilde dengeye getirmemiz çok önemli. Hazır olduğumuzda sizlere vereceğim niyeti 1 defa hissederek, özellikle de o anda bizimle birlikte bu çalışmayı yapmakta olan güzel insanların o güzel enerjilerini ve birlikte yapmanın verdiği gücü, bir çok insana belkide o an ettiğiniz dua ile faydanız olabileceğini hissederek... o anda büyük bir enerji alanı içerisinde olduğunu hissederek okuyalım..

Niyetimiz:


Niyet ediyorum Tezahür çalışma grubunun BOLLUK BEREKET Niyet çalışmasına sevgi ile katılmaya. 
Ve bu Çalışmada yer alan tüm arkadaşlarımla tüm iyi niyetim ve gücümle bir araya gelmeye..

Bu niyet çalışmasının üyelerinin Maddi ve Manevi bolluk ve bereket içerisinde olmalarına niyet ediyorum.

Niyet Çalışmasının bir parçası olarak bana gelen tüm olumlu dua enerjilerini sevgiyle kabul ediyorum. 
Bolluk ve bereket Niyet Çalışmasında ki tüm bu çalışmaya katılan arkadaşlarımın ve benim bütünün hayrına olacak güzel seçimlerimizin kolaylıkla - güzellikle gerçekleşmesini sevgiyle kabul ediyorum" 
Amin! Amin! Amin!.. Yarabbim!

Okuyacağımız tesbih "Ya VASİ" 137 defa

*Şöyle bir uygulama da tavsiye edebilirim. 137 Pirinç tanesinin her birine ya vasi okuyup bir streç folyo ile sarıp cüzdanınıza koyarsanız da her daim cüzdanızda bereket olacaktır.


Ve bir hafta boyuncada şu olumlamayı yapmanızı öneririm. 

Uyandığınız her gün: Bugün harika bir gün. Para bana beklediğim ve beklemediğim yollarla geliyor. Sınırsız seçimlerim var, olanaklar imkanlar her yerde.

"Bolluk bilincim her gün gelişiyor, ekonomik koşullarım her gün gelişiyor, artıyor çoğalıyor. Nereye dönsem olanakları görüyor değerlendiriyorum. Para yaşamımda özgürce ve sürekli dolaşıyor. Gelirim gitiikçe artıyor. Bolluk ve zenginlik benim doğal hakkım. Hayatın her alanında bolluğu kendime çekiyorum. Büyük düşünüyorum büyük düşündükçe bolluğun hayatıma akmasına izin veriyorum."

Ben zenginim { bunu yüzlerce defa bilinçaltnıza yerleştirinceye kadar düşünün } Yoksulluk ve kaybetme düşüncesine asla yer vermem.Sınırsız kaynak ihtiyaç duyduğumdan fazlasıyle donattı beni.İhtiyaç duyduğumda bana doğru fikirler gelir. Doğru zamanda doğru kararlar veririm.Asla yalnız değilim, Allahım var. O içimde ve günün her anında benimle birlikte..Geçmişle ilgili pişmanlıklarım, şu an için korkularım gelecek endişem yok. Sınırsız bir güç tarafından korunuyorum. İlahi zeka tarafından yönlendiriliyorum. Ve seven bir varlıktan güç alıyorum. Her şey mükemmel ve ben şükran doluyum."

Bu haftaki çalışmamız böyle sevgili NRL blogcular:)
Herkese hayırlı çalışmalar diliyoruuuum.

Sizlerden tek isteğim çalışmaya gerçekten katılacak olanlar "beğen" butonunu tıklasın. Bu tamamen katılımın ne kadar olduğunu ne kadarlık bir enerji ile çalıştığımızı görmek için...


kaynak

Devamını Oku »

7 Kasım 2012 Çarşamba

YAŞAMDA VAROLMA KILAVUZU...

1-) SİZE BİR VÜCUT VERİLECEKTİR. 
Onu beğenebilir ya da ondan nefret edebilirsiniz ancak kesin olan bir şey varsa o da ömrünüzün geri kalanı boyunca ona sahip olacağınızdır. 

2 -)DERSLER ÖĞRENECEKSİNİZ .
Yeryüzünde Yaşamak isimli tam zamanlı bir okula kaydoluyorsunuz. Her kişi veya her olay birer Evrensel Öğretmen'dir.

3-) HATALAR YOKTUR YALNIZCA DERSLER VARDIR.
Büyümek bir deneyim sürecidir.
Başarı kadar yenilgiler de bu sürecin bir parçasıdır.

4-) BİR DERS ÖĞRENİLENE KADAR TEKRAR EDİLİR.
Bu ders ta ki siz öğrenene kadar size çeşitli biçimlerde anlatılır Ancak ondan sonra bir sonraki derse geçebilirsiniz.

5-) EĞER KOLAY DERSLERİ ÖĞRENEMEZSENİZ BU DERSLER GİDEREK ZORLAŞIRLAR.
Dışsal sorunlar içsel durumunuzun kesin bir yansımasıdır.
İçsel engelleri ortadan kaldırdığınız zaman dış dünyanız değişir.
Acı evrenin sizin dikkatinizi çekme şeklidir.

6-) DAVRANIŞLARINIZ DEĞİŞTİĞİ ZAMAN BİR DERSİ ÖĞRENMİŞ OLDUĞUNUZU ANLARSINIZ.
Bilgelik egzersizdir
Bir şeyin bir parçası hiç bir şeyin bir çoğundan daha iyidir.

7-) BURADAN DAHA İYİ BİR ORASI YOKTUR
Orası dediğiniz yer burası olduğu zaman gene buraya kıyasla daha iyiymiş gibi görünen bir orası olacaktır.

8-) DİĞER İNSANLAR YALNIZCA SİZİN AYNANIZDIR
Diğer bir kişinin bir yönü sizin kendinizde sevdiğiniz ya da nefret ettiğiniz bir yönünüzü yansıtmadıkça onu sevmeniz ya da ondan nefret etmeniz mümkün değildir.

9-) YAŞAMINIZ SİZE BAĞLIDIR.
Yaşam size tuvali sunar resmi siz yaparsınız
Yaşamınıza sahip çıkın yoksa başkası sahip çıkacaktır.

10-) DAİMA NE İSTERSENİZ ONU ALIRSINIZ
Bilinçaltınız kendinize çektiğiniz enerjileri deneyimleri ve insanları doğrulukla belirler dolayısıyla ne istediğinizi bilmenin en güvenilir yolu neye sahip olduğunuzu görebilmektir.
Kurbanlar yoktur yalnızca öğrenciler vardır.

11-) DOĞRU YA DA YANLIŞ YOKTUR, AMA SONUÇLAR VARDIR.
Ahlaki yaklaşımların faydası olmaz
Yargılamalar ise yalnızca davranış kalıplarını korumak içindir Yalnızca yapabildiğinizin en iyisini yapın.

12-) CEVAPLAR KENDİ İÇİNİZDEDİR.
Çocukların başkalarının rehberliğine ihtiyacı vardır; bizler ise olgunlaştıkça, Ruhun Yasalarının yazılı olduğu kalbimize güveniriz. Bildikleriniz duyduklarınızdan okuduklarınızdan ya da size söylenenlerden çok daha fazladır
Yapmanız gereken yegane şey bakmak dinlemek ve güvenmektir


kaynak

Devamını Oku »

5 Kasım 2012 Pazartesi

20 Eylül Perşembe gününün Tezahür çalışması!

Perşembe günü Tezahür çalışmasının konusu: SEVGİ Enerjisini yükseltmek çevremizdeki insanlarla olan ilişkilerimizi şifalandırmak.


Perşembe akşamı saat 23:00 da kendimizle başbaşa olabileceğimiz sessiz bir ortama geçip mümkünse gevşeyelim. Rahat bir biçimde oturup derin nefesler alalım, kaslarımızı ve bedenimizi gevşetelim. Yaptığımız çalışmanın etkili olabilmesi için enerjimizi güzel şekilde dengeye getirmemiz çok önemli. Hazır olduğumuzda sizlere vereceğim niyeti 1 defa hissederek, özellikle de o anda bizimle birlikte bu çalışmayı yapmakta olan güzel insanların o güzel enerjilerini ve birlikte yapmanın verdiği gücü, bir çok insana belkide o an ettiğiniz dua ile faydanız olabileceğini hissederek... o anda büyük bir enerji alanı içerisinde olduğunu hissederek okuyalım..

Niyetimiz:

Niyet ediyorum Tezahür çalışma grubunun SEVGİ ENERJİSİni yükseltme çalışmasına tüm sevgimle katılmaya. 
Ve bu Çalışmada yer alan tüm arkadaşlarımla tüm iyi niyetim ve gücümle bir araya gelmeye..


"Hayatımı şu andan itibaren sevgi ve güzellik enerjisi ile dolduruyorum. Kendimi sevmeye, başkalarını sevmeye ve evreni sevmeye karar veriyorum. Evrenden bana gelen sevgi enerjisini mutlulukla kabul ediyorum ve sevgi içinde bir hayat sürmeye niyet ediyorum. 

Tamamen pozitif enerjilerle çevrelenmeyi ve bana zarar veren bütün negatif enerjileri hayatımdan uzaklaştırmayı seçiyorum. 

Sevgi içinde bir hayat sürmeye tüm kalbimle niyet ediyorum.

Bu niyet çalışmasının üyelerinin çevresindekilerle ilişkilerinde Sevgi içerisinde olmalarına niyet ediyorum.

Niyet Çalışmasının bir parçası olarak bana gelen tüm olumlu dua enerjilerini sevgiyle kabul ediyorum. 
Sevgi enerjisi Niyet Çalışmasında ki tüm bu çalışmaya katılan arkadaşlarımın ve benim bütünün hayrına olacak güzel seçimlerimizin kolaylıkla - güzellikle gerçekleşmesini sevgiyle kabul ediyorum" Niyetim hemen şimdi gerçekleşmeye başladı ve bunun için Allaha şükrediyorum!" 
Amin! Amin! Amin!.. Yarabbim!

Okuyacağımız esma "ya vedud" 400 defa

Hepsi bu!


Herkese hayırlı çalışmalar diliyorum. :)


*Çalışmaya gerçekten katılacak olanlar "beğen" butonunu tıklasın. Bu tamamen katılımın ne kadar olduğunu ne kadarlık bir enerji ile çalıştığımızı görmek için...


kaynak

Devamını Oku »

2 Kasım 2012 Cuma

İn­san ba­zen ver­me­li, al­mak i­çin...


İn­san ba­zen ver­me­li, al­mak i­çin...
Bir yü­rek ver­me­li ön­ce, bir gö­nül
O yü­re­ğe sev­gi ver­me­li, dost­luk ver­me­li
U­mut ek­me­li o sev­gi, dost­lu­ğu bü­yüt­mek i­çin

Bir ha­yat ol­ma­lı; i­ki ki­şi­nin pay­la­şa­ca­ğı bir ö­mür i­çin
Za­man ver­me­li, an­la­yış ver­me­li
İs­tek­le­ri­ne gem ver­me­li...
Bir öm­rü pay­laş­mak i­çin, i­ki ki­şi­lik sev­gi ver­me­li
Dü­rüst­lük ver­me­li say­gı­la­rı­nı ver­me­li
Ba­zen ta­viz ver­me­li p­ren­sip­le­rin­den...Ba­zen sı­kıl­ma­lı baş­ka­sı i­çin,İs­te­me­di­ği şey­le­ri yap­ma­lı pay­laş­mak a­dı­na ha­ya­tıBi­raz da ce­sur ol­ma­lı a­dım at­mak i­çinVer­dik­ten son­ra bek­le­me­li, al­mak i­çinSa­bır­la, u­mut­la­rı sol­dur­ma­dan bek­le­me­liBek­le­yi­şin haz­zı­nı tat­ma­lıVus­la­tı ar­zu­la­ya­rak, öz­lem­le­re u­mut ek­me­liİn­san ver­me­li ön­ce ken­di­sin­denWilliam Shakespeare

kaynak

Devamını Oku »

Etiketler

acı affetme Affetmek aile akıl Alglamada Anlatm Aramak ARINMA Aroma Astroloji Astrolojik Aynalar Bahar başkaları Bayram beden Beden dili Bedensiz BEREKET beyin Beyinde Beyni Beynin Beyniniz bilgi bilim bilimsel bilinci Bilincine bilinçaltı Bilmek birey Bitkisel bolluk BOLUK Burak cümle çekim dalga damla Davet Deerlerimizin degerli Deniz Depresyonun DERSLER Detoks Dikkat Dilek Disgrafi Disleksi düşünce Egoist egzersiz EGZERSZ ekmek eleştiri. öfke emsimizi enerji Enerjilerinin Epifiz Eruhunuzu evlilik evren fayda FAYDALANMAK FAYDALARI Felsefe fizik fiziksel Fregoli frekans garip GCJoseph Gcyle geçmiş Gelecek geliim gerçek GERDE gerilim Gidecek Gizemli gizli güven güzel harika Hasta hastalık Hastalklar Hayal Hayallerinizin hayat Hayata HAYIRLI Hikaye Hiperaktivite Hipnozu hissederim Holografik Hologram Hoşgörü hoşgörüsüzlük huzur huzurlu Illuminati ilâc ileti İletişim inanç insan insanlar Kabala Kadim kaos Karanlk kavga kelime Kelimeler Klasik korku Korkular KORUMA Korunma Kristaller kuantum Kuantum Fiziği kurallar Kyamet liste LKLERMZ madde Makbul MEKTUP Melek Merak Mevlana Mevlanann Mezar Mftolunun Moloküler mucize Mucizeleri MUTSUZ NAMASTE Nazar Nefret neşe Niyet ODAKLANMA Okuma Okyanus olacaksn olumlama olumlamas olumlu olumsuz para paralel Paranormal Patolojik Peeling Peinden pozitif POZTF Pratik PRATK PROGRAMLAMA Psikoloji psikolojik Quantum Düşünce Rahat RAHATSIZLIIMIZ refah Reformist Romantik ruh Ruhsal sağlık Sanat seniz sevgi sıkıntı sistem Sonsuz sorumsuzluk sorun sorunlar Stres Sufizm suyun şifa şükretme tabiat tedavi Tehlikeli teori Terapi tesadüf toplum Uymasn üzüntü zaman Zarar zeka zellikleri zenginlik zerine zihinsel